APGAR SKORLAMASI
APGAR skorlaması yenidoğan bebeğin doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğumdan hemen sonra yaşadıklarını özetler. Bebeğin zekasını gösteren bir test değildir. Doğumdan hemen sonra 1. dakikada ve 5. dakikada yapılır. Bebeğin rengi, hareketliliği, uyaranlara verdiği tepki, solunum tip ve kalp hızına göre yapılan bir değerlendirmedir. 1. dakikadaki değerlendirme bebeğin bir müdahaleye gereksinimi olup olmadığını, 5. dakikadaki değerlendirme ise yapılan müdahalenin ne kadar başarılı olduğunu gösterir. 7 ila 10 arası değerler normaldir. Bebeğin 5. dakika skoru 7’nin altında ise doğum sonrası bir süre özel bakıma ihtiyacı olabilir.
TEN RENGİ VE CİLTTEKİ LEKELER
Kucağınıza aldığınız bebeğinizin rengi size tuhaf gelmesin, çünkü yenidoğan bebekler pembe-kırmızı renktedirler. Bunun nedeni ciltlerinin çok ince olmasıdır. Doğumdan sonraki ilk birkaç gün, bebeklerin el ve ayak parmakları mavi-mor renkte olabilir. Bu durum kan dolaşımının henüz çok düzenli olmamasından kaynaklanır. Eğer el ve ayaklardaki renk değişiklikleri ilk birkaç günden sonra düzelmiyorsa, bebeğin dudakları ya da ağız çevresi de morsa, hızlı nefes alıp veriyorsa, emme güçlüğü varsa bu bulgular enfeksiyon, akciğer veya doğumsal kalp hastalıklarına işaret edebilir. Mutlaka doktor kontrolüne götürülmelidirler.
Genellikle burun çevresinde görülen beyaz noktalar henüz tam olarak çalışmayan ter bezlerinden kaynaklanmaktadır. Bu birkaç hafta kalabilir. Yine yüzde kırmızı plakalar halinde olan döküntüye “toksik eritem” olarak adlandırılır ve tedavi gerekmeden kendiliğinden düzelir.
Mavi yamalar: Bunlar mongol lekeleri olarak da bilinir ve deri altında mavi pigmentin geçici birikiminden kaynaklanır.
Soyulma: İlk günlerde bebeğin derisi soyulabilir. Bu özellikle avuç içi ve ayaklarda görülür. Bu hafif nemlendiriciler ile çözümlenebilir.
Saç: Bebeklerin saç miktarı çok farklı olabilir. Ama genellikle doğum sırasındaki saçlar dökülür. Vücuttaki siyah tüyler ise zamanla dökülür.
Konak (saçlı derideki kepek benzeri birikim): Bu da deri soyulmasının bir türüdür ve temizlikle bir ilgisi yoktur.
BEBEĞİ TUTMA VE TAŞIMA
Yenidoğan bebeklerin düşürülme korkusu içgüdüsel olarak bulunmaktadır. Henüz başını tutamayan bir bebeğin başı desteklenemediğinde başı arkaya düşecek ve bebek iç güdülerinden gelen korkuyu yaşayacaktır. Bebek her kucağa alındığında onun bütün vücudunu destekleyecek şekilde tutmak gereklidir. Onu kendinizi belli etmeden kucaklamanız onu yalnızca korkutacaktır.
BEBEĞİ NASIL GİYDİRMELİ?
Bazı bebekler giyinmekten ve bezlenmekten hoşlanmaz. Bunların başlıca sebepleri şunlardır:
- Soğuk bir yüzeye vücutlarının temas etmesi çıplak derilerinin havayla temas etmesi.
- Kıyafetlerin başlarının üzerinden çıkarılması.
- Ayaklarının havada tutulması.
Deneyler çevre sıcaklığı 29 derece civarına geldiğinde vücudun sıcaklık üretimini durdurduğunu göstermektedir. Buna göre, normal doğum ağırlığındaki bir bebeğin giyimi bulunduğu ortamın sıcaklığına göre çabuk değişebilir olmalıdır.
Bebeğin asıl ısı kaybı başından olmaktadır. Buna göre başı korunmalıdır. Derin uykuda bebek soğuğa daha duyarlı olmaktadır. Derin uykuda bebek arada sırada kontrol edilmelidir.
Bebeğin üşüdüğünün belirtileri: Nefes alma hızı artar. Huzursuzdur. Bebek daha çok üşüdükçe daha sakinleşir. Ve bu halde onu sarmak içerideki soğuk kıyafetlerin izolasyonuna ve bebeğin daha çok üşümesine yol açar. Bu durumda bebek sıcak bir ortamda soyulmalı ve kıyafetleri degiştirilmelidir. Fazla sıcaklığın farkında olun. Yazın bebeklerin kıyafetlerinin pamuklu olmasına özen gösterin. Sentetik kıyafetlerden kaçının. Eğer bebek çıplakken mutluysa ve ortam müsaitse bırakın çıplak kalsın. Dışarıda ise güneşten koruyun.
İLK İDRAR VE İLK KAKASI
Bebek hastaneden ayrılmadan önce mutlaka idrar ve kakasını yapmış olmalıdır. Bebekler genellikle doğumdan hemen sonra idrarlarını yaparlar, yeni doğan bir bebeğin ilk 8 saat hiç idrar yapmaması normal değildir. Bebeklerin yüzde 951 ilk 24 saatte “mekonyum” adı verilen ilk kakalarını yaparlar. Bebeğin ilk kakası siyah-yeşil renkli katran kıvamındadır ve mekonyum olarak adlandırılır. Eğer ilk gün kaka yapmamışsa doktor haberdar edilmelidir.
Kakanın değişmesi: Mekonyum sonrası kaka kahverengi-yeşil yarı sıvı ve içinde katı parçalar bulunan bir haldedir. Eğer kaka sizi endişelendiriyorsa, bezi alın ve doktoruna sorun.
Kaka alışkanlığının oturması: Anne sütü alan bebeklerin kakası sarı macun kıvamında olur. Fakat bazen yeşil renkli ve sıvı olabilir. Önemli olan bebeğin genel durumudur, kakasının değişimi çok önemli değildir. Hazır mama alan bebeklerin kakası daha fazla ve daha yoğundur.
Kabızlık: Biberon alan bebekler günde birkaç kez kaka yaparlar, ancak meme alan bebekler birkaç gün kaka yapmadan geçirebilirler. Biberon alan bir bebek 2 günde bir kaka yapıyorsa, bunun sebebi genellikle suyu az içmesidir.
İshal: Biberon alan bebekte ishal başlarsa doktora görünmek gerekir, eğer eşlik eden kusma da varsa acil muayene gereklidir. Gastroenterit denilen sindirim yollarının iltihabı küçük bebekler için tehlikeli olabilir. Ancak ishallerin çoğu iltihaptan değil yiyeceklerdendir.
Renk değişiklikleri: Katı gıdaya başlamadan önce verilen bazı gıdalar kakanın renk değişikliğine yol açar.
İdrar: Önemli olan idrarı ne kadar sık yaptığı değil, yapmamış olmasıdır. Birkaç saatlik kuru kalan bebeği dikkatle izlemek gerekir.
Dışkıda kan: Nadiren bebeğin dışkısında kan görülebilir. Bu doğum sırasında olan kanamanın yutulmasından kaynaklanmaktadır. Ancak bezin doktora gösterilmesi gerekebilir.
Kırmızı idrar: Çok erken gelen idrar kırmızı renkli ürat kristalleri içerebilir. Benzer şekilde bez doktora gösterilebilir...
Vajinal kanama: Kız bebeklerde çok az miktarda vajinal kanama görülebilir, bu annenin hormonlarından kaynaklanmaktadır.
Vajinal akıntı: Berrak veya beyaz renkli bir vajinal akıntı normaldir ve birkaç gün içinde kesilir. Hem kanamanın hem de akıntının nedeni anneden bebeğe geçen östrojen hormonudur ve kendiliğinden geçer.
MEME DOKUSU
Doğumdan sonraki 4-5 gün içinde, kız ve erkek bebeklerin meme dokusunda şişlik olabilir, hatta çok az süte benzer bir sıvı da gelebilir. Bu durum bebek anne karnındayken anneden göbek bağı yoluyla bebeğe geçen bir miktar östrojen hormonun etkisi ile oluşur, tamamen normaldir, ilk 1 ay içinde kendiliğinden düzelir. Memelerin ovulması ya da sıkılması iltihaplanmaya yol açacağından tehlikelidir.
KUNDAĞA SARMAYIN!
Yeni doğan bebeği kundağa sarmak, doğumsal kalça çıkığı riskini arttırdığından kaçınılmalıdır. Hatta bebeklere ilk 6 ay bacak hareketlerini kısıtlayan dar ve sıkı kıyafetler giydirilmemelidir. Çünkü bebek doğduğunda kalça ekleminin gelişimi henüz tamamlanmamıştır.
BEBEĞİN AĞIRLIĞI
Her bebekte farklılık göstermekle birlikte ortalama bebek ağırlığı 3.4 kg’dır. Erkek bebeklerin ağırlığı kız bebeklere göre biraz daha fazladır.
Ağır bebekler: 4.5 kg. Ve üzerinde doğum ağırlığı olan bebekler normalden ağır olarak kabul edilirler. Ama bilinenin aksine, bu bebekler ekstra sağlıklı olarak kabul edilmezler. Şeker hastası olan annelerin bebekleri normalden daha ağır olabilirler.
Hafif bebekler: Eğer bebeğin doğum ağırlığı 2.5 kg’dan daha az ise, bu bebekler düşük doğum ağırlıklı bebekler olarak adlandırılırlar. Bu bebeklerin normal bebeklerden tek farkı daha sık beslenmeye ihtiyaçları olmasıdır. Eğer bebeğin ağırlığı 2.3 ile 2.5 kg. arasındaysa sağlıklı görünse bile önlem olarak özel bakıma alınabilir. Bu bebeklerde en sık görülen sorunlar nefes alma, emme problemleri ve vücut sıcaklığı sorunlarıdır. Eğer bebek 2.3 kg. altında bir doğum ağırlığında ise özel bakım gereklidir.
Prematüre bebekler: Gebeliğin 40. haftasından önce doğan birçok bebek düşük doğum ağırlığına sahiptir. Ana rahminde birkaç hafta önce çıkmak birtakım gelişme basmaklarını atlamak anlamına gelir. 36-38 haftalardan sonra olan doğumlarda genellikle ekstra sıcaklık, ekstra oksijen ve sık beslenmekle üstesinden gelinen sorunlar yaşanabilir. Ama daha önce doğan çocuklarda daha çok yardıma ihtiyaç vardır. Bu bebekler burunlarından takılan bir tüple beslenmek zorunda kalabilirler. Hatta nefes almasına yardımcı olacak birtakım cihazlar da gerekebilir.
Zamanına göre küçük bebekler: Miyadına göre küçük bebeklerde rahim içi gelişme geriliği denen ve beklenenden daha az büyüme anlamına gelen bir ifade kullanılır. Bu bebekler ana rahminde 40 hafta kalmalarına rağmen, doğumda akranlarına göre küçük olabilirler. Bu bebeklere yapılan uygulamada prematüre bebeklere yapılana benzemektedir. Miyadına göre, küçük bebekler rahimde yeterince beslenememiş demektir. Genellikle bebeğin “küçük” olması gelecekte sorunları olacağı anlamına gelmez. Rahim içi gelişme geriliğinin fetusun kalori ihtiyacını azaltan bir koruma mekanizması olduğu düşünülmektedir.
YENİDOĞAN BEBEKTEKİ NORMAL OLAN DURUMLAR: BAŞ GÖZLER KULAKLAR AĞIZ KARIN CİNSEL ORGANLAR DİĞERLERİ |
BU YAZI DİZİSİNİN DİĞER BAŞLIKLARI İÇİN TIKLAYINIZ
|