Gebelik planlayan çiftlerin en az 3 ay önceden kan tetkiklerinin yapılması, eksikliği tespit edilen besin öğelerinin takviye edilmesi, gebeliğe sağlam adımlarla ulaşılması, hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından oldukça önemlidir. Bebeklerde sinir sistemi ve beyin gelişimi gebeliğin ilk haftalarından itibaren başlayarak doğumdan sonra 1 yaşına kadar hızlı bir ilerleme gösterir. Annenin gebeliğinin ilk başlarında demir, B12 vitamini, folik asit gibi minerallerden ve vitaminlerden yoksun olması bebeğin gelişimini olumsuz etkiler. Bunun için yani dünyaya getirmeyi planladığınız bebeğinizin entelektüel gelişimi için daha gebe kalmadan önce çalışmalara başlanmalıdır.
Planlı bir gebelik hazırlığının ardından gebe kalındığı andan itibaren annenin beslenmesi ve yaşantısı bebeğin zihinsel gelişimi için son derece önemlidir. Besinlerin dışında bebeğin nöral gelişimini etkileyen en önemli faktör annenin stresidir. Gebeliğin stresli bir süreçte geçmesi doğacak bebekte bazı sinir sistemi problemlerine neden olabiliyor. Örneğin, gebeliğinde ağır stres yaşayan annelerin bebeklerinde çocukluk yıllarında yüz mimiklerine ve tiklere rastlandığı çalışmalarla tespit edilmiştir. Bu tür yaşamsal faktörlerin dışında besinsel faktörler de gebelik sürecinde bebeğin hem sinir sistemi hem de zihinsel gelişimine destek veriyor. Bu süreçte değerleri bir adım daha fazla olan besinleri şöyle sıralayabiliriz;
BALIK İLE OMEGA-3 DESTEĞİ
Balık yağı olarak bilinen omega-3 yağ asitleri anne karnındaki bebeğin beyin gelişime en büyük olumlu etki gösteren besin bileşenlerinden biridir. Gebe kalınan ilk haftalardan itibaren düzenli olarak haftada 300-350 gram arası balık tüketimi ve buna ek olarak balık yağı tableti alımı bebeğimizin zihinsel gelişime katkı sağlayacaktır.
YUMURTA İLE PROTEİN DESTEĞİ
Gebeliğin son aylarına doğru artan protein ihtiyacına en iyi destek yumurtadan geliyor. Anne sütünden sonra içerdiği proteini vücudumuzun en iyi kullandığı besin olan yumurta, gebelerin kurtarıcısı. Beyin gelişiminin hız kazandığı gebeliğin son 3 ayında her gün 1 yumurta tüketmek bebeğinizin gelişimine yapacağınız en öenmli katkılardan olacaktır.
BOL YEŞİLLİKLİ SALATALAR İLE FOLİK ASİT DESTEĞİ
Özellikle yeşil yapraklı sebzelerde bulunan folik asit sinir sistemi gelişimi ve korunumu için son derece önemlidir. Folik asit eksikliğinde görülen ve ciddi bir sağlık problemi olan nöral tüp defekti, ülkemizde akraba evliklerinin fazla olmasından ve buna ek olarak kadınlarımızın folik asit eksikliği çekmesinden dolayı sık görülmektedir. Bu bebekler maalesef yaşamlarını devam ettirememektedir. Dolayısı ile gebeliğimiz boyunca hem doktorumuzun kontrolünde kullandığımız folik asit desteği hem de öğlen ve akşam yemeklerinde tüketeceğimiz bol yeşillikli salatalarımız bebeğimizin sinir sitemi ve beyin gelişimi için son derece önemlidir.
KIRMIZI ET İLE DEMİR DESTEĞİ
Demir gibi bir beyine sahip olabilmek için en önemli demir kaynağı olan kırmızı et gebelik süreci boyunca asla ihmal etmememiz gereken besinlerden bir diğeri. Hem içerdiği müthiş aminoasitleri hem de kullanılabilirliği yüksek demir içeriği ile haftada 3-4 gün kırmızı etin tüketimini öneriyoruz. Toplamda 1 haftada tüketilecek olan kırmızı et miktarı 300-400 gram olur ise hem anne adayının hem de bebeğimizin ihtiyaçları karşılanacaktır.
GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK BESİNLER
Anne adayının kan şekerindeki ani oynamalar anne karnındaki bebeğe giden şekerin dengesiz olması anlamına gelir. Dolayısı ile bebeğimizin vücudunda gereğinden fazla şekerin dolaşması daha oluşan ve gelişen organlara zarar verebilir. Bu organların en başında da kalp ve beyin gelir. Dolayısı ile eğer gebeyseniz dikkat etmeniz gereken konu, kan şekerinizi çok hızlı yükselten besinlerden uzak durmak olmaktır. Şerbetli tatlılar, bol şekerli yiyecekler, fazla çikolata, gofret türü abur cuburlar ve rafine edilmiş un grupları ile üretilen beyaz ekmek, poğaça gibi besinler dozunca tüketilmesi gereken glisemik indeksi yüksek besinlerdir. Peki, hangi besinlerden gönül rahatlığı ile faydalanabiliriz diye soracak olursanız; tam buğday unu ile yapılan ekmekler veya çavdar ekmekleri, bulgur, esmer pirinç, nohut, kurufasülye, mercimek gibi baklagillerin çorbaları veya yemekleri rahatlıkla yiyebileceğiniz besinlerimizdir.
AZ TUZLU BESİNLER
Gebelik süresince tuz veya fazla tuzlu besinlerin tüketilmesi anne adayında ciddi tansiyon ve ödem problemlerine neden olmaktadır. Gebelik tansiyonu ise özellikle gebeliğin son aylarına doğru yaklaşıldıkça bebeğin sinir sistemi ve entelektüel gelişimi üzerine olumsuz etki yaratabilmektedir. Dolayısı ile gebeliğin daha ilk haftalarından itibaren tuz tüketimini sınırlamak gerekir. Fazla tuzlu yemekler, çorbalar, tuzlu salamura besinler, hazır konserveler, turşular veya tuzlu zeytinlerin tüketimi ciddi anlamda sınırlandırılmalıdır. Tüketilecek zeytin veya peynir mümkünse 1 gece önceden suda konularak bekletilmeli ve tuzunu saldıktan sonra tüketilmelidir. Bu önlemler alındığında hem anne adayımız hem de bebeğiniz büyük ölçüde güvenli bir gebelik süreci geçireceklerdir.
Ayrıca bunların dışında 4-5 saati aşan, uzun süreli açlıklar da anne karnındaki bebeğimizin gelişimine olumsuz etki yapmaktadır. Anne adayının en ideal beslenme tipi olan 3 saat aralıklar beslenmesi, biz beslenme uzmanlarınca istenmektedir.
Op. Dr. Altay Kartal (Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı): |
|