YÜKSEK ATEŞ
Üç aylıktan küçük bebeklerde 38 derece veya
daha yüksek, üç-altı ay arası bebeklerde 38,3 veya altı aylık ile iki yaş arası çocuklarda 39,4
derece ateş...
Bebeklerde yenidoğan döneminde (ilk 21 gün) ve üç aylıkken oluşan
ateşlenmeler önemlidir. Bebeğin gebelik sürecinde yaşadıkları ve sonrasında bebeğin kilo, boy, baş
çevresi ve diğer bulguları bağışıklık sistemini etkiler. Anne rahmindeki dönemde bebeğin herhangi
bir mikrop alması ciddi kan zehirlenmeleri ve zatürre ve menenjitlere sebep olabilir. Bu ciddi
hastalıklar bazen ateş yükselmeden oluşabilir, bu nedenle yüksek ateşlenme ilk 3 ve 6 ayda mutlaka
bu ciddi olasılıklar düşünülerek değerlendirilmelidir. Ayrıca yenidoğan bebeklerin ısı ve su
kayıpları çok çabuk ve değişkendir, böbrekler de tam gelişmediği için bu durumlarda ilk üç ve altı
ayda ateşlenmeler de önemlidir.
ATEŞE DERİ DÖKÜNTÜSÜNÜN EŞLİK ETMESİ
Ateş, boyun
tutulması, baş ağrısı ve ciltte çürüğe benzer ya da küçük kırmızı noktalar halinde beliren deri
döküntüsü eşlik ettiğinde...
Çocuklarda ateş olması genellikle mikrobik bir enfeksiyon
düşündürse de sıcak bir ortamda sıkı bir giysi, az su içme, diş çıkarma süreci, periyodik uygulanan
aşılamalar sonrası ve buna benzer birçok durumlarda ateşin sebebi enfeksiyon
olmayabilir.
Aileden alınan hastalık öyküsü, çocuğun doğum öncesi ve sonrası durumu, aşı
tablosu, geçirdiği önemli hastalıklar, genetik özellikli hastalıklar, teşhis için laboratuar
tetkikleri ile tıbbi görüntüleme (USG, Röntgen, MRI) metotlarından önce gelir.
Özellikle
çocuk hastalıkları söz konusu olduğunda, mevcut hastalık belirtilerinin ne şekilde seyrettiğini
değerlendirmek gerekir. Örneğin; baş ağrısı, ateş, kusma, ense sertliği ile beraber ise menenjitler
gözden kaçırılmamalıdır, bu bulgulara cilt ve mukozalarda kanama ve morlukların ilavesi durumunda
daha ciddi bir enfeksiyon araştırılmalı, çocuk hekimi ve hastaneye başvurulmalıdır.
ALERJİK REAKSİYON
Ciltte bir nokta ve çevresinde bir halka şeklinde beliren ya da
birçok minik noktadan oluşan ve bastırdığınız zaman yok olmayan alerjik reaksiyon veya ciddi
miktarda çürüme...
Çocuklarda özellikle travma yani çarpma tarif edilmeden ve vücudun
çeşitli bölgelerinde çeşitli büyüklükte morlukların tespiti önemlidir. Bunun yanında sebepsiz ve sık
tekrar eden burun kanamalarının oluşması, yine bastırınca kaybolmayan çeşitli büyüklükte döküntüler,
renk solukluğu, iştahsızlık, vücudun çeşitli bölgelerinde lenf bezi büyümeleri son derece önemlidir.
Çeşitli kan hastalıkları (lösemiler, kemik iliği hastalıkları, henoch schönlein purpurası, hemofili
gibi) düşünülerek ciddi ve acil tetkikler için çocuk hastalıkları uzmanına
başvurulmalıdır.
KARINDA AĞRI
Karnın sağ alt tarafında beliren, aniden kramp şeklinde
giren ve gelip giden ağrı...
Çocuklar
genellikle ağrılarını iki yaşından sonra ifade ederler, bu ifade şekli ve bunun doğru olarak ifade
edilmesi her çocukta farklıdır. Ayrıca iki ila beş yaş arası bir çocuk karnının belirli bölgelerinin
ağrısını tüm karın ağrısı şeklinde ifade edebilir, bazen bizler bile kendi karın ağrımızı tam olarak
tanımlayamayız. Elimizin ısısı, çocuk ile iletişimimiz, karın muayenesi sırasında uyguladığımız
baskı ağrının tanımlanmasında önemlidir. Bu muayenenin çok sabırlı, çocuk ile uyum içinde yapılması
gereklidir; bu ağrının kusma, ishal ile beraber olması, ateşin varlığı, vücutta herhangi bir
döküntü, kızarıklık ve kaşıntı ile beraber olması, öksürüğün varlığı, daha önce aile fertleriyle
veya ayrı yenilen yemeklerin, içeceklerin sorgulanması, kullandığı ilaçlar ve özellikle
antibiyotikler sorgulanmalıdır.
Karın muayenesinin yanında kan tetkikleri, idrar tetkikleri,
ateşin değerlendirilmesi, gaita (büyük aptes) tetkiki, ultrasonografi ve röntgen çekimi gereklidir.
Çocuğun belirli süreçte gözlemi önemlidir.
Bazen basit üst solunum yolları hastalıkları bile
karın ağrısı yapabilir (karın içi lenf bezlerinde büyüme yaptığı için).
Akut bronşit,
tonsillit, geniz eti, zatürre gibi hastalıklar da karın ağrısı yaparlar.
İdrar yolları
enfeksiyonları özellikle kız çocuklarında karın ağrılarına sebep olabilir, özellikle yazın
çocuklarda görülen (akut agstro-enteriler) karın ağrısı ile beraber kusma ve ishallere sebep olur.
Geçici bağırsak gazlanmaları da ciddi karın ağrılarına sebep olabilir. Çok çeşitli nedenlerle oluşan
bağırsak ve safra yolları hastalıkları özellikle karnın sağ alt bölgesinde ağrı yapan akut
apandisitler önemli ağrı nedenleridir.
YÜZDE ŞİŞME
Dil, dudak ya da gözlerde şişme...
Özellikle de buna kusma ve kaşıntı eşlik ediyorsa...
Çocuklarda hastalık belirtileri
genel olarak erişkinlerden farklıdır. Özellikle ateş, vücutta kaşıntı, dil ve dudakların şişmesi,
ses kısıklığı, gözlerde şişme ve kızarıklık ile ani gelişen kusma çok acil bir hastalık tablosudur
ve tedavisine bekletilmeden başlamak gerekir.
Bu, çeşitli nedenlerle oluşan bir
(anaflaksi-alerjik şok) tablosudur; acilen solunum yollarının açılması, oksijen verilmesi, damar
yolu açılması ve adrenalin ile diğer ilaçların uygulanması gereken bir durumdur. Acil ve etkin bir
tedavi uygulanmaz ise çocuk kaybedilebilir. Çeşitli enfeksiyonlar, alerjenler, toksinler, uygulanan
ilaçlar özellikle antibiyotikler buna sebep olabilir, çok acil olarak hastane şartlarında tedavi
edilmeldir.
NÖROLOJİK DEĞİŞİKLİKLER
Çocuğunuz altı aylıktan küçükken düşerse ya da
şaşkınlık veya bilinç kaybı gibi çok belirgin nörolojik değişiklikler gösterirse, ayrıca durum
kusmaya ya da vücutta kemik hasarına yol açarsa...
Çocukların ve özellikle bebeklerin
(0-1) yaş periyodik kontrolleri yapılırken hekimlerin özellikle bebeğin nörolojik gelişimini
değerlendirmesi önemlidir. Örneğin; bir aylık bir bebek sırt üstü yatarken ellerinden tutularak
oturtulmaya çalışılırken kısa sürelide olsa başını tutmalıdır. Altı aylık bir bebek çok az destekle
veya desteksiz oturmalı, sırt üstü yatarken sağa ve sola dönmelidir. Bu hareketler her bebekte
değişkendir, ancak nörolojik (beyin) gelişimi iyi ise biraz erken veya biraz geç bebek tarafından
yapılmalıdır. Doğum öncesi, doğum esnasında ve doğum sonrasında çeşitli sebeplerden (konjenital,
metabolik, genetik ve yüksek sarılık oluşması ile beynin yetersiz oksijen alması durumları vb.)
bebek başını tutamıyor, oturamıyor, yürüyemiyor ise acilen hekime başvurulmalıdır.
Bu dönemde
geçirilen ateşli hastalık ve havale sonucu çocuklarda zeka ile ilgili gerilikler, kol ve bacaklarda
felçler oluşabilir.
Çocuklarda doğumdan itibaren, oyun ve okul döneminde düşmelere sıkça
rastlanır. Genelde altı aylıktan küçük çocuklarda tabii ki düşmenin şiddeti önemli olmakla beraber
kafa yapısı özellikle kafa çarpması ve beyin kanamalarını önleyici (genellikle kıkırdak özellikli)
özelliklidir. Tam benzemese de pingpong topu gibidir, ancak düşme ve çarpma sonucu sürekli kusma,
dalgınlık, şuur kaybı, kol ve bacaklarda hareketsizlik, dokununca çok ağrı duyulması, kafa içi
kanamaları ile kemik kırıklarını düşündürdüğünden çocuklar acilen hastaneye
götürülmelidir.
|