Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

Herkese güzel tatil anıları gerek... Ama...
ÇOCUKLA TATİLE ÇIKMADAN ÖNCE, BUNLARA DİKKAT!

ÇOCUKLA TATİLE ÇIKMADAN ÖNCE, BUNLARA DİKKAT!

Bebekle ve küçük çocukla tatil yapmak çoğu anne ve baba için endişe verici ve yorucu bir süreç. Ancak gerekli önlemleri alarak ve doğru müdehale yöntemleri hakkında bilgi sahibi olarak bebeğinizle hayallerinizdeki gibi bir tatil gerçirmeniz de mümkün. Her ay ve yaştaki çocuğunuzla keyifli bir tatil yapabilmeniz için, bilmeniz gerekenleri ve almanız gereken önlemleri, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Pediatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Pediatrik Allerji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Reha Cengizlier’den aldım.


Çocukların enerji toplayacakları tatil zamanlarını keyifli geçirmeleri için yaz hastalıkları riskine karşı dikkatli olmak gerekiyor. Prof. Dr. Cengizlier, yeni anne babaların bebekleriyle tatile rahatlıkla çıkabileceklerini, fakat yaz hastalıkları konusunda da bilgi sahibi olmaları gerektiğini hatırlatıyor. Çocuklardaki yaz hastalıkları arasında güneş çarpması, ishal ve kusma ile giden barsak enfeksiyonları, hepatit A, havuz enfeksiyonları; dış ve orta kulak enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonları, deride mantar, böcek sokmaları, alerjik reaksiyonlar ve kırık çıkık gibi travmalar en sık karşılaşılanlar... Hastalıklar için önlem alırken, şu noktaları da gözden geçirmeyi ihmal etmeyin...

ÇOCUKLU TATİLDEKİ ÖNCELİKLERİNİZ
Uygun ortam yaratın: Bebekler ve küçük çocuklar, tatil adı altında alışmadıkları, rahat edemeyecekleri ortama gitmekten hoşlanmazlar. Örneğin; dünyanın en güzel plajında, en lüks otelinde bile sıcakta kalmak yerine, sadece küçük bir penceresi olan tek odalı evlerinde bile daha mutlu olabilirler. Bu nedenle bebeğin seveceği tatil yeri planlamaya gerek yoktur. Anne ve babalar kendi mutlu olacakları tatil planını yaparken, orada bebeklerini rahat ettirecek koşulları sağlayıp sağlayamayacaklarına bakmalıdır. Adı tatil de olsa, iş de olsa, bebeklerine sevgi ve zaman ayırabilmeleri yeterlidir. Başka çocuklarla iletişimi sevip sosyalleştikleri dönem olan 3 yaş ve sonrasında, gittikleri yerde güvenle koşup oynayabilecekleri ve mümkünse yaşıtlarının da olduğu bir ortam idealdir.

Sıvı kaybına dikkat: Bebekler ve çocuklar, su kaybına daha yatkındır. Özellikle deniz kenarı gibi sıcak ve nemli ortamlarda sıvı kaybı daha fazla olur. Bebeği direkt güneşe çıkarmadan bile yansıyan ışınlarla su kaybına uğrayabilir. Bu ortamlarda bol sıvı almaları sağlanmalıdır. Anneyi emen bebekler daha sık emzirilmeli, su içirilmelidir. Mamayla beslenen veya yemek yiyebilen çocuklara da yine sık sık su, meyve suyu ve ayran gibi mineraller içeren sıvılar verilmelidir. Güneş çarpması denen ve aşırı sıvı kaybına yol açabilen durumda çocuğun ateşi yükselir. Yüksek ateşi görünce, alışkanlıkla hemen antibiyotik başlayıp beklememeli, mutlaka doktora götürülmelidir. Her ateş enfeksiyon demek değildir, antibiyotik verip beklemek fayda yerine zarar verebilir.


Gıdalarda titiz olun: Gıdaların, sıcakta çok daha çabuk bozulabileceği düşünülerek, çocuklara verilen yiyeceklerin temizliğine, tazeliğine ve iyi korunmuş olmalarına dikkat edilmesi gerekir. Örneğin; tamamen steril hazırlanan kapalı ambalajlı dondurmaların bile eriyip yeniden dondurulmuş olması çok tehlikelidir. Tatil yörelerinde zaman zaman yaşanan elektrik kesilmeleri sonucu olabilecek bu risklere dikkat edilmelidir. Açıkta satılan yiyecek ve içecekler verilmemelidir. Özellikle otellerde açık büfe yemeklerde rastgele, çocuğun kendi tercihiyle seçtiği, besin ihtiyacını karşılamayacak, hatta zararlı olabilecek gıdaları almasına izin verilmemeli; çocuğa kontrollü özgürlük sunulmalıdır.

YAZ HASTALIKLARINA KARŞI ÖNLEM ALIN!
Kulak enfeksiyonları: Kulağa dışardan giren mantar, bakteri, virüs gibi mikroplar, önce kaşıntı, ardından iltihaplı, pis kokulu akıntılara neden olabilir. Kulakta zaten normal olarak salgılanan sarı-kahverengi buşon kirli suyu çeker, şişer, içindeki mikrobun hastalık yapmasını kolaylaştırır. Pis kokulu, beyaz, sarı, yeşil akıntı olursa hemen doktora görünüp gerekli ve doğru ilaç tedavisi uygulanmalıdır.

Solunum yolu enfeksiyonları: Damlacık enfeksiyonu olarak nefes yoluyla vücuda giren mikroplar, üst solunum yolu, boğaz enfeksiyonu yapabilir. Ateş, kırgınlık, halsizlik, boğaz ağrısı ile başlar. Çok daha ağır tablolara dönüşebilir. Ayrıca suya dalma, boğazdaki potansiyel hastalık mikroplarının daha derinlere taşınmasına ve sinüzit oluşmasına yol açabilir.

İdrar yolu enfeksiyonu: Özellikle kız çocuklarda daha sık görülür. Islak mayo ile bekleme, yeterli temiz olmayan suya girme veya su kenarında yerlere oturarak oynama, mikropların girişini kolaylaştırır. İdrar yolu enfeksiyonu, idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, karın ağrısı, ateş veya kusma gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Bazen bunların birçoğu birlikte olur. Erken tanı ve tedavi, ileride oluşabilecek daha ciddi ve kalıcı rahatsızlıkları önleyecektir.

Güneş çarpması: Yaz aylarında güneş ışınları daha dik geldiği için yanık ve güneş çarpması kısa sürede ve kolayca olabilir. Bu nedenle de çocuklara sadece plajda değil, açık havada oynarken de güneşten koruyucu krem veya sıvıların belli aralıklarla sürülmesi gerekir. Güneşin en yakıcı olduğu öğlen saatlerinde çocuklar mutlaka dinlendirilmeli, açık havada oynamalarına sadece sabah veya akşamüstü izin verilmelidir.

Çocuk uzun süre etkili güneş altında kalırsa, oyuna dalıp kaybettiği suyu yerine koymazsa, bir süre sonra ateş, halsizlik gibi belirtiler başlar. Vücuttan kaybedilen suyun içindeki sodyum, potasyum gibi elementlerin eksikliği de belirtileri şiddetlendirir. Su kaybının şiddetine göre şoka kadar varan tablolar oluşabilir. Güneş çarpması, sık sık su ve meyve suyu, ayran gibi elementleri de içeren sıvı verilmesi, çocuğun öğlen güneşinde oyuna bırakılmaması, diğer zamanlarda da gözetim altında ve güneşte çok kalmadan oynaması sağlanarak önlenebilir. Güneş çarpması ortaya çıktığında ise, hemen değişik içerikli sıvılardan bol bol verilmeli, çocuk alamıyorsa veya kusuyorsa, hemen sağlık kurumuna götürüp gerekiyorsa damardan sıvı verilmesilidir.

Güneş yanığı: Bu dönemde en sık görülen rahatsızlık güneş yanığıdır. Burada korunmak önemlidir. Güneş ışınları 45 dereceden daha dik iken güneşlenmemek gerekir. Suyun içindeyken de güneş yakar. Hem direkt, hem de sudan yansıyan ışık yakar. Bu nedenle çocuklarda, 30 faktör civarındaki koruyucu güneş kremleri kullanılması uygundur. Dikkat edilecek konu; bu kremlerin güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmesi, her 3 saatte 1 de tekrarlanmasıdır. Özellikle yüzü korumak için de deniz kenarında oynayan çocuklara geniş kenarlı şapka takmak yararlı olur. 

Sinek-böcek sokmaları: Sinek böcek sokmaları da kaşıntıya, ardından deride iltihaplı yaraya neden olabilir. Geceleri mümkünse koruyucu tül perdeli yatak kullanmalıdır. Özellikle bebeklerde ciltten emilim çok olacağı için cilde sık sık kimyasal sinek kovucu sürmek doğru değildir. Yaz akşamlarında uzun kollu, ince, hava alan pamuklu giysilerle sineğin sokacağı alanı azaltmak gerekir. Geceleri, sineklikli odanın ilaçlanıp yatmadan önce iyice havalandırılması da uygun bir yöntemdir. Sinek, böcek sokmasında antihistaminik ve ek ilaçlar içeren lokal kaşıntı önleyici krem, merhem, losyonlar kullanılabilir.

Mantar: Mantar, bulaşıcı bir deri hastalığıdır. Islak mayo zemin hazırlar. Genel kullanıma açık, yeterince temizlenmeyen havuz kenarı, banyo, tuvalet gibi ortamlardan, hastaların kullandığı terlik, havlu gibi eşyaları kullanmakla bulaşabilir. Kaşıntılı, bazen kızarık, bazen beyaz kabuklu görünümdedir. Mutlaka doktor kontrolünde uygun mantar ilacının uygun süre kullanılması gerekir.

Deri alerjileri: Dıştan bazı bitkilerin temasına bağlı kızarma, kaşınma olabilir. Direkt güneş ışığına bağlı deride kızarma, kaşınma, hatta ödem gelişebilir. Bazen soğuk su, hatta sadece su bile deride ürtiker ve anjioödem denilen kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı yapabilir. Hemen antialerjik ilaç verilmeli, esas tedavisi için de sağlık kurumuna başvurulmalıdır.

Yaz ishalleri: Sıcak ortamlarda gelişebilecek ishal ve diğer bulaşıcı hastalıklara karşı temizlik kurallarına dikkat edilmesi, hastalık belirtilerinde, özellikle ishalde, kendi kendine iyileşmesi beklenmeden hemen sağlık kurumuna başvurulması gerekir. Havuz suyunu yutmasına bağlı karın ağrısı ve ishal olabileceği için yalnız başına ve derin sulara gitmesine izin verilmemeli; özellikle küçük çocuklar, bebek havuzunda bile yalnız bırakılmamalıdır...

İshaller, en sık görülen mide-bağırsak sistemi hastalıklarıdır. Virüs, bakteri, parazit veya toksinlere bağlı olabilir. Havuz veya deniz suyunun yutulması hem mikrobik hem de havuz suyundaki klora bağlı ishal yapabilir. Ateş, halsizlik, aşırı su ve mineral kaybına bağlı şok tablosuna kadar gidebilen tablolar görülebilir.  Kirli su, kirli su ile yıkanan gıdalar, açıkta satılan gıdalar, sinek, böcekle temas eden gıdalar, bekleyerek veya uygun koşulda saklanmadan bozulmuş gıdalar tüketilmemelidir. Yemekten önce, tuvalete gittikten sonra el yıkamayı, kirli elle, kirli gıda veya objeleri ağzına sokmamayı öğretmekle ishaller büyük oranda önlenebilir. İshal 10 günden uzun sürmedikçe, özel diyete gerek yoktur. Sıvı kaybını yerine koymak en önemlisidir.
 
Sarılık: Hepatit A denilen bulaşıcı sarılık türü, özel bir virüsün bulaşmasıyla olur. Kirli su, gıda, kirli el en önemli bulaşma araçlarıdır. Basit bir enfeksiyon gibi halsizlik, ateş şikayetleriyle başlayıp, kusma, karın ağrısı eklenebilir. İdrar renginde portakal kabuğu gibi koyu sararma, göz akında sararma ile belirginleşir. Bulaşıcıdır, iyileşmesi uzun zaman alabilir. Artık çocuklarımızı bu hastalıktan da aşı ile koruyabiliyoruz. 1 yaşından itibaren yapılabilen, 6 ay ara ile 2 doz aşı korumada önemli rol oynar.

BEBEĞİMLE UÇAĞA BİNEBİLİR MİYİM? 
Dr. Hilda Çerçi Özkan ise, “Bebekle uçak yolculuğu yapmak bir çok aileyi endişelendirse de, aslında 1 haftadan büyük sağlıklı bir bebeğin uçağa binmesinde sakınca olmadığını” söylüyor.

Uçakların içindeki basınç genellikle 250 metre yükseklikteki atmosfer basıncına ayarlanır. Sağlık sorunu olmayan kişiler ve hatta yenidoğan bebekler 250 metre yüksekliğe ayarlanan kabin içi basıncında hiçbir problem yaşamazlar.

Birçok havayolu şirketi 1 haftadan küçük bebeklerin uçuşunu acil tıbbi bir neden olmazsa kabul etmez. Bazı havayolları ise bebek 1 haftadan küçükse uçmasında sakınca olmadığına dair doktor raporu isteyebilir.


UÇAK YOLCULUĞUNUN SAKINCALI OLDUĞU DURUMLAR NELERDİR?
İleri derecede kansızlığı olan, doğumsal kalp hastalığı, ağır akciğer hastalığı gibi hastalıkları olan kişilerin uçak yolculuğu sakıncalı olabilir. Bu kişilerin uçakla seyahat öncesi mutlaka doktoruna danışması önerilir. Aktif enfeksiyonu olan çocukların hem kendileri için hem de diğer yolculara da enfeksiyonu bulaştırabilecekleri için çok zorunlu olmadıkça iyileşene kadar uçmaması gerekir. Özellikle bir kulak enfeksiyonu varsa kabin içi basınç değişiklikleri şiddetli kulak ağrılarına yol açabilir. Sinüzitli çocuklarda da aynı şekilde şiddetli baş ağrıları oluşabilir. İshali olan çocukların uzun süren uçak yolculuklarında sıvı kaybedebileceği için ishal düzelene kadar uçmaları önerilmez.

UÇAK YOLCULUĞU ENFEKSİYON RİSKİNİ ARTTIRIR MI?
Bebekler için uçak yolculuğunun enfeksiyon açısından riski arttırdığı yönünde kesin bir kanıt olmasa da yolculuk sırasında kabin içi havanın sürekli sirkülasyona girmesi, çok sayıda kişinin dar ve kapalı bir alanda bulunması, kabin içi havanın kuruluğu enfeksiyonların bulaşması açısından kolaylaştırıcı faktör olabilir.

BEBEĞİNİZLE GÜVENLİ UÇAK YOLCULUĞU YAPABİLMEK İÇİN…
- Uçak temizliği gece yapıldığından, sabah uçuşlarını tercih edin.
- Yakınınızda hasta bir kişi oturuyorsa ve başka boş yerler varsa oraya geçin.
- Uçağın kalkış ve inişlerinde kabin memurlarının direktiflerine göre mutlaka bebeğinizi kucağınıza alın ve ona da kemer takın.
- Kulak ağrısını önlemek için kalkış ve inişlerde ya emzirin ya da biberon verin. Emme hareketi orta kulak basınçlarının eşitlenmesini kolaylaştırır ve bebeği rahatlatır. Daha büyük çocuklara da sevdikleri içecekler içirilmesi ya da ciklet çiğnetilmesi de aynı etkiyi sağlar.
- Bebeğinizin tıbbi sorunları varsa, doktoruna danışmadan uçak yolculuğu da dahil hiçbir yolculuğa çıkarmayın.


BEBEĞİM BÜYÜRKEN BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.