Alerji vücudun savunma sisteminde, alerjen adı verilen dış
etkenlere karşı verilen cevabın aşırı bir şekilde artışıyla ve daha çok da çocukluk yaşlarında
ortaya çıkıyor. Özellikle de ailesinde genetik olarak alerjiye yatkınlık bulunan kişilerde daha sık
görülüyor. Alerji egzama, ürtiker gibi deri hastalıkları yaptığı gibi üst ve alt solunum yollarını
da etkiliyor ve alerjik göz nezlesi, astım, alerjik bronşit de görülebiliyor. Alerjiden sindirim ve
dolaşım sistemi de payını alıyor. İshal, kabızlık, dilde şişme ve yanma, reflü de ortaya
çıkabiliyor. Öte yandan, kış aylarında çocuklarda artan hapşırık bile alerji belirtisi olabiliyor.
Prof. Dr. Reha Cengizlier ile
kış aylarında alerjiyi tetikleyen nedenleri ve çözüm yollarını konuştuk.
SOĞUK HAVA…
Solunum yolu enfeksiyonları soğuk havada daha
rahat bulaşır. Bunda kapalı mekanlarda, daha yakın temas ortamlarında bulunmanın da rolü vardır.
Öksüren, aksıran hastaların havaya yaydığı damlacıklar içindeki mikroplar, solunum yolu ile başka
insanlara hastalık bulaştırır. Vücut direncinin düşmesi de katkıda bulunur. Üst solunum yolu
enfeksiyonlarından en çok etkilenen grup astımlı çocuklardır. Astımı olan çocukların solunum yolları
diğer çocuklara göre daha hassastır. Çok daha kolay hastalanırlar. Solunum yolu enfeksiyonları da
astımın daha kötüleşmesine, daha sık atak geçirilmesine yol açar. Zamanla kalıcı hasar gelişmesi
riski artar. Bu bir kısır döngü halindedir. Her iki hastalık da birbirini olumsuz etkiler ve olumsuz
gelişmelere neden olur.
EV İÇİ ALERJENLER
Kış aylarında astım
ataklarının artmasından en çok sorumlu olan grup ev içi alerjenlerdir. Özellikle ev tozu akarı
alerjisi, küf alerjisi, hayvan tüy ve deri döküntüsü alerjisi olan çocuklar bu durumdan etkilenir.
Daha çok kapalı mekanlarda yaşayınca, bu alerjenlerle daha çok, daha yakın ve daha uzun süreli
temas, alerjinin alevlenmesine, astım krizi yaşanmasına yol açar. Ev tozu, akar böcekleri toz
büyüklüğünde olup, yün eşyalar, halı tüyleri gibi ortamlarda yaşar. Havanın neminden sularını
içerler. Kepek ve deri döküntüleri çok sayıda akar böceğinin beslenmesine yol açar. Kış nedeniyle
evlerimizi de ısıtınca; bu akarların yaşaması ve çoğalması için en uygun ortam hazırlanmış
olur.
ODASINDAKİ EŞYALAR TÜYSÜZ OLSUN!
Çocuğun yattığı odada
yapılacak bazı küçük düzenlemelerle akarlar büyük oranda azaltılabilir. Çünkü çocuğun uyku sırasında
günün en az üçte birini geçirdiği ortamı düzenlemek, önemli bir korunma faktörüdür. Yatak odasında
yün, kuştüyü, toz tutacak kalabalık eşya bulundurmamak, yere tüysüz sergi kullanmak en basit
önlemlerdir. Çocuk yokken temizlemek, ıslak bezle odanın tozunu almak, içi doldurulmuş oyuncaklarla
yakın teması önlemek de alınabilecek önlemlerdir.
ISLAK YATAK ALERJİ YAPIYOR!
Ev hayvanları ve küfler de alerjileri arttırır. Ev hayvanlarının deri ve tüy
döküntüleri, tüylerini temizlemek için yalamaları; bu salya ve tükürük parçalarının buharlaşıp
havaya karışması alerjiyi azdırır. Yine en azından çocuğun yatak odasına bu evcil hayvanların
girmemesini sağlamak, kısmen yararlı olabilir. Banyolar ise, küfün yoğun olduğu bölgelerdir. En
temiz banyo duvarlarında bile bir miktar küf bulunur. Banyo sırasında sıcak su buharı bu duvardaki
küfün havaya dağılmasına yol açar. Nefes yolu ile de vücuda girer. Alerjisi olan çocuklar, banyo
kuru iken ilk girip, fazla oyalanmadan yıkayıp çıkarılmalıdır. Genellikle annelerin şikayeti, çocuğu
ne zaman banyo yaptırsa, hastalandığı şeklindedir. Bunun da en önemli nedenlerinden birisi küftür.
Havalanması uygun olmayan gardırop ve duvar arasında biriken nemlilik de zamanla küfe
dönüşür. Halıya su döküldüğünde iyi kurutulmazsa halının altında küf birikir. Ayrıca, çocuklar
yataklarını ıslattıklarında iyice kurutulmazsa küf oluşabilir. Bu da havaya karışıp nefes yoluyla
vücuda girer.
Kış aylarında astımın daha kolay geçmesi için en önemli konulardan birisi de
tedavinin düzenlenmesidir. Çocuğun, şikayeti olmasa bile izlendiği sağlık biriminde kontrole
götürülmesi, muayene ve gerekiyorsa tetkik yapılması, tedavisinin kış şartlarına göre düzenlenmesi
gerekir. Tabii verilen tedaviye tam uyum, şikayet oluşursa hemen doktora başvurmak da
önemlidir.
ANNE SÜTÜ DEĞİL, ANNENİN YEDİKLERİ ALERJİ YAPIYOR!
Prof.
Dr. Reha Cengizlier, bazı annelerin bebeklerini verdikleri sütün alerjiye yol açtığını sanarak
sütten kesmelerinin yanlış olduğunu söylüyor. Anne sütünün değil, annenin tükettiği bazı besinlerin
bebekte alerjiye yol açtığını belirten Cengizlier, “Bebeği sütten kesmek çözüm değil. Onun
yerine bebeğe alerji testi yapıp, annenin aldığı hangi besinlerin alerjiye yol açtığını saptamak
gerekiyor. Böylece annenin diyetini düzenlediğinizde bebeğin de sıkıntısı kalmıyor” diyor.
Üstelik, anne sütü vermek çocukta ileride görülebilecek alerji riskini azaltan da en önemli
faktör!
|