İKİZ BEBEK NASIL OLUŞUR?
Kadının normal bir yumurtlama döneminde (menstrüel siklusta) bir yumurta salınır, döllenir ve bir fetüs gelişir. Eğer iki yumurta salınıp, döllenirse dizigotik (DZ, çift yumurta), tek yumurta döllenip zigot gelişirken ikiye ayrılırsa monozigotik (MZ, tek yumurta) ikiz oluşur. Tek yumurta ikizliğe neden olabilecek faktörler iyi bilinmemekte ve bu tipin sıklığı da çok değişmemektedir (3,5/1000). Çift yumurta tip ikizlikte ise başta yardımcı üreme teknikleri (YÜT) olmak üzere, anne yaşı (35 yaşında en sık), önceki doğum sayısının fazlalığı ve etnik kökenlerin (Afro-Amerikalılar’da fazla, Asyalılar’da az) rolü vardır.
İki fetus bir plasentadan beslenebileceği gibi (monokoryonik), iki ayrı plasenta da (dikoryonik) olabilir. Fetusun içinde bulunduğu su kesesi de (amnion) tek veya iki kese şeklinde olabilir. Yumurta sayısının, plasenta ve amnion kesesinin iki fetus tarafından paylaşılma şeklinin neden olabildiği ayrı sorunlar da söz konusudur.
ÇOĞUL GEBELİĞİN GETİRDİĞİ SORUNLAR
Tek hamilelikte birden fazla bebek sahibi olmak kuşkusuz aileleri hem çok mutlu ediyor, hem de çok kaygılandırıyor. Çoğul gebelik demek biraz da “riskli gebelik” demek aslında... Çoğul gebeliklerde sorunlar anneye, fetusa, doğum eylemine ve yenidoğan dönemine ilişkin sorunlar olarak sınıflandırılabilir. Çoğul bir gebelik sırasında başta gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ve şeker hastalığı olmak üzere, kansızlık ve idrar yolu enfeksiyonları daha sık görülür. Bebeğe ait sorunlar ise; genellikle kromozomal anomaliler, izole malformasyonlar ve tek gen defektleri çift yumurta gebeliklerde iki fetus olduğu ve ileri anne yaşı söz konusu olduğu için tek fetuslara göre iki katından da fazladır. Örneğin; üçüz gebeliği olan 28 yaşında ya da ikizi olan 33 yaşındaki bir kadının, Down Sendromlu bir bebek doğurma riski, 35 yaşındaki tek gebelikteki risk kadardır.
Döllenmiş yumurtanın fazladan bir kez daha ikiye ayrılmasıyla oluşan monozigot ikizlerde ayrılma ilk 3 gün içinde olursa, iki ayrı kese içinde ayrı plasentalardan beslenen bebeklerde sorunlar daha geç dönemde gerçekleşen bölünmelere göre daha az olur. Bölünme 4-8. günlerde olursa iki kese-tek plasenta, 9. günden sonra olursa tek kese tek plasenta olan ikizler gelişir. 14. günden sonra ayrılma başlarsa tam ayrılma gerçekleşmez ve yapışık ikizler (siyam ikizleri) oluşur. Monozigotik ikizlerde ayrılma işlemi sırasındaki olaylar nedeniyle bel kısmı sakatlıkları, ürolojik malformasyanlar, omurgaya, nefes ve yemek borusuna ait anomaliler yaşanabilir. Bu tiplerde sakatlığın ağırlığı yaşamla bağdaşamayacak kadar ağır görülebilir.
Yardımcı üreme teknikleri sonucu oluşan çoğul gebeliklerde ise anne adayları kaygılsanmasınlar; yardımcı üreme tekniklerinin bebeklerde anomali artışına neden olduğu ile ile ilgili kesin bir veri yoktur.
Tek plasentalı ikizlerde ise, plasentada damarsal ilişkilerden (anastomoz) dolayı, ikizden ikize kan geçişi olabiliyor. Bu durumda kan veren fetus küçük kalırken, alıcı durumunda olan bebek irileşip, kalp yetersizliğine girebilir.
Bebekler tek kese içinde olduğunda da, daha çok göbek kordonlarının karışması ve dolaşımın engellenmesi gibi sorunlar görülebilir.
ÇOĞUL GEBELİK ERKEN DOĞUMA NEDEN OLUR MU?
Çoğul gebeliklerde doğum genellikle beklenen süreden önce gerçekleşir. Doğumun normal mi yoksa sezaryen ile mi olacağına ise, bebeklerin gebeliğin son dönemlerinde anne karnındaki pozisyonuna göre karar verilir. İkinci doğan bebek, ilkine oranla daha fazla doğum komplikasyonları (kordon sıkışması, asfiksi, perinatal depresyon, uzun anestezi ) riski taşır.
ÇOĞUL GEBELİK BEBEĞİN GELİŞİMİNİ NASIL ETKİLER? Çoğul gebeliğin ardından gerçekleşen doğumla birlikte, yenidoğan döneminde de anneyi ve bebekleri zor bir süreç bekleme riski yüksektir. Yenidoğan dönemine ilişkin sorunlar özellikle anne karnında başlayan büyüme geriliği ve erken doğumların yarattığı problemlerden kaynaklanır. İkizler anne karnında 28-29. haftaya kadar tek gebelik gibi büyürken, bu dönemden sonra büyümeleri yavaşlar. Tek bebek yerine 2-3 fetusun sıkıştığı uterusun ve plasental kan akımının yetersizliği, büyümedeki yavaşlamanın ana nedenidir. İki bebeğin ağırlıklarında önemli oranda fark varsa (yüde 25’den fazla) bu bebeklerden birinin stres altında olduğunu gösteren önemli bir işarettir ve ölüm ya da çok erken doğum riski yüksektir. Tek gebelik normal şartlarda 40 hafta sürerken, ikizlerde bu süre ortalama 36 hafta, üçüzlerde 32 haftadır. 1500 gramdan küçük doğan bebeklerin 4’te 1’i, 1000 gramın altındakilerin 13’te 1’i çoğul gebelik ürünüdür. Erken doğum, doğum eyleminin erken başlaması (vakaların yarısında) membranların erken yırtılması (1/4 vakada) ve anneye (gebelik zehirlenmesi) ya da bebeğe ait (bebeğin anne karnında strese girmesi, büyüme geriliği, bir bebeğin ölümü) nedenlere bağlıdır. Çoğul gebeliklerde erken doğum riski fazladır ve doğum ne kadar erken gerçekleşirse akciğer, santral sinir sistemi, sindirim sistemi ve gözlerde görülen sorunlar da o derece artar. Uzun dönemde erken doğuma bağlı beyin felci ve diğer nörolojik sakatlıklar tek gebeliklere oranla daha sık görülür. Beyin felci riski tek gebeliklerde yüzde 1 iken, ikizlerde yüzde 7-8 oranlarına çıkar. Erken doğumun yanı sıra, ikizler arası kan geçişi ve ikizlerden birinin ölümü sırasında diğer ikizde yarattığı hasar da nörolojik sorunların artışında rol oynar. Çoğul gebeliklerde ortalama hastane yatış süreleri tek gebeliklere göre 3-4 kat uzundur. Toplam harcamalar düşünüldüğünde de, 5-10 kat daha yüksek maliyetler söz konusudur. Annelerin emzirmelerinden başlayıp, bebeklerin bakımdaki güçlükler ve bebeklerin sağlığının izlenmesi sırasındaki harcamalar da göz önüne alındığında; çoğul gebeliklerin sorunlarının doğum sonrasında da bir hayli yüklü olduğu anlaşılır. |
ÇOĞUL GEBELİKLERE BAĞLI SORUNLARDAN KORUNABİLMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR? - Yardımcı üreme teknikleri ile sağlanan gebeliklerde ikiden fazla embriyo transferi uygulanmamalı. - İkiden daha fazla gebelik sağlanmış ise birinin sonlandırılması işlemi yapılmalı. - Çoğul gebelik takibi tek gebeliğe oranla daha hassas ve daha sık yapılmalı. - 24. haftadan itibaren yenidoğan yoğun bakım hizmeti verebilen merkezlere yakın olunmalı ve yenidoğan yoğun bakım merkezi olan bir hastanede doğum gerçekleşmelidir. |
ÇOĞUL GEBELİKLER İÇİN DOĞUM ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI Çoğul gebelik, anne babalar için heyecan verici olmakla birlikte kaygıların da yüksek olduğu bir süreç... Bu durum; hamilelikle ilgili normal duygu ve tepkiler, fiziksel değişiklikler, doğum korkusu, hamilelik komplikasyonları veya hastaneye yatmayı gerektirebilecek durumlara neden olur.
Söz konusu duygular, aslında çoğul gebelik sürecinde yaşanan normal duygu ve tepkilerdir. Çoğul gebelerin duygusal reaksiyonları ise, kişiden kişiye farklılık gösterir ve her çift bebeklerini beklerken yaşadıkları sıkıntıları ve duyguları kendilerine has yöntemlerle çözerler. Anne ve baba adaylarının endişelerinin kaynaklarına bakıldığında; erken doğum ihtimalinin yüksek olması, bebeklerin gelişimi ile ilgili riskler ve evde onlarla başa çıkmakta yeterince bilgi sahibi olamamanın bu kaygıları yükselttiği görülür. Bu endişelerle birlikte hızlı duygu değişimleri, yorgunluk, hoşnutsuzluk da artar. Daha fazla dinlenme ihtiyacı, işte yeterli performans gösterememek, mali kaygılar; sıkıntıların yoğunlaşmasına neden olur. Hastaneye yatmayı gerektiren durumların gelişmesi, annenin kendi sağlığı ve bebeklerinin gelişimiyle ilgili duyduğu kaygı; bilgi eksikliği ve devam eden riskler, endişeleri arttırır. Tek hamilelikte birden fazla bebek bekleyen anne-babaların, doğum öncesi ve sonrası depresyonu birlikte yaşadıkları da sıklıkla gözlenir. |
ÜCRETSİZ OLARAK DESTEK ALABİLİRSİNİZ!
Yukarıdaki başlıklar altında; besin grupları, doğum öncesi bakım, çoğul doğuma hazırlık, komplikasyonlar, riskler, testler, doğum, prematürelik sınırları, çoğul bebeklerin hastane bakımı ve taburculuğu, evde bakım; yatırma, giydirme, bebeklerin beslenmesi ve süt sağma, yolculuk, lohusalık, bebeklerin emzirilmesi, sütünüzün yeterli olup olmadığı, sütün ne zaman sağılması gerektiği ve sütün saklanması gibi konular “doğum öncesi eğitim programı”nda anlatılıyor. Kendi alanlarında uzman anestezi ve çocuk doktorlarının, pedagoğun, diyetisyenin ve hemşirelerin sunduğu 9 saatlik bu eğitim çalışmasına siz de hiçbir ücret vermeden katılabilirsiniz.
|