Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

MEME KANSERİNDE KESİN TANI MÜMKÜN!

MEME KANSERİNDE KESİN TANI MÜMKÜN!

Zahmetsiz, ekonomik ve güvenilir yöntem olarak tanımlanan kalın iğne biyopsisi meme kanserinin kesin tanısı için varolan ilk aşama.


Dünyada altın standart olarak tüm meme hastalıklarının tanısı kalın iğne biyopsisi ile konuyor. Kalın iğne biyopsisi nedeniyle tümörün yayılması ve halk arasında söylendiği gibi komşu dokulara yayılması söz konusu değil.

Cerrah Op. Dr. Hamdi Koçer, memede şüpheli bulgular saptandığında kesin tanı koymak için kalın iğne biyopsisi yapmak gerekliliğine dikkat çekiyor. Şüpheli bulguların el muayenesi ile belirlenemediği durumlarda, kalın iğne biyopsisinin görüntüleme yöntemleri rehberliğinde yapılması uygun görülüyor. Ortalama işlem süresi 20-40 dakika arasında sürüyor.

Op. Dr. Koçer konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Kesin tanıyı koymak için cerrahi biyopsi yapılması; hasta için gereksiz ameliyat, yüksek maliyet ve risk anlamına geliyor. Ayrıca hastanın primer tümörü tanı amaçlı çıkartıldığında, ileride kanser ameliyatını planlarken, hastayı gereksiz koltukaltı ameliyatından kurtaran “sentinel lenf biyopsisi” şansı kayboluyor. Buna karşılık kalın iğne biyopsisi; hasta için kolay, zahmetsiz, ekonomik ve güvenilir bir yöntem. Özel iğneler tümörün meme içine yayılmasına engel olacak şekilde tasarlanmıştır.

Biyopsi öncesinde meme, lokal olarak uyuşturuluyor ve şüpheli alandan değişik iğneler yardımıyla yeterli olacak miktarda, kibrit çöpü büyüklüğünde doku örneği alınıyor. Bu büyüklükte kitleler ile kesin tanı güvenle konuyor. Biyopsi sonucunda meme kanseri saptanırsa hastanın ameliyat olması gerekiyor. Eğer kalın iğne biyopsisi sonucunda hastalığın iyi huylu olduğu anlaşılırsa, hasta birçok gereksiz işlemden de kurtulmuş oluyor. Örneğin; hasta gereksiz yere anestezi almıyor, ameliyata gerek kalmıyor, ayrıca hastanede de yatmıyor.

Geçmiş yıllarda hangi hastaya biyopsi yapılacağı, hangi hastanın takip edileceği cerrahın mesleki deneyimi ile sınırlıyken;  şimdi tüm dünya radyoloji raporlarında BIRADS sınıflamasını kullanıyor.

BIRADS sınıflamasında kullanılan kodlar, dünyanın her yerinde aynı anlamı taşıyor. Örneğin; raporun sonunda BIRADS 2 yazıyorsa hastanın özel bir takibe ihtiyacı olmadığı anlaşılıyor; BIRADS 3 hastaya ilave takip gerektiği, BIRADS 4 ise biyopsi ile kesin tanı konması gerektiğini ifade ediyor.
Modern tıbbın ayrılmaz bir parçası olan kanıta dayalı tıp, tüm dünyadaki uygulamaları standart hale getiriyor. Türkiye’de, meme cerrahisinin yüksek standartlarda yapıldığı merkezlerde de dünyaca kabul görmüş bu standartlar uygulanıyor.”


 

SAĞLIK & GÜZELLİK BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.