Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

İYİ MÜZİKLE BÜYÜSÜNLER...


Ailemde herhangi bir enstrüman çalan yoktu. Hatta dedemin anneme aldığı mandolini çalmak 8 yaşlarındayken bana nasip olmuştu. Öte yandan babam iyi bir Türk Sanat Müziği dinleyicisiydi; ben ise gençlik yıllarımda klasik müzik dinlemeyi sever olmuştum; sonra o konser senin bu konser benim derken bütün kaliteli müzikleri dinlemeyi ve ardından da sevmeyi öğrendim. İyi müzik dinleyicisi olmak da ciddi bir emek gerektiriyor aslında...

Kulağınız türü ne olursa olsun iyi müzikler dinleyerek gelişirse, kaliteli olmayan bir müzik karşısında tüm bedeniniz rahatsız oluyor, ruh haliniz bile bundan etkileniyor.
Zaten günümüzde enerji çalışmaları yapılırken bile müzikten faydalanılıyor. Her bir çakraya iyi gelen, şifa veren tınılar var.

Bebekken iyi tınılarla büyümek hem bedenin hem de ruhun sağlığı için o kadar önemli ki... Çünkü beden bu iyi tınılarla gevşiyor, çakralar dengeleniyor, ruh besleniyor... Bütüncül sağlığa ve dengede kalmaya müzik birebir yardımcı oluyor.

Hamileliğim boyunca özellikle falanca müziği dinledim dersem yalan olur. Sadece kaliteli müzik dinlemek konusunda ciddi hassasımdır; anında bedenim alarm verir, gerilirim. Kedilerimde de gözledim bunu; özellikle klasik müzik dinlemeyi hayvanlar da çok seviyor; o sırada bedenleri rahat ve huzur içinde oluyorlar. Gürültülü ve sert bir müzik çalın yanlarında, işte o zaman kaçacak delik arıyorlar; kulakları dikiliyor, bedenleri geriliyor ve o ortamdan hemen uzaklaşıyorlar. Aslında doğuştan getirdiğimiz harika ayarlarımız bozulmadan önce, bebekken, çocukken biz de öyleyiz; seslerden olumlu ya da olumsuz direkt olarak etkileniyoruz ve seslerden öğreniyoruz da... Ve o anki ruh halimiz nasılsa ona uygun seslere ihtiyaç duyuyoruz.

Hiç unutmam, Duru doğmadan 10 gün önce doğum günümde kendime Şefika Kutluer'in “Tango Goes Symphony (Tango'dan Senfoniye)” cd'sini hediye etmiştim. Bir de ben sevdiğim albüme takılırım, aylarca sadece onu dinleyebilirim. Duru doğunca ilk dinlediği albümde bu oldu. Bu albümle ve yine Şefika Kutluer'in “Lullabies (Ninniler)” albümüyle büyüdü diyebilirim.

Bütün gün evde müzik çalmamalı ama, insanın kendi bedeninin ritmini dinlemeye ihtiyacı var. Özellikle de evde bütün gün TV açıksa bu bebekler için çok sakıncalı, aşırı uyarıcı bir etken. En azından TV'nin bulunduğu odada olmamalarına özen göstermek gerek!

Ben de  her anne gibi Kuzucuğum'a ninniler söylerdim; bazen kendim uydururdum hatta... Zaten insan yavrusuna sürekli bir şeyler mırıldanmak istiyor, evlada olan sevgi öylesine doğallıkla akıyor ki... Ve bebekler annelerinin kulaklarına fısıldadığı bu melodilerle uykuya dalmayı çok seviyorlar. Anne karnından beri en iyi bildiği ses olduğu için, anne sesi bebeğe her an iyi geliyor... Anne orada mı yanında mı, bebek ilk zamanlar dokunarak temasta değil ise sesten anlıyor... Ve kendini güvende hissediyor.

Duru, bugün 9 yaşında harika bir müzik dinleyicisi, 3 yıldır okul korosunda görevli bir öğrenci... Şimdiden klasik müzik konserlerinin takipçisi; ben ve babası gibi iyi müziğin her türünü seviyor. En çok da babasının ona gitar çalmasından hoşlanıyor, o da babasını piyano çalarak mutlu ediyor. Bana da, “Anne seninle müzik zevklerimiz çok uyumlu, bu çok hoşuma gidiyor, seçtiğin müzikler okuldan gelince beni çok rahatlatıyor” diyor. Ve tıpkı kedilerimiz gibi, iyi olmayan bir müzikle hemen kulakları dikiliyor ve o ortamdan kaçarak uzaklaşmak istiyor.

Kalitesiz müzikler dinlemeye alışmış olabilir, hatta seviyor olabilirsiniz; fakat kaliteli ve iyi bir müzik dinleyisicisi olmak hem sağlığımız hem de hayatımız üzerinde mucizeler yaratabilecek bir unsur; üstelik bunu çocuklarımıza borçluyuz da... Onların güzel tınılarla büyümeye ihtiyacı var. Ayrıca müziğe, ya da sanatın herhangi bir başka dalına özel olarak yetenekleri varsa, bunun kaliteli müzik dinlenen evlerde keşfedilmesi ve gelişmesi de daha kolay, çabuk ve doğallıkla oluyor. Sonuçta, sadece bebeklerimize değil, hepimize iyi müzik gerek! Her konuda olduğu gibi ruhlarımızı besleyen müzik konusunda da seçici, araştırmacı ve her an gelişime açık olmakta yarar var...

 

ANNE KARNINDAN İTİBAREN BEBEĞE KALİTELİ MÜZİK GEREK!

Müziğin ruhun gıdası olduğunu hepimiz biliyoruz. Ve bu konuda bebekler de bir istisna değil, hem de anne karnından itibaren...  Müzik bebek gelişimini olumlu yönde etkileyen bir faktör. Hatta bebek henüz anne karnındayken müzik dinlemeye başladığında bu etki daha da artıyor. Kimi klasik müziğin bebeğin zekâsını olumlu etkilediğini söylüyor, kimi ise bebeklere vals öneriyor...  Ama uzmanlar bir konuda hemfikir: Müzik dinlemek bebeğin gelişimine sonsuz faydalar sağlıyor. İşte, uzmanların verdiği bilgiler ışığında çoksesli bir yaşamın bebeğe kazandırdıkları...


Prof. Dr. Ömer Üre (Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler A. D. Öğretim Üyesi)
“BEBEĞİNİZE KLASİK MÜZİK YA DA VALS DİNLETİN!”

“Müziğin insan üzerindeki etkileri anne karnındaki döneme kadar uzanır. Bebeklerde ritim duygusunun gelişmesi ile başlayan müzik olgusu çok önemli. Sağlıklı bir bebeğin bütün canlılarda olduğu gibi ritim duygusuna sahip olması gerekir. Anne karnındaki bebekte bu duygu annenin kalp atışlarını duymasıyla başlar. Bebeklerin ritme karşı olan sevgilerinin mutlu olmaları ile yakından ilişkisi vardır.

Bebekler vals ve klasik müzik gibi ritme sahip yumuşak müziklerden hoşlanır ve gebeliği sırasında bu tür müzikleri dinleyen annelerin çocukları ruhsal ve sosyal gelişimlerini daha kolay tamamlayarak, sorunsuz bir kişiliğe sahip olurlar. Yalnız bu müziğin dozunun çok iyi ayarlanması gerekiyor. Gebelikte, gerginliğin azaltılması ve bebek sağlığı açısından bu tür müziklerin dinlenmesi yararlı olabilir. Bu dönemde annenin klasik müzik ya da vals dinleyerek rahatlaması bebeğin gelecekte daha mutlu ve uyumlu olması üzerinde olumlu etki yaratıyor.


Annenin hamileliğinde stres ve depresyon yaşaması da bebeği doğrudan etkileyerek, onun gelecekte karamsar, sıkıntılı ve güvensiz olmasını sağlayabiliyor. Bebeğin annenin söylediği ninniye verdiği tepki de müziğe karşı olan duyarlılığın ne kadar erken dönemde başladığının bir göstergesi. Erken dönemlerde müzikle iç içe olan çocuklar bu konudaki yeteneklerini daha kolay geliştirebiliyorlar.”


Psikolog Ercihan Karadağ:
“MÜZİKLE BÜYÜYEN BEBEK DAHA ZEKİ VE YARATICI OLUYOR”

“Bebekler dünyaya beyinlerindeki milyarlarca hücreyle gelirler ve yaşamın ilk yıllarında bu beyin hücreleri, birbirleriyle bağlantıya geçmeye başlar. Zamanla bu bağlantılar daha da kuvvetlenir; kullanılmayan, ateşlenmeyen beyin hücreleri ise ölür. Araştırmacılar, bebeğe müzik dinletmenin onun beyninde yeni yolların, yeni bağlantıların oluşmasını desteklediğini ortaya çıkarmıştır. Anne karnında müzik dinletilerek gelişen ve doğum sonrasında da müzik dinletilmeye devam edilen çocukların; yaratıcılık, sosyallik, hafıza, matematik, dil ve duygusal zeka gibi alanlarda hızlı bir gelişim gösterdiği yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır.”


MÜZİĞİN BEBEĞE YARARLARI:
- Yapılan araştırmalar, müziğin bebeklerin beyin kıvrımlarının gelişiminde etkili olduğunu gösteriyor. Özellikle ilk yıllarında çocukların zihinsel gelişiminde müzik oldukça etkilidir. Müziğin, matematik zekasının gelişiminde de etkin olduğu saptanmıştır.
- Müzik dinleyen bebekler, müziğin ritmine göre hareketlenmeler gösterirler. Zamanla birtakım fiziksel gelişimlerin tamamlanmasıyla birlikte hareketlenmeler yerini el çırpmaya, oynamaya ve hatta dans etmeye bırakır. Bu hareketlenmeler, çocuğun küçük kas ve kaba motor becerilerinin gelişmesine yardımcı olur.
- Müzik evrenseldir, farklı dilleri ve kültürleri birbirine yakınlaştırır. Müzikle büyüyen bebekler, zamanla sosyal iletişimde de gelişim gösterirler.
- Anne karnından itibaren müzik dinleyen bebeklerin, hırçın hareketler yerine daha uyumlu davranışlar sergiledikleri gözlenmiştir. Bazı çalışmalarda; sürekli ağlayan ve huzursuz davranan bebeklere, anne karnında kendisine dinletilen müzikler tekrar dinletilmiş; sonucunda da bu bebeklerin, bu tanıdık melodiler sayesinde rahatlayarak uykuya daldıkları görülmüştür.
- Müzikle büyüyen çocuklar, kulak ve dil gelişimlerinde de hızlı bir ilerleme gösterirler. Özellikle annenin bebeğine bakarak melodili şarkılar söylemesi, çocuğun dil gelişimini hızlandırır.
- Stresten uzak büyüyen, beslenmesinde, uykusunda ve diğer yaşam faaliyetlerinde sıkıntı yaşamayan bebek; uyku sorunu yaşamayan, stresten uzak bir anne profilinin oluşmasına da yardımcı olur. Böylece doğumdan sonra annenin yaşayabileceği depresyonun en az hasarla atlatılması da sağlanabilir.


Pedagog Duygu Çalışır:
“MOZART EN İYİ TERCİH”

“Bebeğin anne karnındayken duyduğu en yoğun ses, annesinin kalp atışlarıdır. Bu sese en yakın sesler de sözsüz hafif müzikler, klasik müzikler ve özellikle de Mozart'ın eserleridir. Bu nedenle bebeklere dinletilecek müziğin sakin ritimli olmasına dikkat edilmelidir. Anneyi hamilelik döneminde rahatlatan hafif ritimli müzikler bebeğe de dinletilebilir. Annenin sakinlik ve huzuru, doğrudan karnındaki bebeği etkiler. Doğumdan sonra da aynı müzikleri dinlemek bebeğin kendisini anne karnındaki gibi huzurlu ve güvende hissetmesini sağlar. Müzik dinlemek bebeğin fiziksel, sosyal, zihinsel, duygusal ve dil gelişimini etkiler. Bu nedenle de gün içerisinde özellikle bebeğin uyanık olduğu zamanlarda dinletilmesi gelişim açısından daha uygundur.


Müzik; bebeği sakinleştirir, huzurlu ve dingin yapar. Sosyal uyumunu sağlar. Dil ve konuşma becerilerini destekler. Yaratıcılığını ve üretkenliğini arttırır. Ritim duygusu oluşturur ve hareket yeteneklerini arttırır. Tüm bunlar bebeğin ileriki yaşamında duygusal ve sosyal açıdan dengeli ve uyumlu, estetik duyguları gelişmiş, entelektüel açıdan ise birikimli, yaratıcı, üretken, düşünen, sorgulayan ve kendisini ifade edebilen bir birey olmasını sağlar.

Özellikle klasik müzik dinleyen prematüre bebekler, dinlemeyenlere oranla fiziksel olarak daha çabuk gelişim gösterirler. Kalp atışları düzene girer ve diğer bebeklere oranla stresten daha çabuk kurtulurlar.”

 

BİLİNEN EN ŞİFALI MÜZİSYEN: MOZART
Başuçlarında her gün 2 saat Mozart dinletilen bebeklerin daha zeki oldukları, ineklere daha iyi süt vermesi için Mozart dinletildiği, Japonya'da bir bira fabrikasının bira mayası oluşurken Mozart çaldırdığı ve o biranın daha pahalıya satıldığı şaşırtan gerçeklerden. Dünyanın çeşitli yerlerinde, birçok doktor ve müzik terapisti Mozart etkisini; depresyon, kanser, kronik ağrılar, yüksek tansiyon, ruhsal ve zihinsel sorunlar gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanıyor. Mozart'ın müziği; kısa, basit ve neşeli temaları ile, kolay algılanabilir, kolay takip edilebilir bir müzik. Bebekler için de bu neşeli melodiler ve basit ritimler oldukça ilgi çekici.

Bu tür bir müzik dinlemenin, anlama ve muhakeme için önemli olan sinirsel kanalları uyarabileceği varsayılıp, öğrencilerin müzik zevklerine bakılmaksızın sınavlarında Mozart dinletilmiş, sınav başarılarında artış gözlemlenmiş. Uzmanlara göre, 10 dakika Mozart müziği dinlemek, geçici de olsa IQ üzerinde olumlu etki yapıyor.

Don Campbell, müziğin gücü üzerine bugüne kadarki en kapsamlı kitabı yazdı: “Mozart etkisi.” Kitap, müzik ve diğer titreşimlerin anne karnından başlayarak yaşamın tüm dönemlerinde sağlık, eğitim ve davranış alanlarında önemli etkilere sahip olduğunu açıklıyor. Kolayca uygulanabilecek egzersizlerle beden ve zihin sağlığınızı artırmanın yollarını öğretiyor. Don Campbell kitabında, müzik zevkiniz ne yönde olursa olsun, Mozart Etkisi'nden faydalanabilmeniz için gerekli bilgiyi çok açık bir dille ve örneklerle veriyor.

 

 

 

 

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.