“Kardeş kıskançlıklarının temelinde anne ve babanın ilgi ve sevgisinin bölünmesi korkusu yatmaktadır. Yeni doğan kardeş, büyük çocuk için adeta bir kumadır. Yani, anne ve babanın ilgi ve sevgisini artık yeni doğanla paylaşmak zorundadır. Ancak bu durum o kadar da kolay değildir. O ana kadar anne ve babanın ilgi odağı olan kişi kendi olmuştur.
Çocuk, yeni doğan kardeşine karşı ikilemli duygular hisseder, sevgi ve nefret
arasında gidip gelir. Aslında onu sevmesi ya da sevmek zorunda olması çevre ve anne, baba tarafından
çocuğa benimsettirilmiş gibidir. Küçük kardeşini sevmediğini söylerse, anne, baba ve çevre
tarafından ayıplanacak, eğer sevdiğini söylerse en büyük alkışı o alacaktır.
O zaman
alkışı almak, yani küçük kardeşi sevmek ve benimsemek için kendini zorlar. Anne ve babasına da bu
durumu ispatlamaya çalışır. Taşıyamayacak olsa da kardeşini kucaklayıp taşımak için ısrar eder,
ağlayınca ilk önce o koşar. Elbette ki anne ve babası onun bu davranışlarını beğenecek ve
onurlandıracaktır, başka türlü olamaz.
Sevgisi o kadar taşmaktadır ki, küçük çocuğu eline
alır, sıkıştırır ve küçük çocuk ağlamaya başlar. Anne ve baba onu bu davranışı nedeniyle azarlar.
İşte yine günah keçisi olmuştur. Oysa ki, sadece küçük kardeşini ne kadar sevdiğini onlara
ispatlamak istemiştir ama nafile. Onu anlayan yoktur...
Artık anne ve babasına
yaranamamaktadır ve adeta bu dünya kardeşi ve kendi için dar gelmeye başlamıştır. İşte o zaman
kıskançlık duyguları kabarmaya başlar. Artık ateşkes bozulmuştur ve savaş ilan
edilmiştir.”
ÇOCUKLARI KIYASLAMAYIN!
Psikolog Özge Türk, bu tip
durumlarda anne ve babanın her iki kardeşe olan aklaşımlarında çok dikkatli olmaları gerektiğini
söylüyor…
“Öncelikle her iki kardeş arasında mukayese yapmamak gerekmektedir. Her çocuk farklı özelliklerde, farklı yeteneklerde, farklı bireylerdir. O zaman aralarında mukayese, ancak birbirleri arasında rekabete neden olur, başka bir işe yaramaz.
Anne ve baba her iki çocuğa da sevgilerini göstermelidirler. Bazen ebeveynler
çocukları aralarında paylaşırlar. Örneğin; anne yeni doğanla, baba büyük çocukla ilgilenir. Bu tutum
da doğru değildir. Çünkü diğer çocuk artık anne ve babasının onu sevmediğini ve ilgilenmediğini
düşünebilir. Sevgi, ortak ve paylaşılabilen bir duygudur ve her iki ebeveyn
de her iki çocukla
ilgilenebilmedir.”
KARDEŞİ HAKKINDA BİLGİ VERİN!
Yeni doğan
dünyaya gelen bebekle ilgili büyük çocuğu bilgi verilmesi gerektiğine de değinen Psikolog Özge Türk,
büyük çocuğun doğacak olan kardeşe hazırlanması gerektiğine değinerek, kardeş dünyaya geldikten
sonra ise büyük çocuğa ufak sorumluluklar verilmesi gerektiğini açıkladı:
“Onun
değerli ve işe yarar hissetmesini ve ağabey, abla olduğunun bilincine varmasını sağlayacaktır. Bazı
anne ve babalar, çocuk yardım etmek istediğinde beceremeyeceğini düşünerek çocuğu engeller ya da
gereksiz yere azarlarlar. Bu gibi tutumlar, çocuğun benlik saygısını zedeleyecek ve yalnızlığa
sürükleyecektir. Çocuğu yeni doğan karşısında onurlandırmak
gerekmektedir.”
TAKIM RUHU
YARATIN…
“Ayrıca her iki çocuğu alarak birlikte oyunlar oynamanın, hep
birlikte bir yere gitmenin birlik ve beraber olma duygusunu pekiştirdiğini ve kardeşlerin takım ruhu
hissetmelerini sağladığını da unutmamak gerek… Bu şekilde rekabet azalacaktır. Küçük kardeş
büyüdüğünde, yürümeye başlayıp, konuştuğunda daha büyük kavgalar çıkabilecektir. Bu kavgalarda anne
ya da babanın hakem konumunda olması kavgayı kızıştırabilir. Çocuklar
kavga etmeye
başladıklarında kozlarını kendi aralarında paylaşabilmeleri için bırakmak
gerekmektedir.
Sakinleştiklerinde her ikisi de dinlenip, problem yorumsuz olarak tanımlanabilir, bu şekilde taraf tutulmadığı gösterilmiş ve çözüm için açık kapı bırakılmış olur. Birbirlerini şikayet ettiklerinde net olarak; “Şikayet etmek yok!” denilebilir.
Ancak asla bir çocuktan yana olunmamalıdır. Çocukların ayrı ayrı bireysel
özellikleri tanınmalı, kendilerini en iyi şekilde ifade edebilecekleri ve zevk alacakları
aktivitelere yönlendirilmelidir.
Daha sonra bunları birbirlerine anlatmaktan keyif
alacaklardır. Kıskançlık doğal bir duygudur. Anne ve babanın kardeşler arasındaki bu duyguyu
reddetmek yerine kabullenip, onları anlamaya çalışması çocukları rahatlatır ve güvenli bir ortamda
hissetmelerini sağlar.”
|