Evet, 1 numaralı kıskançlık yazımdan sonra, kıskanç bir aşık mı, yoksa kıskanç bir gardiyan mı olduğunuza karar verdiniz... Tabii ki, sadece kıskanç bir aşıksınız, her ne yapıyorsanız aşkınızdan yapıyorsunuz. Öyle ya, ya sevgili fütursuz davranışlarıyla sizi deli divane ediyor, ya da sevgilinin çevresindekiler... Belki gerçekten sevgili fütursuz, belki de sevgilinin etrafında pervane olanlar ve belki de her ikisi birden... İyi ama, bundan size ne?..
Siz sadece kıskançlık yaşayabilirsiniz. Yani, ıssız bir adada sadece ona ve size ait düşler kurmaktan tutun da, sevgiliyi odasına kilitlemeye varıncaya kadar binlerce fantezi yaşamak size kalmış... Eğer aklıselim davranabilirseniz, bu duygunuzu sevgilinize itiraf edebilirsiniz. Büyük ihtimal, buraya kadar olanlar sevgilinin de hoşuna gider...
*****
Kıskançlık duygusunun en yoğun olarak aşık olunduğunda ve ilişkinin başlarında yaşandığı tecrübelerle sabittir. Aşık olduğumuzda bir sevdiğimiz kişi vardır, bir de ona ulaşmak isteğimiz ve özlemimiz... Ve paniğe kapılırız; ya ulaşamazsam, ya içimdeki özlem dinmezse, ya beni sevmezse, terkederse birgün, istemezse beni, beğenmezse, özlemezse diye hayıflanırız. Bu yoğun duygu seliyle başlayan panik de çok geçmeden yerini kıskançlığa bırakır.
Fakat, "Ben aşkımdan deli divane oluyorum, kıskançlıktan çatlayıp patlıyorum, hatta kuduruyorum, bu duygu yüzünden hayatım alt üst oluyor" deyip, işi "Falanca ile görüşmeyeceksin, filan yere gitmeyeceksin" durumlarına vardırıyorsanız, işte orada durun! Yani, ya siz, "Ben manyadım mı neler yapıyorum?" deyip durun, ya da karşınızdaki sizi durdursun...
Çünkü bilmez miyim, Allah muhafaza, bu kıskançlık illeti insanı bir sardı mı, şakaklar bam güm atmaya başlar, gözler yuvalarından fırlar, bir ter boşanır üzerinizden yanarsınız, bir buz gibi olur vücudunuz, elleriniz titrer bazı bazı, hatta avuç içleriniz kaşınır, kim ne dese “Gözünün üstünde kaşın var” deyip atlamak istersiniz üzerine, herşeyle herkesle kavgalısınızdır, hiçbirşeye konsantre olamazsınız ve işin kötüsü kimsecikler sizi anlamaz, senaryolarınıza inanmaz ve bu liste böyle sonsuza uzayıp gider. Çünkü siz hastasınızdır. Kıskançlık hastası!.. Ve kıskançlık denilen illet, kıskan kıskan bitmez!
O nedenle ya efendi efendi, kendi kendinizin doktoru olun, kıskançlığınızı kabul ve itiraf edip bunu bir hoşluk olarak yaşayın ve de yaşatın, ya da karşınızdakinden, daha olmadı bir uzmandan yardım isteyin... Çünkü kıskançlık, sağlıklı ve sağlıksız kıskançlık olarak ikiye ayrılır. Sağlıklı kıskançlık, ölçülü kıskançlık anlamına gelir; kendinize, çevrenize, ilişkilerinize kıskançlığınızla zarar vermiyorsanız, bu doğal ve de herkesin yaşadığı türden bir kıskançlıktır... Yok, “Kıskandım mı hayatı hem kendime, hem karşımdakine zehir ederim, gözüm dünyayı görmez, ortada fol yok yumurta yokken paranoya yaratırım” diyorsanız tedaviye ihtiyacınız var demektir... Valla, hiç kızmayın, uzmanlar böyle diyor...
*****
Kendi kendine kıskançlık problemini halletmek isteyenler için naçizane birkaç önerim de olacak elbet...
Bir kere rahat olun, kimse bulunmaz Hint kumaşı değildir, sevgilinin poposunu bu kadar kaldırmayın...
Sonra, sakın ha paniğe kapılmayın, zaman zaman cool davranmayı bilin, aksi taktirde panik kıskançlığı körükler ve bir çuval inciri berbat ettiğinizle kalırsınız...
Kıskançlık ölçüsü kaçtığında ters tepen bir silah gibidir. Dozunu iyi ayarlamazsanız, ilişkinize şık bir fantezi olmak yerine dert olur. Önce, karşınızdaki sizden münasebetsiz kıskançlık gösterileriniz nedeniyle sıkılmaya başlar, sıkılan insanın ise sağı solu belli olmaz, korktuğunuz dan diye başınıza gelebilir.
Anlayacağınız kıskançlık duygusu da, tıpkı öfke gibi yaratıcı duruma dönüştürülmelidir ki, zarar vermesin. Anlayın işte, kıskançlığı da allayıp pullamak, sevginin bir ifadesi olarak kullanmak ve nezaket içinde sunmak sizin elinizde...
Ayrıca, sevgilinin gideceği varsa gider, ne yapsanız para etmez, en iyisi mi, anı yaşamaya bakın. Ve sakın unutmayın, kıskançlık vb. nedenlerle kişisel alanlara çok fazla girildiğinde ilişkiyi yaşayacak ortak alanlar kalmaz, sonra yine korktuğunuz başınıza geliverir... En iyisi mi siz hiç korkmayın, korkunun ecele faydası mı var?!. Bu arada, dikkat edin, sevgili de sizin kıskançlık duygunuzu istismar etmesin, pervasızlığın lüzumu yok...
*****
Peki, ya sevgili hastalık derecesinde kıskançsa, olmadık kıskançlık gösterileriyle hayatınızı zindana çeviriyorsa o zaman ne yapacaksınız?.. Temennim, böyle bir sevgiliyle hiç karşılaşmamanızdır. Çünkü çekilmezler! Şahsen ben gelemem, öyle kıskandım falan anlamam, sinirleniveririm... Özgürlüğüm, bireysel alanlarım pek kıymetlidir, toz bile kondurmam. Aklınız varsa siz de kondurmayın, çünkü bu illetin sonu gelmez, hayatınız prangalı mahkumlarınkine dönüverir... (Şimdi, bir numaralı kıskançlık yazımı okuyanlar, kıskanç bir sevgili olduğumu hatırlatacaklar, biliyorum. Fakat inanın, kıskançlık yüzünden kimsenin hayatını zindana çevirmişliğim yok, belki başka nedenlerden ama kıskançlıktan asla!..
Hem sonra, istisnai durumlarda çifte standartlı olmakta da fayda vardır, "Bak böyle davranmak ne fena oluyormuş, değil mi?" deme fırsatı bile yaratır...)
Sonuçta, şans bu ya, (aslında ne tesadüf(!) seçim bu ya) sevgiliniz fena halde kıskançsa, kıskançlık diye ifade ettiği şey sahip olma içgüdüsünden başka birşey değildir. Dolayısıyla, "Seni seviyorum, o yüzden kıskanıyorum, elimde değil" deyip attığınız adımı kontrol etmek isteyebilir. Sakın izin vermeyin (karınız ya da kocanız olsa bile)! İzin verirseniz, kıskançlığın, baskının ve kontrolün dozu da her geçen gün artar!..
Kıskançlığın, şiddete, dayağa, hatta öldürmeye kadar vardığı durumları ve bu durumların sıkça gerçekleştiği ataerkil bir toplumda yaşadığınızı sakın unutmayın! Kıskançlığı, size bir iltifat gibi sunamayan erkeğe (kadına), "Beni çok seviyor, o yüzden böyle ara sıra kabalaşıyor" deyip prim vermeyin. Yoksa yanarsınız!..
Fakat ilişkinizde, biriniz mazoşist, diğeriniz de sadistseniz; yani sağlıksız bir kıskançlık durumu yaşandığı halde, her ikiniz de bundan şikayetçi değil, tam tersi memnunsanız, onu bilemem. Hayatta her zaman sağlıklı (normal diye tanımlanan) durumlar değil, marazlar (hastalıklar) da birbirini tamamlıyor olabilir.
O yüzden, kıskançlık mıskançlık bir yana, en başta ne istediğinizi bileceksiniz ve seçiminizi buna göre yapacaksınız. Tabii, sonra da yaşadıklarınızdan (alan razı veren razı olduğuna göre) şikayet edip de kafa ütülemeyeceksiniz. Eh, size de bir yazıda bu kadar ütü yeter herhalde, bir başka "ilişki" konusundagörüşmek üzere sevgiyle kalın...
HÜLYA YILDIRIM
hulya@anneoluncaanladim.com
|