Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

ÇARE ARAMAYA GEREK KALMADAN ÖNLEM ALIN!


Hamilelik sürecine, hazırlıklı bir şekilde, bebek sahibi olmayı seçerek başlamak, sonrasında 9 ay boyunca rutin kontroller eşliğinde bebeği sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmek; bebek doğduktan sonra da bebeğin büyüme ve gelişmesinin ayına-yaşına uygun gidip gitmediğini çocuk doktorunun önerdiği kontrol muayeneleriyle takip etmek çok önemli. Yani, buna kısaca, anne karnında itibaren bebeğin sağlığını korumak, büyüme ve gelişimini takip etmek diyebiliriz ki, tıp dilindeki adı da "sağlıklı bebek izlemi" oluyor. Sağlıklı bebeğin izlemi de her şeyden önce bir sorun olmadan, hastalanmadan bebeğin çocuk doktoruyla düzenli olarak buluşması demek oluyor ki; yapılan kontrol, aşı ve uygulamalarla bebeğin hastalanması, dolayısıyla da basit hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemi daha oluşma sürecindeyken hasar görmesi engellenerek, bebeğin hayatının tehlikeye girmesi önleniyor.

Örneğin, ülkemizde tedavi edilebilir zeka geriliklerinin en önemli nedenlerinden olan Fenilketonüri'nin teşhisi doğumdan hemen sonra yapılıyor. Bebeğin topuğundan alınan bir damla kan ile yapılan test sayesinde, bebeğin Fenilketonüri hastası olup olmadığı tespit edilerek bebeğin kaderi olumlu yönde değiştirilebiliyor. Düşünsenize, sadece bir damla kan ile yapılan bu test sayesinde hastalık tespit ediliyor, tedavisi basit ama test yapılmazsa ve bebekte de bu hastalık varsa bebek durduk yerde zeka özürlü oluyor. Keza, aşılar konusu da öyle çok önemli! Ölümcül birçok hastalıktan bebekler aşılar sayesinde korunuyor.

Sağlıklı bebeğin takibinde en önemli konulardan biri de büyüme ve gelişmenin aynı şey olmadığı; dolayısıyla büyüme ve gelişme birbirine paralel, birbirini destekleyen kavramlar ama aynı şeyi anlatmıyorlar. Ve biz anne babalar bebeğimizin hangi ayda, hangi yaşta, hangi fiziksel, duygusal, sosyal, zihinsel ve ruhsal özellikler göstermesi gerektiğiniz genellikle bilmiyoruz.

Tam da bu noktada çocuk doktorlarına büyük iş ve farkındalık sahibi olmak düşüyor. Bebek yeni doğduğu dönemde her şey bebeğin beslenmesi, uykusu ve gaz sancısı üzerine şekillenirken, dikkatli bir çocuk doktoru bebeğin emme probleminden kalp hastası olduğunu şıp diye anlayabiliyor, ya da geçmeyen gaz sancılarından bebeğin otistik olabileceğine dair tüyolar alabiliyor. Tabii ki doktorlar, durduk yerde anneleri paniğe sokmasınlar, ama eğer bir sorun varsa da erken teşhis, hemen tedaviye başlanabilmesi için çok önemli işte…

Düşünsenize ülkemizde her 110 bebekten biri otistik doğuyor, her 100 bebekten 2'si kalp hastası olarak doğuyor ve siz kucağınızdaki bebeği sağlıklı sanabiliyorsunuz. Bebeğin doğumsal kalp hastalığı varsa ve erken teşhis edilmezse hayatı riske giriyor; böyle kalp hastası olduğunu bilmeden büyümüş öyle çok insan, öyle de çok kayıp vakası var ki… Ya da mesela bebek otistik; ilk 2 yılda otistik çocuklarda "özel eğitime" başlanması gerekiyor. Doktor tarafından anne bir çocuk psikiyatristine yönlendirilmezse, çocuk ciddi zaman kaybediyor, bir bitki gibi, bir kenarda soluyor, hayata karışamıyor. Ama aynı durumdaki başka bir bebek, erken dönemde özel eğitim almaya başladığı için hayata karışabiliyor.

Tam da bu noktada en önemli kavramlardan biri de bebeğin bizim küçük bir kopyamız olmadığını hiç unutmamak! Bebeklerimizi iyi gözlemlemek, ayına-yaşına uygun büyüyüp geliştiğini çocuk doktorlarıyla sürekli iletişimde olarak takip etmek.

Tabii, ailelere ve çocuk doktorlarına ne kadar büyük bir sorumluluk düştüğünü anlatmama gerek yok! Ama birçok çocuk doktorunun ilgili uzmanlık alanlarına çocuğu yönlendirmedikleri için, ailelere zaman kaybettirdiğini de zaman zaman üzülerek görebiliyorum. Örneğin, çocuk 3 yaşında hiç konuşmuyor, çocuk doktoru "Biraz daha bekleyelim" diyebiliyor aileye… Aile ne yapsın, "Doktora götürdüm, bekle" dedi, diyor… Sonuçta, her şey dengeli ve ölçülü bir şekilde tetikte olmayı ve önlem almayı gerektiriyor işte! Önlemleri gecikmeden alırsak, sonradan yana yakıla çare aramak zorunda kalma riskimiz de çok düşüyor çünkü…

 

ÇOCUĞUN DOĞUMDAN İTİBAREN SAĞLIKLI TAKİBİ ŞART!

Hepimiz çocuklarımız sağlıklı birer yetişkin olmak üzere büyüsünler istiyoruz. Fakat sağlıklı büyüme ve gelişme, bebeğin doğduğu günden itibaren düzenli doktor takibiyle yakından ilgili. "Sağlıklı çocuk takibi" ya da "sağlıklı çocuk izlemi" olarak anılan bu süreç, özellikle yenidoğan döneminde ve ilk 2 yılda hayati önem taşıyor. Konunun önemini ve ayrıntılarını anlatıyor.

Sağlıklı yetişkinlik döneminin temeli, sağlıklı çocukluk döneminde atılıyor. Bu nedenle özellikle ilk yaşlarda çocukların düzenli aralıklarla hekime götürülüp, büyüme ve gelişmelerinin yakından izlenmesi önem taşıyor. Sağlıklı çocuklara yönelik kontroller, "çocuğun doktora hasta olmadan götürülerek, hastalıkların tedavi aşamasına gelmeden daha en başta önlenmesi amacıyla yapılan takipler" olarak tanımlıyor. İşte, sağlıklı çocuğun takibi konusunda uzmanların görüş ve önerileri…


Prof. Dr. Gülbin Gökçay (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı):
"BEBEĞİN DOĞUMDAN İTİBAREN TAKİBİ ŞART!"

Bebeğinizin sağlığı ve gelişiminin, özellikle ilk yıl düzenli aralıklarla izlenmesi gerekir. Bu dönemde ortaya çıkabilecek sorunlar ve hastalıklar bebeğinizin tüm yaşantısına damgasını vurup kalıcı izler bırakabilir.

Günümüzde bebek izlemi, sağlam çocuk kontrolleri ya da çocuk sağlığı izlemi adı altında yapılmaktadır. Bu izlemler, muayenelerin yanı sıra ülkemizde T.C. Sağlık Bakanlığı Ana-Çocuk Sağlığı Merkezleri, Sağlık Ocakları, Tıp Fakültelerinin Sağlam Çocuk Klinikleri ya da Çocuk Sağlığı İzlem Polikliniklerinde yapılmaktadır.


BEBEĞİN BÜYÜMESİ DEĞERLENDİRİLMELİ
Bebeğinizin çocuk sağlığı izlem programı çerçevesindeki ilk muayenesinde amaç büyümesini değerlendirmektir. Kilosu, boyu ve baş çevresi ölçülür, psikomotor ve duyusal gelişiminin ne durumda olduğu belirlenir. Ayrıca ailenizde var olan kalıtımsal hastalıklar, hamileliğiniz ve doğumunuz hakkındaki bilgiler, eğitim durumunuz gibi bazı sosyal veriler de kayda geçirilir. Gerekirse gelişimine destek olacak vitaminler önerilir ve aşı takvimine uygun olarak gereken aşıları yapılır. Aşılama sayesinde geçmişte ölümcül olabilen pek çok hastalığın önlenmesi mümkündür.

Çocuk doktorunuzla ayrıca, bebeğinizin bakımı ve beslenmesi hakkında da konuşabilir, onun görüşlerini ve önerilerini öğrenebilirsiniz. Doktorunuzla ilk randevunuz normalden daha uzun sürecektir; bu ve bundan sonraki her muayeneye olabildiğince hazırlıklı gitmeniz, aklınıza takılan tüm soruları önceden not etmeniz yerinde olacaktır.”


Dr. Pınar Keskin (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı):

"YENİDOĞANIN HAFTALIK KİLO ALIM HIZI ÇOK ÖNEMLİ"
"Çocuklar hayatlarının ilk yılında çok hızlı büyüyor. Bu nedenle, ilk 1 yıl yapılan takipler önem taşıyor. İlk 1 yılın en değerli dönemi ise, yenidoğan. Bebekler doğduktan sonra yapılan 5.-7. gün ve 15. gün takipleri boy uzaması, kilo alımı ve baş çevresi gibi veriler açısından çok önemli. Çocukların yaşıtlarına göre; boy, kilo ve baş çevresinin ne durumda olduğunu gösteren persentil eğrilerine göre gelişmesi takip ediliyor. Yenidoğan çok hızlı büyüdüğü için haftalık kilo alım hızı çok önemli.

Bu dönemin en önemli test ve tetkiklerini ise; zeka geriliğine yol açabilen fenilketonüri ve hipotirodi taramaları, işitme testi, doğumsal kalça çıkığı, inmemiş testis, yarık damak-dudak, doğumsal kalp hastalığı, doğuştan gözyaşı kanalı darlığı, gözde enfeksiyon ve göbekte granulom kontrolü oluşturuyor. Elle yapılan kalça muayenesinin ardından, birinci ayda kalça ultrasonu da yapılıyor.


BEBEĞİN İLK MUAYENESİ
İlk muayenede aileye aşılar, bebeğin beslenmesi ve bakımına ilişkin bilgiler veriliyor. Çünkü ilk 1 yılda, özellikle de ilk 6 aylık dönemde çok yoğun bir aşı takvimi var. Doğumda ve 1. ayda Hepatit B aşısı; 2, 4 ve 6. aylarda karma ve pnömokok aşıları, yine 6. ayda Hepatit B aşısı yapılıyor. 2. ayda verem aşısı uygulanıyor. 1 yaşında kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşısı yapılıyor. 1 yaşından sonra ise aşılara pnömokok, suçiçeği, karma ve Hepatit A aşıları ile devam ediliyor. İlk yılda aylık kontrollerde aşı uygulamasının yanı sıra, çocuğun büyüme ve gelişmesi nörolojik, psikolojik ve fiziksel olarak değerlendiriliyor. Yaşına uygun tepkiler verip vermediği ölçülüyor. Buna göre, bir bebeğin 2. ayda agu'layarak annesine tepki vermesi, en geç 3 aylıkken başını dik tutabilmesi, 4 ya da5 aylıkken de destekle oturabilmesi gerekiyor. Kontrollerde özellikle üzerinde durulan nokta ise bebeğin kilo artışı oluyor. Çünkü başka hiçbir belirti vermeyen üriner sistem sorunları, kilo alımında yaşanan gerileme ile kendini gösterebiliyor. Bebekler 6 aylıkken, idrar tahlili yapılıyor.

1 YAŞINDAN İTİBAREN TAKİP SÜRECİ DEĞİŞİYOR
1 yaşında bebeklerin kan sayımı ve demir depolarına bakılıyor. Ayrıca idrar tahlili ve göz muayenesi de yapılıyor. 1 ve 2 yaş arasında ise, kontrol periyodu 3 aya çıkıyor. Aşı takvimine göre de aşıları uygulanıyor. 2-6 yaş arasında ise kontrol periyodunun 6 ayda bir olması öneriliyor. En geç 3 yaşına kadar her çocuğun tansiyonuna bakılması önem taşıyor. Anaokuluna başlayan çocukların dışkılarının ise parazit açısından kontrol edilmesi gerekiyor. Obeziteye meyilli ve ailesinde kolesterol yüksekliği öyküsü olan çocuklarda, 2 yaşında yapılan kontrollere total kolesterol ve trigliserid seviyesini gösteren tahlilleri de ekleniyor.

Okul döneminde ise 6 ayda bir göz ve diş muayenesi yapılması önem taşıyor. Boy ve kilo alımının, omurga sağlığının, tansiyon ölçümünün de yapılan kontrollerde dikkatle izlenmesi gerekiyor. Sağlık kontrollerinin düzenli yapılmasıyla, çocukların hem ruhsal hem de fiziksel açıdan sağlıklı gelişmeleri sağlanıyor; bu da okul başarılarını olumlu yönde etkiliyor."

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.