Doğum sonrası izin süresi annenin kendini toparlaması için
yeterli olmadığı gibi, kadının annelik rolünü benimsemesi ve anneliğin zevkine varabilmesi için
yeterli değildir. Çocuğun ilk aylarda gerek biyolojik, gerek psikolojik açıdan annesine duyduğu
ihtiyaç büyüktür. Çocuğun anne sütü ile beslenmesi, sağlığı açısından ne kadar önemliyse, duygusal
gelişimi de o kadar önemlidir. Ünlü uzman Bowlby’nin dediği gibi; “yaşamın ilk
yıllarında çocuğun beden gelişimi için vitamin ve protein ne kadar gerekli ise, bedensel, zihinsel
ve duygusal gelişimi için anne sevgisi de o kadar gereklidir.”
Bebeğin hem anne sütüyle düzenli olarak beslenebilmesi, hem de fiziksel olarak biraz kendini toparlayıp, en azından başını tutabilecek duruma gelmesi için ilk üç ay anneyle birlikte olması önemlidir. İşte bu süreden sonra çalışmaya başlayacak annenin çocuğunu başkasına “emanet etme” zorunluluğu doğar ve aile önemli bir sorunla karşı karşıya kalır. Bebeğe kim bakacak? Bebek nerede ve nasıl bakılacak?
BÜYÜKANNELER: Bebeğe aile büyükleri bakacaksa bunlara dikkat: Sözü edilen yanlışların uzun sürmesi halinde, çocukta çeşitli uyum ve davranış bozukluklarına rastlanabilir. |
BAKICI: İşte bakıcı arayışında gözardı edilemeyecek bazı noktalar: |
KREŞ VE
YUVALAR: |
“YA BAKICIYA BENDEN FAZLA
BAĞLANIRSA...”
Bebeğin bakıcısına yakınlaşması ve ondan ayrılamaması durumu da
anneyi huzursuz eder. Ama çocuk bakıcıya bağlanıyorsa buradan öncelikle; bakıcının bebeğe, doğru
yaklaşımda bulunduğu sonucunu çıkarabiliriz. Yani bakıcı, bebeğin her istediğinde ve istediği
biçimde onun beslenme, temizlenme ve uyku gibi temel ihtiyaçlarını karşılıyor demektir. Bebek temel
ihtiyaçlarına bizzat ulaşamadığı ilk 3 yaşında bu temel ihtiyaçları, anında ve sıcak bir şekilde
kendisine verene bağlanır. Ancak anne, bu olguya da düz yetişkin mantığı ile yaklaşırsa, bebeğinin
bakıcısına bağlanmasını "ona bağımlılık davranışı" olarak yorumlar ve bu durumdan rahatsız olur.
Oysa, bebek, içinde bulunduğu döneme özgü biçimde davranır ve olması gerektiği biçimde kendisinin
temel ihtiyaçlarını karşılayana bağlanma davranışı sergilee. Bu durumda annenin yapması gereken,
bebeği içinde bulunduğu dönemin dinamikleri doğrultusunda yorumlaması ve tutumunu bu dinamikler
doğrultusunda belirlemesidir.
Annenin beklentisi bebeğinin kendisine bağlanması ve bir
başkasına bağlanmamasıyken, bebeğin de beklentisi; daha anne karnındayken kodladığı ve sütü ile
kendisini besleyecek olan annesine yönelmek ve ona bağlanmaktır. Ancak annenin çalışıyor olması gibi
bebeğin temel ihtiyaçlarını annenin karşılayamadığı durumlarda doğal olarak bebek bu ihtiyaçlarını
karşılayana yönelecektir.
Bir çok çalışan anne bu durumda “Peki bebeğimin bana
daha çok bağlnaması için ne yapmalıyım?” sorusunu sorar. Bunun için en önemli ayrıntı bebekle
geçirilen etkili ve kaliteli zamandır.
BAKICI KONUSUNDA YAPILAN
YANLIŞLAR Hangi ALTERnatif seçilmek durumunda kalınırsa kalınsın, anne evde olduğu süre içinde mutlaka bebeğin temel ihtiyaçlarını karşılamalı, diğer tüm uğraşlarına ikincil bir önemde zaman ayırmalıdır. |
ANNE KENDİNİ BAKICININ YERİNE
KOYMALI
Çalışan anneye gelince, sadece çocuğu ile değil, onu teslim ettikleri ile de
etkili bir iletigim içinde olması gerekir. Çalışan anne, kendini çocuğunu teslim ettiği kişinin
yerine koymalı. Bebeğini teslim etmeden önce anneyi, bebeğe bakanın safına geçirmek gerekir. Ona,
karşı tarafın gözlüklerinden bakabilmeyi sağlamak, yerinde olur. Daha doğrusu, annenin öncelikle
anlaması gereken, bebeğin onun bebeği olduğu ve sırf bu yüzden önemli olduğudur. Örneğin: bir
başkasının bebeği, anne için önemli değildir. Hatta öyle olur ki, kendi bebeği ile yaşıt bebeklerde
kendi bebeğine göre üstün taraflar varsa, anne, söz konusu o başkasının bebeğine karşı kıskançlık
gibi olumsuz duygular dahi besleyebilir. Çünkü onun için en önemlisi kendi bebeğidir. Annenin bu
tutumu elestirilemez. Öte yandan bebek, teslim edildiği bakıcının kalıtsal özelliklerini taşımaz. Bu
nedenle, teslim edilen için sıradan bir bebektir. Onun için bir iştir, bir kazanç kapısıdır.
Kısacası, anne dışındaki herhangi biri için, bir bebeğin sorumluluğunu almak çok zordur. Hiç kimse
bebeğe annenin bakış açısı ile bakamaz. Anne de zaten bunun böyle olduğunu içgüdüsel olarak
hisseder. Bu nedenle, annenin çocuğunu emanet ettiği kişiden emin olmak istemesi doğaldır. Ancak,
çocuğunu emanet ettiği kişiye de, önemli bir sorumluluk yüklemekte olduğunun bilincinde olmalıdır.
Bunu anlayabilmesi için annenin, bir başkasının çocuğunun sorumluluğunu bizzat kendisinin alıp
alamayacağını düşünmesi yeterlidir.
BAKAN KİŞİNİN BEBEĞİ SAHİPLENMESİ
SAĞLANMALI
Bebeğin anneanne ya da babaanne gibi kan bağı olan bir yakına teslim edilmesi
halinde iş değişir. Burada, bebek teslim edilenin genetik materyalini taşımakta olduğundan, emniyet
konusunda bir kaygıya gerek yoktur. Kaygı olsa olsa, bu kişilerin eğer ileri yaşta iseler, bu
nedenle ortaya çıkabilecek olumsuzluklardan kaynaklanabilir. Bu kez anneyi bekleyen sorun, daha çok
karşı tarafın bebeği anneden çok sahiplenmesi olabilir. Anne, bebeğini yetiştirme konusunda; kendi
istediği ya da doktorunun önerdiği veya okuyup uygulamak istediği hiçbir şeyi uygulayamamadan
yakınmaya başlar. Aile büyükleri kendi yöntemlerinden taviz vermezler. Annenin yine bebeğini teslim
ettiği tarafın gözleri ile duruma bakması gerekir. Öncelikle anlaşılması gereken, yardıma muhtaç bir
canlıya bakmak için, onu sahiplenmenin gerektiğidir. Ancak, bu konuda anneler genellikle akılla
değil, duygularıyla hareket eder ve çocuklarını kimseyle paylaşmak istemezler. Üstelik, onu
başkalarının sahiplenmesine de izin vermezler. Çocuğa aile büyüklerinin bakıyor olması halinde bile,
çocuğun davranışlarına, eğitimine karışılması halinde tepkili davranırlar. Oysa, bir çocuğa
bakabilmenin ön koşulu, onu sahiplenmektir.
AİLE BÜYÜKLERİ ÇOCUĞUN TERBİYESİNİ
NASIL ETKİLER?
Bebek; annesi, babası, ona bakanlar, diğerleri ile olan ilişkilerini tek
tek ve ayrı ayrı sınıflandırır. Bebeğin beyni; anne böyle davranır, babaanne öyle davranır olarak
davranışları kaydeder. Davranışların kaydedilmesinde esas olan; davranışın hemen akabinde ortaya
çıkan olgudur. Yani, bebeğin bir davranışından sonra anne olumsuz, babaanne olumlu bir tepki veriyor
ise, bunun annenin bebeği ile olan ilişkisini zedeleyici bir yönü yoktur. Belli davranışından sonra
annesi olumsuz davranıyor ise bebek bu olumsuzluk ile karşılaşmamak için o davranışı annesinin
varlığında tekrarlamaz. Babaannesi aynı davranıştan sonra olumlu davranıyorsa bebek babaannesinin
varlığında söz konusu davranışı tekrarlar. Her ikisinin de varlığında bebeğin davranışını
babaanneden beklediği olumlu davranış belirler ve bebek, davranışı tekrarlar. Ancak annenin tepkisi
şiddetli ve babaannenin davranışındaki ödül niteliği zayıf ise bebek davranışı tekrarlamaz. Ya da
bebek annesinden beklentilerini bulamıyor, dolayısıyla anneyi taciz etmeyi hedefliyor ise
babaannenin davranışındaki ödül niteliği çok zayıf olsa da, annenin davranışından olumsuzluk öğesi
ağır da olsa, bebek davranışı tekrarlar. Bir davranışın ortaya çıkmasını belirleyen en önemli
faktör, bu bileşkede tutarlılıktır. Annenin dikkat etmesi gereken en önemli nokta, bebeğe yönelik
davranışlarında tutarlı olmasıdır. Bu nedenle, belli davranış sonrası annenin ya da diğerlerinin
birbirlerinden bağımsız davranıyor olmaları, bebeğin yetişmesini olumsuz etkilemez. Burada esas
olan, bebeğin bir tarafın farklı tutumundan dolayı annenin rahatsız olduğunu fark etmesidir. Annesi
ile olan iletişimi olumsuz giderse, bebek onu taciz etmek için annesini rahatsız eden bu ve benzeri
tüm davranışlannı tekrarlamaya yönelebilir. Annesinin karşı durduğu, fakat diğerlerinin onayladığı
davranışları tekrarlayarak anneyi taciz eder.
Anneye gelince, hatalı olarak bebeğin
onaylamadığı davranışını onaylayanı hedef alır. Oysa, hedef alınması gereken davranışı ortaya
çıkaran çocuğa ait nedendir. Kaldı ki bu örnekte çocuğun annenin istemediği davranışını ortaya
çıkaran, annenin davranış varlığında gösterdiği rahatsızlık ve huzursuzluktur. Yani, bu örnekte anne
diğerlerinin değil, bilakis kendi tutumunu gözden geçirmeli davranış varlığında gösterdiği tepkiye
son vermelidir.
|