Aileler çocuklarının nasıl konuşup iletişim kurduğunu dikkatle dinler ve izlerler. Aileler ayrıca çocuklarının akranı olan oyun arkadaşlarını da dinler, hatta çocuklarının daha büyük yaştaki abla ağabeylerinin o yaşlardayken neler yapabildiklerini hatırlarlar. Bunlarla beraber aileler çocuklarının performanslarını diğer yaşıtlarınınkiyle kıyaslamaya başlarlar. Sonuç olarak çocuklarının dil-konuşma gelişiminin normal hızda olup olmadığına karar verirler.
Eğer ebeveynler gelişimin yavaş olduğunu düşünüyorlarsa bu fikirlerini diğer ailelerle, akrabalarla ya da çocuklarının doktoruyla paylaşabilirler. Bu noktada şöyle cevaplar alabilirler: “Benim oğlum da geç konuştu ama şu anda hiç susmuyor.” Ya da “Merak etme, büyüyünce gelişir.”
KONUŞACAK DİYE NE KADAR SÜRE BEKLENEBİLİR?
“Ancak ya gelişim göstermezse? Uzun süre bekleyip sonrasında daha erken çözüm aramış olmamız gerektiği ortaya çıkarsa, kendimizi çok kabahatli hissederiz. Endişeliyken ve çocuğunuz için her şeyin en iyisini isterken beklemek çok zor. Peki, bir anne ya da baba ne yapmalı? Tam olarak ne yapacağımızı nasıl bileceğiz?”
Tam olarak bilemeyeceksiniz! Çocukların dil ve konuşma gelişimi sırasında yaşadıkları evreler çok belirli ve sabittir, ancak mihenk taşlarına ne zaman gelecekleri çok değişkendir. Çocuğun doğuştan sahip olduğu dil öğrenme yeteneği, öğrenmekte olduğu diğer beceriler, maruz kalıp çevresinde duyduğu dil kullanım miktarı ve şekli, iletişim kurma gayretlerine çevresindekilerin verdiği cevaplar gibi etkenler dil gelişimini yavaşlatabileceği gibi hızlandırabilir de. Bu sebeplere bağlı olarak bir çocuğun 3 aylıkken ya da 1 yaşına geldiğinde dil gelişiminin hangi seviyede olacağını kesin olarak söylemek güçtür.
ÇOCUĞUN DİL GELİŞİMİNDE RİSK YARATAN FAKTÖRLER:
Buna rağmen yine de, konuşması geciken 18-30 ay yaş aralığındaki ve normal zekâya sahip bir çocuğun, dil problemlerinin devam etmesi riskini arttırabilecek bazı sebepler vardır. Bunlar şöyle özetlenebilir:
• Alıcı dil-algılama: Dili algılama genellikle dilin kullanılması ve ifade becerilerinden daha erken gelişir. Bazı bilimsel çalışmalar 18-30 ay yaş grubundaki konuşması geciken çocuklar üzerinde incelemeler yapmış ve yaşla uyumlu algılama becerilerinin geç konuşma ile gerçek dil gelişim problemi arasındaki farkı ortaya koymada önemli bir veri olduğunu göstermiştir.
• Jestlerin kullanılması: Değişik durumlar için değişik ve çok sayıda jestler kullanan çocukların yaşıtlarını yakalama ihtimalleri daha yüksektir. Konuşma dışı iletişim sistemlerini kullanan çocukların konuşarak iletişim kurma kabiliyetlerinin de kendiliğinden artış gösterdiği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.
• Tanının konduğu yaş: Yapılmış pek çok sayıdaki bilimsel çalışma çocuğun tanı konma yaşı büyüdükçe alınabilecek olumlu sonuçların azaldığını ortaya koymuştur.
• Dil gelişiminde ilerleme: Bir çocuğun dil gelişimi yavaş olsa da en azından her ay yeni bir şeylerin başarılıyor olması gerekir. Yeni kelimeler kullanılmaya başlanabilir. Zaten kullanılan kelimelerin bir kısmı daha fazla sayıda kavram ve amaç için kullanılabilir hale gelir. Örneğin; “Su” bir gün “Bu benim suyum” anlamına geliyorsa; ertesi gün “Suyumu istiyorum”; sonraki hafta “Suyum nerede? Suyumu göremiyorum” anlamına gelebilir. Birden fazla kelime bir araya getirilmeye başlanabilir (“Su istedim”, “Su yok” gibi) ya da birden fazla kelimenin bir araya gelmiş şekliyle oluşturulan kalıplar daha fazlaca kullanılmaya başlanabilir.
İLLE DE BİR SORUN OLMAYABİLİR!
Buradaki tüm durumlar dil gelişim probleminin ortaya çıkması için bir risk oluşturur, ama muhakkak bu probleme sebep olacakları anlamına gelmez. 25-26 aylık çocuklar arasından alıcı dil kabiliyetleri en alt seviyede olanların 10 ay sonrasında ifade edici dil kabiliyetlerinin en üst düzeyde olabildiğini; yukarıda listelenen sebepler arasındaki olumlu faktörlere sahip olan çocukların beklenenden daha yavaş gelişim gösterdiklerini gösteren çalışmalar da var.
AİLELER NE YAPMALI?
Anne-babalar, eş-dostlarının fikirlerine, deneyimlerine, tahmin ve önerilerine güvenmemeliler. Eğer çocuklarının dil gelişimi ile ilgili endişeleri varsa diplomalı bir Dil ve Konuşma Patoloğu ile görüşerek profesyonel bir değerlendirme yapılmasını sağlamalılar. Dil ve Konuşma Patologları alıcı ve ifade edici dili standardize ya da standardize olmayan yöntemlerle ve farklı ortamları göz önüne alarak değerlendirebilir, dil gelişimini yavaşlatıyor olabilecek faktörleri belirleyip daha sonraki adımlar için yol çizebilir, durumla başa çıkma yöntemlerini belirleyebilir.
Dil ve konuşma patoloğu dil gelişimini uyarıp arttırıcı yönde tavsiyelerde bulunabilir, daha detaylı değerlendirmeler isteyip organize edebilir, terapiyi programlayıp başlatabilir.
SONUÇ
Çocuğunuzun dil gelişiminin yaşıtlarıyla aynı seviyeye ulaşıp ulaşmayacağını, değerlendirmeler sonunda görmek zorlu olabilir, ancak anne-baba olarak elinizden geleni yapmış olduğunuzu bilirsiniz.
Çiğdem Ergül (Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı): |
Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı): |
|