Korku, insana özgü ve zaman zaman yaşanabilen bir duygu. Korkular yoluyla tehlike veya tehdit içeren bir durum karşısında gerekli psikolojik ve entellektüel hazırlığı yaparız. Korkularımızla yüzleşmek kendimize güvenimizi geliştirir, bağımsız olabilmemizi sağlar. Ve tabii tüm duygular gibi korkularla da çocukluk çağında tanışırız.
Eskiden anne ve babalar genellikle çocuklarının bir şeylerden korkmasından hoşlanmazlar ve durumun üstünü örtmeyi tercih ederlerdi. Günümüz ebeveynleri ise çocuklarının korkularına daha duyarlı davranıyor, çocuğu anlamaya ve ona yardımcı olmaya çalışıyor.
Çocuk korkularının sevilmediğini görünce genellikle bu korkuları yaşamaya devam etse bile yansıtmama yoluna gider. Çocukluk korkuları bazen yıllar sonra biçim değiştiren fobilere dönüşebilir. Ancak araştırmalar, çocukların yüzde 90’ında gelişimlerinin bir döneminde herhangi bir şeyden korktuklarını gösteriyor.
Just Tell Me What to Say: Sensible Tips and Scripts for Perplexed Parents kitabının yazarı Betsy Brown Braun, “Korkular aslında doğal ve gelişime yardımcı olan yapıtaşlarıdır. Çocuklar korkularının yardımıyla büyürken sorunların üstesinden gelmeyi öğrenirler” diyor.
Çocuğun 5 yaş civarında geliştirdiği; cadı, canavar, hayalet gibi birtakım hayali figürlerden korkması ruhsal gelişimi için beklenebilir bir durum. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bazı korkuların belli yaş dönemlerinde ortaya çıkabilecekleri, ancak bu korkuların bir süre sonra ortadan kaybolmalarının da gerekli olduğu. Örneğin, 6 yaşındaki bir çocuk hala yabancılardan korkuyorsa, bu üstünde durulması ve çözüm aranması gereken önemli bir konu.
“Anne ışığı açık bırakır mısın?” Bu korku Aristotle’a göre insanların “mantıklı hayvanlar” olduğu düşüncesiyle açıklanır. Bu düşünceyi genişletecek olursak, bilmediğinden korkmanın insanın doğası gereği olduğu ve doğuştan gelen bir keşfetme ve bilme isteği olduğu da söylenebilir.
|
“Odamda canavar var!” |
“Seninle uyuyabilir miyim?” Böyle gök gürültülü bir gecede çocuğunuz yanınıza geldiğinde ve sizinle yatmak istediğini söylediğinde, ona yalnız yatmasını söyleyerek odasına yollamayı uzmanlar pek doğru bulmuyorlar. “Fırtına geçtiğinde gök gürültüsü de kesilecektir. O zaman birlikte bunun geçmesini bekleyelim” diyebilirsiniz. Gök gürültüsünü aileniz için neşeli bir oyuna da dönüştürebilirsiniz; hep birlikte yatağın içine girip, şimşeğin çakmasıyla gök gürlemesi arasında kaç saniye geçtiğini saymaya başlayabilirsiniz. Çocuk fırtınadan korktuğunda, gök gürültüsü ile ilgili internet üzerinden birlikte araştırma yapın ya da bu konudaki bilgilerinizi onunla paylaşın. Neler olduğunu anlamak ve gürültünün sebebini bilmek çocuğu rahatlatacaktır. |
“Bu amca gitsin” Yabancılardan korkan sizin 6 yaşınızdaki kızınızsa, bu durumda bir uzman yardımı almalısınız. Çünkü bu güvensizlik ya yaşadığı kötü bir tecrübenin sonucu olabilir ya da çözülmesi gereken başka bir problem vardır. Eğer çocuğunuz bakıcısından korkuyorsa, bu hem bakıcısını yabancı olarak görmesinden hem de “anneden ayrılma korkusu”ndan kaynaklanıyor olabilir. Bir bebeğiniz veya daha ilerlemiş yaşta bir çocuğunuz varken, kapıdan çok da hızlı çıkmayın. Siz henüz evdeyken bakıcı gelmiş olmalı. Önce birlikte aynı ortamı paylaşırsanız, bebeğiniz kendini güvende hisseder; sonra evin içinde başka işlerinizi hallederken onları yavaş yavaş yalnız bırakabilirsiniz. Ayrıca sizin bu yabancıya iyi davrandığınızı görmek, durumu sizin de onayladığınıza emin olmak çocuğunuzu rahatlatacaktır. Sakın çocuğunuzla vedalaşmadan gizlice evden ayrılmayın. Sakin ama kararlı olun, onu da sizinle birlikte dışarı sürüklemeyin. Çocuğunuza evden ayrılırken, geri geleceğinizi ayına-yaşına uygun bir dille anlatın. |
“Doktora gitmek istemiyorum” Öncelikle çocuğunuza doktorun bir dost olduğunu ve onun sağlığını korumak için orada olduğunu anlatın. Evde doktorculuk oynayarak bu konudaki endişelerinden kurtulmasını sağlayın, oyuncak doktor seti alın, o doktor olsun oyuncak ayısı da hasta. Bu oyunun ne kadar işe yaradığını fark eden bazı doktorların başlattığı “Oyuncak Ayı Hastanesi” bu konuda harika bir örnek. Oyuncak Ayı Hastanesi İstanbul’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerinden oluşan Cerrahpaşa Klübü tarafından düzenleniyor. Oyuncak Ayı Hastanesi projesi çocukların ebeveyn rolünü oynadıkları model hastane. Bu projede çocuklar ebeveyni oldukları oyuncakları hastaneye getiriyorlar ve burada, “oyuncak ayıları tedavi eden doktor” rolünü oynayan tıp öğrencileri tarafından karşılanıyorlar. Böylece çocukların genellikle acı ve korkuyla bağdaştırdıkları hastane ortamına alışmaları sağlanıyor. |
|