(8-14 Şubat Haftası)
Aylık yazımda da değindiğim gibi, bu hafta hem astrolojik açıdan, hem de geleneksel ifadesiyle “Sevgililer Günü” nü içerdiğinden, sevgi ve ilişkilerin herkesin gündeminin ön sıralarında olduğu bir zamandan geçiyoruz. Kendimizi bu alanda güvenli, huzurlu yani mutlu hissetmek ihtiyacındayız. İşe kendimiz hakkında iyi duygular beslemek, kendimize ve yeteneklerimize güvenmek, kısaca kendi değerimizin farkında olmakla başlayabiliriz.
En çok sevdiğimiz insana sevgi dolu davranamıyorsak, belki de kendi özümüzü sevmekte zorlandığımız, kendimize güven, sevgi ve anlayışla yaklaşmadığımız içindir. Aynı şekilde sevdiklerimiz bize sevgi, şefkat ve anlayış yerine kırıcı veya aldırmaz tavırlar sergiliyorlarsa, aslında kendilerini gerçekte sevilebilir bulmadıklarındandır. Gelin bu hafta ruhsal gelişimimizde çok önemli bir yeri olan bu değerli enerjiyle temasımızı arttıralım; sevme kapasitemizin farkına varalım. Çünkü mutlu bir toplum, sorumluluklarını bilen ve gereklerini yerine getiren, kendisine ve çevresine hoşgörülü, hata yapmaktan korkmayan, sevme kapasitesi gelişmiş kişilerden oluşur..
GEZEGEN DÖNGÜLERİNİN İLİŞKİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Hayatta her şeyin bir döngüsü vardır. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler gibi tüm canlıların yanı sıra, olaylar, ilişkiler de bir döngüye sahiptir. Onlar da doğar, gelişir, büyür ve zamanını doldurup ölür ya da başkalaşırlar. Astrolojik açıdan baktığımızda gezegenlerin de gökyüzünde katettikleri bir yol olduğunu görürüz. Hepsi dairesel hareketlerle başladıkları konuma geri dönerek bir döngüyü tamamlarlar. Ancak hızları farklı olduğu için devinimlerini farklı zamanlarda gerçekleştirirler. Bu bağlamda kimilerinin döngüleri bir ömüre sığamayacak kadar uzun olduğundan deneyimlememiz mümkün olamaz, kimilerininkini de birbiriyle çakışan dönemlerde üstüste yaşamamız mümkündür.
Söz gelimi Güneş, bir doğum haritasındaki yolculuğunu bir yılda tamamlarken, Ay 28 gün , Merkür yaklaşık 1 yıl, Venüs 225 gün ve Satürn 28-29.5 yılda bitirir. Bazen evlilik, ortaklık veya herhangi bir beraberlikte ilk yıllar gelip geçer, ama 7. yılda meydan okuyucu bir deneyimle karşı karşıya kalınır. Eminim çoğunuz evliliklerin yaklaşık 7.i, 14., 21. ve 28 -29. yıllarının kritik olduğu, kurulu düzenlerin testten geçtiği söylemine aşinasınızdır. İşte bu yıllar, Satürn’ün döngüsü içerisinde kendisine kare, karşıt yaptığı ve sonuçta başlangıç yerine geri döndüğü dönemlerdir.
Satürn, hayattaki seçimlerimizi ve bunun sonuçlarının arkasında durmayı, yani sorumluluğunu almayı ifade eder. Bu süreçte neyi seçtiysek, nasıl bir birliktelik inşa ettiysek, bunun bizim gerçeğimize ne kadar uygun ve sağlam olduğu, bizi ne kadar doyurduğu gibi konular testten geçer. Doğru yolda olup olmadığımızı anlarız. Satürn karmik - ektiğini biçme ile ilgili bir gezegen olduğu için karşımıza çıkardığı hayat dersleri biz anlayana, gereken düzeltmeleri yapana kadar karşımıza çıkar durur.
GEZEGENLERİN İŞLEVİ NEDİR?
Gezegenler, en basit ifadeyle, birer enerji kanalıdırlar. Bir doğum haritasında hangi burçta ve “ev” dediğimiz hangi yaşam alanında, nasıl konumlandıkları işleyişleri açısından bize önemli ipuçları verir. Söz gelimi, Merkür mantık ve muhakemeyi temsil ederken, Mars fiziksel ve cinsel enerjiyi, cesaret ve inisiyatifi gösterir. Merkür Başak’ta iken, oldukça detaycı, analitik düşünen ve bunları pratiğe kolaylıkla geçirebilecek becerikli bir insan olarak bu fonksiyonumuzu ortaya koyarız. Yay’da iken ise, meselelere geniş bir açıdan bakabilmekle birlikte, katı prensiplerle, aşırı idealist ve bütünü kavramaya yönelik düşünme şeklimiz yüzünden ayrıntıları gözden kaçırıp burnumuzun dibindeki gerçeklikleri gözden kaçırma ihtimalimiz görülür. Mars’ımız Terazi’deyken inisiyatifli davranmak yerine, kararı diğerlerine bırakmaya eğilimli oluruz.
GÜNEŞ İLE AY’IN DÖNGÜLERİNİN İLİŞKİLERE ETKİLERİ
Güneş ile Ay’ın döngüleri kısa ve etkin olduğu için bu yazıda öncelikle onlardan söz etmek istiyorum. Hepimiz ilk çıktığımız günü veya evlilik yıldönümümüzü unutmayız. Her yıl Güneş yıldönümlerimizde (doğum günlerimiz dahil) başlangıç noktasına geri döner ve taze bir enerjiyle yeni bir süreç başlar. Doğum haritamız tıpkı yol haritamız gibidir. O yıl hangi transitlerden ne gibi etkiler aldığımız, bu başlangıçları ne şekilde yapacağımıza ışık tutar. Beraberliklerimizin, evlilik ya da ortaklıklarımızın hangi burçta başladığı ise, ana temaların neler olabileceğine işaret eder. İsterseniz 12 burcun dönemlerinde inşa edilen birlikteliklerin hangi temeller üzerinde yükseleceğine kısaca ve ana hatlarıyla bir göz atalım.
Koç burcu zamanı (21 Mart-21 Nisan) başlayan bir ilişkide özgürlük, kişisel istekler ve fiziksel aktiviteler ön planda olacaktır. İlişkiyi devam ettirecek heves ve isteklilik kişilerin bu ilişkide ne kadar kendi ihtiyaçlarının farkında oldukları ve onları giderdikleri ile ilgilidir.
Boğa döneminde (21 Nisan-20 Mayıs) başlayan bir ilişkide beş duyuya ilişkin zevk ve keyfin yanı sıra, huzur, uyum, sabır, kalıcılık ve maddesel güvenlik konuları belirgindir. Kişiler bu ilişkinin içinde olmayı sırf rahatı ve konforu ya da dışsal uyumu hedefledikleri için mi seçtiklerini yoksa gerçekten kendilerine uygun bir yapının içinde mi olduklarını keşfedecekleri bir süreçten geçerler. Huzuru bozmamak adına bastırdıkları öfke, ya da savunma mekanizmaları ilişkiye meydan okuyacak şekilde karşılarına dikilebilir.
İkizler dönemi (21 Mayıs-21 Haziran) düşünce alışverişlerinin, iletişimin ve hareketliliğin yoğun olduğu bir beraberliğin temellerini oluşturur. Kişilerin tarafsızca birbirlerine kulak vermeleri, sağlıklı iletişimi geliştirmeleri gerekir. Kişiler birlikteliklerinde, verdikleri sözleri destekleyen kararlılık ve sabrı geliştirmeyi öğreneceklerdir.
Yengeç zamanı başlayan bir ilişki (21 Haziran-21 Temmuz) duygusal ihtiyaçlar, içsel güvenlik, aidiyet duygusu ve aile değerleri gibi temaların üzerinde yükselir. Kişilerin duygusal anlamda büyümelerine ve gelişmelerine yardımcı olabilecek bir dizi deneyime açık bir süreçtir.
Aslan zamanı ise (21 Temmuz-21 Ağustos) yaratıcılık, kendini ifade ve eğlencenin bolca görüldüğü, çocuksu tarafları olan, herşeyin dramatize edilebileceği, gurur, sadakat ve cömertlik temalarının da yer aldığı bir yapısal niteliktedir.
Başak zamanı (21 Ağustos-21 Eylül) günlük rutinin önem kazandığı, sağlıklı ve zinde olmakla ilgili paylaşımların çokça görüldüğü, hareketli ve seçici bir döneme işaret eder.
Terazi dönemi ise (21 Eylül-21 Ekim) ilişkilerde benlikleri yok etmeden “biz” olabilme sanatını öğreneceğimiz bir sürece işaret eder. Uyum, huzur ve işbirliğini isterken kendi isteklerimizi sürekli ikinci plana atmak, bastırılmış öfkeyi her an tetikleyebilir. Bugün gönülsüzce verdiğimiz ödünlerin yarın yapamayacak durumda olduğumuzda bizi zorlayabileceğini bileceğiz.
Akrep döneminde (21 Ekim-21 Kasım) başlayan bir ilişkide duygusal yoğunluk, tutku, maddi-manevi kaynaşma ve cinsellik ön plandadır. Bu süreç derin ve keskin duyguları barındırdığından pek çok krizli durum atlatılabilir. Sonuçta Akrep enerjisi tekrar yaratabilen, dönüştürebilen bir özelliğe sahip olduğu için değişime ve gelişmeye açık bir birlikteliktir.
Yay dönemi başlayan ilişkiler (21 Kasım-21 Aralık) macera, keşfetme, seyahat, felsefe, dünya görüşlerini genişletecek uğraşlarla zenginleşmeye açıktır. Yüksek prensipler ve elit beklentiler söz konusu olabilir. Karşımızdaki kişinin de bir doğrusu ve yolu olduğunu anlayıp hoşgörü geliştirmeyi öğreneceğimiz bir deneyimle karşı karşıya olabiliriz...
Oğlak zamanında yeşeren bir ilişki ise (21 Aralık-21 Ocak) adım adım ve ciddi bir şekilde örülür. İlişkinin yürümesi, kalıcı ve sağlam olması adeta bir başarı ölçütü gibidir. Bunun için tarafların üzerlerine düşen sorumlulukları almaları gerekir.
Kova dönemi ilişkilerinde (21 Ocak-21 Şubat) ilginç ve yenilikçi düşünceler, kavramlar yer alabileceği gibi, tutucu ve geleneksellik de hakim olabilir. Tarafların ilişki içerisinde “kendi” olmalarına izin verecek bir sisteme gereksindikleri görülür.
Balık zamanı (21 Şubat-21 Mart) başlayan ilişkiler diğerinin duygularına karşı hassasiyet ve sevgi, şefkat, bütünleşme temalarını barındıracaktır. Spritüel yönü olan beraberlikler anlamına da gelir. Kişiler birbirlerinin içinde erirken kimliklerini kaybetmemeyi öğrenmek durumundadırlar.
Ancak Güneş’in burçlara girişinin her yıl farklı dönemlerde olduğunu unutmamak gerekir. O nedenle Gökgünlüğüne bakıp hangi yılda burç değiştirdiğini kontrol etmek sağlıklı olur.
AY FAZLARINA GELİNCE
Duygularımız ve duygusal ihtiyaçlarımızı temsil eden Ay’ın hareketlerinin ruh halimiz ve mizacımız üzerindeki etkisi tartışılmaz. Bu bağlamda Yeniay, İlk Dördün, Dolunay ve Son Dördün fazlarında başlayan ilişkilerin duygusal karakterini belirleyici bir özelliği vardır.
Yeniay zamanı tohumları atılan bir birliktelik dinamik bir enerjiyle doludur. Aktif, heyecanlı, macera ve ilişki yoluyla birlikte gelişmeye açık bir beraberliğe işaret eder.
İlk dördünde başlayan bir ilişki krizleri birlikte aşmayı ve meseleleri birlikte çözmeyi getirir.
Dolunay zamanında yeşeren bir ilişki arzu ve isteklerle akıl arasında dengeyi bulmaya çalışacaktır. Kişiler birbirleriyle çelişen taraflarına kabul göstermeyi, uyum ve dengeyi öğreneceklerdir.
Son dördünde başlayan birlikteliklerde ana tema ise bırakma, teslim olma, geçmiş yaralar ve duygusal yüklerden kurtulma olarak ifade edilebilir.
BU HAFTANIN ANA TEMASI
Bu hafta yaşamlarımızda sanat, güzellik, estetik ve romans vurgusu kendini hissettirecek. Venüs, Neptün, Chiron ve Merkür’ün Kova’da birleşen enerjileri umut ve ideallerimizi kucaklamamızı, ruhumuzu güzellikler ve inceliklerle dolduracak müzik, sanat, edebiyat ve yaratıcılık isteyen benzer konularla ilgilenmemizin bizi ruhen yücelteceğine işaret ediyor. Venüs’ün 11 Şubat’ta Balık burcuna girmesiyle birlikte sevgi ve ilişkilerdeki mantık ve mesafe yerini daha yumuşak ve duygusal bir platforma bırakacak. 14 Şubat’ta gerçekleşecek Yeniay yeni düşünceler geliştirmemiz, yeni başlangıçlar yapmamızı sağlayacak.
BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NELER SÖYLÜYOR?
8 Şubat Pazartesi karışık enerjilerin hakim olduğu bir gün. Ay Yay’da ilerlerken bizlere engin bir iyimserlik getiriyor. Buna bir de Venüs’ün Chiron ve Neptün ile yapacağı kavuşumlar da eklenince sevgi, ilişkiler, değer duygumuz ve para ile ilgili konularda belirsizlikler ve kafa karışıklıkları yaşayıp yanılgılara düşebiliriz. Yüksek ideallerimiz ve umutlarımızı geliştirirken ayaklarımızın yerden ayrılmadığına dikkat edelim; kararlar alırken gerçeklik duygusundan kopmayalım.
9 Şubat Salı 07:00 itibariyle Ay boşluğa düşüyor. 12:45’te Oğlak burcuna giriş yapana dek işlerimizi toparlamakta ve odaklanmakta zorlanabiliriz. Yapmak istediklerimizi ancak öğleden sonra yoluna koyabileceğiz. Kova’daki gezegen birikiminin bizi adeta kanatlanıp uçmaya, ideallerimize doğru süzülmeye teşvik etmesine karşın, sorumluluklarımız ağır basacak ve kendi kendimizi ister istemez disipline etmek durumunda kalacağız.
10 Şubat Çarşamba günü Ay Oğlak’taki yolculuğuna devam edecek. Bizler de ciddiyetle günlük işlerimizin gereklerini yerine getireceğiz. Merkür 11:05’te Kova burcuna girecek. 2 Mart’a kadar yazılı ve sözlü iletişimde bir yoğunluk ve tempo artışı söz konusu. Düşünce ve algıdaki bu hızlılık zaman zaman bizi zorlayıcı boyutlara varabilir. Dilimiz aklımızın hızına yetişemediğinde kesik kesik, kopuk cümleler kurmamız işten değil. Aklımıza gelen parlak fikirlerin ne kadar uygulanabilir olacağı da ayrı bir konu. Yine de hiç düşünülmeyeni düşünmek, olay ve durumlara, insanlara tarafsız bir şekilde yaklaşabilmek söz konusu. Ukalalık, düşünce dağınıklığına ek bir başka gölge özelliği…
11 Şubat Perşembe 14:10’da Venüs Balık burcuna girecek. 14:40’da ise Ay boşluğa düşüyor. Yaşamımızdaki mevcut bağları güçlendirme ve sevdiklerimizle bütünleşme temaları yoğunlaşacak ve sevgi en önemli konu haline gelecek. İlişkiler ve değer duygumuzda hassaslık, incinebilirlik ve bulanıklık gözlemlenebilir. Sevgi ilişkilerinde sınırlarımızı koruyamamak aşırı özverili ve kendimizi paspas edercesine davranmaya götürebilir. Para ile ilgili konularda kararlar alırken özellikle dikkatli olmamız gerekiyor.
12 Şubat Cuma 01:25 itibariyle Ay artık Kova’da ilerlemeye başlayacak. Gün sert açılarıyla bizi özellikle iletişimde zorlayacağa benziyor. Yanlış anlaşıldığımızı hatta bize hiç değer verilmediğini hissedip öfkelenerek ani çıkışlar yapabiliriz veya birileri bize meydan okuyacak şekilde sert davranışlar sergileyebilir. Kendi hatalarımızın, eksik yönlerimizin sorumluluğunu alıp gereğini yapalım ve Mars enerjimizi kullanacağımız spor, sanat ve yaratıcılık gibi başka alanlar bulmaya çalışalım. Günün ilerleyen saatlerinde sorunlara makul ve çözüm bulacak şekilde bir yaklaşım sergilememiz mümkün.
13 Şubat Cumartesi Ay Kova’daki yolculuğunu sürdürüyor. Arkadaşlarla birlikte olmak, sosyallik yaşamak veya grup etkinlikleri için ideal bir gündeyiz. Merkür, Satürn ve Mars’a vereceği açılarla günün renklerini belirleyecek. 03:34’te Terazi’de geri gitmekte olan Satürn ile, 12:25’te ise Aslan’da geri gitmekte olan Mars ile etkileşim içinde olacak. Sivri dilli ve eleştirel konuşmalara açığız. İletişim kazalarına karşı dikkatli olmakta yarar var. Akraba, çalışanlar veya yakın çevre ile iletişimde sorunlar yaşanabilir. Bazı küçük ayrıntıları atlamak, sonradan bizi sıkıntıya sokabilir. Telaş edersek, doğru değerlendirmeler yapamaz ve ardından moral bozukluğu yaşayabiliriz. Bugün kendimizi bedenen de çok zorlamamaya çalışalım.
14 Şubat Pazar 04:52’te Kova burcunda Güneş ile Ay kavuşum yaparak Yeniay’ı oluşturacaklar. Chiron ve Neptün’ün de enerjisini içine alan Yeniay ile birlikte bir ay boyunca aynı amaç ve idealleri paylaşacağımız kişilerle biraraya gelme veya bize eski arkadaşlarımızı çağrıştıran yeni arkadaşların hayatımıza girme olasılığı var. Yeniay doğum haritalarımızda hangi alanda gerçekleşiyorsa, orada yenilikler ve hareketlilik gözleyebiliriz.
06:53’te Ay boşluğa düşecek. 14:23’te Balık’a girmesiyle birlikte “Sevgililer Günü”nün ruhuna uygun romantik ve esinlerle dolu, duygusal alışverişlerin yoğunlaştığı bir günü yakalayabileceğiz. Sevgi, şefkat, ilgi ve özen görmeye ihtiyacımız yüksek. Gereksiz alınganlıklar ve olanaksız beklentiler ile günü tatsızlaştırmamaya çalışalım.
Hepinize sağlıklı, anlamlı ve yaşamınızı zenginleştiren sevgi dolu ilişkiler içinde olacağınız bir yaşam diliyorum. Esen kalın.