Pofu’yu ilk gördüğümde henüz 2 aylık bir bebekti. O sıralarda çalıştığım dergideki arkadaşlardan biri Pofu’yu, diğeri de kardeşi Pamuk’u sahiplenmişti. Fakat, bu sahiplenme çok kısa sürdü; bir baktım, Pofu’cuk işyerinin bahçesinde yapayalnız. Hemen alıp eve getirdim, 2 ay sonra da kardeşi Pamuk katıldı aramıza.
Bu güzel yavru kediler, meslekdaşlarımızın kedileri olan Hülya ile Paşa’nın ikinci döl yavrularıydı. Pofuduk Hatun ve Pamuk Paşa isimlerini onlara ben koydum. Pofu, sarı-kızıl renkte ve dişiydi. Pamuk ise beyaz ağırlıklı ve erkek. Aile oluvermiştik işte!
Bir yaşlarına yaklaşırken Pofu ile Pamuk da aile oluverdi, Pofu’cuk birbirinden güzel 4 yavru kedi doğurmuştu. Hem de bir gece sabaha karşı benim yatağımda! Meğer kediler en güvendikleri yerde yavrularlarmış. İlk yavrusunu doğurduğunu görünce, ben de doğuma katıldım ve Pofu’ya yardım ettim, Pamuk da doğum boyunca başucundaydı.
Son 1 aydır halinde tavrında bir gariplik vardı, üzerine bir ağırlık çökmüştü, gözleri “Ben artık gidiyorum, hazırlanın” der gibi bakıyordu. Çok yaşlıydı tabii, ama insan sevdiklerini kaybetmeye yaşı kaç olursa olsun hazır olamıyor ki...
Ve Perşembe akşamı Pofu ölmeye yattı. Cumartesi gecesi sabaha karşı da öldü. 2 gün boyunca Pofu’yu sevdim, onunla hellalleştim. Sağlıklı, uzun ve mutlu yaşadığını düşünerek kendimi teselli etmeye çalıştım. 7 yaşındaki kızım Duru da “Pofu ölmesin, onu çok seviyorum” diyerek ağladı. Bu, Duru’nun ölümle ilk tanışmasıydı. Kızıma da Perşembe akşamından itibaren Pofu’nun artık gitmek istediğini, her canlının doğup büyüyüp yaşlanıp öleceğini anlattım.
Cumartesi günü, ailece Tuzla Rehabilitasyon Merkezi’nin hayvan mezarlığına gittik ve Pofu’cuğumuzu gittiği yerde mutlu olmasını dileyerek uğurladık...
Siz de evinizde hayvan beslemiyorsanız bile, hayvanlara bir şekilde destek olun ve çocuklarınıza mutlaka hayvan sevgisini öğretin. Aşılama ve hijyen kurallarına dikkat edilmek şartıyla, hamileyken ya da bebekliyken hayvanınızı evden ayırmanıza hiç gerek olmadığını da lütfen bilin.
|
HER ÇOCUĞUN HAYVAN SEVGİSİNİ YAŞAYARAK ÖĞRENMEYE HAKKI VAR!
Çocuklar için hayvan sevmek ayrı bir önem taşır. Yapılan araştırmalar, evde hayvan besleyen çocukların bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğunu ortaya koyuyor. İngiltere’de yapılan bir çalışmada, evde hayvan besleyen çocukların beslemeyenlere göre 18 gün daha fazla okula gittikleri saptanmış. Hayvan beslemenin en ideal yaşı ise 5-8 yaş arası. Çocukların yüzde 30’unun korkunca hayvanları sayesinde sakinleştiği, yüzde 28’inin aile içinde anlaşmazlıklar yaşadığı zaman hayvanın şefkatine sığındığı görülmüş.
HAYVAN BESLEMENİN ÇOCUKLAR İÇİN YARARLARI:
ÇOCUĞA HAYVAN SEVGİSİ KAZANDIRMAK İÇİN...
EVE HAYVAN ALIRKEN BUNLARA DİKKAT!
HAYVANI ALDIKTAN SONRA...
Çocuklar hayvanlarının bakımını üstlenmek suretiyle sorumluluk almış olurlar ve duygusal tutarlılıkları oluşur. Hayvanlarına karşı duyarsız davranamazlar. Hayvana bir başkasının bakması halinde çocuklar bir süre sonra bu hayvandan sıkılıp başkasını isteyebilirler.
|
|