Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

HAMİLELİĞİN KEYFİNİ ÇIKARIN!

HAMİLELİĞİN KEYFİNİ ÇIKARIN!

Hamilelikte yaşanan stres bile anne adayına yararlı! Ayrıca var olan pek çok hastalık hamile iken hafifliyor. İşte, bebek beklemenin en güzel yanları...


Hamilelikle birlikte endişe, korku, sağlık sorunları ve bunlar gibi olumsuz durumlardan çok psikolojik ve fiziksel olarak anneye kazandırdığı pozitif durumlar da mevcut. Nasıl mı?

HAMİLELİĞİN FİZİKSEL FAYDALARI
- Ağrılı adet sancılarınıza artık hoşçakal diyebilirsiniz. Hamilelikten önce kramplı ve ağrılı geçen adet dönemleri doğumdan sonra daha rahat geçer.
- Yapılan çalışmalar, hamileliğin meme ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucu etkisi olduğunu gösteriyor. Hamilelik sayısındaki artma ve ilk doğumun erken yaşta olması bu koruyucu etkiyi belirginleştiriyor. 3 aydan uzun emzirme de kanser riskinde azalma ile ilişkilendiriliyor. Hamilelikte yumurtlamanın durmasından yola çıkan yaklaşımlardan biri de, yaşamları boyunca daha az yumurtlayan kadınların meme ve yumurtalık kanseri risklerinin azalacağını öngörüyor. Diğer bir yaklaşıma göre ise hamilelik ve emzirme dönemi geçirmeyen kadınlarda meme kanseri riski artıyor.
- Araştırmalar hamilelerde baş ağrılarının önemli bir nedeni olan migren ataklarının daha seyrek görüldüğünü gösteriyor. Hamilelikten sonra atakların sıklığı çoğunlukla eskiye dönüyor. Doğum sonrası dönemdeyse baş ağrılarının şiddet ve süresinde artma gözlemleniyor.
- Gebelik sırasında astım hastalarının üçte birinin ağrılarında ve sıkıntılarında azalma oluyor. Doğum sonrasındaysa eski hallerine dönüyor. Astım hastalarının diğer üçte birlik bölümünde hamilelikte büyüyen rahim ve diyaframın yukarı itilmesiyle solunum sıkıntıları artabiliyor. Bu rahatsızlığı olan kişilere yakın takip ve tedavi gerekiyor.
- Sedef hastalarının çoğunda hamilelik cilt lezyonlarında iyileşme gözleniyor. Ama doğumdan 6 hafta sonra bu cilt hastalığı tekrar alevleniyor.
- Çikolata kisti olarak bilinen endometriozis, özellikle yumurtalıklar ve tüpler olmak üzere tüm batın iç yüzeylerini tutabilen bir kist çeşidi. Yol açtığı yapışıklık, tüplerle yumurtalıkların ilişkisini bozuyor ve yumurta kalitesini olumsuz etkiliyor. Böylece hamileliği zorlaştırıyor, ağrılı adetlere yol açtığı gibi ağrılı cinsel ilişkiye de neden olabiliyor. Çikolata kisti rahatsızlığı hamilelik gibi adet görülmeyen dönemlerde gerileme gösteriyor.
- Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi bağırsak hastalıkları da hamilelikte sıklıkla daha sakin bir seyir izliyor. Kanlı ishal ve ciddi karın ağrıları gibi sorunlarla karakterize ataklar hamilelerde bir miktar daha az görülüyor. Doğumdan sonra ise bu bağırsak hastalıkları tipik olarak eski seyirlerine dönüyor.
- Ataklar halinde gelerek nörolojik kayıplara ve handikaplara yol açan ciddi bir nörolojik hastalık olan Multipl Skleroz (beyni ve omuriliği tutan özbağışıklık hastalığı) da hamilelikte daha az aktifleşiyor; doğum sonrası ise tekrar eski seyrine dönüyor.
- Miyom, doğum yapmış, emzirmiş kadınlarda daha az görülüyor. Hamilelikte yeni miyom oluşumuna rastlanmasa da, varolan miyomlarda hamileliğin özellikle birinci ve ikinci dönemde bir miktar büyüme görülebiliyor.
- Hamilelikte artan kan miktarı sonucunda tüm vücutta olduğu gibi yüzde de kan dolaşımı artar. Bu ise yanaklara kızarmasına ve cildin daha parlak ve canlı görünmesine yol açar. Aynı zamanda yağ bezlerinin işlevini arttıran hormonların artması yüzdeki kuruluğun azalmasına ve parlak bir görünüme yol açar.
- Önceden sigara, içki gibi alışkanlıkları olan kadınlar hamilelik döneminde bunları bırakarak yediklerine de dikkat ederek sağlıklı bir döneme girdiklerinden kendilerini daha
mutlu ve sağlıklı hissederler.
- Hamileliğin özellikle ikinci üç aylık döneminde cinsel istekteki artış orgazm olmayı kolaylaştırdığından ruh ve beden sağlığının dengelenmesinde yararlı olur.

Hamile Psikoloğu Neşe Karabekir:
HAMİLELİĞİN PSİKOLOJİK YARARLARI

• Hamilelikle beraber kadın daha önce hayatın farklı anlamlarında üretim yapıyor olsa da tamamen farklı bir boyutta bir yaratım sürecine girer. Bu, aynı zamanda yaratım, üretme ile beraber varoluşsal bir süreçtir.
• Hayatın anlamı olumlu anlamda farklılaşır, yaşama sevinci artar. Artık farklı bir rol olan ebeveyn olma rolüne ısınmayı beraberinde getiren hamilelik; kadına eş olma, birinin kız çocuğu olma veya kariyer sahibi olma rollerinin yanına; ebeveyn olma, anne olma rolünün eklenmesini sağlar. Böylece bu geçişi daha iyi hazırlanarak ve yumuşak olarak geçirir.
• Kadının doğasındaki anne olma güdüsü hamilelikle beraber tatmin edilmiş olur. Bazen boşluk veya yarımlık duygusu ile tarif edilen psikolojik süreçler hamilelikle beraber tamamlanır.
• Kadın, hem çocuk yaşlardan itibaren öğrendiği, hem de biyolojik ihtiyaç olduğu söylenilen anne olma motivasyonunu hayata geçirir. Hamilelik hayalleri gerçeğe dönüştürmüş olur.
• Hamilelik bazı kadınlarda cinsellik sürecini olumlu yönde etkiler. Hormonların etkisiyle hamilede korku ve gerginlik olmaksızın rahat bir cinsellik süreci yaşanabilir.
• Sadece cinsellikte değil, tüm kadın-erkek ilişkilerinde olumlu bir gelişim oluşabilir (Bu olumluluğun hamileliğini ilişkileri ve evlilikleri kurtarması şeklinde kullanılmaması çok önemlidir.).
• Hamilelikle beraber bebek için sağlığına bakmaya daha özen gösteren kadın, daha farklı olarak kendini, vücudunu ve psikolojisini önemsemeye ve her anlamda daha sağlıklı olmak için çaba sarf etmeye başlar.


HAMİLELİKTE YAŞANAN STRES BİLE YARARLI!
Bu özel süreç kadın ve çevresi için özel ve farklı bir dönem. Anne adayının vücudunda, duygularında ve yaşam tarzında değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler yaşam döngüsü içinde iş ve aile yaşantısında pek çok zorluk yaşayan kadına yeni stresler ekleyebilir.


Ama stres her zaman sanıldığı kadar kötü değildir. Uygun şekilde üzerine gidildiği takdirde stres, insanlara yaşam mücadelesinde heves ve güç verebilir. Stres kaynakları ile baş edebildiğini düşünen insan (buna hamile kadınlar da dahildir) kendini enerjik ve güçlü hisseder. Böyle bir kadın ev ve iş yaşantısında üzerine düşen görevleri daha kolaylıkla yerine getirebilir ve stresten kaynaklanan sağlık sorunlarına daha az maruz kalır.

Ancak stres rahatsız edici boyutlara ulaştığında bütün insanlar için olduğu gibi hamile bir kadın için de zararlı olabilir. Aşırı stres kısa dönemde halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk, anksiyete, iştahta artma ya da azalma, baş ve sırt ağrılarına yol açabilir.

Yüksek düzeyde stres uzun süre devam ettiğinde enfeksiyonlarla başa çıkma yeteneğinde azalma, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları gibi problemleri beraberinde getirebilir. Yapılan çalışmalar, uzun süreli yüksek stresin hamilelik üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğini ve bazı özel riskleri beraberinde getirebileceğini düşündürmektedir.

Her hamile kadın özel ve iş yaşantısındaki stres kaynaklarını belirlemeli ve bunlarla mücadele yöntemleri geliştirmeye çalışmalıdır. Hamile olsun ya da olmasın her kadın eğer sağlıklı ve güçlü ise stres ile daha kolay mücadele edebilir. Bu nedenle hamile bir kadın sağlıklı beslenmeli, yeteri kadar uyumalı, alkol ve sigaradan uzak durmalı ve egzersiz yapmalıdır. Egzersiz kadının güçlü olmasını sağlar ve yorgunluk, halsizlik ve bel ağrıları gibi hamilelik ile ilgili rahatsızlıkların görülme sıklığını azaltır.


STRES İLE MÜCADELE İÇİN
• Bebeğinizin ve kendinizin sağlığı için gevşeyin.
• Dinlenmek için gün içinde kendinize zaman ayırın.
• Rahat bir pozisyon alın. Telefon ve televizyon gibi cihazların olmadığı bir odada uzanın.
• Zihinsel olarak kendinizi hazırlayın. Aklınızdan her şeyi çıkartarak gevşemeye çalışın.
• Soluk alıp verişiniz üzerine odaklanın. Karnınızdan (göğsünüzden değil) yavaş, derin ve ritmik bir şekilde nefes alıp verin.
• Kaslarınızı dinleyin ve onları gevşetmeye çalışın.
• Kendinizi huzur verici bir yerde düşleyin.
• Bebeğinize güzel sözler fısıldayın.


HAMİLELİK BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.