"Endişe asla yarını kederinden kurtarmaz, sadece bugünün neşesini baltalar" diyor Leo Buscaglia...
1 milyon 300 bin sekizinci sınıf öğrencisi SBS sınavına giriyor. Ve kuşkusuz aileleri de...
Zaten hayatımız bir sınav değil mi? Her birimiz, her an bir sınavdan geçiyoruz; insanlık sınavından...
Hele de ülkemiz için şu son yaşadığımız hafta, ne büyük, ne önemli, ne benzersiz bir sınav oldu: Bir insanlık sınavı, bir demokrasi sınavı, bir kendin olma ve kendini olduğun gibi ifade etme sınavı, bir kendinle ve hayatınla yüzleşme sınavı... Ve gençlerimiz, bu ülkenin gençleri nasıl da siyasetler üstü bir duruş sergilediler, nasıl da el ele verdiler... Oldukları gibi görünmekten, göründükleri gibi olmaktan korkmayan bir yeni nesil doğuverdi işte... Ne mutlu! Ve mucize yine bu coğrafyada gerçekleşti; zıtların birliği yaşandı.
Ve bu süreç, dünya üstünde birbirine hizmet etmeyen hiçbir şeyin olmadığını, hepimizin daima birbirimize hizmet ettiğini, birbirimize görünmez bağlarla bağlı olduğumuzu bir kez daha kanıtladı.
DİKKATİMİZİ NEYE VERİYORSAK, O! İşte, tam da bu nedenle neye odaklanıyorsak, dikkatimizi neye veriyorsak o gerçekleşiyor!
Ve bu vesileyle hepimiz, barışa ve sevgiye, insan olmaya, kendimize ve diğerlerine saygıya odaklanıveriyoruz.
Türkiye sınavı geçti!
Pazar günü-yarın ise SBS sınavı gerçekleşecek...
KİMSE KİMSEYİ ÖLÇEMEZ! Aslında, okul hayatları boyunca çocuklarımıza vermemiz gereken en önemli bilgi; sınavların, belli bir alanı, belli bir bilgi birikimini ölçtüğü bütünümüzü ölçmediği ve asla da ölçemeyeceği olmalıdır. Çünkü gerçekte kimse kimseyi ölçemez! Zaten kimsenin de haddi değildir bir diğerini ölçmek! Dolayısıyla da, olan, doğuştan gelen var oluşumuzla zaten hepimiz mükemmelizdir.
Öte yandan, okul hayatı demek sınav demek işte! Sistemin -en azından şimdilik- vazgeçilmez bir parçası ve gerçeği...
Peki, okul hayatı boyunca ve sınav zamanlarında önemli olan ne?
Elimizden gelenin en iyisini yapmak, bunun için odaklanmak ve kendimizi en üst seviyede ifade ederek, önceliklerimiz doğrultusunda hedeflerimize doğru ilerlemek...
Kuşkusuz çocuklarımız tam da bunları yaşarken, okul hayatı boyunca ailelere büyük görevler düşüyor. En önemli görevimiz ise, çocuğun değerini sınavdan ve başarıdan bağımsız daima takdir etmek! Okul-sınav süreçlerini yaşadığı için ise ayrıca, belli aralıklarla -elinden gelenin en iyisini yaptığı için- takdir ederek gevşemesine destek vermek...
KAYGI BULAŞICI! Yoksa, "Evladım ben senin başarılı olacağını biliyorum, sana güveniyorum" demek, ya da tam tersi çeşitli yollarla baskı kurmak bir işe yaramıyor. Yaramadığı nereden belli derseniz, ülkemiz sınav kaygısı en çok yaşanan ülkelerden biri, çocuklarımızın yüzde 60"ı sınav kaygısından muzdarip! Özellikle de kız çocuklar, üstlerinde "başarılı olmalısın" baskısı yaratılan çocuklar ve aileleri kaygılı olan çocuklar, sınav ve başarı kaygısına bağlı çeşitli sorunlar yaşıyorlar. Bütün bunlar çocuklarda fiziksel ve ruhsal sıkıntılara neden oluyor; sağlıklarını, uykularını, beslenmelerini ve yaşam kalitelerini bozuyor.
Ki, sonuçta kaygı başarıyı da düşürüyor. Ya da şöyle diyeyim, kaygının da azı karar, çoğu zarar...
Sonuçta; okul hayatı boyunca girilip çıkılan sınavları bir hayat memat meselesi olmaktan çıkarmak çok önemli. Çocuklarımızın okul hayatı boyunca kendine ve diğerlerine saygılı, sorumluluk sahibi, elinden gelenin en iyisini yapma ahlakı gelişmiş, ne istediğini ve ne istemediğini bilen, vizyoner, farkındalığı yüksek bireyler olmasına destek vermeli ve bunlar için zemin yaratmalıyız. Yoksa, lafla peynir gemisi yürümüyor, bunu kendi hayatlarımızdan da biliyoruz. Yaşamak istediklerimiz ve istemediklerimiz doğrultusunda harekete geçmek çok değerli... Çünkü yaşam bir eylemler bütünü! Seçiyoruz, seçtiğimizi yaşıyoruz ve seçimlerimiz sonucu yaşadıklarımızın sorumluluğunu üstleniyoruz! Üstleniyor muyuz? Haydi!
SINAVA GİRECEK ÇOCUĞA DESTEK GEREK! Sınavın bir ölüm-kalım olayı olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Çocuk ve Ergen Psikoloğu Zeren Kadıoğlu; "Anksiyete duygusu, belli oranda normal ve kişinin motivasyonunu artıran bir duygudur. Kişiyi gireceği mücadeleye hazırlar. Ancak bu kaygının aşırı ve kontrol edilemez bir düzeye ulaşması stres yükünü de arttırır. Performansa yönelik güven duygusu azalır" diyerek, sınav kaygısını yenmenin yollarını anlattı.
Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren aşırı uyarılmışlık durumudur. Sınav kaygısı ise, sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanıyor.
Sınav kaygısı ise zihinsel ve fiziksel belirtiler olarak iki boyutta ele alınabilir. Fiziksel belirtiler, kaygının yarattığı fizyolojik uyarım sonucu bedenden gelen mesajlardır. Bunlar arasında; çarpıntı, ellerde titreme ve terleme, ateş basması, mide bulantısı, baş dönmesi, bayılma vb. belirtiler bulunabilir. Zihinsel belirtiler arasında ise; düşünceleri toparlayamama, unutkanlık, dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, düşünceleri düzenleyememe gibi sorunlar görülebilir. Sınav kaygısıyla başa çıkmak için; düşünce biçimini düzenlemek, kaygımızın kaynağı olan düşünce biçimlerimizi olumlularıyla değiştirmek, zaman planlaması yapmaya çalışmak, düzenli fiziksel egzersiz yapmak, doğru nefes almak, beslenmeye dikkat etmek, uyku düzenine özen göstermek, gevşeme tekniklerini öğrenmek gibi bazı temel noktalara dikkat etmek gerekir. Ayrıca gerçekçi hedefler oluşturmak ve duyguları ifade etmeyi öğrenmek de önem taşır.
SINAV KAYGISI İLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI: İyi hazırlanın: Sınav kaygısıyla başa çıkmanın ilk adımlarından biri sınava yeterince iyi hazırlanmaktır. Son güne bırakmak yalnızca kaygıyı arttırır. Konuları öğrenmek için kendinize yeteri kadar zaman verin. Ayrıca, sınav öncesinde ne tip sorular çıkabileceğini, sınavın ne kadar süreceğini öngörmeye çalışmalısınız. Böylece son dakika sürprizleriyle karşılaşmazsınız.
İçinizdeki sese dikkat edin: Sınav kaygısı yüzünden performansınız düştüğünde olumsuz düşünceler artabilir. Kendi kendinize ne söylediğinize dikkat etmeye çalışın ve bu olumsuz düşünceleri olumlularla değiştirmeye çalışın. Bu olumsuz düşüncelerin ne kadar gerçekçi olduğunu düşünün ve kendinize söyleyebileceğiniz daha iyi şeyler olup olmadığını düşünün. "Daha fazla çalışmalıydım", "Ben herhalde aptalım" ve "İyi yapmalıyım, her şey gayet açık" gibi düşünceler faydalı olmaz. Bu seslere "Dur" deyin ve "Bu sınav için hazırlandım", "İyi yapacak kadar akıllıyım" ya da "İyi yapamasam bile bu dünyanın sonu değil" gibi alternatif ve olumlu düşüncelere odaklanın. Başarılı olduğunuzu hayal edin: İyi sporcular yarışta başarılı olduklarını hayal ederler. Siz de aynısını sınav kaygısıyla başa çıkmak için yapabilirsiniz. Ders çalışırken kendinizi sınavda güvenli ve zihniniz açık olarak hayal edin. Sınavda iyi yaptığınızı hayal etmek gerçek hayatta da bunu gerçekleştirmenize yardımcı olur.
Gevşeme stratejileri: Derin nefes alma, kas gevşetme ve hayal etme gibi relaksasyon stratejilerini kullanın. Sınav yaklaşırken bu stratejileri kullanmaya başlayın ve sınav sırasında da gerekirse kullanın. Sağlığınıza dikkat edin: Sınavların hayatınızda yoğun olduğu dönemlerde sağlığınızı ihmal edebilirsiniz. Düzenli egzersiz, yeteri kadar uyku ve iyi beslenme stresi en azda tutabilmek için gereklidir. Sınav gününde iyi bir kahvaltı ettiğinizden emin olun ve kafein gibi kaygıyı tetikleyebilecek besinleri kullanmamaya dikkat edin.
Erken gelin: Bir sınava gireceğinizde son anda orada olmamaya çalışın. Sınava zamanında, hatta 10-15 dakika erken gelin. Yetişmek için acele etmeniz kaygıyı arttıracaktır. Eğer sınavın başlamasını beklemek sizi kaygılandırıyorsa, yanınızda zihninizi meşgul edecek bir şey getirin (dergi, vb...). Çevrenizde heyecanlı insanlar varsa onlarla fazla sohbet etmemeye çalışın.
Sınav süresince konsantre olun: Sınav esnasında odaklanabilmek için elinizden geleni yapmaya çalışın. Eğer kaygılandığınızı hissederseniz, durun ve zihninizi toparlayın. Kaleminizi açın, derin nefes almaya konsantre olun. Zamanınızın hepsini kullanmaya dikkat edin, ancak zaman zaman saatinizi de kontrol edin. Sınava başlamanda önce sınav kağıdının bütününe hızlıca göz atın ve yönergeleri iki kez okuyun. En kolay sorudan başlayın. Biraz kaygı normaldir: Sınavdan önce biraz kaygınızın olması son derece normal ve iyidir. Eğer hiç kaygı hissetmiyorsanız, elinizden gelenin en iyisini yapabilmeniz için motive olamayabilirsiniz. Kaygı, sadece kontrol edilemediği zaman sorun teşkil eder.