Bir grup kadın, regl dönemini ağır bir depresyondaymış gibi
şiddetli yaşıyor, baş etmekte güçlük çekiyor. Nedeni tam anlaşılmayan, ancak beyin kimyasındaki
değişikliklere bağlı geliştiği kuvvetle muhtemel olan bu durumla mücadele ederken, çoğu zaman da
haksızca ithamlarla karşılaşıyorlar. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Banu Aygün adet
öncesini anlattı.
PMS’ LE BAŞ ETMEK
İÇİN…
“Sayılan belirtilerin hangilerini, hangi dönemlerde, nasıl
yaşadığınızı not edin. Doktorunuza bu notlarınızla gidin. Belirtilerin günlük olarak ne derece
rahatsızlık verdiğini de kaydedin. Ayın bazı günlerinde bu belirtilerden hiçbirini
yaşamayabilirsiniz. Doktorunuz belirtileri değerlendirerek PMS olup olmadığınızı söyleyebilir. Bu
sendromla baş etmek mümkün.
Tek bir öneriyle üstesinden gelmek zor. Yeme alışkanlıklarınızı
değiştirmek önemli bir adım. Daha az kafeinli içecekler tüketmek, şeker ve tuzu kısıtlamak, vitamin
ve mineral almak diğer önlemler. Düzenli egzersiz yapmak PMS ile baş etmekte de çok yararlı. Eğer
şikayetleriniz çok şiddetliyse, doktorunuz ilaç da önerebilir.
Yaşantınızda karşılaştığınız sorunlarla nasıl başa çıkacağınızı bilmek de, adet öncesi dönemde karşılaştığınız stres ve sinirlilik halinin azalmasında faydalı olacaktır. Belirtilerinizi daha iyi anladıkça ve bunların hayatınızı nasıl etkilediğini fark ettikçe, daha iyi başa çıkmanın yollarını bulabilirsiniz.
İNTİHAR İSTEĞİ BİLE UYANDIRIYOR!
Bu sendromu yaşayan
kadınların bir kısmında intihar düşüncesine kadar varan duygu durum bozuklukları görülebiliyor.
Yapılan bir araştırmaya göre, PMS hastalarının önemli bir kısmı adet dönemlerinden yaklaşık 2 hafta
öncesine kadar depresif. Her 10 kadından 8’i agresif, yüzde 57’si intiharı düşünüyor.
Yüzde 7’si ise intihara teşebbüs ediyor. PMS’nin duygu durumla ilgili bulgularını
hafifletmek için birtakım antidepresanların aralıklı kullanımının fayda gösterdiği de biliniyor.
Fakat bu ilaçların kullanımı mutlaka doktor kontrolünde olmalı.
DEPRESYONA
BENZİYOR
PMS olan bazı kadınlarda beyin kimyasındaki değişiklikler, depresyon tanısı
konmuş hastalarınkine benziyor. Adet periyodu sırasındaki kimyasal değişikliklerin, kanamaya bir ya
da iki hafta kala mizaç değişikliklerine sebep olduğu düşünülüyor. Hormon seviyelerindeki
değişikliklerin de buna yol açabileceği varsayılıyor. Adet dönemi sırasında yumurta oluşturan
kadınlarda görülüyor. Doğum kontrol hapları kullanan kadınlarda yumurtlama olmayacağı için bu
rahatsızlığa genellikle rastlanmıyor. PMS’ye yol açtığı düşünülen başka faktörler de var.
Yoğun karbonhidratlı yiyecek ve içecekler mizaç değişikliklerine ve yorgunluğa sebep olabilir. Kahve
ve kola gibi kafeinli içeceklerin aşırı miktarlarda içilmesi de kolay sinirlenme gibi istenmeyen
davranışlara zemin hazırlayabilir.
PMS’İN
NEDENLERİ
PMS’nin nedenleri arasında sayılan şüphelilerin sayısı çok fazla…
Düşük progesteron düzeyi, östrojen düzeyinin yüksek olması, östrojen- progesteron oranındaki
değişiklikler, hipoglisemi, prostoglandinlerde düşme veya artma, tiroid fonksiyon bozukluğu, çinko
eksikliği, magnezyum eksikliği, prolaktin düzeyinde artış, B6 vitamin eksikliği, alerji, genetik
faktörler ve psikososyal nedenler.
30’ YAŞINDAN
SONRA…
PMS yaş ilerledikçe belirginleşiyor. 30’lu yaşlardan itibaren en üst
noktaya ulaşıyor. Sorunu, her kadında doğal olarak görülen bir rahatsızlık şeklinde algılamak son
derece hatalı. Kadınların günlük hayatlarının etkilendiği noktada mutlaka doktora başvurmaları
önerilmeli. Tiroid hormonları kontrol edilmeli ve bulguların PMS’yi andıran tiroid hastalığına
bağlı olup olmadığı netleştirilmeli. PMS stresle daha da kötüleşiyor. Majör depresyon geçiren
kadınlarda daha sık görülüyor.
PMS’İN BELİRTİLERİ
Aşırı
gerginlik ve endişe en sık görüleni. Kendinizi üzgün hissedip kolayca ağlayabilirsiniz. Ayrıca baş
ağrısı, bel ağrısı, meme ağrısı ve kramplar, el ve ayaklarınızda şişmeler görülebilir. Hazımsızlık,
kas ağrıları da diğer belirtiler arasında. Bazı kadınlar adet öncesi dönemde tuzlu veya tatlı
yiyeceklere karşı aşırı istek doğar. Belirtiler bazı kadınlarda hafif, bazılarında ise işe veya
okula gidişi engelleyecek kadar ağır seyredebilir.
Çabuk sinirlenme, değişken ruh hali, depresyon, ağlama nöbetleri, kızgınlık, öfke, hiddet, huzursuzluk, konsantrasyon bozukluğu, kendine güven eksikliği, suçluluk, kararsızlık, intihara eğilim, kötümserlik, toplumdan kaçma, motivasyon bozukluğu, libido değişiklikleri, anoreksiya, işten kaçma, aşırı susama, uyku düzeninde değişiklik, tuzlu ya da tatlı yeme arzusu, iştah açılması, yorgunluk, unutkanlık, memelerde hassasiyet, karında şişlik, kilo artışı, el ve ayaklarda ödem, baş ağrısı, kabızlık, ishal, sivilcelenme, ellerde titreme, cilt ve saçlarda yağlanma, bulantı, kas ve eklem ağrıları, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, terleme, sıcak basması.”
|