Kadınlar artık ayakları üstünde durmak zorunda!
KADINLARA YAPILAN HAK MI, HAKSIZLIK MI?

KİMLER NE DİYOR?
KADER Başkanı, Avukat Hülya Gülbahar:
“SOSYAL HAKLAR GERİYE GİDECEKTİR”
 “Yeni Sosyal Güvenlik paketinin tamamına bakarsak, kadının eşi ya da babasının gücü altına alınmak istendiğini görüyoruz. Yoksul kadınlar için bu kanun hiçbir kolaylık sağlamıyor. Varlıklı kişiler için uygun bir düzenleme. Bu kanun kadının güvenliğini koca ya da babaya bağladı. İnsanlar zamanla sosyal haklarda geriye giden bir seyir izlendiğini görecekler. Türkiye için üzgünüm...” 

                                                                                    
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği Başkanı İpek İlkkaracan:
“KADINI ÇALIŞMAYA İTECEKTİR”
“Tartışmaya açık bir konu. Kayıt dışı çalışmanın olduğu durumlarda bir zorunluluk getiriyor. Türkiye’de kayıt dışı çalışma oranı yüzde 40 larda... Ayrıca 100 yetişkin kadının 80’i işgücünün dışında. Yani kadının işgücüne katılımı düşük. Bu durum kadını daha çok iş gücüne itecektir. Sigortalılık halinin anne-babadan olması kadını anneye ve babaya daha bağımlı kılıyordu. Tabii, bu ücreti ödeyemeyecek olanlar ne olacak, onu da düşünmek lazım. Ancak madem böyle bir zorunluluk getiriliyor, o halde sağlık hizmetlerinin kalitesi ve ulaşılabilirliği konularında da bazı çalışmaların yapılması gerekiyor.”

                                                    
Uzman Psikolog Duysal Aşkun:
“KADINLAR DA İŞLERİNE SAHİP ÇIKACAKTIR”
“Bu bizim için şu demek; kadınlar iş yaşamına daha erken başlamak zorunda kalacaklar. Babaya güvenmeyecekler! Yeni çağda, kadının ayakları üzerinde duracağı ve çok erken yaşlarda çalışma hayatına gireceği bir dönem bizleri bekliyor. Yani bu sistemin artıları da var bana göre. Günümüzde ev kadını sayısı çok fazla. Bu gibi düzenlemelerin kadınlara itici güç olacağını düşünüyorum. Bu biz kadınlar için bir işaret.

Kadın evlendikten sonra, özellikle çocuk sahibi olduktan sonra mesleki hırslarını kaybediyor. Kadının garantileri var. Bu kadının doğasından kaynaklanır. Çünkü kadının yapısı erkeğinki gibi “iş” odaklı değil “ilişki” odaklıdır. Bu nedenle kadın ailesine ve çocuğuna düşkündür.
 
Eril ve dişil enerjinin artık dengelenmesi gerekiyor. Yani artık kadınlar da biraz iş odaklı olmak durumunda. Kadının ilişki odaklı olması, temsil edilmemesi anlamına da geliyor. Kadın yapı olarak geriye çekilmeye hep hazırdır. Böyle güvenceler ortadan kalkınca, kadın hayata ve işine daha çok tutunacaktır.”

MEDYADAN SESLER

TERCÜMAN / AYŞEM KALYONCU
“Baba ölünce kendine bakamayan, çoluk çocuğunun karnını doyurmak için çalışıp çabalayan kadına bir yük daha...Yani kadının çilesi ne küçük bir kız çocuğu iken ne de büyüyüp kadın olduğunda bitiyor... İşte Türkiye’de kız çocuğu olarak dünyaya gelmenin bir bedeli daha... Bu karar ile kız çocuklarını okutmayan ve bir an önce evlendirmeye can atan Anadolu insanının içi artık kızlarını çocuk yaşta evlendirirken daha da rahat edecek. Ne de olsa artık haklı gerekçeleri de var. Aman evde evlenmemiş kız kalmasın, bir de üstüne para mı ödeyeceğiz? Türkiye genelinde kız çocuklarının doğdukları günden itibaren başlarına gelenleri düşünecek olursak, bu devirde kaç baba gider de, kızı ya hastalanırsa, diye sigorta primi yatırır, merak ediyorum.”

HÜRRİYET / ŞÜKTÜ KIZILOT
“Herhalde bundan sonra erkekler, kız arkadaşlarını evliliğe ikna etmek için ‘Hadi canım, bir an önce evlenelim, baban da senin için her ay para ödemekten kurtulur’ diyecektir... Bu ödeme, kız istemeye gidenler ya da kız babaları için de ayrı bir espri konusu olacağa benziyor... Görünen o ki hem bekar hem de işsiz kızların ve babalarının durumu zorlaşıyor.”