Çocuk yapma kararı verildiğinde hamile kalmadan önce hem ruhsal hem de fiziksel olarak hazır olmak gerekir. Özellikle eşlerin her ikisinin de çalıştığı ailelerde bebeğin bakımı ve duygusal ihtiyaçlarının da karşılanması gerektiği göz önüne alınarak planlama yapılmalıdır.
Bu arada en önemli konulardan biri de anne ve baba adaylarının psikolojik açıdan tam anlamıyla hazır olmaları, herhangi bir psikolojik rahatsızlık nedeni ile tedavi görüyor olmamalarıdır. Depresyon çağımızın oldukça sık rastlanan bir sorunudur. Anti-depresan ilaç kullanan kadınların hamilelikten korunmaya özellikle çok dikkat etmesi gerekir. Depresyon tedavisinin tamamlanmasından yaklaşık 3-6 ay sonra korunmanın bırakılması tavsiye edilir.
SİGARA AZALTMAK ÇÖZÜM DEĞİL
Hamile kalmayı planlayan bir kadının genel sağlık durumu son derece önemlidir. Hamile adayları için mümkün olduğunca ideal yaşam koşulları istenir. Düzenli çalışma ve dinlenme saatleri, uyku saatlerinin yeterli ve uygun koşullarda olması, sigara ve alkol tüketiminin olmaması ve yoğun sigara dumanı olan yerlerde zaman geçirilmemesi önemlidir.
Sigara bilindiği gibi hemen tüm olumsuz etkilerini damar sistemi üzerinden göstermektedir. Bebeği anne ile ilişkilendiren, onun beslenmesini, oksijenlenmesini sağlayan ve atıklarını boşaltan sistem olan plasentanın tamamen bir damar sistemi olduğu düşünüldüğünde sigaranın hamilelik üzerindeki zararları açıkça görülmektedir. Doğurganlık çağında bir kadının hiç sigara içmemesi ideal olmakla birlikte en azından hamileliğin fark edilmesi ile birlikte hemen sigara kullanımı bırakılmalıdır. Sigara azaltmak çözüm değildir ve önerilmez. Gebe adayı bir kadının bilinen hastalıklarının iyi kontrol altında olması çok önemlidir.
Toplumumuzda en sık rastlanan hamileliği komplike edebilecek hastalıklar arasında anemi (kansızlık), diyabet (şeker hastalığı), guatr, kalp romatizması ve doğuştan kalp kapak sorunları gelmektedir. Ayrıca enfeksiyon hastalıklarının bazıları da oluşacak hamilelik için çok ciddi riskler oluşturur. Bunların başlıcaları kızamıkçık, suçiçeği, kabakulak enfeksiyonlarıdır. Bu enfeksiyonlar erken hamilelik döneminde geçirildiğinde bebeğin sakat kalmasına ya da hamileliğin düşükle sonlanmasına neden olabilecek enfeksiyonlardır.
HAMİLELİK ÖNCESİ MUAYENE
Normal koşullarda bir kadının düzenli olarak yılda bir kez jinekolojik muayeneden geçmesi ve temel sağlık taramalarının yapılması gerekmektedir. Bunların başında vajinal smear testi ve meme ultrasonografisi gelmektedir. Hamile kalmaya karar veren bir kadının ise hamileliğin planlandığı tarihten yaklaşık 3 ay önce kapsamlı bir muayene olması ve bazı tetkiklerin yapılması gereklidir.
MUAYENE AŞAMALARI
Anne adayının hamilelik öncesi danışma amaçlı ilk muayenesi adet döneminin hemen bitiminde yapılır. Muayenenin öncesinde detaylı bir hikaye alınır. Bu ilk görüşmede hem anne hem de baba adayının aile geçmişleri sorgulanır, soylarında genetik geçiş gösteren herhangi bir anomali ya da hastalığın olup olmadığı araştırılır. Eşi ve kendisinin aile fertlerini de içeren anamnez sırasında dikkati çeken noktalar (özürlü ya da ölü doğan bebekler, kronik hastalıklar, konjenital anomaliler, vs.) incelenmek üzere not edilir. Eşlerin özgeçmişleri de genel sağlık durumları ve geçirdikleri hastalıklar konusunda detaylı bir şekilde taranır.
Sonrasında kalp hastalığı, diyabet, karaciğer hastalığı, böbrek hastalığı gibi kronik sistemik hastalığı olup olmadığı sorgulanır. Anne adayının fizik muayenesini takiben jinekolojik muayenesi yapılır ve bu sırada smear testi alınır. Yapılan muayenede dikkati çeken noktalar (rahimde şekil anomalisi, vajinismus, pelvis darlığı, polikistik over) var ise bunlar kaydedilir ve incelemeye alınır. Ayrıca miyom, yumurtalık kisti, endometriozis gibi hamileliğe engel olabilecek durumların varlığına yönelik ipuçları aranır ya da daha önceden bu tür durumların varlığı tespit edilmiş ise uygulanan tedaviler ve sonuçları ile ilgili bilgi edinilir. Bazı jinekolojik hastalıklar ve enfeksiyonlar hamile kalmada güçlüğe ya da hamile kalındığında düşüklere neden olabildiğinden jinekolojik öykü son derece önemlidir.
Yaşanılan hamilelikler ile bunların sonuçları ile ilgili bilgiler de önemli ipuçları verebilir. Eğer daha önce doğum yapılmışsa bebeklerin doğum haftaları, doğum kiloları, doğum şekli, eylem ve doğum sırasında yaşanan özellikler değerlendirilir. Eğer daha önceden tekrarlayan düşükler, sakat ya da ölü doğumlar varsa yeniden hamile kalmadan önce bunların nedenlerinin araştırılması ve tedavi edilmesi gerekir. Düzenli ya da düzensiz kullanılan ilaçlar hekim ile tartışılmalı, bunların ve bebeğe olan etkileri sorgulanmalıdır. Öte yandan alerji varlığı ve hangi maddelere karşı alerjik olunduğu da önemlidir.
TESTLER HAMİLELİKTEN 3 AY ÖNCE BAŞLAMALI
- Kan grubu
- Tam kan sayımı
- Tam idrar tahlili
- Açlık kan şekeri, üre, kreatinin, AST, ALT
- TSH
- TORCH ( toxoplazma, rubella,cytomegalovirus, herpesvirus antikorları)
- Hepatit B antijen ve antikor
- Varicella Zoster ( suçiçeği) antikor
Bu tetkiklerin hamilelikten 3 ay önce yapılmasındaki amaç aşı ile korunulabilecek hastalıklara karşı anne adayının direnç durumunu saptamak ve aşılama için zaman kazanmaktır. Rubella (kızamıkçık), cytomegalovirus, hepatit B ve suçiçeği aşı ile direnç kazanılacak hastalıklardır. Özellikle rubella aşısı canlı zayıflatılmış virüs kullanılarak yapıldığından aşı sonrası 3 ay hamile kalınmamalıdır.
Kan grubu tayini ile eşler arasında Rh ve ABO uyuşmazlığı saptanır. TSH testi tiroid bezinin çalışma durumu hakkında bilgi verir ve gerektiğinde hamilelik öncesi ilaç ile fonksiyonların düzeltilmesini sağlar. Bu temel testlerin yanı sıra anamnez ve muayenenin gerektirebileceği ek tetkikler tamamlanarak gebe adayının mümkün olabilecek en uygun koşullarda korunmayı bırakması sağlanır.
MUAYENE SONRASI ÖNERİLER
Tüm incelemeler yapıldıktan sonra hamile kalmaya engel bir durum mevcut ise var olan patolojiler tedavi edilir. Hamile kalınmasını engelleyecek tüm sorunların giderilmesiyle birlikte anne adayına hamile kalabilmesi için dikkat etmesi gerekenler sıralanır.
• 3 ay öncesinden folik asit almaya başlayın: Öncelikle hamile kalmayı planlayan bir kadın 3 ay öncesinden günde 400 microgram folik asit almaya başlamalıdır. Bu miktar Dünya Sağlık Örgütü’nce önerilen miktar olup oluşacak bebeğin beyin-omurilik sakatlıkları riskini azalttığı bilinmektedir. Özel bir durum olmadıkça bunun dışında alınması gereken herhangi bir ilaç yoktur.
• Sağlık taraması yaptırın: Hamileliğin ilerleyen aylarında diş ve dişeti üzerindeki olumsuz etkileri iyi bilinmektedir. Bu nedenle hamile kalmayı planlayan bir kadın diş kontrolünü ihmal etmemeli, var olan diş sorunları hamilelik öncesinde giderilmelidir. Hamilelik sırasında da düzenli diş kontrolleri yapılmalıdır.
Yine hamileliğin ilerleyen aylarında anne adayını en çok rahatsız edebilecek sorunlar arasında hemoroid (basur) ve anal fissür (makat yırtığı) vardır. Hamilelik öncesinde bu tür sorunlar yaşayan anne adaylarının hamile kalmadan önce bu hastalıklarının tedavisini tamamlamış olmaları önerilmektedir.
• İlaç kullanımına ve röntgen film çekimine dikkat edin: Hamilelik planlayan bir kadın korunmayı bıraktığı adet döneminden itibaren ilaç kullanımı ve röntgen filmi çekimi konusunda azami dikkat göstermelidir. Erken gebelik döneminde bazı ilaçlar ve röntgen ışınlarına maruz kalmak düşük, özürlü bebek, düşük doğum ağırlıklı bebek gibi pek çok soruna yol açmaktadır. Korunmayan bir kadın çok zorunlu durumlarda karın bölgesinin özel bir örtü ile örtülmesinden sonra diş, kol, bacak, kafa ve akciğer filmi çektirebilir. Günümüzde giderek yaygınlaşan MR (Magnetic Resonans) tekniği ile fetus üzerinde bilinen herhangi bir risk oluşturmaksızın radyolojik inceleme yapmak mümkün olmaktadır.
• Fazla kilolarınızdan kurtulun: Kilo fazlalığı varsa bunları vermek için en iyi dönem gebelik öncesidir. Kadınlarda ortalama ideal vücut kitle indeksi (BMI) 20-25 arasındadır. Gebelik öncesi bu sınırlar içerisinde olan ya da en azından yakınında olan kadınların gebelikte kilo kontrolü ve kilo sorunlarına bağlı komplikasyon oranları daha az olmaktadır.
• Sigara içiyorsanız bırakın: Sigara içen gebelerin bebekleri düşük doğum ağırlıklı olabilmekte, bu kadınlarda düşük ya da erken doğum daha sık görülmektedir. Ayrıca gebe kalma şansını azaltmaktadır. Bu nedenle gebelik öncesi ya da sırasında kesinlikle sigara içilmemelidir.
•Alkol tüketiyorsanız bırakın: Yine aynı şekilde alkol de gebe kalma şansını azaltan faktörler arasındadır. Anne karnında alkole maruz kalan bebeklerde uzun dönemde zeka gerilikleri, öğrenme bozuklukları, davranış bozuklukları görülebilir.
•Doğal besinlere yönelin: Hamilelikte olduğu gibi hamile kalmaya karar verildiğinde de beslenme son derece önemlidir. Suni tatlandırıcılar, kafein gibi pek çok maddenin kullanımı azaltılmalıdır. Doğal besinlerin tüketilmesine dikkat edilmelidir.
|