“RAHAT BİR DOĞUM YAPTIM” “Hastane çok sessiz ve sakindi. Sanki benim doğumuma herkes saygı gösteriyordu. Evimizde gibiydik, koridorlarda özgürce yürüyordum. Eşim de koltuklarda oturmuş beni izliyordu. Her 5 dakikada bir gelen kasılmaları artık yürüyerek ve pencerenin önünde dans ederek geçiriyordum. Arada gelip geçen ebe ve hemşireler de bu duruma alışmıştı ve bakışlarında hiçbir şaşırma ifadesi yoktu. Yanımdan saygıyla geçiyorlardı. Bu beni daha da rahatlatmıştı. Doktorum geldiğinde beni doğum topunun üzerinde zıplarken buldu. Ona rağmen zıplamaya devam ettim, çünkü bu beni çok rahatlatıyordu. 8 santim açıklığım vardı ve hala gülerek sohbet edebiliyordum.” (Filiz -Hastanede ilk doğum) |
DOĞUMDA HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ NEDEN ÖNEMLİ?
Oysa biliyoruz ki çok az doğumda yukarıdakine benzer ani kasılmalar olur. Birçok doğum yavaş yavaş başlar. Her zaman için hamilenin güvenli bir ortama ulaşabilecek vakti vardır. Telaş ve panik o anda ihtiyacı olan en son şeydir.
Güvenli bir ortam sağlandığında en büyük ihtiyacı hareket özgürlüğüdür. Bu sayede yerçekiminin desteğiyle bebeğin aşağıya inişi kolaylaşır. Hareketler sayesinde kas ve kemik yapısı bebeğin geçişine daha kolay uyum sağlar. Bedenini dinleyerek kasılmalarda hissedebileceği rahatsızlığı en aza indirger.
Bir an için ayağınızı burktuğunuz günleri düşünün. Yürürken daha az ağrı hissetmek için bedeninizi dinlediniz ve en rahat edeceğiniz şekilde yürüyebilmek için topallamayı denediniz. Eğer o durumda biri sizi normal yürümeye zorlasaydı, hissedeceğiniz rahatsızlığı düşünün.
Veya ayağınızı bir yere çarptığınızı düşünün. Bedeniniz otomatik olarak bu ağrı karşısında rahat edebileceği bir pozisyon arar. Acıyan yer ovuşturularak ağrı azaltılmaya çalışılır. Sabit kalmaya zorlandığınızda, hissedeceğiniz ağrı artacaktır.
İşte doğumda da böyle olur. Bedeniniz size mesajlar gönderir. Kimi zaman yürümek rahatlatır, kimi zaman çömelmek, kimi zaman bir yere asılmak, kimi zaman da sallanmak. Eğer hareket etmenize izin verilirse ve bedeninizi dinleyebilecek kadar bilinçle kendinize odaklanabilirseniz, hareket özgürlüğü sayesinde doğumunuzun çok daha rahat geçebileceğini görebileceksiniz.
Binlerce hamile üzerinde yapılan çalışmalar, hareket özgürlüğünün doğumda oldukça yararlı olduğunu ortaya koyar. Hatta birçok kadın, bu çalışmalarda hareket etmenin ağrıyı azalttığını ifade etmiştir. Bu çalışmalar, doğumda hareket özgürlüğünü kısıtlamanın, doğum sonuçlarını olumsuz etkilediğini ve kadınların doğumdan aldıkları tatmini azalttığını gösterir.
“DOĞUMDA DANS EDİYORDUM” “Doğumumda hiç oturmadım. Her kasılma geldiğinde her iki yana sallanmak beni çok rahatlatıyordu. Her dalgada eşime sarılıyordum ve birlikte dans ediyorduk. Dans sayesinde kasılmaları çok hafif hissediyordum. Şimdi kimse bana inanmak istemiyor, ama doğumumda hiç ağrı çekmedim.” (Lorens –Evde doğum havuzunda ilk doğum) |
HAREKETLE GELEN RAHATLAMA Doğumda hareket ettiğinizde kaslardan oluşan rahminiz çok daha etkili çalışır. Pozisyon değişiklikleri, kemiklerinizi hareket ettirerek bebeğinizin daha rahat pozisyon almasını sağlar. Bebeğinizin doğum kanalındaki dönüşlerini kolaylaştırır. Ayakta yaptığınız hareketler, yerçekiminin de yardımıyla bebeğinizin aşağı inişine yardım eder. Normalde bebeğinizin yüzü arkaya bakar. Yüzün öne baktığı pozisyonlarda, özellikle bel ağrısı çok fazla hissedilebilir. Bu durumlarda diz-dirsek pozisyonundaki duruşlar, bel ağrınızı azaltır ve bebeğinizin yeniden pozisyon alma şansını arttırır. Hareket özgürlüğünüz sayesinde, kasılmalar sırasında pek çok değişik pozisyonlar deneyebilirsiniz. Yürüyebilirsiniz, çömelebilirsiniz, sallanabilirsiniz, dans edebilirsiniz, doğum topu üzerinde hareketler yapabilirsiniz. Bunlardan hangisinin sizi daha fazla rahatlatacağını bilmemiz şimdiden mümkün değil, bu yüzden hareket özgürlüğü tüm bu pozisyonları bedeninizin ihtiyacına göre denemenizi sağlayacaktır. |
DOĞUMDA BEDENİNİZE EN UYGUN POZİSYONU BULUN
Doğum yapan kızımızın da tam olarak yaptığı buydu. Doğal bir doğum yapıyordu. Hiçbir müdahale veya ilaç kullanmıyordu. Bu sayede doğal hormonları en yüksek seviyede bedeninde dolaşıyordu. Bu hormonlar sayesinde çevreyle bağlantısı bir anlamda kopmuştu ve tamamen kendi içine yönelmişti. Sadece bedenini izliyordu. Bedenine, en uygun pozisyonu bulması konusunda izin veriyordu. Doğal doğumların istenen bir etkisiydi yaptığı. Yaklaşık 1 saat sonra çok rahat bir doğumla ilk bebeğine kavuştu. Sonradan konuştuğumuzda, doğumundan tatmin olduğunu, ancak yaptığı birçok şeyi hatırlamadığını söyledi. Birçok doğal doğumda olduğu gibi neyi neden yaptığını bilmiyordu, ama hep doğru tercihler yapıyordu. Çünkü bedenini izliyordu.
Eğer onu yatağa çıkmaya zorlasaydık, serumlar taksaydık, belki de bu kadar rahat bir doğum yapamayacaktı ve doğumunu böyle pozitif anlatamayacaktı.
Bazı durumlarda hamileler doğum boyunca sırt üstü yatmayı tercih ederler. Oysa yapılan çalışmalar, sırt üstü yatmanın, bel ağrısını çok daha fazla arttırdığını gösterir. Yorgun olduğunuz zamanlarda sırt üstü yatmak yerine, seçebileceğiniz diğer pozisyonlarda dinlenebilirsiniz.
Hareketin kısıtlandığı doğum politikaları ile kıyaslandığında, hareket özgürlüğü sağlanan hamilelerde doğumların;
- Daha kısa sürdüğü,
- Kasılmaların daha etkili olduğu,
- Doğumda konforun daha fazla olduğu,
- Ağrı kesici müdahalelere daha az ihtiyaç duyulduğu gösterilir.
Çalışmalara katılan kadınlardan hiçbirinden, sırt üstü yatarak diğer pozisyonlardan daha çok rahat ettiklerine dair bir veri gelmemiştir. Yine hiçbir çalışma; normal, risksiz hamilelerde, yürümenin ve hareket etmenin bir zararını gösterememiştir.
DOĞUMDA AKTİF DİNLENME Doğumda aktif olmak bazen çok yorucu olabilir. Doğum bir kas eylemidir ve sizi yorar. Bu yüzden doğuma hazırlanmak ve doğumda kullanacağınız kaslarınızı egzersizlerle doğum öncesinde güçlendirmek önemlidir. Dinlenme ihtiyacınızı sırt üstü yatmak yerine tercih edebileceğiniz diğer pozisyonlarla giderebilirsiniz. İşte size bazı tavsiyeler; |
DOĞUM ODALARI, DOĞUMDA DESTEK VE DOĞAL DOĞUM FELSEFESİ
Bunun için en önemli faktör, doğum yapılan merkezlerimizdeki doğuma yaklaşım felsefeleridir. Doğumun yönetilmesi gerektiğine inanılan politikaları olan merkezlerde, doğuma rutin müdahalelerin ve dolayısıyla hareket özgürlüğünün azaldığını görüyoruz. Oysa doğal doğuma ve doğum yapan kadınlarımızın bedenlerine inanan felsefelerle çalışan doğum merkezlerinde hareket özgürlüğünün doğumların kolaylaşmasına çok yardımcı olduğunu fark ediyoruz. Bu felsefelerle çalışan merkezlerde, ebelerin çok daha aktif rol aldıkları saptanmıştır. Bu ebeler, doğum yapan kadınları duygusal ve fiziksel olarak destekler, hareket etmelerini teşvik ederler.
Doğal doğum felsefesi ile çalışan doğum merkezlerinde, gerekli olmadığı sürece hamilelere müdahale yapılmaz. Hamilelerin hareketini kısıtlayıcı uygulamalar rutin olarak uygulanmaz. Tam tersine diledikleri gibi bedenlerini kullanabilecekleri doğum odaları tasarlanır. Hamileler hareket etmeye teşvik edilirler.
Amerika’da yaşayan ve en çok okunan doğuma hazırlık kitaplarından biri olan Ruhani Ebelik kitabının da yazarı Ina Gaskin May “Doğumda bir kadın tanrıça gibi görülmüyorsa, birileri ona yeterince destek vermiyordur.” diyerek, doğumda desteğin önemini vurgulamıştır. Tıbbi nedenle serum takılması veya sürekli elektronik izleme yapılması gereken durumlarda bile, gerekli destekle hamileler hareket edebilirler. En azından yardımla yatakta dönebilirler, oturabilirler. Burada önemli olan, hareket özgürlüğünün getirdiği avantajların bilinmesi ve bu avantajların sağlanmasına yönelik organizasyonların önceden yapılmasıdır.
ÖNERİLER
Doğumda rutin müdahalelerin uygulanmadığı ve rahatça hareket edebilmeniz için gerekli desteğin verildiği doğum merkezlerinde, doğum tecrübenizi çok daha pozitif yaşamanız daha yakın olacaktır. ÖNEMLİ NOKTALAR |
BU YAZI DİZİSİNİN DİĞER BAŞLIKLARI İÇİN TIKLAYINIZ
|