Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

1-7 Ekim Emzirme Haftası’nda
YENİ ANNELERE UZMANINDAN EMZİRME TÜYOLARI

YENİ ANNELERE UZMANINDAN EMZİRME TÜYOLARI

Anne olmaya karar verip hamile kalana kadar, hamilelik, doğum ve bebek bakımı konularındaki bilgim sıfırdı. Hamileliğim sırasında Bebek Hemşiresi ve Doğum Koçu ve aslında hepimizin annesi Ayşe Öner’in hamilelik kurslarına gitmeseydim, bebeğimin hali nice olurdu, düşünmek bile istemiyorum.


Kurslar sırasında sevgili Ayşe Öner’in üzerinde durduğu en önemli konu, bebeği emzirmekti. Öner, “Anne sütü bebeğinizin hakkıdır” diyerek, 2 yaşına kadar bebeklerimizi emzirmemizi önererek; yılmadan bebeğimizi emzirmemiz konusunda biz anne adaylarını ateşlerdi.

Bugün kızım Duru 8 yaşında, ilk 6 ay sadece anne sütü, ilk 9 ay anne sütü ağırlıklı olmak üzere, 19 ay anne sütü almış bir çocuk... Ve bunun hayatı boyunca, fizik ve ruh sağlığında olumlu etkileri olacağını biliyorum. Çocuklarımız hayatın bize verdiği en güzel hediyeler,  anne sütü de bizim çocuklarımıza verebileceğimiz en güzel hediye... 

Ve sanırım, sevgili Ayşe Öner’e hayatım boyunca teşekkür edeceğim... Emzirmeyi isteyen bir anneydim ama, doğumdan sonraki yorgun dönemde, memelerim feci yara olduğunda, bebeğim zaman zaman da olsa mememi almak istemediğinde, bebeğim ağladığında, “Bu çocuk doymuyor galiba” diyen dış seslerde, ben de pekala bebeğimi emzirmekten vazgeçebilirdim. Ama gücümü kimseye teslim etmemem gerektiğini biliyordum, bebeği doğuran bedenimin onu doyurabileceğini biliyordum. Emzirmenin anahtarı; istemek, bu istekte kararlı kalmak ve yola güvenle devam etmekten geçiyordu.

Fakat bugün, en yakın arkadaşlarımın bile, “Sütüm yetmiyor” diyerek bebeklerini emziremediklerini görüp üzülüyorum. Oysa yapılan araştırmalar, sağlık sorunları nedeniyle bebeği emzirememe oranının milyonda bir olacağını söylüyor.

Sanırım her şeyde olduğu gibi emzirme konusunda da iyi bir başlangıç yapabilmek çok önemli... Anneler, en baştan itibaren emzirme konusunda en çok hangi konularda sıkıntı yaşıyorlar diyerek, sitemiz www. anneoluncaanladim.com’un da yazarı olan Ayşe Öner’den yeni anneler için emizrme tüyoları aldım. Kendisinin bir de Klan Yayınları’ndan çıkmış “Hamilelik, Doğum ve Bebek Bakım Kitabı” var. Harika bir kaynak... Bebeğinizi doya doya emzirin...

HAYAT İKSİRİ: ANNE SÜTÜ!
“İnsanın naturasını en doğru şekilde oluşturan ve yaşam boyu onu sağlıklı kılan, koruyan bu olağanüstü hayat iksiri annelerin bedeninde yapılır. Eğer amacınız bebeğinizi beslemekse onun için tartışmasız en iyi besin kendi vücudunuzun oluşturduğu  sütünüzdür ama doyurmaksa, onu süt formülleri ile doyurmak isteyen yakınlarınız çoğunlukla bunun gerekli olduğuna sizi ikna etmeye çalışabilir. Şunu unutmayın, yeni doğmuş bebeklerin mideleri bir bilye büyüklüğündedir, emme arzusu yüksektir, çünkü uyanık olduğu sürece yalnızca emerek oyalanır, ama böyle devam edecek sanmayın. Midesi büyüyecek, emmeyi öğrenecek, sütünüz çoğalacak ve düzen oluşmaya başlayacak.

Emme düzeni kurmaya başlamanız için bu süreci yaşamak zorunda olduğunuzu bilmelisiniz.
 1.  ayından sonra bebeğinizin gün içinde emdiği saatleri not ederek günlük emme rutinini görebilirsiniz.

 

BEBEĞİ EMZİRME TEKNİKLERİ
Bebeğinizi emzirirken doğru pozisyonda olmayı ve onun da meme ucunu doğru şekilde kavramasını başarabilmek ilk adımdır. Bebeğiniz doğduğu anda onu hemen kucağınıza alın ve tenleriniz temas edecek şekilde göğsünüze koyun ve tanışma anının tadını çıkarın. Eğer soluk alışı rahat ve emmek için aranıyor ise emzirmeyi deneyin. Bu an önemlidir, ama illa da emzireceğim diye strese girmeyin. Bazen bebek yorgun ve isteksiz de olabilir, akışına bırakın rahatlayın; onun da  rahatlamasına, dinlenmesine fırsat tanıyın.

Doğumhaneden odanıza alındıktan bir süre sonra bebeğiniz, tıbbi kontrolü yapılmış olarak kucağınıza verilir. Kucağınıza bir yastık koyarak bebeğinizi kolunuzun iç kısmına alın, başını ve vücudunu kendinize doğru çevirip, diğer elinizle göğüs ucunu bebeğinizin dudaklarına doğru yaklaştırın, bebek ağzını açtığında göğüs ucunu ağzına doğru itip, bir an bebeğinizin başını göğsünüze doğru bastırın ki, göğüs ucunuzu yakalayarak, damağı ile dili arasına sıkıştırabilsin. Bu yakalama anında biraz acı duyabilirsiniz, ama sonrasında ağrı olmaz doğru yakalamış ise memeyi emerken göğüs ucu etrafındaki kahverengi bölüm de bebeğin ağzına doğru çekilir; hatta kulakları bile emme hareketine katılır. Bu doğru emme tekniğidir. Eğer şapırtı şupurtu yaparak emiyor, göğüs ucunuz acıyor ve sadece göğüs ucunuzu çekiştiriyor ise memenizden bir şey alamayacağı gibi kısa sürede göğüs ucunuz hasar görebilir.

Dik oturarak emzirmek, yer çekimi ile süt akışının daha iyi olmasını sağlar ama bir süre sonra yan yatar pozisyonda yastık destekleri kullanarak da bebeğinizi emzirebilirsiniz.

SIK SIK EMZİRİN
İlk günler size zor ve sıkıntılı gibi gelebilir, ama bu süreç karşılıklı öğrenme zamanıdır. Rahat olmanız, bebeğin rutinine uymanız, beraberce uyuyup uyanmanız, sık sık emzirmeniz bebeğin emmeyi, sizin de emzirmeyi öğrenmenizi ve süt hormonun artarak, sütünüzün çoğalmasını sağlar. Emzirirken saati değil, bebeğinizi izleyin. Emzirmenin ilk haftalarında bebekler değişik şiddetlerde bazen kısa, bazen de uzun süre emer ve emerken uykuya dalıp, yarım saat sonra uyanıp tekrar emmek isteyebilirler. Bu durum 1,5 aya kadar da böyle sürebilir ama sonrasında bebeğin bir düzen oluşturmaya başladığını 2-2,5 saatlere kadar emme aralıklarını uzattığını görmeye başlarsınız.

YALANCI EMZİK VERİLMELİ Mİ?
1. ayından sonra emme içgüdüsü yüksek olan bebeklere uykuya dalmalarına yardımcı olması için yalancı emzik verilmesinin hiçbir sakıncası yok. Zira mutlaka bir şey emecektir, elini- parmağını emmesi yerine, 2. yaşında kolaylıkla vazgeçirebileceğiniz bir yalancı emzik tercihiniz olabilir. Çünkü bebeği el ya da parmak emmekden vazgeçiremiyorsunuz; ayrıca bazen damak yapısında bozukluklar oluşup, ortodontik tedavi ihtiyacı doğabiliyor. Ortodontistler ve gelişim psikologlarının çoğu emme içgüdüsü yüksek bebekler için emziğin doğru olduğunu söylüyorlar.


ARZ-TALEP İŞİ...
Süt üretimi arz talep işidir; bebeğiniz göğüs ucuna emme uyarısı verdikçe kanınızda süt üreten hormon olan prolaktini arttırır, böylece süt veriminiz sürekli çoğalır, bebeğinizi besledikten sonra pompa ile çekebilecek ve birikim yapabilecek sütünüz dahi olmaya başlar.

Kolostrumun ardından ara süte geçiş sırasında kol altlarınızda ve göğüslerinizin yanlarında ağrı hissedebilirsiniz, bu ağrı ve göğüslerde ağırlaşma durumuna ateş de eklenince keyfiniz kaçabilir. Ama hemen ılık sıcak bir duş veya kompres, nefeslerle gevşeme, rahatlama ardından da uygun bir kremle sertlik ve ağrı hissettiğiniz göğsünüzün kol altı veya yan kısımlarına uygulanacak saat yönünde aşağı indirme masajları yapın. Bunlar sizi hemen rahatlatacak ve gerginliğin, ağrının tüm göğse yayılmasını engelleyecektir.

Emzirme sütyeninizi takmayı ihmal etmeyin, hatta uygulamanın ardından sütyeninizin askılarını kısaltın ve göğüslerinizi yukarı doğru kaldırın. Bebeğinizi emzirdikten sonra  göğüslerinizi hala sert hissediyorsanız, süt pompası kullanarak rahatlatın. Emzirme aralarında ise ağrılı, sert hissettiğiniz kısımlara sütyeninizin üzerinden soğuk kompres uygulaması da yapabilirsiniz, mutlaka deneyin.



SÜTÜM YARAMIYOR MU?
Doğum sonrası ilk sütün miktarı azdı, ancak bir damlası bile bebek için çok yararlı ve mutlak ona vermeniz gereken özel bir üretimdi, ardından ara süt gelirken göğüsleriniz ağrıdı, gerildi, ateş oldu, ama problem oluşmadan gerekli uygulamaları yaptınız ve olgun insan sütü gelmeye başladı, göğüsleriniz rahatladı ve sanki çeşme açılmış gibi akıyor; bebeğiniz bir göğsünüzü emerken diğerinden de sızıyor ve üstünüzdeki giysiler ıslanıyor. Özel göğüs kapları ile sızıntı yapan göğsünüzden sütü toplayabilir, süt biriktirme aşamasına geçebilirsiniz. Olgun insan sütü gelmeye başladıktan itibaren her öğün tek göğüs emzirmelisiniz. Çünkü olgun sütün başlangıcı oldukça suludur, yukarıdan inen süt ise yağlı ve doyurucu kısımdır. Ayrıca enzimler, antikorlar, bağışıklık ve büyüme faktörlerinden zengindir. Siz hala bebeği biraz sağ biraz sol göğsünüzden emzirmeye devam edecek olursanız, bebeğiniz doyacak ama kısa sürede tekrar acıkacak ve kilosu istenilen seviyeye gelemeyecektir. Doktora gittiğinizde bebeğinizin istenilen kiloya gelmediği görüldüğü zaman, sütünüzün bebek için yeterli olmadığı, mama takviyesine ihtiyacı olduğunu şaşırarak öğreneceksiniz. Oysa ki sütünüz var, bebek de sık emiyor o halde sütünüz ona yaramıyor. Yaramayan süt yoktur! Emzirmede hata yapıyor olabilirsiniz. Örneğin; olgun süt geldiğinde her öğün bir göğüs emzirilmeli ki, bebek sütün kremasını, büyüten kısmını da alabilsin. Ön süt çorba gibidir, doyurur ama besin değeri yüksek değildir. Bebek her öğünde bir göğsü tam boşalttığında arzu edilen beslenme yapılmış olur,  doyar ve 2 saat sonra tekrar acıkır. Emzirilmeyen diğer göğüs rahatsızsa biraz pompa ile boşaltılıp rahatlatılır ve öbür öğünde emzirilir.


ANNE SÜTÜ NASIL SAKLANIR?
ompaladığınız sütünüzü buz dolabınızda 48 saat, buzluk da 1 ay, -18 derece derin dondurucuda 3 ay koruyabilirsiniz. Bebeğe vermek için çıkardığınızda ise 33 derecede ılık su dolu bir kabın içine koyup, bu kabı da içinde sıcak su olan diğer bir kabın içine koyarak oda hareretine getirip biberonla verebilirsiniz. Tabii ki en ideali emzirmektir, ama bunu yapamadığınız zamanlarda mama vermek yerine ALTERnatifiniz yine kendi göğsünüzden sağarak biriktirdiğiniz kendi sütünüz olmalı.

Emzirmek sadece bebeğiniz için değil sizin için de faydalıdır, doğum sonrası rahminizin küçülerek eski haline dönmesini hızlandırır; vücudunuzda artan yağ dokusunun yok olmasına ve eski formunuza geri dönmenizi kolaylaştırır. Emzirmek, göğüslerinizin şeklinin bozulmasına sebep olmaz, göğüs değişikliğine sebep olan hamileliktir. Emzirme ise yavaş yavaş göğüs dokusunun eski haline dönmesini sağlar ve kötü hastalıktan korur. Bedeninin ürettiği bu sihir gibi sıvının bebeğini sağlıkla, güvenle, mutlulukla büyüten anneler de mutlu olurlar, doğum sonrası depresyon yaşamazlar.


6. AYDAN SONRA...
6 ay yalnız başına anne sütü bebeğiniz için yeterli olup onun metabolizmasını ve bağışıklık sistemini hazır hale getirir. 6. aydan sonra ek gıda denemeleri yapabilirsiniz ama aceleci olmayın; hala bebeğiniz için en iyi olan sütünüzdür, bu denemeler ona katı gıdayı ve kaşığı öğretme alıştırmalarıdır. 1-2  kaşıktan sonra onu emzirin, iki tane pişmiş sebze için süt öğününü bebeğinizden almayın. Aceleci ve ısrarcı olmazsanız katkı gıdaları öğrenme merakı bebeğinizin yeni tatları deneme heyecanını arttırır.



AĞLAMASININ NEDENİ HER ZAMAN AÇLIK DEĞİL!
Bebekler pek çok nedenle ağlar. Fakat, çevrenizdeki insanların bebek ağlamasının tek nedeninin açlık olduğunu düşünmeleri ve sizi de buna inandırmaları bir sorundur. Bebeğiniz her ağladığında onu emzirerek, zavallı bebeği sorununu çözümlemeden susturmanın tek yolu zannetmenizin sebebi, gerçekten ağlamayı kesip hırsla memenizi emmesidir. Emmeye başladığı an duyduğu haz, rahatlamasını ve bir süreliğine gerçek sıkıntısını unutmasını sağlar. O zaman siz de; ‘Doğru, bu kadar istekli emdiğine göre karnı açmış, zavallı bebeğim’ diye düşünürsünüz.

Ancak, gerçek sorun, kısa bir süre sonra bebeği tekrar huzursuz edecek ve yine ağlamaya başlayacaktır. Bu defa sütünüzün yeterli olmadığı ve bebeğin aç kaldığı yorumları başlar. Buna ikna olabilirsiniz, çünkü bebeğiniz biberonla verilen süt formülünü de hırsla emer.

Bu arada yatır, kaldır, emzir, mama ver, gaz çıkart derken, onun gerçek rahatsızlığı da bir şekilde giderilir; ancak farkına varılmadan. Bebek gerçekten aç olmamasına rağmen, emmenin verdiği rahatlama ve şişkinlik sonucunda uykuya dalar. Verilen süt formülü, anne sütüne göre daha uzun sürede hazım olduğundan, bebek meme emdiği süre arasından, daha uzun uyur. Evet, sorun çözülmüştür, anne de buna ikna olmuştur. Sütü, bebeği için yeterli değildir. Etrafında, bebeği doyurma arzusu içinde kıvranan yakınlar, akrabalar da nihayet tatmin olmuşlar; bebeğin beslenme sürecine kendilerini de dahil etmişlerdir. Burada bebeğinizin sizden aldığı mesaj şu olur: ‘Ne türlü sorunun olursa olsun, tek çözüm var, meme emeceksin, rahatlayacaksın.’ Beyninde bu kod oluştuğu için, erişkinlik döneminde de karşılaştığı sorunlar, zorluklarla başa çıkabilmek için kendini sıklıkla buzdolabının önünde bulacak veya bir şeyler atıştırarak rahatlayacaktır.

Doğduğu ilk günlerde bebeğimizi sık emziriyoruz, çünkü gelen sıvı kolastrum, (halk arasında buna ilk süt, ağız sütü gibi isimler verilmiştir) az miktardadır. İlerleyen günlerde süt akışı rahatlayıp, miktar artınca bebek emme aralıklarını zaten uzatır ve düzen kendiliğinden oluşur. Bu süreçte, bebeğinizin doyduğuna eminseniz, bebeğinizle konuşarak ‘Neyin var bebeğim, bakalım gaz mı seni rahatsız etti, yoksa...’ gibi rahatsızlık duyabileceği durumları sırayla kontrol edin. Sonunda çözüm sağlandığında, bebeğin sizden aldığı mesaj bu defa şu olur: ‘Neler oluyor bilmiyorum ama sıkıntı duyuyorum, böyle hissedince ağlıyorum ve hemen gülümseyerek gelen o ışıltılı tanıdık yüz, bir şeyler yapıp, beni rahatlatıyor, sorunum çözümleniyor ve yola devam edebiliyoruz.’ Bu durum, bebeğinizin yaşamda da karşılaştığı sorunları çözümleyebilen bir erişkin olmasına olanak sağlar.”


DOĞUM BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.