Kişinin haz almasını engelleyen ve temel inanç
sistemiyle çatışan herhangi bir durum, olay ve kişiyle karşılaşması sonucunda yaşadığı duygu
öfkedir. Öfke, son derece insani ve doğal olmakla birlikte uygun ifade edilmeyip, kontrol altına
alınmadığı takdirde yıkıcı ve sağlıksız sonuçlar verebilir.
ÖFKENİN BOYUTLARI
NELERDİR? |
ÖFKE NE TİP SORUNLARA YOL
AÇAR?
Kontrol altına alınamayan veya başaçıkılamayıp bastırılan öfkenin (öfkenin
bastırılması/içe atılması öfkeyle başa çıkmak değildir) yol açabileceği sorunlar şu başlıklar
altında toplanabilir:
Fizyolojik problemler: Yüksek tansiyon, kalp-damar
hastalıkları, baş ağrısı, kas ağrıları, nefes darlığı, kan şekeri problemleri, gastrointestinal
(mide–bağırsak) problemleri, dermatolojik (cilt hastalıkları) problemleri, duygulanım
bozuklukları (depresyon gibi) vs.
Zihinsel problemler: Performans
düşüklüğü, uyku kalitesizliği, konsantrasyon güçlüğü vs.
Davranışsal problemler: Bağımlılıklar
(alkol, sigara ve madde gibi), yeme alışkanlıklarıyla ilgi problemler (aşırı yeme veya iştah
kesilmesi gibi) vs.
İlişkisel problemler: Kişinin çevresiyle yaşayacağı
sorunlar (kavga hali, küskünlükler vs.)
ÖFKEYLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI
Öfkeyle başetmenin bir tek doğru yolu yoktur. Kişinin kendi kişiliğine, hayat tarzına ve içinde
bulunduğu duruma en uygun yöntemi seçmesi gerekir. Öfke kontrolü üç ana başlık altına toplanabilir.
Bunlar:
- Öfkenin yarattığı fiziksel belirtilerin kontrolü: Öfke vücuda
fiziksel gerginlik olarak yansır. Bu gerginliği azaltmak için kişi doğru nefes almalıdır. Gerginliği
geçirecek nefes olan, diyafram nefesi denilen nefes aldındığında, kişinin karnının şişmesine yol
açan (göğsünün değil) nefestir. Üst üste alınacak diyafram nefesi kişinin öfkesi sonucu yaşadığı
fiziksel gerginliği azaltacaktır. Nefes egzersizi sırasında kişinin mümkünse olay yerini
değiştirmesi de kişinin fiziksel ve hatta ruhsal gerginliğini azaltacaktır. Kişi, ayrıca bir uzman
yardımıyla öğrenebileceği bedenindeki temel kas gruplarının rahatlamasını sağlayacak sistematik
relaksasyon (gevşeme) tekniğini de kullanabilir.
- Öfke yaratan olayın
yorumlanması ve o olay hakkındaki düşüncenin kontrolü: Öfkenin sonucu ortay çıkan
kızgınlık, isyan gibi duygular aslında kişinin yaşadığı öfke yaratan olay karşısında yaptığı
yorumlar ve düşünce sistemiyle ilişkilidir. Herkes aynı olay karşısında aynı düşüncelere sahip
olmadığından aynı tepkileri vermez ve aynı duygulanımları yaşamaz. Kişinin bu tip durumlarda ortaya
çıkarttığı düşünce kalıplarını fark etmesi, bunların çarpıtılmış olup olmadığını değerlendirip,
çarpıtılmış olanlarının yerine gerçekçi olanları koyması, kişinin öfkesiyle başa çıkmasında çok
önemli bir adımdır. Ancak düşünce kalıplarının fark edilip, değiştirilmesi sanıldığından zor
olabileceğinden bunun bir uzman yardımıyla yapılması tavsiye edilir.
- Öfke
yaratan durum karşısında kişinin vereceği tepkinin kontrolü ve çevreyle olan iletişimi:
Kişi öfkenin yarattığı fiziksel belirtileri kontrol altına aldığı, öfkeyi yaratan düşünce sistemini
fark ettiği halde yine de kendini haz etmediği bir durumda bulabilir. Böyle bir olayda, kişinin bunu
çevresine aktarım şekli de öfke kontrolünün önemli bir parçasıdır. Kişinin kendini ifade etmesi
sırasında (sözlü veya sözsüz) saldırganlık yerine atılganlığı (girişkenlik) seçmesi, bunun için de
önce durup mümkün olduğunca yargısız olarak dinlemeye çalışması önerilebilir. Zaten eğer kişi kendi
düşünce kalıplarını yeterince iyi irdelemişse yargılama ve taraflı bakma özelliğini mümkün olduğunca
kontrol altına almış olacaktır. Bu hal ise yıkıcı ikili ilişkilerdense, yapıcı olanlara
dönüşecektir.
Kişi bunlara ek olarak, hayatındaki günlük stresi de kontrol altına almayı sağlayan çeşitli uğraşlara yönelerek öfkesini azaltabilir. Bunun için spor yapabilir. Hobilerini devreye sokabilir. Olayla ilgili mizahi bir yön bulup, dalga geçerek olayın ehemmiyetini azaltabilir.
|