Annesiniz ya da değilsiniz, kadınsınız ya da erkeksiniz, hiç fark etmez, kendinizi kategorize etmeyin… Cinsellik ve ilişki her insanı ilgilendiren temel konuların başında geliyor. Sağlıklı ve mutlu ilişkiler yaşamak, sağlıklı ve mutlu bir cinsel hayata ulaşmak üzere hepinizi cinsellik ve ilişki sayfalarımıza bekliyoruz. 
Kadının kocasına karşı anaç ve aşırı koruyucu olması ya da ona istediğini yaptırmak için hükmetmesi, eşine çocuğuymuş gibi davranması ilişkileri zedeliyor. Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Sevdiğinizle geçirdiğiniz her günü ilişkinizi gözden geçirmek ve tazelemek için bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz. Nasıl mı? Uzman Psikolojik Danışman Nur Karaman’ın önerileriyle...
İlişkilere coşkulu bir şekilde devam edilebilmesi için oynanması gereken roller vardır. Bu roller; ilişkiyi canlı tutar, renklendirir. Peki, nedir bu roller? Psikolog Eda Gökduman bu soruya yanıt olabilecek harika önerilerde bulundu...
Çiftlerin flört döneminde coşkulu ve heyecan dolu bir ilişki yaşarken, evlendikten sonra ve bebek beklerken anne-baba rollerine geçiş döneminin sancılı olabildiğine dikkat çeken Aile ve Çift Terapisti Nur Karaman aileleri uyarıyor.
İşte, 14 Şubat’ta, her daim sevgili kalmak isteyenlere “sevgi” reçetesi.
Doğumdan sonra, eşiniz tarafından hak ettiğiniz değeri ve ilgiyi görmediğinizi düşünüyorsunuz. Yalnız ve çaresiz hissediyorsunuz…
Evlilik çiftlerin çoğu zaman yürütmekte zorlandıkları bir kurum. Evlilik yaşattığı mutluluğun yanı sıra pekçok sıkıntıyı da beraberinde getirebiliyor. Çeşitli zorlukları aşarak evlenen çiftleri bekleyen kötü sürpriz ise evlilik yorgunluğu.
Her geçen gün artan kadına yönelik şiddeti engellemek için pek çok kanun tasarısı ya da sosyal projeler üretiliyor. Ancak şimdiye kadar tüm bu şiddetin önüne geçilemedi. Belki de en öncelikli konu şiddete fırsat vermemek.
Sevgililer Günü’nde sevginizi göstermenin pek çok yolu var. Ama sizin için önemli olan olabildiğince romantik bir sürpriz yapmak mı? Eskiden herşeyin daha romantik daha içten olduğunu düşünenlerden misiniz?
Günümüzde çığ gibi artan boşanmalar önlenebilir mi? Mutlu bir evliliğin sırrı nedir? Kadın ve erkeğin ilişkilerden beklentileri farklı mı? Sorunları dile getirmenin de bir sanatı var mı? Yıkılan güven yeniden kazanılır mı? Neden ihanet edilir?
Biten ilişkiniz sonrasında sevdiğiniz insandan ayrılmak, onun artık her zaman yanınızda bulunmayacak olması, ayrılık acısının sinyallerini verir.
Aşk güzel şey, peki ya aşk bağımlılığı? Aşık olduğu kişi için kendini yok saymak, arkadaşlarına sürekli onu anlatmak, çevresiyle uyum sorunu yaşamak ve belki de kendini yok etmek…
Biz size; “Haydi, ilişkinizi canlandırın” diyoruz. Ve anne baba olmadan, önceki günlerinizi size hatırlatmak istiyoruz.
“Evlenelim” dedikten bir saat sonra ayrılıyorsa, ayağınızı yerden kesip sonra kötü davranıyorsa, sizi sürekli eleştirip iğneleyici laflar ediyorsa...
Evlilikte “sevmek ve sevilmek” tek başına yeterli değil, ayrıntılara önem vererek bu duyguların ifade edilmesi gerekiyor. Nasıl mı?..
“Aşk mı, sevgi mi, alışkanlık mı; beni ne kadar seviyorsun; üç yıl mı sürer; evlilik aşkı öldürür mü; tek celsede mi biter?” vb. sorular uzar gider, yeter ki konu aşk olsun...
Evlilik öncesi sağlık çoğu zaman önemsenmemekte ve çiftlerin nikah öncesi tamamlaması gereken sağlık belgeleri formalite bir işlem olarak görülüyor.
Uzun süre birlikte olan çiftlerin, birbirine karşı toleransının azaldığı ve “sinir olma” oranlarının yüksek olduğunu yapılan bir araştırma ortaya koydu.
Üzerinde çok kafa yorulan, her gün yeni bir boyutu tartışılan kadın-erkek ilişkileri bu kez uzmanlarca masaya yatırıldı.
Bebek doğduktan sonra, yani karı-koca olma durumuna anne-baba olma durumu da ekleninceneler yaşanır, çiftlerin ilişkisi bozulur mu?
Hamilelik sürecinden başlayarak, bebeğin sağlığı ve mutluluğu için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan annenin en çok eşinin ilgisine desteğine ihtiyacı oluyor.
Bugünlerde ilişkilerde hep aynı şikayet ve sorunsal gündeme gelmekte... Erkekler kaçıyor, kadınlar kovalıyor sanki. Bir evlilik korkusudur gidiyor...
Bu yazımda, günlük hayatımızda çok fazla var olan bir psikolojik çelişkiyi gündeme getirmek istiyorum. O da; kadın-erkek ilişkilerinde gözlemlediğim temelde kontrol ve ilgi bağlamında oluşan bazı çelişkiler…
Yoksa, aşk denen illet bir güç gösterisi mi? Peki, yenilmeyeyim derken aşkı kaçırabileceğinizi düşündünüz mü?
Aşk acısı çekenler, “içim acıyor” derler. “Aşk acısı başka hiçbir acıya benzemiyor, çok kötüyüm...” Fakat, acısız da aşk olmaz, daha doğrusu ilişki olmaz!
Sevdiğiniz insanın sizi ne kadar çok düşündüğünü ve ne kadar aşık olduğunu öğrenmek ister misiniz?
Sağlıklı kıskançlık, ölçülü kıskançlık anlamına gelir; kendinize, çevrenize, ilişkilerinize kıskançlığınızla zarar vermiyorsanız...
Kıskançlık deyince aklınıza ne geliyor? Sanırım, çoğumuz önce ve derhal kadın-erkek kıskançlığından dem vururuz... Öyle ya sevgilisini, eşini, moda kıskanmayan var mı?..
Şu söz yıllardır dilimizde: “Adam yok!”
Erkekler de aynı şeyi düşünüyorlar: “Kadın yok!” Yıllar önce KİM Dergisi'nde çalışırken bu konuyu enine boyuna, uzmanlara da danışarak incelemiştim...
İşte, sıkı durun söylüyorum: "Kaçan kovalanır!.. Bilmem hatırlar mısınız, İskender Doğan'ın “Kan ve Gül” adlı şarkısındaki gibi; (günümüzde bu şarkıyı Kıraç seslendiriyor)...
|
|
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.