Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

SİZ DE İTİRAF EDİN!


SİZ DE İTİRAF EDİN!

Valla, 0-5 yaş arasında kendi kendine uyumayı beceren ve bu beceriyi sabaha kadar sürdüren çocuklar varsa ailelerini tebrik ediyor ve alnından öpüyorum! Ben 6 ay ila, 3 yaş arası Duru'yu genellikle sallayarak uyuttuğumu, çünkü Duru'nun çooook zor diş çıkaran bir bebek olduğunu geçen hafta yazmıştım. Aman ha, sakın, bu uygulamayı öneriyorum falan sanmayın. Ben, bu süreci sadece çaresizlikten böyle yaşadım, Duru'nun inadıyla ve ağlamalarıyla başa çıkacak gücü kendimde bulamadım.
3 yaşından beri de uykuya hazırlık seromonisi bitince; babasının ona kitap okuması ve birlikte süt içmeleri, hemen arkasından "Annem gelsin" diye buyuruyor. Ben de tıpış tıpış gidip 10-15 dakika yavrumun yanına kıvrılıyorum ve uyuyor. Eğer bir sorunu yoksa; hasta değilse, çişi gelmemişse, susamamışsa, terlememişse, kötü rüya görmemişse de genellikle sabaha kadar uyanmıyor. Uyanınca da, yine hemen "Anne yanıma gel!" diyor. "Odama gel anne, benim yanıma gel…" Ben de tıpış tıpış gidiyorum. Eh, gecenin bir vakti, odadan odaya seyahat ve yavrunun ihtiyaçlarını karşılama sonrasında, bazen bir bakıyorum, ben de onun yanında uyuya kalmışım… Fakat, şunu da hemen belirtmeliyim, sallanma aşamasına son verdiğimizde, yanına kıvrılıp yatan bendenizden Duru'nun istekleri bir türlü bitmiyordu. "Anne, ayağımı sev, anne sırtımı sev, anne gıdından bir öpim…" Sonra, Duru'yla ilgili olarak danışmanlık hizmeti aldığımız psikolog-pedogog hanım, "Aman ha, sakın" dedi. "Çok istiyorsanız, birbirinizin ayağını sevin, öpün, Duru'yu rahat bırakın, o artık 3 yaşında ve ödipal dönemde, bir kişi, bir birey, çocuğu tahrik etmeyin!" (Bu arada danışmanlık aldığımız hanımın Duru'yu hiç görmediğini de söylemeliyim.) Şaşırdık, maşırdık... Hatta, küçük çaplı bir şok geçirdik; "Ne yani biz artık çocuğumuzu öpüp okşayamayacak mıyız?" bile dedik ama mesajı da aldık. Uykuya geçerken ten teması yok! Uyku dışında da, öyle fazlaca, ya da ayrıntılı mı demeliyim, elleşmek yok! Kız ya da erkek çocuk olması da hiç farketmiyor! (Oysa, insanı asıl bu veletler tahrik ediyor, öyle tatlı, öyle yemelikler ki…)
Neyse, tam da bu uygulamanın arkasından Duru, kendi odasında yalnız başına uykuya dalmayı da öğrenmişti aslında. Sonra kışa girerken hastalıklar falan başladı, "Anne yanıma gel" demeler başladı. Ben de kıyamadım, "Çocuk ateşli dedim", "Yok, zaten hasta" dedim, falan filan… (Neredeyse, canıma minnet halleri, yavrunun bana ihtiyacı var ya, garip bir ego tatmini işte, anneliğe özgü tezahürler…)

Sonuçta, onun kendi kendine uyumasına yeterince imkan tanımamış oldum. Ve bugün Duru 4 yaşına yaklaşırken itiraf ediyorum, benden ayrılamayan o değil, ondan ayrılamayan benim! Bebeğim büyüdü, çocuk oldu ve ihtiyacı olduğunda, beni çağırdığında yanına gitmemek, çok ağrıma gidiyor. Ondan kopmayı beceremedim, bilinçdışı becermek istemedim belki de… Ve hala, o uykuya dalmadan önce 10-15 dakika yanına kıvrılıyorum işte… Bakalım, çok yakın bir zaman içinde, kendimi onun bu isteğine hayır demeye de hazır hissedeceğim inşallah. Aparttayım…

YAVRUMDAN İNCİLER

4 yaşına yaklaşan kızımın uyku konusundaki yorumu:
“Uyumayı seviyorum aslında ama, geceleri kötü hayal görebilirim diye pek uyumak istemiyorum.”

KOCA ÇOCUK OLDU, YİNE DE UYUMUYOR!

Her dört çocuktan biri geceleri uyku sorunu yaşıyor. Ve bu sorun, 4-5 yaşına kadar devam edebiliyor. Uyku problemi yaşayan bir çocuğun, önceki yıllardaki uyku düzenine bakıldığında, bu sorunun genellikle bebeklikten itibaren devam ettiği biliniyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nden Klinik Psikolog Özlem Bademci Dandul ile uykusuz çocukla başetmenin yollarını konuştuk.

Uyku, çocuğun en temel gereksinimlerinden biridir. Yeterince uyumayan bir çocuk, konsantre olmakta, öğrenmekte ve sosyalleşmekte sorunlar yaşar. Hem bebeklerin, hem de çocukların yaşamında uykunun çok önemli bir yeri vardır. Uykuyu sadece gece yaşanan bir deneyim olarak görmemek gerekir. Nasıl bizim uykularımız gün içinde yaşadıklarımızdan, genel duygu durumumuzdan etkileniyorsa, aynı şekilde bebekler ve çocukların uykuları da etkilenir.

Çocuğun kendisi için özel olarak hazırlanmış, oyuncaklarının bulunduğu bir odada yatması, uyumasına yardım eder. Tıpkı bebeklik döneminde olduğu gibi çocukların uykuya geçişlerini kolaylaştıracak en önemli şey, uyku öncesi ihtiyacı olan duygusal hazırlığı yapabilmesi için ona gerekli zamanı vermektir. Çünkü, çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şey, bir sonraki eylemi öngörebildiği bir rutin içinde yaşamaktır.

YATAĞINIZDAKİ ÇOCUK!
Bazı çocuklar da vardır ki, onların uykuya gidişte bir sorunları yoktur ama geceleri uyanarak anne babanın yanına gelmek isterler. Çocuğun gece uyanarak yanınıza gelmesi halinde, yeniden yatağına dönmeden önce yanınızda ne kadar kalacağına en iyi siz karar verebilirsiniz. Belki o anda bir süre yanınızda oturmaya ya da siz de yattıysanız yanınızda kalmaya ihtiyaç duyabilir. Böyle bir durumda mümkün olduğunca alçak bir sesle onunla konuşmak, rahatlatmak ama sonrasında yatağına dönmesini sağlamak gerekir.

Çocuğun uyku problemi yaşamasının nedeni uygun olmayan fiziksel koşullar (fazla ışık, gürültü) ve yalnız kalmaktan korkması gibi nedenler olabilir. Çocuğun deliksiz bir şekilde uyumasına engel olabilecek bir başka faktör de uyumadan önce televizyon seyretmesi ya da bilgisayar oyunu oynamasıdır. Bilgisayar ve televizyonun hem uyarıcı hem de bağımlılık yapan özelliğinden dolayı, çocuğun yatak odasında da olmaması gerekir. Çocuğun uyumadan önce bir süre onun uykuya hazırlanmasına yardım edecek şeyler düşünülmelidir. Rahatlatıcı bir müzik, şayet çocuk küçükse ona kitap okumak, büyükse kitabını alarak yatağında bir süre yalnız vakit geçirmesi sağlamak çocuğun uyumasına yardım eder.

KABUS GÖRÜYORSA...
Çocukların rüya görmeleri doğal ve gereklidir. Kabuslar ise belki bir kitap ya da çizgi filmin tetiklemesiyle orta çıksalar da çocuğun hayatında bir kaygının, korkunun varlığına işaret ederler. Anne babanın bu gerçeğin farkında olarak kabuslara yaklaşması gerekir. Çocuklar genellikle ertesi sabah uyandıklarında gördükleri kabusu hatırlamazlar. Ancak hatırlıyorlarsa, anne babanın mümkün olduğunca sakin, soğukkanlı bir şekilde dinleyerek çocuğun kabusunu anlatmasını teşvik etmesi gerekir. Çünkü, dile gelen duyguların üstesinden gelmek duygusal yükü atmak bakımından son derece önemlidir.

NE ZAMAN SORUN?
Uyku bozukluğu şayet biyolojik bir nedene dayanmıyorsa, psikosomatik; yani kaynağı psikolojik kökenli bir problemdir. Ne zaman uyku probleminden söz edebileceğimiz konusunda ise, değişik uzmanların farklı görüşleri vardır. Richman, eğer bebek ya da çocuk geceleri 5 ya da daha fazla kez uyanıyorsa ve uyandığında en az 20 dakika uyanık kalıyor ya da anne babasının yatağına gidiyorsa ve bu durum en az 3 aydır devam ediyorsa, burada uyku probleminden söz edebileceğimizi belirtir. Zuckerman ise, bebeğin-çocuğun geceleri 3 seferden fazla uyanıp, yeniden uyumasının en az 1 saati aldığı durumlarda uyku problemi olduğunu söyler.

AYRILAMAYAN SİZSİNİZ!
Çocuğun anne babanın yatağına gelmesi yeni bir durumsa, çocuğun hayatında neler olduğuna bakmak gerekir. Çünkü çocuk geceleri anne babanın yanına gelerek aslında bir güvensizliği kaygıyı dile getiriyor olabilir. Ancak hemen de telaşlanmamak gerekir. Böyle bir durumda, çocuğun yatağına birlikte dönmek onu orada sakinleştirmek, ertesi gün de üzerine konuşmak en doğrusudur. Asıl yardım alınması ya da harakete geçilmesi gereken durum, çocuğun sürekli olarak anne babayla yatması kendi başına uyumayı reddetmesidir.
Ama tabii bazı olağan dışı durumlar da söz konusu olabiliyor. Öneğin, 1999 depremi sonrasında bazı çiftlerin kendi istekleriyle çocuklarını yanlarına alarak uyuduklarına ya da boşanma sonrasında çocukla kalan eşin ki bu genellikle anne oluyor, eşinin boşluğunu çocuğuyla doldurmaya çalıştığını biliyoruz. Burada aslında ebeveynin çocuğuna duyduğu ihtiyaç söz konusudur. İşte böyle durumlarda, anne babaların kendi gereksinimlerinin farkında olmaları ve bunu çocuklarının gereksinimi olarak algılamamaları gerekir.

ÇOCUĞU UYKUYA HAZIRLARKEN…
- Çocuk,yatağında tek başına uyumayı ve uyandığında da yine kendi kendine uykuya dalmayı öğrenmelidir. Her ağladığında yanına giderek yatağından almak yerine, ona yeniden uyuyabilmesi için zaman tanınması gerekir.

- Fakat, çocuğun kendini terkedilmiş hissetmemesi için de ihtiyacı olduğunda yanına gidip, sakince yanında olduğunuzu söylemelisiniz. Ve ardından da odasından çıkmalısınız.

- Çocuğunuzun sallanmadan, emziksiz, biberonsuz, televizyon seyeretmeden uykuya dalabilmesi çok önemlidir.

- Uykuya gidişin bir seremoniye dönüştürülmesi, belirli bir uyku saatinin ve rutinin sağlanması çocuğun bir sonraki davranışı öngörerek kendisini bir sonraki adıma hazırlamasını sağlar. Banyo, pijamaların giyilmesi, öykü okunması gibi…

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE

Mersin'den Songül, Öykü Naz'ını anlatıyor…

Benim Öykü Naz'ım doğduğundan bu yana pek uyanıktır. Babaanne ve anneanne "Uyumuyor bu bebek, " diye 8 aydır yakınıyor. Tabii, bu durum stres haline getirildikçe bizimki daha da coştu; evet sallanarak uyuyor ve ağzına zorla emzik tıkıldı. Öğür öğüre de olsa yavrum kabul etmek zorunda kaldı. Neyse, diş çıkarma dönemleri ve uykusuzluk bence de birbiriyle çok alakalı. Uykuya dalmadan önce çırpınmalar ve artık kendini kasarak sinirli çığlıklar, tam daldı derken ufacık bir sese tepki olarak gözün açılıp, başın havaya kalkması, ağlayarak uyanmalar, aman Allahım... Öykü Naz, bizimle aynı odada ancak kendi yatağında yatıyor. Ama, gecenin ilerleyen saatlerinde uyanıyor, yatağını sallayıp, emziğini ağzına veriyorum olmuyor, kucağıma alıp emziriyorum olmuyor. Sonunda o kazanıyor. Yatağıma alıyorum ve yastığa başını koyar koymaz yüzünde tebessümle gözleri anında kapanıyor. Ben de kıvrılıyorum mecbur eşimle kızımın arasına. Halim olursa daha sonra kalkıp yatağına koyuyorum, ama ben de insanım sabah işe gidiyorum ve süpermen değilim. Bazen sabaha kadar yanımda kalıyor. Aslında yapmamaya çalışıyorum ama çocuk güven istiyor işte, temas istiyor yavaş yavaş alışacağını düşünüyorum ve bunu beni bütün gün görmemesine bağlıyorum.

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.