Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

ÇOCUKLARIMIZA KORKUTMADAN DEPREMLE YAŞAMAYI ÖĞRETMELİYİZ!


Malum, ülkemizin yüzde 95’i deprem riski taşıyor. Nüfusun çoğunun deprem bölgesinde yaşaması, çarpık yapılaşma, toplumun deprem konusunda yeterli bilince ve bilgiye sahip olmaması, ülkemizde meydana gelen depremlerde can ve mal kaybının büyük boyutlarda olmasına neden oluyor. Olası bir depremden en az zararla kurtulmak için ise, deprem eğitimi
almak gerekiyor.

AKUT (Arama Kurtarma Derneği)’un hazırladığı “Deprem Eğitimi El Kitabı” da mutlaka herkesin okuyup uygulaması gereken harika bir kaynak. Örneğin, Kitap’ta, “Deprem sırasında yapmamız gereken ilk şey olabildiğince sakin kalmak, diğerlerinin de sakin kalmalarına yardımcı olmak, kesinlikle panik yapmamaktır. Deprem öncesinde yapılacak tatbikatlar ve çalışmalar sakin kalmamızı, aynı zamanda hızlı ve doğru kararlar vermemizi sağlayacaktır. Bir diğer yaklaşım ise; depreme nerede yakalanıldıysa ‘orada’ (içerideyse içerde, dışarıdaysa dışarıda gibi) hızla doğru davranışları uygulamaktır” diyor.

Ama nasıl, yat-çök- korun/kapan” yapacağınızı kitaptaki fotoğraf ve açıklamalar üzerinde siz de yaşadığınız alanlarda bizzat uygulamalısınız. Ve bu bilgi ve uygulamaları da çocuklarınızla yaşlarına uygun bir şekilde, onları korkutmadan ve paniğe sevk etmeden paylaşmalısınız.
Deprem bizim gerçeğimiz olduğuna göre, bu gerçekle yaşamayı öğrenmeliyiz. Deprem öncesinde, deprem sırasında ve deprem sonrasında nasıl davranacağımızı bilirsek kayıplarımız da azalacaktır.

 

DEPREMDE NEREDE DURMAK HAYAT KURTARIR?

Kuşkusuz depremle ilgili çoğumuz pek çok bilgiye sahibiz. Fakat, en çok da çocuklarımızı ilgilendiren bir noktaya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum ki, bilgi ile pratiğin en çok karıştığı mesele de sanırım bu: “Depremde nerede durmak gerekir?” meselesi…

Çocukluğumuzda okullarda bize, kapı krişlerinin altında durmamız gerektiği söylenirdi. Sonradan bu bilgi çürüdü, depremlerde kapı krişlerinin altı ölüm saçtı. Daha sonra okullarda yaptırılan deprem tatbikatlarında öğrencilere masa, sıra gibi eşyaların altına saklanılması gerektiği öğretildi. Geçtiğimiz günlerde, ilkokula giden kızımdan öğrendim ki, çocuklara deprem sırasında yine masa, sıra gibi eşyaların altına saklanılması gerektiği öğretiliyor. Oysa, bizim ülkemizdeki deprem uzmanlarının da yurt dışındaki deprem uzmanlarının da verdiği bilgiler bu yönde değil! Belki siz de evde çocuklarınıza böyle bir bilgi vermiyorsunuz, fakat okulda çocuk bu şekilde yönlendiriliyorsa, bu iletişimsizliği hep birlikte ivedilikle ortadan kaldırmamız ve çocuklara tek bir doğru mesaj vermemiz gerekiyor. Çünkü depremde nerede ve nasıl durulması gerektiğini bilmek ve doğru yöntemi uygulamak hayat kurtarıyor.

Tam da bu noktada ülkemizde deprem deyince Akut doğru bir kaynak, ama birde dünyanın en tecrübeli kurtarma birimlerinden olan Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibi’nin Kurtarma şefi ve afet olayları müdürü Doug Copp’un depremde nasıl durulması gerektiği konusundaki önerilerine kulak vermekte, biliyorsanız da hatırlamakta yarar var.

HAYAT ÜÇGENİ
Öyle ki, 875 yıkılmış binaya sürünerek giren, 60 ülkeden kurtarma ekipleriyle çalışan, birçok ülkede kurtarma ekipleri oluşturan ve çok sayıda ülkede birçok kurtarma ekibinin üyesi olan Copp, 2 yıl boyunca Birleşmiş Milletler “felaket azaltma” uzmanlığı yapmış. 1985'ten beri aynı anda gerçekleşenler hariç dünyadaki bütün büyük felaketlerde çalışmış.

1996’da Copp’un hayatta kalma metodunun geçerliliğini ortaya koyan bir film yapıldı. Türk hükümeti, İstanbul Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Case Yapımcılık, ve ARTI bu pratik ve bilimsel testin filme alınmasında işbirliği yaptılar.

İçinde 20 maket (mannequis) olan bir okulu ve evi yıktılar. On maket “çömel ve korun” metodunu uygularken, 10 maket “hayat üçgeni” metodunu uyguladı. Tasarlanmış yıkımdan sonra görüntüleri filme almak ve sonuçları belgelemek için enkazı geçip binaya girdiler. Bina yıkımlarında oluşabilecek şartlar dahilinde direkt olarak gözlemlenebilen ve bilimsel şartlar altında hayatta kalma tekniklerinin uygulandığı film “çömelip korunan/saklanan” kişiler için hayatta kalma şansının sıfır olduğunu ortaya koydu.


Copp’un “hayat üçgeni” metodunu kullananlar için hayatta kalabilme şansı yaklaşık olarak yüzde 100 oldu. Bu film Türkiye’de ve Avrupa’nın geri kalan kısmında milyonlarca izleyici tarafından izlendi.

SIRA ALTINDA DURMAK DOĞRU DEĞİL!
Copp, enkazına girdiği ilk binayı şöyle anlattı: “1985 Mexico City depreminde bir okuldu. Bütün çocuklar sıralarının altındaydı. Her bir çocuk kemiklerinin kalınlığına kadar ezilmişlerdi. Sıralarının yanındaki koridorlara uzanmış olsalardı hayatta kalmış olabilirlerdi. Çocukların neden koridorlarda (sıraların arasında) olmadığını merak ettim. O an, çocuklara bir şeyin/eşyanın altına saklanmalarının söylendiğini bilmiyordum.”

Basitçe ifade edilirse, binalar yıkılırken, objelerin üzerine düşen tavan ağırlığı veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarında bir yer, boşluk bırakıyorlar. Bu boşluk “hayat üçgeni” denilen alandır. Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az ezilecektir.
Nesneler ne kadar az ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan kişinin yaralanmama olasılığı o kadar artar. Bir dahaki sefere televizyonda yıkılan bina izlerken gördüğün üçgenleri say. Her yerdeler. Yıkılan bir binada göreceğiniz en yaygın biçimdir.

Copp, deprem anında hayatta kalma, ailelerine bakma ve başkalarını kurtarma hakkında 750 bin nüfuslu Trujillo kentinin İtfaiye bölümünü de eğitti. Trujillo İtfaiye Departmanı’nın kurtarma şefinin ifadeleri ise şöyle:
“Adım Roberto Rosales. Trujillo kurtarma ekibi şefiyim. 11 yaşındayken çöken bir binada mahsur kaldım. Mahsur kalışım 1972 yılında 70 bin kişinin öldüğü depremde oldu. Erkek kardeşimin motosikletinin yanında oluşan “hayat üçgeni” içinde hayatta kaldım.
Yataklarının veya sıraların, masaların altına giren arkadaşlarım ezilerek öldüler. Ben hayat üçgeninin yaşayan örneğiyim. Ölen arkadaşlarım “çömel ve korun” örnekleridir.”


DEPREM UZMANI COPP’UN ÖNERİLERİ
1) Binalar çökerken basitçe “çömelen ve korunan” kişiler istisnasız her defasında ezilerek ölüyorlar. Masa, araba gibi nesnelerin altına giren kişiler her zaman ezilirler.

2) Kediler, köpekler ve bebeklerin hepsi doğal bir şekilde dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek kıvrılırlar. Deprem anında sizde bu şekilde kıvrılmalısınız. Bu doğal bir güvenlik ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Daha küçük bir boşlukta hayatta kalabilirsiniz. Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk yaratacak bir kanepe, geniş büyük bir eşyanın yanında durun.

3) Ahşap evler deprem anındaki en güvenli yapılardır. Sebebi basittir; ahşap esnektir ve depremin zorlamasıyla hareket eder. Eğer ahşap bina çökerse geniş yaşam boşlukları oluşur. Ayrıca, ahşap binalar daha az yoğunlukta yıkılış ağırlığına sahiptir. Tuğla binalar ayrı tuğla parçalarına ayrılacaklardır. Tuğlalar birçok yaralanmalara sebep olacaktır, ama (beton) bloklardan daha az ezilmiş vücutlar yaratırlar.

4) Eğer gece yataktayken deprem olursa, basitçe yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli bir boşluk oluşacaktır. Oteller müşterilerine deprem anında yatakların yanında yere uzanmalarını salık veren bir uyarı notunu odalarda her kapının arkasına asarlarsa depremlerde çok büyük hayatta kalma oranlarını sağlayabilirler.

5) Televizyon izlerken deprem olursa ve kolayca kapıdan veya pencereden dışarı kaçmak mümkün değilse, kanepe veya büyük bir koltuğun/sandalyenin yanında cenin pozisyonunda kıvrılarak yere uzanın.

6) Bina çökerken kapı kirişlerinin altına geçen herkes ölür. Nasıl mı? Eğer kapı kirişlerinin altına geçerseniz ve kapı kirişi öne veya arkaya doğru düşürse inen tavanın altında ezilirsiniz. Eğer kapı kirişi yana doğru yıkılırsa ikiye bölünürsünüz. Her iki durumda da ölürsünüz!

7) Hiçbir zaman merdivenlere gitmeyin/yönelmeyin. Merdivenler (ana binadan) farklı bir “frekans aralığına” sahiptir; ana binadan bağımsız/ayrı olarak sarsılırlar. Merdivenler ve binanın geri kalanı devamlı olarak birbirlerine çarparlar, ta ki merdivenlerin yıkılışı gerçekleşene kadar.
Merdivenlere ulaşan insanlar basamaklar yüzünden yaralanırlar. Korkunç şekilde sakatlanırlar. Bina yıkılmasa dahi, merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel kısmıdır.

Depremde yıkılmamış olsa dahi, merdivenler bağırarak kaçmaya çalışan insanların aşırı yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş olsa dahi her zaman güvenlik açısından kontrolden geçirilmelidir.

8) Binanın dış duvarlarına yakın yerlerde durun, mümkünse dışına çıkın. Binanın iç kısımlarındansa dış kısımlarına yakın yerlerde olmak çok daha iyidir. Binanın dış çevresinden ne kadar içeride olursanız, çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar artacaktır.

9) Aynen Nimitz yolundaki katlar arasındaki (yıkılan) blokların meydana getirdiği gibi, deprem anında üst yolun yıkılmasıyla ezilen araçların içinde bulunan insanlar ezilirler. San Francisco depreminin kurbanlarının hepsi araçlarının içindeydiler. Hepsi öldü.

Araçlarının dışına çıkıp, aracın yanına uzanıp veya oturarak kolaylıkla hayatta kalabilirlerdi. Ölen herkes eğer araçlarından çıkıp, araçlarının yanına oturabilseler veya uzanabilselerdi yaşıyor olabilirdi. Ezilen bütün araçların yanında-kolonların direkt olarak üzerine düştüğü araçlar hariç- 3 feet yükseklikte boşluklar oluşmuştu.

10) Enkaz halindeki gazete ofislerini ve çok miktarda kağıdın olduğu ofisleri dolaşırken kağıdın sıkışmadığını/ezilmediğini keşfettim. Kağıt yığınlarının/kümelerinin etrafında geniş boşluklar bulunur/oluşur.


ÇOCUĞUNUZA DEPREMİ ÖĞRETİN!
Yaklaşık 3 yaşına gelmiş bir çocuk, depremin ne olduğunu ve ona hazırlanmak için neler yapılması gerektiğini anlayabilir. Depremlerin nasıl gerçekleştiği, bizleri nasıl etkileyebileceği gibi konuları, onun anlayabileceği bir dilde anlatmamız gerekir. Ayrıca bu yaşa gelmiş çocuklar, aile içerisinde depreme yönelik olan tartışma ve planlama çalışmalarına dahil edilmelidir. Çocukların yapılacak uygulamaları unutmamaları ve tehlikeye karşı refleks oluşturabilmeleri için tatbikatların yaklaşık 6 ayda bir tekrar edilmesi gerekir.

1-Çocuklara, evin her odasındaki en emniyetli yerler gösterilmelidir. Ayrıca evin tüm çıkışlarının bilinmesi (acil durum çıkışları vb.) deprem sonrası tahliye için önem taşımaktadır.

2- “Yat/Çök- Korun/ Kapan- Tutun” hareketi, tespit edilen emniyetli yerlerde çocuklara uygulamalı olarak gösterilmelidir.

3- Çocuklara farklı mekanlarda yaşanabilecek depremlerde ne şekilde davranmaları gerektiği öğretilmelidir (farklı binalar, açık alan, deniz kenarı vb.). Okuldaki davranışlar, öğretmenlerce gösterilmekte ve tatbikatlar yapılmaktadır. Çocuk anaokuluna gidiyor ise, okulunda depreme yönelik eğitim yapıldığından emin olunmalıdır.

4- Üzerinde çocuğun adı, soyadı, adresi, acil bir durum için iletişim bilgileri ve eğer varsa sağlık problemleri yazılı olan acil durum kartları hazırlanmalıdır. Bu kartlar çocukların üzerinde bulunmalı ve gerektikçe güncellenmelidir.

5- Küçük çocukların, olası bir deprem sonrasında gaz vanalarını ya da ocağı kapatmaları beklenmemelidir. Ancak gaz kokusunu tanımaları ve böyle bir koku aldıklarında, durumu yetişkinlere söylemelerinin çok önemli olduğu mutlaka öğretilmelidir.

 

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.