(14 Şubat-20Şubat 2011)
Sorunlarla yüzleşmek mi? Ya da hayal dünyasına kaçmak mı? Şu günlerde neyi seçiyoruz? Bitiş çizgisine çok az kaldı. Rotamızdan sapmayarak hedeflerimize ilerlemeye devam edelim. Aydınlanmaya ve yüksek bilince doğru, arınarak ve bütünlenerek, hassasiyetle ve gayretle yola devam!..
İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ BU HAFTA NASIL?
14 Şubat Pazartesi: Haftaya duygusal açıdan bir miktar huzursuz ve gergin enerjilerle merhaba diyoruz. 05:20’de İkizler’deki Ay son açısını Uranüs ile gerçekleştirdikten sonra boşluğa düşüyor. 07:50’de ise Yengeç burcuna girerek, bizi geçmişin koşullanmışlıkları ile içgüdüsel tepkiler vermeye sürükleyen bir konuma gelecek. Gün boyunca oldukça duygusal, hassas, alıngan ve iniş çıkışlı bir ruh hali içinde dalgalanıp duracağız. Duyduğumuz, gördüğümüz, içinde olmak durumunda kaldığımız herşey iç ayarımızı değiştirebilir.
Bugün “Sevgililer Günü”. Günün teması ise ilişkiler elbette. 10:49’da Kova burcundaki Merkür ile Terazi’de geri gitmekte olan Satürn’ün açı içerisine girmeleriyle birlikte sevgi ve ilişkilerde, evlilik ve ortaklıklarda sorgulamalara girmemiz söz konusu. Yaşadıklarımızı değerlendirip, birtakım yanlışlar, içimize sinmeyen konular varsa, bunlara karşın neden hala bu ilişkinin içinde olduğumuz gerçeğini ciddi bir biçimde düşünmeliyiz. Sağduyulu ve akılcı bir biçimde, karamsarlığa kapılmadan, ayrıntıların öneminin bilincinde bir durum değerlendirmesi yapmak gerekiyor. Ancak böylesi özel bir anlam yüklenmiş bir günde, sıcak duygular ile mantık ve muhakemenin kuru ve soğuk alanını pratik hayatta buluşturmak pek kolay olmayabilir.
Her zaman olduğu gibi, gökyüzünün bu konumundan en çok Yengeç burçları ve/veya Yükselen burcu Yengeç olan ya da Ay’ı doğum haritasında Yengeç’te veya kritik bir noktada bulunanlar etkileniyorlar.
15 Şubat Salı: Duygu dünyamız bugün de dalgalanmalara açık. Sevgi ve ilişkilerde, para ve değer duygumuzla ilgili konularda verileri tarafsızca değerlendirip üzerimize düşen sorumlulukları alarak gerekli onarım ve düzeltmeleri yapmak, bizi uzun vadede tatmin edici sonuçlara götürecek. Fazla beklentili, öznel veya hayalci yaklaşımlar bizi adeta bir sis bulutunun içine çekerek kaybolmamıza neden olabilir. Oğlak’taki Venüs ile Kova’daki Neptün zorlayıcı etkileşim içindeler. Ay ise halen Yengeç’te ilerlemeye devam ediyor.
ELİMİZDEKİ İŞLERİ BİTİRELİM…
16 Şubat Çarşamba: 09:08’de Yengeç’teki Ay yine Uranüs ile son açısını gerçekleştirdikten sonra boşluğa düşecek. 11:15’te Aslan’ın ışıldayan, canlı ve keyifli dünyasına girene dek yeni birşeye başlamak veya plan program yapmaktansa elimizdeki işleri toparlamakta yarar var. Ay’ın Aslan’da ilerleyeceği 2 gün boyunca herşeyi kişisel alıp gurur hatta kibir meselesi yapmak, en önemli ve merkezde olmayı istemek, dikkat çekmekle ilgili gölge yönlerimiz başgösterebilir. Bu süreci neşeyle, keyifle, çocuksu yönlerimizi, şakacı taraflarımızı, yaratıcılığımızı ortaya koyabilmemize izin verecek şekilde geçirmeye bakalım.
17 Şubat Perşembe: Haftanın bir başka yoğun günü daha. Ancak yaşanacak her şeyin daha iyi ve bize uygun bir hayat için önümüze gelen deneyimler olduğunu bilmeliyiz.
Sabah saatlerinde Kova’daki Merkür ile Oğlak’taki Plüto gerilimli açılarıyla bizi zorlamaya başlayacaklar. Ardından Kova burcunda Güneş ile Neptün kavuşum içine girecek. Gerçeklikle ruhsallığın dengeli bir şekilde harmanlanması çok önemli. Akıllıca seçimler yapabiliyor muyuz? Kendimize ve evrenin kollayıcı enerjilerine inanıyor muyuz? Bunları başardığımız ölçüde hayatımız daha anlamlı, yararımıza ve kendiliğinden akacak…
YÜZLEŞME BAŞLIYOR!
18 Şubat Cuma: Biz mi önemliyiz, yoksa toplumsal konular mı önemli ve öncelikli? Ön plana çıkıp egomuzu tatmin etme isteğimizle, geri çekilip takdir edilmeyi bekleme eğilimimiz arasında gidip gelebileceğimiz bir gündeyiz.
10:37’de Aslan burcundaki Ay, Kova’daki Güneş ile 29 derece 20 dakikada karşıt açı yaparak Dolunay fazını oluşturduktan sonra boşluğa düşecek. Başarılarımızı başarısızlıklarımızı görüp girişimlerimizin sonuçlarıyla yüzleşeceğimiz 2 haftalık bir sürece giriyoruz.
11:39’da Ay Başak burcuna giriş yapacak. Hafta sonu boyunca günlük işlerin kotarılması, düzen, koordinasyon gerektiren konular ana tema olarak bizi meşgul edecek.
Dolunay’ın ardından akşam saatlerinde Oğlak burcundaki Venüs’ün geri giden Satürn ile yapacağı zorlu açı, yolunda gitmediğini hissettiğimiz bir ilişkideysek bizi yalnız, mutsuz hüzünlü bir moda sokabilir. Karşımızdakinde veya bizim dışımızdaki herhangi birşeyde suç aramak yerine, önce burada, bu gerçeklikte ne işimiz olduğunu sorgulamaya gönüllü olmamız lazım. Kendi gölgelerimizin farkında mıyız? Kendimizle ilgili birşeyler öğrenebilmiş miyiz, karşımızdakiyle ilişkimiz üzerinden? Nerelerde takılıp kalmışsak, orada iyileştirilmeyi bekleyen, kökü çocukluk koşullanmışlıklarımıza dayanan bir yaramız, yumuşak karnımız vardır belki de!.. Anlayış ve içtenlikle sarmalanmış bir dürüstlükle, sevecen birşekilde yoklayalım içimizdeki sızıları. Bakalım neleri taşıyıp getirmişiz bunca senedir tortularda. İhtiyaçlarımızı anlamaya, aktarmaya çalışalım kendimizi hırpalamadan.
Gece yarısından sonra Güneş burç değiştirecek. Balık temaları kendini bugünden hissettirmeye başladı bile!
BÜYÜK BİR KAPININ ÖNÜNDEYİZ!
19 Şubat Cumartesi: 02:27’de Güneş bir ay boyunca kalacağı Balık burcunun anlayışlı, sakin ve şefkatle kabullenen kollarına bırakacak kendini. Spiritüel farkındalıklarımızı artıracak deneyimlerle içimizdeki bilgelikleri çıkardığımız bir yolculuktan sonra, evrenin sonsuz hediyelerine açılan bir büyük kapının önündeyiz şimdi.
20 Şubat Pazar: Haftanın son gününe 09:11’de Balık burcundaki Uranüs ile karşıt açı yaptıktan sonra boşluğa düşen Ay ile başlıyoruz. Haftaya Ay ile Uranüs karesinden sonra boşluğa düşen Ay’ın huzursuz enerjileri ile başlamıştık. Şimdi bitirirken de benzeri kıpırtılar, nedensiz bir güdüsellik, bizi duygusal salınımlara sürükleyecek bir ruh hali içindeyiz. 11:02’de Ay Terazi burcuna girene dek programlarımızda bizim dışımızdaki nedenlerle ortaya çıkabilecek kesinti ve değişiklikler yaşamamız mümkün. En derindeki ihtiyaçlarımızı gösteren Ay, sevgi, uyum, ruhsal ve fiziksel alışverişlere çeviriyor ibresini. Haftayı ilişkilerle açtık; bu konuda düşündük, deneyimlerimizden süzülen duygularımıza bakıp belki de birtakım önemli kararlar aldık. Yine ilişkiler, yakınlıklar konusu ile noktalıyoruz son gününü de. Hayatın güzel, sanatsal yönleri ile ilgilenip ruhumuzu doyurmayı veya bunca türbülans ve stres dolu bir dönemden sonra kendimizi akışta ve şöyle bir rahat bırakmayı hak etmedik mi?
BİTİRİRKEN:
Bu yıl Şubat kısa bacaklı; 28 günde sona erecek. Dolayısıyla, gelecek hafta ayın son haftasına giriyor olacağız. Hızlı ve kafa karıştırıcı etkilerle başlayıp sonuna doğru iyice pik yapan keskin enerjilerle karşılaşacağız. Balık temaları yayılıp kapsayan, yumuşak ama değişkenliğe açık enerjileriyle bilinçli aklımızın isteklerini bir kenara koyup, su gibi, suyla akarcasına rahat, sükunet ve ruhsallık ortamına çekiverecek hepimizi.
Haftaya yine birlikte olmak üzere, sevgiyle ve esen kalın.
BALIK SÜREÇLERİ BAŞLIYOR! Sitemizde yayınlanan aylık yorum yazımda Balık’ın genel özelliklerine değinmiş ve ayrıntılı bilgileri bu hafta vereceğimden söz etmiştim, hatırlarsanız. Zodyak’taki son burç olan Balık, doğum haritalarında da en sonuncu yaşam alanı olan 12. Evi yönetir. Burası sınırların kalktığı, evrenle bütünlendiğimizi hissettiğimiz, kendi eksikliklerimiz ve aleyhimize çalışabilecek gömülü yönlerimizi hayata sağlıklı bir şekilde katmak ve tamamlanmak durumunda olduğumuz, ruhsallığa açılan muazzam bir alandır.
Yönetici gezegenleri: Jüpiter ve Neptün’dür. Ancak Neptün Balık burcuna mal edilirken, Jüpiter Yay burcunun yöneticisi olarak kabul edilmiştir. Neptün büyülü dünyayı, sisler ardında gizlenenleri, müzik, dans, hayal gücü, idealizm, rüyalar, aldanma-aldatılma, kendi kendini kandırma, fedakarlık, belirsizlik, karmaşa ve okyanusları, duyarlılığı, bağlılık-bağımlılığı ve ruhsallığı, aydınlanmayı temsil eder. 1846’da ruhsallık hareketleri başladığında keşfedilmiş bir gezegendir. Mavi yeşil gazlarla çevrili, ortasında okyanuslar ve kayalar olan, çift Ay’a sahip bir gezegendir. Burçlar kuşağını 165 yılda dolaşırken, her burçta yaklaşık 14 yıl kalır. Neptün Venüs’ün bir oktav büyüğüdür. Balık insanının karakteri hakkında genel bilgiler vermiştim. Ek olarak mistik ve artistik yönleri olduğunu, esinlerle dolu yaratıcı özelliklerini sergilediklerinde harika bir müzisyen, dansçı, medyumik potansiyeli güçlü kişiler olarak kendilerini ortaya koyduklarını söylemeliyim. Aşırı duyarlı tabiatları onları zaman zaman günlük hayatın acımasız gerçeklerinden koparıp hayal dünyasına sığınmaya itebilir. Niyet eder, hayal kurar ama pratik hayatta isteklerini bir türlü gerçekleştiremeyebilirler. Kaçış ve bağımlılıklara, kaçış ve kurban-kurtarıcı rollerine eğilimleri vardır. Bağımlılıkları bir kişiye yönelebileceği gibi, herhangi bir maddeye veya eşyaya da olabilir. (Bilgisayar, televizyon, sinema, uyku vb, uç noktalarda bazen alkol veya ilaca da olabilir. ) Kimi zaman bir sevgili tarafından kurtarılmayı bekler, kimi zaman ise kurtaran olmak adına kendilerini kurban olmuş, paspas edilmiş bulabilirler! Sevgi, şefkat, empati, özveri, kendini adama, yardımlaşma, hayır işleri hep Balık’ın idealist karakterinin dışa vurumlarıdır.
Metalleri: Neptünyum, platinyum, lityum, beyaz altın. Şekil ve yapısı: Bulutsu, kaotik, dalgalı. Gaz, sıvı, katıdan sıvıya, sıvıdan buhara sürekli faz değiştirebilen, gizemli, tanımlanamaz, anlaşılması ve yakalanması güç, elden kayıp kaçıveren. Kokuları: Tatlı, ince (sübtil), baştan çıkarıcı olanlar. Yiyecekleri: Somon balığı, alabalık, pisi balığı, morina, sardalya, ton, levrek, tilapi, dil balığı, dere balığı, deniz yosunu, su yosunu. Tatlıları: Şeker kamışı, pamuk helva. Otlar ve baharatları: Hayal dünyasına sürükleyen mistik otlardan peyote kaktüsü, synaptolepsis, boru çiçeği, silene vulgaris, silene capensis, esrar, haşhaş, düğün çiçeği, kava biberi, sumak. Ağaç ve fundalıklar: Ihlamur, ylang ylang, manolya ağacı, erguvan ağacı, akça ağaç, cennet kuşu ağacı, söğüt, orkide, kauçuk ağacı Bitkiler: liken, kaya eğreltisi. Kokulu çiçekleri için kullanılanlar: Sığla balsamı, amber, lavanta. İlaç sanayinde kullanılanlar: Marijuana, afyon çiçeği, tütün, halüsinasyon yaratan bazı mantar cinsleri. Çiçekleri: Kısa ömürlü veya narin/kırılgan çiçekler: Kozmos çiçeği, gelincik, müge çiçeği, pembe verbascum, kardelen. Suda Yetişenler: Nilüfer Gezegensel olarak temsil ettiği konular-yönettikleri: Sırlar, sanatsal yetenekler, müzik, fotoğrafçılık, uykular, rüyalar, idealizm, fanteziler, halüsinasyonlar, illüzyonlar, bulutsu veya dalgalı herşey, skandallar, bilinçdışı, spiritüellik, meditasyon, mistisizm, medyumik potansiyel, öngörüler. Genel olarak gazlar, buharlar, anestezi, petrol, solventler, kauçuk ve ilaçları yönettiğini söyleyebiliriz.
Materyaller: İnce kumlu, kalker malzemeler.
Konum olarak yönettikleri: Gizemli alanlar: Perili köşkler, zindanlar, sel baskınlarına müsait yerler. İçeride: düşük tavanlar, yer döşemeleri ve üstündeki duvardan duvara halılar, iyi döşenmiş küçük odalar, fotoğrafçılar için karanlık oda, parmaklıklı pencereler, meditasyon odaları, mahzenler. Hava Olarak: Bulutlar, sis, pus, toz, duman, buğu, çiseleyen yağmur. Renkler: Transparan, parlak, janjanlı ve sedefsi renkler, bulanık, değişken, yumuşak renkler: akuamarin, açık mavi, yumuşak inci grileri, şeftali renkleri, canlı deniz yeşilleri, lavanta-leylak renkleri, pembe - beyaz deniz kabuğu renkleri, parlak beyazlar. Kokular: Amber, lavanta, ylang ylang, opium, günlük, sarı sakız. Yarı Değerli Taşlar: Akuamarin, ametist, sarı kalsit, pembe kalsedon, mavi ve beyaz mercan, beyaz jade, yeşil jasper, larimar, kyanit, larimar, serafinit, nefrit. Hayvanlar: Her çeşit balık. (özellikle tuzlu suda yaşayan, egzotik olanlar) Vücutta yönettikleri: Ayaklar ve ayak uçları, guddeler, gastro- abdominal sistem, bağışıklık sistemi, lemfatik sistem, kıkırdak sıvıları, ayak bileği, sümüksü sıvılar ile duygusal ve astral bedenimiz. Arketipleri (Modelleri ): Kökleri Belirsiz Olanlar; Yetimler, babası belli olmayanlar, hayaletler.
Hobileri: Hayal gücü gerektiren sanatsal, ritmik, dans gibi hobilerin yanı sıra meditasyon yapma, yumuşak türden bir müzik dinleme, ilham verip hayal dünyasını genişleten filmler seyretme, resim çekme, boyama, yoga veya tai chi yapma, şiir yazma ya da okuma, deniz kenarında oturup dalgaları seyretme, yunuslarla birlikte yüzme, günlük tutma, ayak masajı yaptırma ve dinlenmesini sağlayan uyku dahil her türlü rahatlatıcı türden etkinlik.
Karton Film Karakterleri: Küçük Deniz Kızı “Ariel”, “Balıkçı Kral”, “Sinderella”, “Nemo”, “Martı Jonathan Livingstone”. |