Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

ÇOCUKLARIMIZI BİZ OBEZ YAPIYORUZ!


Ülkemizde orta yaş ve üstünün yarısı obez! Hızla daha çok daha çok şişmanlıyoruz. Tabii, biz şişmanlarken çevremizdekileri de şişmanlatıyoruz. Büyük şehirlerde her 3-4 çocuktan 1’i obez! Üstelik, biz Türk anneleri toplu çocuk seviyoruz. Normal boy ve kilodaki çocuklar bize sıska geliyor. Ya da şişman çocukların hep şişman kalacağına en başta biz inanıyoruz. Genetik deyip, geçiyoruz, “Anne baba da şişman ne olacak ki” diyoruz. Diyoruz da, obezitenin tam da genlerimizle yaşam biçimimiz arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklanan bir hastalık olduğunu düşünmüyoruz. Yaşam biçimlerimizi ailece değiştirmek aklımıza gelmiyor, gelse de gerçekleştirmek zor geliyor. Çocuğa “Yeme-içme, zaten şişmansın” demek daha kolay. Oysa, evde biri şişmansa genellikle diğerleri de şişman oluyor. Eee çünkü yenilen yemekler aynı, alışkanlıklar benzer… Demek ki, bir yerlerde yanlış yapılıyor! Çocuğa sebze ye deyip, karşısında kekler börekler götüren aileler biliyorum.

Daha bebekken anne sütü yerine 6. aydan önce marifetmiş gibi ek gıda ya da mama veren biziz! Çocukları parka bahçeye götürmek yerine TV karşısına koyan biziz! Ellerine bilgisayar, nintendo, cep telefonu veren de biziz! Çocuğa yürüyüş yapma alışkanlığı kazandırmayan, onu sosyal-bedensel faaliyetlere daha okul öncesi dönemden itibaren yönlendirmeyen de biziz! Ülkemizde 0-3 yaşındaki çocukların yarısı fast food tüketiyor! Ve yine ülkemizde okul öncesi çocukların yarısı sadece haftada 1 kez dışarı çıkıyor, o da market alışverişi için!

Sonra, okullarda beden eğitimi dersleri 2 saatten 1 saate indi. Oysa, madem tehlike çanları çalıyor. Toplumun yarısı obez! Ve obeziteye bağlı hastalıklardan ölümler had safhada! Beden eğtimi dersleri her gün 1 saat olmalı! Beden eğitimi, en az matemetik dersi kadar elzemdir! Beden eğitimi dersinde çocukları sınıfa tıkıp başka dersler yaptırılabiliyor; yazık bu çocuklara… Üstelik, obez çocukların akademik başarısı diğer çocuklara oranla daha düşük ve iş bulma ihtimalleri de diğer çocuklara göre daha az!

Ve okul kantinleri! Bu ne böyle; gazlı içecek, cips, şeker satan okul kantini mi olur? Sıkma meyve suyu, kuru yemiş, peynirli-sebzeli sandöviçler yapıp satmak çok mu zor? 5 dakikalık tenefüslerde o okul kantinlerinin önündeki sırayı bir görseniz, kimbilir, dünyanın en harika yiyeceği sunulmuş sanırsınız. Sonra, kantinde abur cubur yiyen çocuk, öğlen yemeğini ya da beslenme çantasındaki sağlıklı öğününü tüketmiyor işte!

Tabii, bir de biz annelerin evde yemek pişirme alışkanlıklarını gözden geçirmesi şart…  Geçen günlerde tanıştığım 2 çocuk doktoru da beni uyardı, “Aman ha çocuğunuza kabuğunu soymadığınız sebzeyi meyveyi yedirmeyin” diye! Neden? Çünkü, çok yüksek oranlarda ilaç atılıyor artık tarlalara… Ya organik ürünler ya da “iyi tarım” etiketli ürünler kullanın, dediler bu iki uzman. Buyurun bir de buradan yakın…

Karamsar bir yazı oldu biliyorum ama, yaşam şeklimizi topluca değiştirmezsek, “Çocukluk çağı kanserleri arttı, çocuklarda bile şeker hastalığı görülüyor” diye daha çok dövünürüz. Yoksa, her ilkbahar rejime girip her kış kilo almayı normal saymak marifet değil, çocuklara önce biz doğru birer örnek olmalıyız. Onlara bedenlerinin değerli olduğunu, bedenlerine giren her şeyin kalitesini sorgulamalarını öğretmeliyiz. Ve sağlıklı şeylerden de keyif alınabileceğini… Ve tabii her şeyde olduğu gibi dengeyi… Her şeyden yesin çocuk, ama dengeli ve ölçülü olmayı daha bebekken bizden öğrenebilir. 

 

Erkek çocuklarda ergenliği geciktiriyor, kız çocuklarda ise ergenliği erkene alıyor!
OBEZİTE, ÇOCUKLARIN DA DERDİ!


Araştırmalara gore, ülkemizde çocuk ve adolesanlarda obezite oranı  yüzde 15-25 oranında. Anne veya babadan birinin obez olması halinde çocukta yüzde 40, her iki evebeynin de obez olması halinde ise yüzde 80 oranında obezite görülüyor. Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz çocuklarda obezite ile ilgili merak edilen sorulara cevap verdi.

- Obezite son yıllarda çocuklarda bile neden artış gösterdi?
Obezite, alınan enerjinin harcanandan fazla olması durumunda vücut yağ oranının artmasıyla ortaya çıkıyor Kısaca, vücut yağ oranının artması demek olan obezite, çocukluk çağı obezitesinin artmasında genetik nedenler yanında,  yaşam tarzı değişiklikleri, çevresel faktörler bu artıştan sorumlu. Teknolojinin gelişmesiyle  uzaktan kumandalı cihazların kullanımındaki artış, asansör kullanımı, şehir hayatı, servis kullanımı, yarışmaya dayalı sınav sistemi, dersane-okul temposunun yoğunluğu gibi bir çok neden var. Yeme düzeninde değişiklikler, hızlı tüketilen yüksek kalorili yiyeceklere ilginin fazla olması, ayaküstü atıştırmanın artması, çalışan annelerin hazır yiyeceklerle çocuklarını beslemesi gibi nedenlerle obezite arttı.

- Çocuklarda ve gençlerde obeziteyi tetikleyen hastalıklar da var mı?
Tabii. Obezite çok küçük bir grupta tiroid bezi tembelliği, insülin direnci, böbrek üstü bezi hormonu olan kortizol fazlalığı gibi hormonal nedenlere ve nadiren  iştah merkeziyle ilgili genetik bozukluklara bağlı ortaya çıkabiliyor.

- Obezitede genetiğin rolü nedir?
Genetik faktörleri de göz ardı etmemek gerekiyor, anne ve babası obez olan ailelerin çocuklarının da obez olması, obezitenin gelişmesinde genetiğin de  rolü olduğunu gösteriyor. Eğer anne ve baba obezse çocuk yüzde 40 olasılıkla obez, her iki ebeveynin de obez olması halinde yüzde 80 olasılıkla obez oluyor. Evlat edinilen çocukların kilolarının biyolojik anne ve babalarına benzediği raporlanmış. Doğum öncesine ait durumlar, örneğin iri ya da  düşük doğum tartılı olmak, diyabetik anne bebeği olmak gibi nedenler de obezite de etkili rol oynuyor. Dolayısıyla, genetik durum göz önüne alınarak önlemler alınmalı.

- Obezitenin çocuklarda yarattığı sorunlar neler?
Obezite başlı başına çocuğun psiko-sosyal durumunu etkileyen bir sorun. Görünümü açısından ve performans gerektiren toplu faaliyetlere uyum sorunu açısından çocukta sosyal izolasyona sebep olabiliyor. Bu yüzden arkadaşları tarafından dışlanabiliyor. Dışlanan çocuk da sosyalleşmekten iyice çekiniyor ve daha da hareketsiz bir yaşama sürükleniyor. Ayrıca, obezitenin devam etmesi durumunda ortaya çıkabilecek bazı sağlık sorunları var; bunların başında tip 2 diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi (kan yağlarında yükseklik), uyku apneleri, ortopedik problemler, insülin direnci geliyor. Kızlarda vücut yağlanmasının artışı leptin hormonunun artışına, dolayısyla ergenliğin tetiklenmesine neden oluyor. Obezite erkeklerde ergenlik geciktirebilirken, kızlarda ise erken ergenliği tetikliyor; kızlarda 8 yaşından önce meme gelişimi başlıyor, 10 yaşından önce adet görülüyor.

- Çocuklarda obezitenin tedavisi nasıl yapılmalı?
Çocukluk çağı obezitesinde belli özel durumlar dışında ilaç tedavisi kullanılmıyor. Sadece yaşam tarzı değişikliği öneriyoruz. Grup sporlarını önermiyoruz. Kondisyonu düşük olan obez çocuğun yüksek volümlü egzersiz yapması zaten zor. Dolayısıyla önce genel yaşam içindeki hareketliliği artırmak, asansör kullanımını engellemek, toplu taşımayı daha az kullanmak, televizyon-bilgisayar başında daha az oturmak ve hatta iki saatten aza indirmek gibi genel yaşam içindeki hareketi artırmak gerekiyor. Hoşlandığı bir spora da çocuğu yönlendirmek gerekiyor. Bunlar, ip atlama, yürüyüş, yüzme, aerobik, dans, bisiklete binmek gibi basit egzersiz türleri olabilir.

- Obez çocuklara diyet yaptırılmalı mı?
Çocukların yanında çok fazla diyet sözünü kullanmamak lazım. “Sağlıklı beslenme biçimi” diye konuşmalıyız, önerilerimizi de bu yönde yapmalıyız. Şok diyetleri çocuklarda asla kullanmamak gerekiyor. Yüksek kalori ve yağ içeren besinleri kısıtlayarak, sebze, meyve, baklagilin yeteri kadar bulunduğu protein, yağ ve karbonhidratın dengeli olduğu bir beslenme biçimini benimsetmek gerekiyor. Beslenme biçimi çocuğun büyümesini engellemeyecek biçimde günlük yeterli kalorinin alınabildiği, ara ve ana öğünlerden oluşmalı. Ailenin marketlerden alınan meyve suyu, gazlı içecek, çikolata, gofret, cips gibi kolay tüketilen yiyecekleri evde bulundurmaması, okul yemekleri ve kantinlerde satılan ürünlerin de bu bilinçle tüketilmesi şart. Aile, psikolojik olarak çocuğunu desteklemeli yeme biçimi ve genel hareketlilik ve spor konusunda benzer davranış biçimi ile çocuğuna örnek olmalı. 

 

Prof. Dr. İlhan Satman:
“HER YAŞTA İDEAL KİLO KORUNMALI”

“Obezite diyabet, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, kanser başta olmak üzere pek çok hastalık açısından yüksek risk oluşturuyor. Bu nedenle her yaşta ideal kilonun korunması sağlık risklerini azaltmak açısından özellikle önem taşıyor” diyen Prof. Dr. Satman anne ve çocuk açısından obeziteyi değerlendirdi.

- Neden kadınlar, özellikle de anneler obeziteye daha yatkın?
Türk toplumunun geleneksel sosyo-kültürel alışkanlıkları nedeniyle, kadınlar orta-ileri yaşlara doğru geldikçe daha az hareket ediyorlar. Ayrıca doğum sayısı arttıkça şişmanlık riski de artıyor. Çünkü bir hamilelikte alınan kilolar henüz verilmeden ardından gelen ikinci bir hamilelik, obezitenin oluşması ve yerleşmesinde önemli bir faktör. Ayrıca hamileliklerin ardından gelen emzirme dönemlerinde kadın “Sütüm kesilir” endişesi ile kilo vermekten kaçınıyor. Hatta bu dönemde karbonhidrat ve enerjiden zengin gıdaları daha çok yemesi için etrafından ve özellikle aile büyüklerinden telkin ve teşvikler alıyor. Bir de belirli bir ekonomik seviyedeki kadınlarda aktivite olanakları çok sınırlı. Pek çok kadın için ev gezmeleri ve televizyon dışında sosyalleşme kaynağı mevcut değil. Bunun ötesinde kadınlarda menopozla birlikte östrojen hormonunun azalması ile yağlanma artıyor, metabolizmanın da yavaşlaması nedeniyle eskiden olduğu gibi yemeye devam ettiklerinde bu dönemde obezite riski katlanarak artıyor.

Çalışmalar, kadınlardaki eğitim seviyesi arttıkça bu konudaki bilincin arttığını ve obezite riskinin azaldığını gösteriyor.

- Sağlıklı bir yaşam için bebeklikten itibaren dikkat edilmesi gereken noktalar neler?
Yaşam boyu bebeklik, çocukluk, ergenlik, gebelik, emzirme, menopoz ve yaşlılık gibi dönemlerde günlük işlevlerimize uygun olarak beslenmemize dikkat etmemiz gerekir. Örneğin, her bir dönemde temel besin gruplarından günlük olarak yenilmesi gereken yiyeceklerin miktarları farklıdır. Genel olarak az ve sık yemek, güne mutlaka kahvaltı ile başlamak, öğün atlamamak, abur-cubur yememek, her gün en az 4-5 porsiyon sebze-meyve tüketmek, günde en az 4-5 bardak su içmek; kolalı-gazlı içecekler, çay, kahve, kızartma, kavurmalar, aşırı yağlı, tuzlu ya da şekerli gıdalar ve açıkta satılan yiyeceklerden kaçınmak; yemeklerde doymamış yağları tercih etmek, yemekleri hazırlarken gıdalardaki besin öğelerinin korunmasına dikkat etmek ve uygun koşullarda saklamak, çiğ sebze-meyveleri iyice yıkayarak tüketmek her yaş ve dönemi için geçerli temel sağlıklı beslenme kurallarıdır.

Gıdalarla ilgili bir diğer tehlikeli durum ise özellikle hazır gıdaların içerdiği katkı maddeleri. Bunlar çoğunlukla gıdaların görüntüsünü, kokusunu daha çekici hale getirmek, dayanıklılığını, kıvamını ve lezzetini artırmak amacıyla kullanılan kimyasal maddeler. Bunların bir bölümünün normal hormonal işlevleri bozduğu; hatta erken buluğa erme, kısırlık ve şişmanlığa sebep olduğundan şüpheleniliyor. Bu nedenle tüketilen hazır gıdaların içeriğine dikkat etmek gerekir.

- Çocukluk çağından itibaren obezite nasıl önlenebilir?
Sağlıklı yaşamın ve obezitenin önlenmesinin iki altın kuralı doğru, düzenli ve dengeli beslenme; diğeri ise fizik aktivitenin artırılması. Çocuklarımıza koşmak, yüzmek, tenis oynamak, bisiklete binmek, basketbol, voleybol ve futbol oynamak gibi spor aktivitelerinden bir veya birkaçını düzenli olarak yapmaları için olanak hazırlamalı ve onları özendirmeliyiz. Dengeli ve düzenli beslenme alışkanlıkları kazandırmak ve sporla, onları ileri yaşamlarında karşılaşabilecekleri obezite ve obezite ile ilişkili sağlık sorunlarından koruyabiliriz.


4 AYLIK BİLE OLMADAN KATI GIDA VERİLİRSE…
Yapılan bir araştırmada, 4 aylık olmadan önce katı gıdalar verilmeye başlanan bebeklerde 3 yaşına geldiklerinde obezite görülme riskinin 6 kat arttığı tespit edildi. Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazmi Zengin, Harvard Üniversitesi ve Boston Çocuk Hastanesi’yle ortalaşa yapılan bir araştırmada, anne sütü yerine mama ile beslenirken 4 aylık olmadan önce katı gıdalar verilmeye başlanan bebeklerde 3 yaşına geldiklerinde obezite görülme riskinin 6 kat arttığının tespit edildiğini söylerek aileleri uyardı:  “Annelere 2 yaş dolana kadar bebeklerini emzirmeli. Dünya Sağlık Örgütü 6 aylık olana kadar bebeklere sadece anne sütü verilmesini öneriyor. Bu süre içinde verilmesi gereken tek destek demir ve D vitamini. Günümüzde bazı anneler 4 ay dolmadan patates, elma, armut gibi katı gıdaları ezerek bebeklerine veriyor. Bu bebeklerin gelişimi için oldukça zararlı. 847 çocuk üzerinde yapılan bu araştırma, anne sütünün bebeklerin sağlığı için ne denli vazgeçilmez olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.”



DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.