Filiz Yıldırım (Eğitimci):
“ÖNCE KENDİMİZ EĞİTELİM, SONRA ÇOCUKLARI”
“Sorularınız çok yerinde ve tam da bu çağı özetliyor. Çocuk-ebeveyn ilişkisi artık eskisi gibi değil, çocuklar eğitilen ve yönetilen olmaktan çok eğiten ve yönlendiren konumundalar. Anne baba olmak, bir okula kayıt olmak ve eğitilmek anlamına geliyor. Çocuklar yetişkinlerin sivri yanlarını törpülüyor; onlara sabır, tutarlı olmak, organize olabilmek gibi birçok konuyu öğretiyorlar. Özellikle gelişime açık olmayan, esnek olmayı beceremeyen anne babalar bu okulda çok zorlanıyor. Ancak ne yazık ki bu okulu bırakma şansları yok.
Ben yaptığım çalışmalarda şunu gördüm: Çocuklarımızı sağlıklı, mutlu bireyler olarak yetiştirmemiz için önce bizim sağlıklı ve mutlu olmamız gerekiyor. Çocuk yüksek notlar alsın diye onu dersten derse koşturan, kendisi için hiç kitap almayan, okumayan anneler gördüm. Çocuk hobi sahibi olsun diye onu basketten baleye sürükleyen, hiçbir hobisi olmayan anneler gördüm.
Eğitim üniversitede bitmiyor, özellikle İstanbul’da yetişkinler için birçok seçenek var: Yaratıcı drama, mutfak sanatları, resim, müzik, okuma atölyeleri... Kişisel gelişimi arttıran, yeni çağ ile ilgili farkındalık yaratan, kendimizi geliştirebilecepğimize inandığımız eğitimlere katılmak, okumak, sanatla ilgilenmek, üretmek çocuğumuza model olmak açısından çok önemli.
Sözün kısası durup şunları sormalıyız kendimize: ‘Ben hayatımda, çocuğuma verdiğim yönergelerden kaçını uyguluyorum? Ben ne kadar disiplinliyim, başladığım bir programı ne kadar sürdürebiliyorum? Verdiğim sözlerin kaçını tutuyorum? Ne kadar tutarlıyım?’
Önce kendimizi eğitmeliyiz, sonra çocukları...”
|