Otistik, kendisine yöneltilmiş konuşmalarının
çoğunu kaçırıyor olabilir. Tane tane, yavaş konuşma gerekebilir.
Olabildiğince pozitif olmak gerekir. Çift anlamlı kelimelerden kaçınmak
gerekir. Olayların sırasını kaçırabilecekleri için, yeni etkinliklere
direnç gösterebilirler. Cümleler tam ifade edilmelidir. Örneğin,
"gidiyoruz" yerine "biz şimdi birlikte çarşıya gidiyoruz," gibi, tam
cümleyle ifade edilmelidir. Bir resim gösterilirken, "bu bir
portakaldır," yerine, "bu bir portakal resmidir" demek gerekir. Güven
vermek ve her zaman dürüst, tutarlı olmak şarttır. Yaptığı olumlu, iyi
şeyleri fark etmek gerekir. "Hayır" "Yapma" ya da "Yanlış"
sözcüklerinden olabildiğince kaçınmak gerekir, çünkü bunlar fazla bilgi
verici değildir ve neyin yapılması ya da yapılmaması gerektiği konusunda
bilgi vermezler. Güzel ve doğru davranışları mutlaka dürüst ve net bir
şekilde övmek gerekir. Neyin övüldüğünün bilinmesi gerekir. İstenen
şeyin anlaşıldığından emin olunana dek, ısrarla anlatılmalıdır. Mesajlar
daima net olmalıdır. Örneğin, "Hazır olunca dışarı çıkacağız," yerine,
"Bilgisayarı kapat, ondan sonra dışarı çıkacağız," denmelidir. Bir iş
yapması istendiğinde, tüm ayrıntılar tek tek açıklanmalıdır. Bir konu
hakkında bilgi verilirken, az sonra ne olacağı konusunda da bilgi
verilmeli ve yapılan planlara katılması sağlanmalıdır.
Otistikler
kendilerine yöneltilen dilin bir bölümünü anlayabilirler. Bu nedenle,
fazla bilgi içeren konuşmalar yapmak, uzun cümleler kurmak yanlıştır.
Uzun açıklamalar hüsrana ve karmaşaya neden olabilir. Gup içinde komut
almayı değil, birebir ilişki içinde komut almayı severler. Emirleri
parçalara bölerek ifade etmek daha iyi olur. Örneğin, "Şimdi yemek
zamanı. Teybi kapat. Elini yıka. Masaya otur. Şimdi yemek yiyelim,"
tarzında bir sıra izlenmelidir. İletişimde jest ve nesneler kullanılması
yararlı olabilir. Ne yapmamalarından ziyade, ne yapmaları gerektiği
ifade edilmelidir. Tarafsız olmak gerekir. Örneğin, "Şimdi yatma
zamanı," demek, "Git yat" demekten ya da "Yatmak ister misin?" demekten
daha iyidir. Verilen emre uymazsa, istemiyor olabilir veya anlamamış
olabilir. Bu dunımda, "Git yat, şimdi yatma zamanı," denebilir. Yine
yanıt vermezse, "Şimdi yatağını yapıyorum ve uyku vakti geldi" yahut
"Pijamalarını getiriyorum, artık yatma vakti geldi" gibi konuşmak uygun
olur.
Otistiklerin çoğu sorulara yanıt veremese de, soruları,
durup düşünmek için yardımcı olarak kullanabilirler. Bu nedenle soru
sormaktan kaçınmamalıdır.
Bir emir verildiğinde, ardından bilgi verilmelidir. Eğer seçeneği yoksa seçenekli sorulardan kaçınmalıdır.
Belli dunımlarda açığa çıkan duyguyu, sözlü olarak ifade etmek yararlı olur. Örneğin, "Vazoyu kırdın, şimdi çok kızdım" gibi.
Özgüvenini
azaltacak yargılardan kaçınmak gerekir. Üstünü başını kiıietmişse "Sen
çok pasaklı birisin" yerine "Git üstünü değiştir" demek daha iyidir.
Şu tip laflar otistikler için bir anlam ifade etmez: "Sen daha iyi bilirsin...", "Sana demiştim...", "Bilseydim..." vb.
Tehditlerden kaçınmak gerekir. Negatif sonuçlar doğurur.
OTİSTİK BİRİ İSTENİLEN BİR ŞEYE “HAYIR” DERSE VEYA BİR ŞEYİ YAPMAYI REDDEDERSE
Öncelikle
bunun nedenini bulmak gerekir. Ancak, bu o kadar da kolay değildir.
Bunun için şu olasılıkları gözden geçirmek gerekir:
- İstenileni yaptıktan sonra ne yapacağını bilmemektedir.
- İstenilen şeyin zamanı konusunda kafası karışıktır.
- Yeni bir durum karşısındadır ve önleyemediği bir sıkıntısı vardır. Bu sıkıntıyı yenememektedir.
- İstenilen şeyden önce yapılmasını istediği bir şey vardır veya istenilenlerin belli bir sırada yapılmasını istiyordur.
- İstenilenden farklı telkinler veya imalar çıkartmıştır.
- Yapılması gerekeni biliyordur, fakat nasıl yapacağını bilmiyordur.
- Yanlış yapmaktan korkuyordur.
- İstenilen şey, yapabilme kapasitesini aşmaktadır.
- Yepyeni bir çevre içindedir veya tanıdık çevrenin bozulması söz konusudur.
- Daha fazla zamana gereksinim vardır.
- Değişimden korkuyordur veya istemiyordun.
- Geçmiş deneyimlerinden acı anıları vardır.
- Bitirmekle anladığı farklıdır.
- Ne yapılacaksa görmesi gerekir.
- Otonomi talebi vardır.
- Seçim yapma şansı ile yapması gerekeni ayırt edemiyordur.
ENGELLİ ÇOCUK YÜZÜNDEN AİLEDE YAŞANAN SORUNLAR NELERDİR VE KARDEŞLER NASIL ETKİLENİR?
Engelli
çocukların ailelerinin de desteğe ihtiyacı vardır. Engelli çocuklarına
bakmak, eğitim vermek ve onlarla birlikte yaşamak durumunda olan
anne-baba ve kardeşlere eğitim ve yardım verilmesinin, özel eğitim
programlarının temel bir parçası sayılması gerektiği bilinir.
OTİSTİK VE TOPLUMLA İLİŞKİLER
Normal
dışı kabul edilenlere yaşam şansının daha az tanındığı bir toplum
şekline doğru gitmekle birlikte, genel olarak ülkemiz insanı, özelikle
de kırsal kesim insanı, daha anlayışlı ve bağışlayıcıdır. İyi eğitim
almış olanlar ve kırsal kesimdekiler, herhangi bir ortamda otistik çocuk
ve ailesiyle karşılaştığında, durumu olduğu gibi kabul ederler ve
yardımcı olurlar. İkisinin arasındakiler (yani, yarı-bilmişler) ise
rahatsız olabilirler ve bunu da belli ederler. Bu yönden ilgili dernek
ve vakıflara, toplum duyarlılığını arttırma konusunda önemli görevler
düşmektedir.
ONLARI NASIL BİR GELECEK BEKLER?
Otistikler için
öğrenme bitmez. Sosyal beceri ve iletişim-lerindeki sorunlar devam eder.
İlgi alanları hep dar kalır. Genel olarak kabul gören görüş,
otistiklerin zekâ durumları ne kadar iyiyse, belirtilerin zamanla
hafifleyeceği ve uyumlarının artacağı şeklindedir. Ayrıca, 5 yaşına
kadar iletişime yönelik az çok bir konuşma geliştirmiş çocukların da,
daha iyi seyrettikleri kabul edilir. Fakat bu durum, tüm çocuklar için
geçerli değildir. Daha çok sözel olmayan iletişimini geliştirmiş, yani
kendini işaret, jest, mimik ve vücut diliyle ifade eden bazı otistikler,
ileri derecede uyum geliştirmiştir. Yine, özel geliştirilen tekniklerle
(augmentalive communication), yıllar sonra bile, konuşmayan otistiklere
bir şeyler öğretmek olanaklı olmuştur.
Kaynak: Yağmur Çocuklar -
Otizm Nedir? / Prof. Dr. Barış Korkmaz / 8. Gün Özel Eğitim
Rehabilitasyon ve Psikolojik Danışma Merkezi
|