Yapılan bir çalışmada; ergenlik döneminde kız ve erkeklerin
kilolarıyla yakından ilgilendikleri, bu dönemde mutsuz, stresli, öfkeli, üzgün ve mutlu olma gibi
değişen duygu durumlarının yeme davranışı üzerinde etkili olduğu tespit edilmiş.
ANOREKSİYA NERVOZA
Çalışma; özellikle kız ergenlerin beyinlerini sürekli
şişmanlayacağı düşüncesiyle meşgul ettikleri ve tek düşüncelerinin zayıf olmak olduğuna işaret
ediyor. Bu nedenle de yeme bozukluklarının genellikle ergen dönemde başladığına dikkat çekiliyor.
Yapılan bir çalışmada özellikle 13-14 yaş döneminin “Anoreksiya Nervoza”ya varan yeme davranışındaki
bozuklukların en yoğun ortaya çıkabileceği “kritik” süreç olduğu
vurgulanıyor.
OSTEOPOROZ
Ergenlik dönemi kemik oluşumunu yüzde 45 oranında karşılar
ve oluşan kemik kapasitesi hayat boyu kullanılır. İlerleyen yaşlarda alınacak ilaç ve beslenme
destekleri ise fayda sağlamaz. Yetersiz enerji ile fazlaca protein alımını destekleyen diyetler bu
dönemde kalsiyum eksikliği oluşturabilir. Bunun sonucunda osteoporoza kadar giden bir tablo
oluşurken, kas kitlesinin çalışma temposunda da aksaklıklar yaşanabilir.
BÖBREKLERDE
HASAR
Ergenlik dönemindeki gençlerin beslenmelerinde yaptıkları önemli hatalardan biri,
zayıflamak ve daha fazla kas kitlesine sahip olmak amacıyla proteinden zengin beslenmek. Oysa yüksek
protein çok erken yaşta böbreklerde yapısal bozukluklara yol açabilir. Üstelik böbrek yetmezliği,
nefrit ve böbrek taşı gibi böbrek hastalıkları sinsi ilerledikleri için yıllarca hızlıca
ilerleyebilir.
HİPOTİROİDİ
Çok düşük kalorili diyetler, yağları değil,
proteinleri yakar ve diyet bırakıldığında yeniden hızlı kilo alımına neden olur. Bunun sonucunda
ergen sağlıksız bir şekilde kilo verir. Yeterli protein alınamadığında da büyüme ile gelişmede,
cinsel olgunlaşmada gerilik ve yağsız vücut kütlesinde azalma görülür. Uzun süre bu tür diyetlere
devam edilmesi; halsizlik, iştahsızlık, yavaş kalp atımı hızı, hipotermi, cilt kuruluğu, saçlarda
kabalaşma ve kırılganlık artışıyla birlikte seyreden “hipotiroidi” gibi düzeltilmesi zor olan sağlık
sorunlarına neden olabilir.
DEMİR EKSİKLİĞİ
Ülkemiz genelinde okul çocuklarının
yüzde 20-35'i demir eksikliği anemisi problemiyle karşı karşıya kalır. Ergenlik döneminde kız
çocuklarında “adet görme” süreci başlayınca vücutta kan kaybı da olur. Bunun sonucunda demir
gereksinimi, özellikle genç kızlarda görülen önemli bir problem haline gelir. Eğer çok düşük
kalorili ve demir kaynaklarından kısıtlı diyetler uzun süreli uygulanırsa, demir eksikliği anemisi
ciddi boyutlara sürüklenebilir.
KALP HASTALIKLARI
Düşük kalorili beslenme tipi kas
kaybına yol açar ve kaslarla çalışan bir organ olan kalbi doğrudan etkileyebilir. Bunun sonucunda
çok genç yaşlarda bile kalp krizlerini tetikleyebilir.
RUHSAL SORUNLAR
İnce
bedenin her zaman ideal olarak algılanması ve sürekli bilinçsizce uygulanan diyetler; gençleri
depresyon, sosyal hayattan uzaklaşma, sadece duygusal beslenme davranışı eğilimi gösterme, okul
başarısında düşüş, konsantrasyon yeteneğinde azalma ile yoğun duygu değişimleri gibi olumsuz bir
tabloya itebilir.
|