Bir toplumun geleceği sağlıklı çocukların varlığı ile sağlanabilir. Bir bebeğin mutluluğu, anne daha çocuk doğurmaya karar verdiğinde etkilenmeye başlıyor. Annenin sağlığı, annenin çocukken beslenme şekli, spor yapma alışkanlığı, hamile kaldığı zaman bebeğine geçirebileceği özellikler, hepsi doğacak bebeği etkiliyor.
Hamileliğin ilk 3 ayı çok önemli. Embriyonel dönem diyoruz; anne karnında bebeğin organları yapılanıyor. Bu dönemde annenin huzuru da çok önemli. Bebek daha anne karnındayken, annesinin mutluluğu, annesinin çevresel etkenlerden etkilenmesi, annesinin sevdiği yiyecekler ve bunların kokuları bebeği etkiliyor.
Gelelim doğum sırasına, annenin bebeğine geleceği için vereceği ilk ödül, onu normal yolla doğurmasıdır. Bebek, normal yolla doğduğu zaman çok önemli pozitif etkiler alıyor; bağırsakta faydalı flora oluşuyor, bebeğin bağışıklık sisteminin daha iyi yapılanması söz konusu oluyor ve bebek özellikle de akciğerleri için çok önemli pozitif katkılar alıyor.
ANNE SÜTÜ MUCİZESİ
Doğduktan sonra anne sütüyle beslenmeye başlanması bebeğe verilebilecek en güzel hediye. Her zaman steril, kolay, hazır, içinde bağışıklık maddeleri bol olarak bulunan, inanılmaz büyüme faktörleri bulunan bir besin anne sütü… Ayrıca, anne sütünün bebeği gelecekte obeziteden, diabetten, çölyak hastalığından, alerjilerden koruyan özelliği var. Anne sütü bebeği ayrıca, koroner kalp hastalıklarına yatkınlıktan ve hiper tansiyona karşı da koruyor. Bununla da kalmıyor, anne sütü bebeği orta kulak iltihabından, solunum yolu enfeksiyonlarından ve ishalden de koruyor. Ayrıca, anne sütü alan bebeklerin IQ skorları daha yüksek oluyor, yani anne sütü bebeklerin daha akıllı ve sağlıklı olmasını sağlıyor. .
Bir bebeğe verilecek en önemli ödül normal yolla doğum ve anne sütü vermektir… Anne sütü mucizevi bir gıdadır. Ülkemizde elde edilen verilerde yüzde 9 bebek sadece anne sütü almakta, yüzde 8’i hiç anne sütü almamakta, yüzde 83 bebek de anne sütüyle birlikte başka gıdalarla beslenmektedir. Oysa, ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeyi öneriyoruz. Çok değerli bir besin olan anne sütü verilmediğinde biberonla beslenmede büyük bir artış olmakta, bebeklerin yüzde 20’si, içinde yaşamsal besin değeri olmayan nişastalı mamalarla beslenmektedir. Bu durumda çocuk kilo almasına rağmen sağlıksızdır.
Bugün ülkemizde yüzde 50 çocukta demir eksikliği anemisi görülmektedir. Demir eksikliği nedenleri olarak, demirli gıdaların yeterli tüketilmemesi ve vücut tarafından iyi kulllanılmaması gösterilebilir. Ek besin olarak 6. ve 7. aylarda sebze çorbaları içinde ete, ezilerek başlanmalıdır. Kırmızı et, tavuk, balık, hindi, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, pekmez ve kuru baklagilller demir eksikliğini önleyici besinlerdir. Çinkonun da büyüme ve gelişmede önemli bir yeri vardır. Büyüme ve gelişme, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, tat duygusu, iştahsızlığın engellenmesinde etkilidir. Çinko; kırmızı et, kuru baklagilller, yağlı tohumlar ve tam tahıl ürünlerinde bulunur. Bebeklerde şeker ve şeker katılmış besin tüketimine dikkat edilmeli ve 1 yaşına kadar rafine şeker ve tuz katılmış besinler kullanılmamalıdır. Ülkemizde yaklaşık yüzde 11 oranında bebeklerde malnütüsyon (zayıf çocuk) görülmektedir. Bir diğer tehlike de şişmanlığın yaygınlaşmasıdır. Dünyada 5 yaş altında yaklaşık 20 milyon çocuk fazla kilolu ve obezdir ve bu çocukları gelecekte sağlık sorunları beklemektedir. Sağlıklı beslenme temelleri erken yaşlarda aile tarafından atılır. Anne sütü dışında aşırı karbonhidratlı ve nişastalı gıdalarla beslenen bebeklerde, yağ hücreleri sayı ve volüm olarak artar ve bunlar gelecekteki obezitenin temelini teşkil eder.
SEVGİYLE DOKUNMA Bu arada bebeğin giydiği kıyafetler ve kullandığı bezlerin de vücuda dokunması önemli. Dokunmadan dokunmaya fark var ve en güzelini hakkeden de çocuklar. Bu bakımdan her çeşit pozitif etkileşimin, her çeşit pozitif dokunmanın bebeğin vücut ve ruh sağlığında, çok önemli yeri var. Bağışıklık sistemini, dokunarak, bebekle iletişim kurarak sağlayabilirsiniz. Sevgisiz çocuk iyi büyüyemez. Aslında bu sadece bebekler için değil, yetişkinler için de önemli. Şimdi dünyada çok yaygın olan bir yaklaşım var: Sevgiyle dokunmak, bağışıklık sistemini güçlendirir, çünkü mutluluk hormonunun salgılanmasını pozitif olarak etkiler. |
BEBEĞİN POPOSU… Eskiden şartlanma metoduyla bebekleri çişe kakaya alıştırma gibi bir yöntem vardı. Şimdi, çocuk hazır olduğu zaman kendisini belli eder, diyoruz. Bebek 7 ila 9.aya geldiği zaman, özellikle büyük ebeveynler, bebeği çişe tutardı ve bebek şartlanarak öğrenirdi. Bu uygulamayı günümüzde önermiyoruz. Daha özgür, daha güvenli ve bilinçli bebeğin genel olarak 1,5 -2 yaşında çiş ve kaka kontrolünü şartlanmasalar da sağladıklarını görüyoruz. Bu nörolojik sistemin gelişmesiyle ilgili. |
|