Literatürde “korkunç 2 yaş” olarak geçen, 1,5 yaş ile 4 yaş arasında, “ilk ergenlik” diye de tanımlanan bu dönemde, çocuğun ilk birey olma denemeleri, anne baba ve bakım veren kişi-kişiler tarafından dengelenemediğinde işler çığrından çıkabiliyor. Öyle ki, çocuklar kendilerini yerden yere atıyor, zarar verecek derecede kendilerine ya da karşılarındaki kişiye vuruyor, beslenme ve uyku düzenleri bozuluyor, ağlama ve öfke nöbetlerine kapılabiliyorlar. Eğer, bu süreçte anne de çocuğa tek başına bakıyor, günler geceler birbirine ekleniyor, baba ve yakın çevre anneye destek vermiyorsa; annenin yorgunluğu, çocuğun 2 yaş kriziyle birleştiğinde, anneler bu 2 yaş krizini tolere edemediği gibi, kendileri de depresyona girebiliyorlar. Ve aile içi ilişkiler kısırdöngüye sürükleniyor.
Klinik Psikolog Şebnem Orhan, “2 yaş, çocuğun gelişim sürecinde bebeklikten çocukluğa geçiş evresini temsil eder. Birçok değişimi içeren bu dönem çocuğun duygusal dünyasında büyük iniş çıkışlara neden olur. Çünkü, gün geçtikçe büyüyüp gelişen bebek, bedenini de kullanarak kendini güvende hissettiği ortamlarda etrafı keşfetmeye, çevresinde konuşulanları anlamaya, deneyimlerini daha öncekilerle birleştirerek öğrenmektedir” diyor.
NEDEN HER ŞEYİ KENDİ YAPMAK İSTİYOR?
Çocuk farklı alanlarda gösterdiği gelişimle birçok aktiviteyi kendi başına yapma becerisini edinmiştir. 2 yaşla birlikte kendi kendine yemek yiyebilir, suyunu içebilir, boyu yetiyorsa düğmeye basıp ışığı açabilir, yüksekteki bir oyuncağını alamazsa yüksek bir şeyin üzerine basıp ulaşabilir. Bunlarla birlikte bağımsızlaşmasına ve büyümesine katkı sağlayacak tuvalet alışkanlığını da yine bu dönemde kazanır. Becerilerindeki bu önemli gelişmeler, çocuğun kendine kendine yetebileceği, çevresindeki yetişkinlere ihtiyacı olmadığı düşüncesine kapılmasına neden olur. Bu nedenle çevresindekilerin yardımlarına şiddetle karşı çıkar. Ancak yaşadığı deneyimler her zaman olumlu sonuçlanmaz. Kimi zaman merdivenden kendi başına çıkmak isterken tökezleyip düşer, kimi zaman yemeğini üstüne döker ya da çok istediği çikolatanın kağıdını açamaz. Hayal kırıklığı, üzüntü ve yetersizlik kaçınılmazdır.
NEDEN ÖFKE KRİZİ GEÇİRİYOR?
Bu dönemde yaşanan her türlü duygu yoğun olarak yaşanır. Öfke, üzüntü, sevinç, heyecan hepsi hissedildiği gibi ortaya çıkar. Bunun nedeni çocuğun kendi iç dünyasında bu duygularla nasıl başedeceğini bilemeyip, yeterince içinde tutup işleyemeden dışarı atma çabasından kaynaklanır. Dile dökülemeyen yoğun duygular bedenle dışarı vurulur. Dolayısıyla, arkadaşı oyuncağını elinden aldığında çok sinirlenip vurabilir ya da annesi istediği oyuncağı almadığı için oyuncak dükkanında kendini yerlere atıp ağlamaya başlayabilir. Öfke nöbetleri de böylesine baş edilemeyen duygular, yoğun duygu seli içerisinde yaşanır.
ANNE BABALARA ÖNERİLER |
ÖFKE KRİZLERİNDE YAPILMASI GEREKENLER: |
Pedagog Duygu Çalışır: KURALLARI EN SAĞLIKLI ÖĞRENECEĞİ YER AİLEDİR İNATLAŞIYOR OLMASI, HİÇ KURAL KONULMAYACAK ANLAMINA GELMEZ! Anne babaların en sık başvurdukları yöntem “yapma” demek, hatta kızmaktır. Bunun yerine “Hayır, yapılmaz!” demek ve dolap kapaklarına kilit asmak, çocuğun hayatını tehlikeye sokabilecek eşyalan ulaşamayacağı bir yere kaldırmak gibi çeşitli güvenlik önlemleri almak gerekir. Bu yaşta çocuk kuralın kural olduğunu tam olarak anlayamaz. Bu nedenle istenen davranışların “Aferin” denerek, alkışlanarak pekiştirilmesi, istenmeyen davranışların da “Hayır” denerek ve zaman zaman da görmezden gelinerek söndürülmesi uygun yaklaşımlardır. “Acıktın mı?”, “Gidelim mi?” gibi cevabı “Hayır” olabilecek sorular sormak yerine; “Yemek zamanı, gitme zamanı” şeklinde konuşulmalı ve çocuk bir sonraki etkinlik için hazırlanmalıdır. |
|