Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

ÇOCUK İŞÇİ DEĞİL, ÖĞRENCİ OLMALI!

İstanbul Kültür Üniversitesi'nin düzenlediği "3. Çocuk ve Hukuk Çalıştayı"nda çocuk işçilerin çalışma koşulları, hukuki problemleri değerlendirildi. Düzenlenen çalıştaya Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Başkanı Süleyman Caner de katıldı.


İstanbul Kültür Üniversitesi "Çocuk ve Hukuk Çalıştayı" İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde düzenlendi. Birçok hukukçunun katıldığı toplantıda, çocukların küçük yaşta çalıştırılması, hiçbir güvencesinin olmaması ve bu konudaki hukuki mevzuatlar masaya yatırıldı.

İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahri Öztürk konuyla ilgili önemli noktalara değindi: "İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak biz her yıl çocuk konulu bir etkinlik düzenliyoruz. En güzel tarafı bunu yargıtayımızla yapıyoruz. Bir defa bu yıl hukuk ve çocuk derken, çalışan çocukları ele alalım dedik. Ağırlıklı olarak üzerinde durduğumuz konuların başında çocukların, özellikle 14 yaşına kadar, neden çalışmak yerine okula gitmesi gerektiğini burada vurgulamaya çalıştık. Eğer sağlıklı bir toplum istiyorsak, bu çocukları sağlıklı bir şekilde yetiştirmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla çocuklardan iş gücü yerine akıl gücü olarak yararlanmamız, modern çağın bir gereğidir. Dolayısıyla o çocukları daha kendi kararlarını kendi verebilecek durumda olmayan çocukları, ezilen sınıf olarak yetiştirmek Türkiye'nin geleceğine uygun bir şey değildir.

ÇOCUK İŞÇİ KONUSUNDA BİZ KENDİMİZE BAKALIM
Bu nedenle hükümetin de hakikaten haklı olarak desteklediği gibi bazı sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde de yapıldığı gibi, özellikle hiç değilse 15 yaşına kadar, aslında 18 yaşına kadar olsa daha iyi, çünkü çocuk deyince 18 yaşında olan insan anlaşılıyor. Ama hiç değilse 15 yaşına kadar çocukların çalışmak yerine, sanayide, ağır işlerde,  çalışmasının yasağı olmasına rağmen çalıştırmak yerine, bu çocukların okutulmasında ve ileride topluma kazandırılmasında sayısız yararlar var. Bu toplantı onu bir kez daha ortaya koydu. Ancak biz bırakın dünyanın her yerinde çocuk işçi var söylemlerini bir kenara bırakın. Biz kendimize bakalım. Biz acaba çocuklarımıza ne yapabiliriz. Çalıştırdığımız, ezdiğimiz kişi kim? Benim kendi çocuğum gibi düşünmediğin sürece ben ikiyüzlüyüm. O çocuk başkasının çocuğu olabilir. Ama ben karar merkezinde olan biriysem, onunla ilgili bu kararı verirken kendi çocuğum gibi mütaala etmiyorsam, o zaman bu işte iki yüzlülük vardır.

Bu ikiyüzlülüğü ahlaki bir sorun olarak ele almamız gerekir. Mutlaka bertaraf etmemiz lazım. Yoksulluk gibi birçok nedenler de söyleniyor. Bu işin en başında moral faktörü gelir. Ahlaki değerler en önde gelir. Eğer sen o çocuğu korunması gereken bir varlık olarak göremeyecek kadar ahlaki çöküntü içerisindeysen benim sana yapacağım bir şey yoktur. Öncelikli olarak bu problemi çözmemiz lazım. Toplumun ahlaki değerlerini bir şekilde korumamız, yüceltmemiz lazım. Bu böyle olmayınca siz çocuğu meta olarak da görürsünüz. Çalışması, gereken, üretmesi gereken biri olarak görürüsünüz. Oysa, onun küçücük bedeni ona müsait değildir. Bu memlekette doğmuş olmak ya da yaşıyor olmak asla kötü bir kader değildir. Burada yaşamak gerçekten insanı değerlere uygun ise o zaman bizden daha bahtiyarı yoktur. Siyasetçilere düşen görev de budur."

ÇOCUKLARIN SUÇA SÜRÜKLENMESİNE ENGEL OLACAK NE VARSA YAPILMALI
Bazı sivil toplum kuruluşu örgütleri ve sanatçıların 23 Nisan dolayısıyla cezaevlerinde çocukları ziyaret etmesini eleştiren Prof. Dr. Bahri Öztürk, "Çocuk koruma kanununa baktığınız zaman 'suçlu çocuk' demez. 'Suça sürüklenen çocuk' derler. Gerçekten suça sürüklenmişse o zaman o çocuğu bir şekilde topluma kazandırmak gerekiyor. Çocuk koruma kanunu bunu emrediyor. Eğer çocuk koruma kanununa rağmen bir çocuk, yani 0-18 yaş grubu özellikle 15-18 yaş grubu bir çocuk ya da bir kişi bugün cezaevinde bulunuyorsa bunun sebepleri vardır. O sebeplere bakmak lazım. İki üç sanatçının oraya gidip nümayiş yapması o çocuğun yararına değildir. Bu tür göstermelik davranışlardan ben bıktım. Bunların hepsi roldür. Gidin rolünüzü tiyatronuzda, sahnenizde yapın. Bana, topluma yapmayın. İki kişiyi ziyaret etmekle ancak kendi vicdanını rahatlatırsın. Hizmet etmezsin. Benim tavsiyem onu yapacağınıza, çocuklarımızın suça sürüklenmesine engel olacak ne varsa onu yapın. Onun sebeplerinin altına girin. Yakılan, araç gereçler meydandadır. Onu görmezden geleceksin, onu engelleyecek bir şey önermeyeceksin. Bu iş şovla olmaz. Bu iş kararlı bir şekilde ahlaki değerleri önemseyerek, gerçekten sarılarak bir yere gelinebilir" dedi.

BU BAŞLIKTAKİ DİĞER KONULAR
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.