O’nu bilen bilir!
BİR MELEK ARAMIZDAN AYRILDI AMA...

Prof. Dr. Türkan Saylan, kansere karşı uzun yıllardır verdiği mücadeleye yenik düştü ve 13 Aralık 1935’de başlayan yaşamı 18 Mayıs 2009 sabahı sona erdi. Tüm yaşamını ülke sağlığı ve eğitimine adayan bu büyük kadın, bir kısım medya ve yandaşlarının da korkulu rüyası oldu. Çünkü o tam bir Cumhuriyet kadınıydı ve yaptığı tek misyonerlik “bilim”di!..

Türkan Saylan, yaşamını ülkesine adayan idealist bir bilim insanıydı. Hastalığı süresince bile çalışmaya, kurucusu olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin işlerini yürütmeye devam etti. Atatürk ilke ve inkilaplarına olan büyük inancı besliyordu onun bu büyük enerjisini. O’nu türban karşıtı, lezbiyen, misyoner, Hıristiyan, PKK yanlısı ve daha pek çok çirkin sıfatla yaftalamaya çalışan kafasının içi boş bir grup insana verilecek en büyük cevap, 36 bin kız çocuğunun eğitimini sağladığı gerçeğidir. Hatta cüzzamla mücadele etme cesareti gösteren yegane doktor olması ve yıllarını bu hastalığın tedavisi için harcaması da cabası.

Aslında Türkan Saylan hayattayken tüm bu iftiralara birinci ağızdan en doğru ve güzel yanıtı şöyle vermişti: “... Bakın biz bir çalışma içindeyiz, karşıtlarımız da öyle. Dolayısıyla, ellerinden geleni ardlarına koymayacaklar. İlk günden beri telefonlar geliyor, ‘Bomba koyduk, öleceksiniz, gebereceksiniz...’ deniyor. Sürekli polis korumasında geziyorum ben...

Bugüne kadar 29 bin üniversite öğrencisine burs vermişiz, ben bunun 100 bine çıkmasını istiyorum. 36 bin 600 kıza da ilk öğretim-lise bursu vermişiz, onun da 100 bine ulaşmasını istiyorum. Bunu başarırsak, Türkiye artık yıkılmaz. Bütün bu gençler, dünyayı kucaklayan, çağdaş Atatürkçü gençler olacak. ‘Ne yapabiliriz?’ diye soranlara, ‘Bize bu şekilde destek olabilirsiniz’ diyorum. Hiçbir şüpheleri olmasın, o kadar başarılı bir çalışma ki, zaten o yüzden rahatsız etti insanları. O yüzden üzerimize geldiler.
......
Bizim temel gayemiz, eğitimde fırsat eşitliği. Ankara ve İstanbul'daki okullarla aynı kalitede Bitlis ve Hakkari'de okul olsun istiyoruz. Anadolu'nun bu şehirlerindeki okulları görseniz; eski püskü, öğretmeni, suyu, elektriği yok. Hiç bilgisayar görmemiş oradaki çocuklar. El ele vereceğiz, bütün evlatlarımıza eşit fırsat vereceğiz.”

SAYLAN’IN VASİYETİ
Bu sözleri hastalığının artık iyice kötüleştiği Cuma geceside yakınlarıyla yeniden paylaştı. Ama bu defa bunun bir vasiyet olduğunun farkındaydı herkes. Ve onu sevenler bu vasiyete dört elle sarılacaklarını söylediler cenazesinde. Binlerce yürek Türkan Saylan’ı uğurlarken aslında ondan bir bayrak devraldıklarını gösterdiler cenazesinde.

Siz de okuyamayan, okula gönderilmeyen öğrencilere yardım etmek ve Türkiye’nin daha aydınlık bir geleceğe bakmasında pay sahibi olmanın mutluluğunu tatmak istiyorsanız:

Baba Beni Okula Gönder Kampanyası için: www.bbog.org
Orada Bir Okul Var Uzakta için: www.oradabirokulvar.org

TÜRKAN SAYLAN KİMDİR?
13 Aralık 1935 günü İstanbul'da dünyaya geldi. Cumhuriyet döneminin ilk mütahhitlerinden Fasih Galip Bey ile (evlendikten sonra Leyla adını alan) İsviçreli Lili Mina Raiman çiftinin 5 çocuğunun en büyüğüdür.

1944-1946 yıllarında Kandilli İlkokulu ve 1946-1953 yıllarında Kandilli Kız Lisesi’nde okudu. 1963’de İstanbul Tıp Fakültesini bitirdi. 1964-1968 yılları arasında SSK Nişantaşı Hastanesi’nden Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanlığını aldı.

1968 yılında İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda Başasistanlığa başladı. 1971’de İngiliz Kültür Heyeti’nin bursuyla İngiltere’de ileri eğitim gördü, 1974'de Fransa’da ve 1976’da İngiltere’de kısa süreli çalışmalar yaptı, 1972’de doçent, 1977’de profesör oldu. 1982-1987 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nı, 1981-2001 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü’nü yürüttü. 1990’da oluşturulan “İ.Ü. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin kuruluşunda görev aldı ve 1996’ya kadar müdür yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatölüğünü yaptı. Dermatoloji Kliniği öğretim üyesi olarak 2002 yılı sonuna kadar çalıştı ve 13 Aralık 2002'de emekli oldu.

1976 yılında lepra (cüzzam) çalışmalarına başladı, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nı kurdu. 1986’da kendisine Hindistan’da “Uluslararası Gandhi Ödülü” verildi. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yaptı. Uluslararası Lepra Birliği’nin (ILU) kurucu üyesi ve başkan yardımcısıydı. Avrupa Dermato Veneroloji Akademisi’nin ve Uluslararası Lepra Derneği’nin üyesiydi. Dermatopatoloji Laboratuvarı’nın, Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Poliklinikleri’nin kurulmasında yer aldı. 1981-2002 yılları arasında 21 yıl, gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği’ni yaptı.

1957'de evlendi ve bu evlilikten iki oğlu oldu. Son 19 yıldır kanser hastası olan ve tedavisi süren Saylan, 18 Mayıs 2009 tarihinde saat 04.30 sıralarında vefat etti. Vefat ettiğinde gönüllü kuruluş olarak ÇYDD’nin Genel Başkanlığını, TÜRKÇAĞ ve KANKEV Vakfı Başkanlığı ile Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı Başkanlığı’nı sürdürmekteydi.

1989’da, bir grup Atatürkçü aydın tarafından devrim yasalarını ve laik düzeni koruyup geliştirmek amacıyla oluşturulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) kurucularındandır ve uzun bir süre Genel Başkanlığı’nı yürütmüştü. Bunun yanı sıra, 14 Nisan 2007 Ankara-Tandoğan ve 29 Nisan 2007 İstanbul-Çağlayan Cumhuriyet mitinglerinin organizasyonunda ve icrasında bulundu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin dışında farklı sivil toplum kuruluşlarında da çeşitli görevlerde bulundu: 1990’da oluşan “Öğretim Üyeleri Derneği”ni kurdu ve ilk dönem II. başkanlığını yaptı. Ayrıca, 1995’de mezun olduğu lise için oluşturulan Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakfı (KANKEV)’nın ve yine 1995’de kurulan Türkiye Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı (TÜRKÇAĞ)’nın kurucusu ve başkanıydı.

DİĞER GÖREVLERİ...
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliğine seçilmişti. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2 Şubat 2001’de YÖK üyeliğiyle görevlendirilmiş ve bu görev Şubat 2007’de bitmişti. 2003-2004 arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu üyeliklerinde bulundu.

“ERGENEKON” SONUÇLANDI VE KIZLARININ EVRAKLARI GERİ GÖNDERİLDİ
2009 yılı Nisan ayında Ergenekon Soruşturması kapsamında evi ve kurucusu olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği arandı. Ama onu esas üzen burslu okutulan öğrencilerin kayıtlarına el konulmasıydı. Birçok öğrencisinin burs günü geldiği halde paralarını alamayacaklarından yakınmıştı. Türkan Saylan gibi bir ismin böyle bir soruşturma kapsamına alındığını duyan büyük bir kitle de bu karara tepki göstermişti.