Çocuğun sosyal bir varlık olabilmesi, diğer bireylerle iletişim kurabilmesi dil ve konuşma becerisi ile doğrudan ilişkili. Çocuğunuz yaşamının ilk 6 yılında tüm yaşamı boyunca kullanacağı dilin temelini atar. Önce sesler çıkararak dikkati üzerinde toplamayı başaran bebek; büyüdükçe sözcükler, cümleler kurarak kendini anlatan, duygu ve isteklerini belirten çocuk olarak toplum içinde yerini alır.
Dil ve konuşma becerisi gelişimi, çocukta özgüven gelişimi için de önemli. Kendisini doğru biçimde ve kolayca ifade eden çocukta özgüven gelişir. Anlaşıldığını, diğer bireyleri etkileyebildiğini, kontrol edebildiğini fark eder.
Okul çağında ise dinleme ve anlama becerileri alıcı dil dediğimiz becerinin gelişimine bağlı. Okuma-yazma becerisinin gelişimi, okuduğunu ve duyduğunu anlama, hatta ileriki yıllarda kompozisyon yazabilme becerisi ile doğrudan ilişkilidir.
Dil beynin yüksek işlevlerinden biridir. Dikkat, koordinasyon, muhakeme, duyduğunu anlama, ayırdetme, hatırlama becerileri ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle dil ve konuşma gelişiminde olabilecek sorunlar, çocuğun başka alanlarda da sıkıntı yaşamasına neden olabilir. Ya da bu alanlarda sorun yaşayan bir çocukta konuşma ve dil gelişimi etkilenebilir.
DİL VE KONUŞMA GELİŞİMİ HANGİ FAKTÖRLERE BAĞLIDIR?
Genel gelişim: Sağlıklı gelişim özellikleri taşıyan tüm bebekler konuşmayı öğrenmek, kendiliklerinden edinmek için adeta programlanmışlardır. Çocuğunuza konuşma öğretmek için sizin onunla birlikte olmanız ona doğru model olmanız yeterlidir.
Genetik özellikler: Yapılan araştırmalar dil ve konuşma becerilerinin genetik özellikler ile yakından ilgili olduğunu göstermektedir.
Çevresel faktörler: Akranları ve diğer yetişkinler ile etkileşim içinde olabilmek için sosyal bir ortamda büyümek dili edinmesi için gerekli koşuldur.
Anne baba tutumları: Karşılıklı iletişim ve etkileşimin gelişebilmesi için sevgi ve ilgi dolu bir ortam gereklidir.
Okul öncesi eğitim: Sosyal ve akademik becerilerin gelişimi için okul öncesi eğitimin önemi büyüktür. Boya kalemini tutarak karalama yapmak, masa başında çocuğun arkadaşlarını izlemesi ile kolayca öğrenebileceği, üstelik sosyalleşerek keyif alarak yapabileceği bir beceridir. Böyle pek çok beceri okul ortamında kolayca kazanılır.
Çocukla geçirilen zamanın kalitesi: Çocukla birlikte yapılan aktiviteler, gidilen yerler, konuşulan dil, ona verilen seçim şansı, birlikte keyif almak geçirilen zamanın kalitesini ve ona yararını belirler.
TV izleme süresi ve niteliği: TV, 3 yaş sonrası çocuklarda dil gelişimini destekleyen bir etmen olmakla birlikte, 3 yaşın altında özellikle uzun süre izlenildiğinde dil gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Unutulmamalıdır ki, dil gelişimi için iki yönlü etkileşim gereklidir.
Konuşma gecikmesi: En sık rastlanan dil ve konuşma problemlerinin başında yer almaktadır. Toplumda geç konuşma özellikle erkek çocuklar için önemsenmese de aslında dikkat edilmesi ve değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Konuşma gecikmesi başka problemlerin de ilk habercisi olabilir.
KONUŞMA GECİKMESİ NEDENLERİNDEN BAZILARI: - İşitme kayıpları: (Doğuştan, kalıcı tipte işitme kayıpları olabileceği gibi orta kulakta sıvı birikmesi ile birlikte görülen geçici işitme kayıpları olabilir.) Kalıcı tip işitme kayıpları, işitme cihazı ya da koklear implant gibi yöntemler ile rehabilite edilmekte ve eğitim ve terapi ile konuşma ve dil gelişimi sağlanmaktadır. - Nörolojik hastalıklar: (Motor ve mental gelişim gerilikleri, Down Sendromu) Bu grupta yer alan çocuklar özel eğitim ve konuşma ve dil terapisi yardımına gerek duyarlar. - Otistik spektrum bozuklukları: Konuşma gecikmesi dışında başka alanlarda da problem dikkati çeker. Sosyalleşmede zorluk, çevre ile iletişim kurmak istememek, birlikte oyun oynayamamak gibi. - Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye bağlı konuşma gecikmesi: Çok erken dönemde dikkat ile ilgili problemler tam olarak yanılanamasa bile konuşma gecikmesi nedeni ile çocuktaki sıkıntılar dikkati çeker. - Çevresel koşullar: Çevresel koşullara bağlı olarak, uyaran eksikliğinden kaynaklanan konuşma ve dil gecikmesi. |
Hayatın ilk 3 yılında; bebeğiniz yaşamı boyunca en hızlı öğrendiği dönemi geçirmektedir. Çünkü bu dönemde beyin gelişimi en hızlı dönemini geçirir. Beyin hücreleri arasında bağlantılar oluşur. Oturmak, yürümek, konuşmak gibi çok önemli becerileri bu yaşlarda kazanırız. Eğer ciddi bir sağlık sorunu yok ise tüm bebekler dünyaya meraklı, istekli ve öğrenmeye hazır olarak gelirler. Gelişimi için yapmanız gereken onu doğru uyaranlarla uyarmaktır. Kısacası; birlikte olmanız, oyun oynamanız, konuşmanız, ona kaliteli zaman ayırmanız ve gelişimini izlerken onu nelerin bekleyeceğinizi bilmeniz önemlidir.
KONUŞMAYI ÖĞRENMESİ İÇİN...
Biz büyükler onlara oyuncak almayı, çocukların gözlerindeki mutluluğa ortak olmayı seviyoruz. Parlak renkli, albenisi olan, özellikle elektronik oyuncakları daha kolay seçebiliyoruz. Konuşma ve dil problemleri nedeni ile gördüğüm 3 yaşındaki bazı çocukların, yap-boz gibi el göz koordinasyonuna, ince motor becerilerinin gelişimine yarayacak oyuncakları olmadığını ama uzaktan kumandalı arabaları olduğunu ve henüz kullanamadıklarını üzülerek öğreniyorum. Çocuğun gelişimini desteklemek, öğrenmesini sağlamak için yaşına uygun oyuncaklar ve kitaplar seçmek biz büyüklere düşüyor. Ama daha da önemli olan onun oyun arkadaşı olmanız, yerde oturup birlikte oynamanız, oyun sırasında onunla bol bol konuşmanız... |
|