Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

ÇOCUĞUN OYNADIĞI HER OYUNUN BİR GÖREVİ VAR!

ÇOCUĞUN OYNADIĞI HER OYUNUN BİR GÖREVİ VAR!

Oyunlar önce bebeğin kendi bedensel yeteneklerini keşfetmesi ile başlar, yakın çevre içinde sürer ve daha sonra da büyük sosyal ortamlara kadar yaygınlaşır. Bebek, çocuk, ergen ya da yetişkinin oyun oynamasının altında; içten gelen enerjinin boşaltılması, türe özgü davranışların çok uzun bir süredir aktarılmasına ve sürdürülmesine yardım etmek, gelecekteki becerilerin geliştirilmesi gibi ihtiyaçlar yatar. “Oyun” hayatımızda bu denli önemliyken, oyunların çocuklarımıza neler kazandırdığını öğrenmek isterseniz, böyle buyurun...


EVCİLİK OYUNU
Çocukluğunda evcilik oyunu oynamayan var mıdır acaba? Hepimizin vazgeçilmezi olan bu oyun aslında bize bir çok şeyi anlama, yargılama ve tanıma fırsatı veriyor.

Uzmanlar evcilik oyunu hakkında şunları söylüyor: “Çocuklar oyunu oynarken çevrelerinde gördükleri yetişkin rollerini canlandırır ve onlar gibi davranırlar. Bu oyunlar çocukların kendilerini tanımalarını sağlamakta ve onları ilerideki yetişkin rollerine hazırlamaktadır. Oyunda çocuklar hem günlük yaşantılarında karşılaştıkları, deneyim edindikleri olayları kullanırken, hem de hayal dünyalarını, duygularını oyuna aktarırlar. Oyun içinde çocuklar hayallerini diledikleri gibi kullanırlar. Bazen anne, bazen çocuk, komşu vb. olurlar, duygularını istedikleri gibi kullanarak rahatlarlar. Böylelikle kendilerini başkasının yerine koymayı (empati duygusu), sorumluluk almayı, duygularını başkasına anlatmayı, aile içindeki sıkıntıları anlatarak rahatlamayı öğrenirler. Rollerini canlandırırken kendini ifade etme, akıcı konuşma yetenekleri gelişir ve kelime hazneleri artar.”

Çocuklar evcilik oyununu tek başlarına da arkadaşlarıyla da oynayabilirler. Birlikte oynarlarken kurallara uymayı, işbirliği içinde çalışmayı, güvenmeyi, iletişimde bulunmayı ve sosyal olaylara çözüm bulmayı öğrenirler.

Anneler ve babalar evcilik oynayan çocuklarının seçtikleri rollerden kimi zaman rahatsız olurlar. Kız çocuklarının erkek, erkek çocuklarının asker olmak yerine aşçı olmayı tercih etmeleri gibi... Oysa, duygusal olarak bunları yapmak isteyen bir çocuğun üzerinde baskı kurulmamalı ve seçimlerinde özgür bırakılmalıdır. Evcilik oyunu çocukların zihinsel ve sosyal gelişimini destekleyen en önemli oyunlardan biridir. Anne-baba olarak bu oyunu oynayan çocuğunuza her türlü fırsatı ve desteği sağlamalı, hatta arkadaşı yoksa siz de ona eşlik etmelisiniz.

DOKTORCULUK
Özellikle 3-5 yaşlarında oynanan bu oyun aslında çocukların karşı cinsin bedenine duyduğu meraktan ortaya çıkmıştır. Karşı cinsin kendi bedeninden ne gibi farkları olduğunu bilmek istemek, son derece doğal bir süreçtir. Çocuklar birbirlerinin bedenlerini en rahat bu oyunla görebileceklerinin farkındadırlar, çünkü onlar da doktora gitmiş ve muayene olmuşlardır. Böyle bir durumda çocuklara kızmak ve bağırmak yerine ona öğrenmek istediklerini uygun bir şekilde anlatacak yaşlarına uygun resimler göstermelisiniz. Doktorculuk da tıpkı evcilik oyunu gibi yetişkin hareketlerinin taklidine dayalı ve fantezi ve keşfetmeye yönelik bir oyundur.

SEK SEK YA DA TOP OYUNLARI
Çocuğun sosyalleşmesini sağlar; kuralları, cezaları ve ödülü öğrenmesine sebep olur. Çocuk, hem arkadaşlarıyla uyumlu olmak zorundadır, hem de oyunu kurallara bağlı olarak oynaması gerektiğini öğrenir. Sek sek ve top oyunları çocukların bedensel gelişimlerine de katkı sağlar.

Kazanan ve kaybeden üzerine kurulu bu oyunlar, çocuğa başarının zevkini yaşatır. Başarının ödüllendirildiğini ilk olarak bu oyunlarla içselleştirir. Sırasını beklemeyi, paylaşmayı ve rekabeti de bu oyunlarla öğrenir.

YAP-BOZ
Özellikle 5-8 yaş arası çocukların oynadığı, daha sonraki yaşlarda da oynamaya devam edilen bu oyun bilişsel yetenek ve algısal hareketleri geliştirir. Daha çok sorunu çözmeye, algılamaya ve toparlamaya yönelik bu oyun aslında bir çeşit organizasyondur. Ve daha çok organize etme, olan şeyleri başka bir şekilde sunma yeteneğini geliştirir.

LEGO
Legolar yap-bozlardan farklı olarak parçalardan farklı birşeyler yapmaya yarar. Dolayısı ile legolarla oynamak organize etmekten çok, yeni bir şey ortaya koymak, yani “yaratmak” demektir. Çocukların el becerilerini, algılamalarını, yorumlamalarını ve yaratıcılıklarını geliştirmeye yarayan legolar aynı zamanda çocuğu psikolojik olarak da tatmin eden oyuncaklardır. O kadar ki, lego düşkünü yetişkinlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur.

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG ÇİĞDEM BİLGEN:
 “ÇOCUKLAR KELİMELERLE DEĞİL, OYUNLARLA KONUŞUR”

Her insan oyun oynamayı sever, yaşımız ne olursa olsun, oyun hepimiz için eğlencedir. Ancak çocukların yaşamında oyun, çok özel bir role sahiptir. Biz yetişkinler sevincimizi, sıkıntımızı, üzüntümüzü, kaygımızı, heyecanımızı, düşüncelerimizi konuşarak belli ederiz; biz kelimelerle konuşuruz. Oysa çocuklar, duygularını anlatmak için bizimkiler gibi şık kelimelere henüz sahip olmadıkları için, iletişim kurabilmede başka bir araca ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden çocuklar çoğu zaman kelimelerle değil, oyunlarla konuşurlar. Çocuklar oyunla dünyayı keşfederler, diğer kişilerle kuracakları ilişkileri öğrenirler, kendi yeteneklerini ve güçlerini test ederler, yeni fikirleri denerler ve farklı aktiviteleri deneyecek kadar yetkin bir hale gelirler. Merak, benlik değeri, dil, çeşitli alanlarda problem çözme yetileri, işbirliği, matematik, oyun sayesinde öğrenilen konulardan sadece birkaçıdır.

OYUNUN YARARLARI
Fiziksel ve Biyolojik Yararları: Oyun, çocuğun temel becerileri öğrenmesine olanak tanır. Bir bebek ilk olarak, çevresini oyunla tanırken, istediği bir objeyi elde etmek için, el ve göz hareketlerini koordine etmeyi öğrenir. Oyun çocuğun enerji harcamasını ve böylece rahatlamasını sağlar. Çocuğun kaslarının gelişimini destekler. Oyun içinde koşma, uzanma, çömelme, zıplama gibi hareketler çocuğun kol ve bacak kaslarının gelişimine, el faaliyetleri de ince motor denilen parmak kaslarının gelişimine yardımcı olur. Örneğin, kas gelişiminin yetersizliği nedeniyle yazı yazmada zorluk yaşayan bir çocuk, yazı için gerekli olan ince motor gelişime, oyun hamuruyla oynayarak, boyama, resim yaparak ulaşabilir.

Eğitimsel Yararları: Çocukların öğrenme süresince oyun gerekli bir koşuldur. Çeşitli şekil, boyut ve renkteki oyuncaklarla oynamak çocuğun kavram gelişimine faydalıdır. Ayrıca bu farklı özellikteki materyaller kendi başlarına da, çocuğun sinir sistemi ve beyni için gerekli olan uyarımları sağlarlar. Rol oynama özellikle çocukların sonraki akademik yaşantıları için çok önemlidir. Çocuklar rol oynarken geçmiş tecrübelerini hatırlar ve onları yeniden yaratırlar. Örneğin, bir çocuk doktor rolünü oynarken doktorun kullandığı gereçleri, bir doktorun hastasını nasıl muayene ettiğini, neler dediğini ve neler yaptığını hatırlar.

Toplumsal Yararları: Çocuklar rol oynarken pek çok yeni beceri geliştirirler. Diğer çocuklarla birlikte oynamak çocuğa işbirliği yapmayı, paylaşmayı, toplum kurallarını öğretir. Çocuklar oyun yoluyla, kendileri, aileleri ve toplum hakkında yeni şeyler öğrenirler, “ben” ve “diğeri” kavramlarını kazanırlar.

Duygusal Yararları: Oyun oynarken çocuklar hayal dünyalarının gizli içeriklerini ortaya koyarlar; düşüncelerini, korkularını, kaygılarını duygularını dolaylı yoldan ifade ederler. Stres yaratan olayların bu şekilde ortaya konması, çocuğun kendi acılarını dışsallaştırmasına ve bu şekilde onlarla daha kolay baş etmesine izin verir. Böylece oyun, çocukların kaygılarını azaltma ve iç çatışmalarını çözme işleviyle kullanılabilir. Çocuk oyunla, saldırgan duygularını kabul edilebilir bir yolla ortaya koyma imkanı bulur. Bu tarz oyun çocuğa, günlük gerçeklik içinde izin verilmeyen içsel dürtülerinin boşalım imkanını sağlar. Örneğin, çocuk, küçük kardeşine olan kıskançlığını, bebeğini cezalandırma veya öldürme yoluyla ortaya koyabilir ve bu yolla, bu dürtünün tatmini mümkün olur.

OYUN DEYİNCE...
- Çocuğa, duygularını ifade etme olanağı tanır.
- Çocuğun yaşamındaki travmatik olaylarla ilgili kaygısını azaltır.
- Özgüven ve yeterlilik duygusunun gelişimini destekler.
- Kendine ve diğer kişilere olan güven duygusunu geliştirir.
- Sağlıklı sınırlar belirler.
- Yaratıcılığı destekler.
- Çocuğun uygun davranışlar kazanmasını sağlar.

OYUNUN AŞAMALARI
Oyunun niteliği, çocuğun gelişimsel evrelerine göre farklılaşma gösterir. 0-2 yaş arasındaki çocuklarda oyun işlevsel bir yapıya sahiptir ve bu oyunda tekrarlama ve keşfetme vardır. Bu basamaktaki çocuklar objeleri inceler, onları çevirir, birbirine vurur, kısaca her şeyini keşfetmeye çalışır. 2 yaş itibariyle dramatik oyun gelişmeye başlar. Bu oyuna, rol oynama (öğretmen, polis, doktor,anne olma), kişileştirme (bebekleri konuşturma), objeleri kullanma (boş bardaktan su içme) faaliyetleri hakimdir. Dramatik oyunlarda çocuk rol oynarken, toplumdaki farklı sosyal kimlikleri öğrenir, kendini tanır, sınırları öğrenir, kendini başkalarından ayıran özellikleri öğrenir. 6-7 yaş civarı, kurallı oyunlar gelişmeye başlar. Bu oyunda kazanan, kaybeden, kurallar ve cezalar vardır.


EBEVEYNLERE NOTLAR:
• Çocuğunuzun oyun için zaman harcamasına izin verin.
• Resim yapma, kule yapma gibi, pek çok faydası olan ve çeşitli şekillerde kullanılabilecek el faaliyetlerini destekleyin.
• Çocuklarınıza, oyuncaklarını koyacak kendilerine ait, bir yer ayırın. Raflar bunun için idealdir ve çocuklara oyun bittiğinde yerine kaldırma sorumluluğunu kazandırır.
• Çocuklarınızın güvenliğine zarar vermeyecek oyunlar temin edin.

ÇOCUĞUM BÜYÜRKEN BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.