Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

SAĞLIKLI, MUTLU VE BAŞARILI ÇOCUK!


Okullu çocuğu olanlar için yaz bitti. Pazartesi günü tüm okullu çocuklar sınıflarında olacak. Kendilerini yeni bir düzenin içinde bulacaklar; uyku, yemek ve oyun saatleri değişecek… Okulda yeni bir eğitim ve öğretim yılında yeni bilgiler öğrenmenin keyfini yaşayacaklar…

SBS de kalktı; umarım artık çocuklar hem aileleri, hem de öğretmenleri tarafından birbirleriyle yarış atı misali yarıştırılmadan, hepsinin farklı öğrendiği, biricik ve harika olduğu bilinciyle; öğrenmenin farkındalığıyla yeni bir okul dönemi yaşarlar. Ve umarım; en az derslerine gösterdiğimiz özen kadar çocuklarımızın doğada zaman geçirmesine de özen gösterir ve aracılık ederiz.

En önemlisi de çocuklarımız sonbahar ve kış ayları boyunca, park ve bahçelerden, doğanın o her şeye iyi gelen enerjisinden mahrum kalmazlar. Çünkü yapılan araştırmalar, kış aylarında çocuklarımızın sadece haftada bir kere o da alışveriş için -okul dışında- dışarıya çıkartıldığını söylüyor ki, bu korkunç!..

Fakat, çocuk oyunsuz büyüyemez! Çocuk dediğin her gün koşup oynamalı, atlayıp, sıçramalı!.. Aksi, Prof. Dr. Fazilet Karakoç ile yaptığım röportajda da okuyacağınız gibi çocuklarımızın her türlü sağlık problemiyle karşılaşma riskinin çok ama çok artması demek…
Biz ebeveynler, önce çocuklarımızın sağlıklı olmasını, sağlıklı, mutlu ve uzun ömürlü olmasını isteriz değil mi? Kuşkusuz isteriz!

Öyleyse onlara dengeyi öğretelim! Yaşamın sırrı dengede ve doğada çünkü… Dengeli ve yeterli beslenme, dengeli ve yeterli uyku ve çalışma saatlerinin yanı sıra; dengeli ve yeterli dinlenme, oyun saati ve fiziksel aktivite hepimizin ama en çok da çocuklarımızın yaşamlarının olmazsa olmazı olmalı.

Ve biliyorsunuz, çocuklar en iyi örnek alarak öğreniyorlar! Çouklarımıza yaşam şeklimizle örnek olursak,onlara hem en iyi anne-babalığımızı sunmuş; hem de büyümelerine en iyi şekilde destek olmuş olacağız.

İnanın, sınavlarda çocukları yarış atı gibi görmekten çok daha kolay ve yararlı bir yöntem bu… Üstelik doğada yeterli zaman geçiren, hayatında düzenli fiziksel aktivite olan çocukların okulda da başarılı olduğunu biliyoruz.

Hep farkındalıkla kalın…

****************************************************

İNANILIR GİBİ DEĞİL AMA GERÇEK:
“Çocuklarımız bizden daha kısa hayat süresine sahip olma riski taşıyor!”

Evet, yanlış duymadınız: “Çocuklarımız bizden daha kısa hayat süresine sahip olma riski taşıyor!” Prof. Dr. Fazilet Karakoç’tan (Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı) çocuklarımızın sahip olduğu bu hayati riskin nedenlerini ve yapılması gerekenleri öğrenmek isterseniz, böyle buyurun.

Richard Louv “Doğadaki Son Çocuk” adlı kitabında; "Doğadaki çocuk, soyu tehlike altında olan bir türdür ve çocukların sağlığı ile Yeryüzü'nün sağlığı birbirine sıkı sıkıya bağlıdır” diyor. Doğa içinde, oyun oynamak çocukların sağlığını tehdit eden en önemli kronik hastalıkları azaltmak için aslında oldukça ucuz ve devamlılığı olabilecek bir yöntem. Nasıl mı?..

-Yeşil egzersiz nedir?
Parklarda, bahçelerde yapılan egzersizdir. Ve çocuklarımızın sağlığı için hayati derecede önemlidir!

-Neden hayati derecede önemli?
Evet, sandığımızdan çok daha önemli! Çünkü; “Günümüzün çocukları belki de ebeveynlerinden daha kısa hayat süresine sahip ilk jenerasyon olacaklar!”  Bilimsel bir makalede bu cümleyi ilk okuduğumda bir anne ve bir hekim olarak, ben de hem çok şaşırdım hem de çok üzüldüm.

-Çocuklarımız neden böyle bir risk taşıyor?
Modernleşen dünyamızda çocuklar zamanlarının önemli bir kısmını iç ortamlarda yeterli fiziksel aktivite olmadan geçiriyorlar. Son yıllarda yapılan çok sayıda çalışma bu yaşam tarzının obezite, astım, vitamin D eksikliği, dikkat eksikliği sendromu  depresyon ve anksiyete, miyopi gibi hastalıkların sıklığını arttırdığını göstermiş. Bu hastalıklardaki artış ile çocukların yaşamında doğanın giderek daha az yer alması arasında bir ilişki var.

-Doğada az zaman geçiren çocuk ileriki yaşlarında hangi sorunlarla karşı karşıya?
Çocukluk çağındaki bu sağlık sorunları ne yazık ki erişkin döneme kadar uzanan akciğer, kalp ve ruh sağlığı ile ilişkili problemlerin oluşmasına neden oluyor. Bütün bu zaralı etkiler özellikle sosyoekonomik düzeyleri düşük olan çocukları daha fazla etkiliyor. Her şeyin en iyisini istediğimiz, her türlü kötülükten korumak için uğraştığımız çocuklarımız için bu çok büyük bir tehlike!

DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN ŞEYLER VAR!
-Çocuklarımızın doğayla bağ kurmadan büyüyen bir kuşağa ait olmasını istemiyorsak, dikkat etmemiz gerekenler neler?

Çocukların günde en az 60 dakika mümkün ise doğa içinde fiziksel egzersiz yapması şart. Toplumun, ailelerin, okulların çocuklarda ve gençlerde  fiziksel aktiviteyi motive etmekteki rolleri çok önemli. Bu çocuğun ya da gencin yaşına uygun olarak aynı zamanda eğlenceli aktiviteler olabilir. Oyun parkına gitmek ya da doğal ortamlarda yürüyüşlere çıkmak gibi.

ÇOCUK DOKTORLARINA DÜŞEN…
Çocuk doktorları da yapılandırılmamış serbest oyunları oynamayı motive etmeliler. Serbest, yapılandırılmamış oyunlar çocukların aktivite düzeyini etkiliyor, onların yaratıcılığı ve hayal güçlerini ve fiziksel güçlerini arttırıyor. Sağlıklı beyin gelişimi içinde önemli. Çocuklar gruplar halinde nasıl çalışacaklarını, paylaşmayı, aralarında çıkan sorunları (her zaman olmasa da) çözmeyi ve  sorumluluk almayı öğreniyorlar.

-Fiziksel olarak yeterince aktif olmayan ve doğadan kopuk yaşayan çocuklarda en sık rastlanan tehlikeler neler?
“Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre, Türkiye’de 0-5 yaşta fazla kilolu olanlar yüzde 17,9, fazla kilolu ve şişman olanlar yüzde 26,4’tür. 6-18 yaşta fazla kilolu olanlar yüzde 14,3, fazla kilolu ve şişman olanlar yüzde 22,5’tir. Her 4 çocuktan birinin ağırlığı  olması gereken sağlıklı ağırlıktan daha fazla. Çocuklarda obezite ile ilişkili olarak hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, obstrüktif uyku apne sendromu, astım, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı, diyabet gibi çok önemli hastalıklar ortaya çıkıyor.

YEŞİL EGZERSİZ VE OBEZİTE İLİŞKİSİ
-Neden çocuklarımız artık daha şişman?

Tabii ki genetik, beslenme gibi birçok faktör var ama obeziteyi etkileyen en önemli nedenlerden biri de çocuklarımızın artık çok daha az hareket etmesi…
Gençler günde 7,5 saatlerini elektronik medya başında geçiriyorlar ve bu süre 5 yıl öncesine göre daha fazla. 2-7 yaşındaki çocukların yüzde 32’sinde, 8-18 yaşlarındaki çocukların yüzde 65’inin yatak odasında televizyon var. Uzun saatler TV seyretmek çocukların sağlıklarını olumsuz etkiliyor. Bu çocuklarda obezite oldukça sık, ağız hijyenleri kötü, sosyal ve duygusal problemler daha fazla ve kendilerine güvenleri daha az. Yani öyle ki çocuklar TV başından kalkamadıkları için kendi kişisel bakımlarını bile aksatıyorlar.

-Peki, ne öneriyorsunuz?
Doğal ortamlar, çocuklarda fiziksel aktiviteyi arttırıyor ve bu da çocuklarda obezite riskini azaltır, sağlıklı kas ve kemiklerin oluşmasına yardımcı olur. Diyabet, KVS hastalıklar gibi kronik hastalıkları, depresyon ve anksiyeteyi azaltır çocuklar ruhsal olarak da kendilerini iyi hissederler. “Çocuklarda bu hastalıklar ne arar?” demeyin, fiziksel aktivitenin 8 ayın üzerindeki çocuklarda bile kan basınçlarını düşürdüğünü gösteren çalışmalar var.

ÇOCUKLARA EVLERİNE YAKIN PARK GEREK!
Evine yakın park olan çocuklar daha sağlıklı; yaşadığı eve bir  kilometre yakınlığında ve içinde oyun alanları olan bir park olan çocukların parklara ve oyun allanlarına ulaşması mümkün olmayan çocuklardan 5 kat daha  fazla olasılıkla sağlıklı bir kiloda. Anlayacağınız, parkların varlığı çok önemli.

-Yaz ayları dışında çocukların neredeyse tüm zamanları okulda ve evde yani beton binalarda geçiyor ama…
Evet, öyle ve okullardaki tenefüs süreleri çok kısa, üstelik çocukların tenefüste geçirdikleri ortamlar ne kadar uygun? Çoğu okulda oyun alanları beton zeminlerden oluşuyor. Bu alanlarda da çoğu kez sadece basketbol oynanabiliyor. Bütün çocuklar basketbola ilgi duymayabilir ya da oynayamayabilir. Okullarda daha doğal bir ortam sunulabilirse çocukların fiziksel aktivite düzeyleri artar. Kanada‘da yapılmış çok güzel bir çalışma var. Bu çalışmada okul bahçeleri yeniden düzenlenmiş ve yeşil öğeler arttırılmış. Sonuç olarak, çalışmaya katılan 59 okulun yüzde 75’inde öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyinde ve kalitesinde artış olduğu görülmüş. Öte yandan, beton binalar konusunda da şu kadarını söyleyeyim. Beton binalar öldürür!

YEŞİL EGZERSİZ VE RUH SAĞLIĞI İLİŞKİSİ
-Doğal ortamlardan uzak, beton binalarda yaşamak çocukların ruh sağlığını nasıl etkiliyor?

Sağlık Bakanlığı’nın ulusal ruh sağlığı eylem planındaki verilere göre, temel hastalık gruplarına göre dağılım yapıldığında psikiyatrik hastalıklar yüzde 19 ile kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alıyor. 18 yaşını doldurmamış çocuk ve ergen yaş grubunda ruhsal bozukluk yaygınlığı yüzde 15.8! Gelişmiş ülkelerde bile, ciddi düzeyde ruhsal sorunu olan çocukların sadece beşte birinin ruhsal yardım alabildiği düşünülür ise ülkemizdeki durumu tahmin etmek çok zor değil!
Çocuk psikiyatrisi polikliniğine başvuran çocuk ve ergenlerde en sık konulan tanılar, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, anksiyete bozukluğu, depresyon.

-Peki doğal alanların çocukların ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkileri neler?
Fiziksel aktivitenin çocukların ruh sağlığı üzerine olumlu etkileri var ve giderek artan sayıda bilimsel çalışma, doğal ortamların çocuklarda stresi azalttığı ve dikkati arttırdığını gösteriyor. Doğal ortamlarda bulunan çocuklar psikolojik olarak daha sağlıklı oluyorlar; depresyon ve anksiyete sıklığı azalıyor.

ÇOCUKLAR AĞAÇLARA YA DA İPLERE TIRMANMALI!
-Küçükken hatırlıyorum ağaçlara tırmanır, ip atlardık… Şimdi çocuklara bakıyorum hareket yetenekleri de çok kısıtlı…

Evet öyle. İngiltere’den yapılan ilginç bir çalışma var. 1998 yılında 10 yaşındaki çocukların fiziksel özelliklerini, 10 yıl sonra aynı yaşlardaki çocukların fiziksel özellikleri ile karşılaştırmışlar. 10 yıl içindeki aynı yaş grubundaki çocukların çekebildikleri mekik sayısı yüzde 27  azalmış, kol gücü  yüzde 26 daha azalmış ve her 10 çocuktan biri  demir barlarda sallanırken kendi ağırlığını tutamamış ki, bu da 10 yıl öncesine göre iki kat daha fazlaymış. Ağaçlara ya da iplere tırmanmak eskiden çocukların nerede ise hepsinin yaptığı bir şeydi. Çocuklar düşe kalka büyür diye boşuna söylenmiyor. Aslında bir çitten düşmek çocuk için bir sonraki denemede kedini kurtarmayı öğrenmesi için iyi bir ders olur ama okulda, tatilde, evde onları korumak adına fiziksel aktivitelerini biraz da biz kısıtlıyoruz. Sonuçta, yaşam tarzlarımızdaki olumsuz değişiklikler çocuklarımızın fiziksel olarak daha zayıf olmalarına neden oluyor.

YEŞİL EGZERSİZ VE VİTAMİN D EKSİKLİĞİ İLİŞKİSİ
Ülkemizde çocukluk yaş grubunda D vitamin eksikliği ve yetersizliğinin yüzde 40 civarında olduğunu gösteren çalışmalar var. D vitamin eksikliği kemiklerde büyümeyi engelleyerek  raşitizme, kemik erimesine yol açabilir. Bu çocuklarda bağışıklık sistemi zayıflar, vitamin D eksikliğinin ayrıca kalp damar hastalıkları, tansiyon yüksekliği ve diyabet ile ilişkili olduğu düşünülmekte. Bu nedenle D vitamin desteği verilmesi sadece kemiklerin güçlü olması için değil, hayatın ileri dönemlerinde ortaya çıkabilecek kronik hastalıkları korumak açısından önemli.

Fiziksel aktivitenin D vitamin düzeyleri ile de ilişkili olduğu düşünülmekte. Obezitesi olan, yeterli süt içmeyen, günde 4 saatten fazla ekran başında zaman geçiren, çocuklarda vitamin D düzeylerinin düşük olduğu biliniyor.

Bu çocuklarda hipertansiyon, kan yağlarının yüksek olması gibi  durumlar Vitamin D eksikliği olmayan çocuklardan daha fazla bulunmuştur.

Birçok çocuk sadece beslenme ile ihtiyaçları olan D vitaminini alamamaktadır. Bu nedenle çocuklara doğduklarından itibaren ergenliğe kadar günde 400 IU Vitamin D verilmesi önerilmektedir. Ayrıca vücudumuz yeterli vitamin D sentezini yapabilmek için en az haftada iki kez 10-15 dakika güneş ışığı almalıdır.


YEŞİL EGZERSİZ VE ASTIM İLİŞKİSİ
Yeşil ortamlarda yapılan egzersiz çocukların astımını iyileştiriyor! Astım hem ülkemizde hem de dünyada çocukların en sık rastlanan hastalıklardan biri. Astım ya da alerjik rinit gibi hastalıklardan bahsedilirken hep bahar aylarında çiçek ve ağaçlardaki polenlerin alerjik hastalıkları nasıl da alevlendirebileceğinden bahsedilir.

Ama yine bir çalışma, aslında oturduğunuz yerdeki ağaç yoğunluğunun  artmasının çocuklarda astım riskini azaltttığını göstermiş. Ağaçların lokal hava kalitesini değiştirerek ve çocukları dışarıda oynamaya motive ederek (belki de bu sırada kapalı ortamlarda allerjenler ile karşılaşmak yerine çeşitli enfeksiyonlar ile karşılaşmasının) astım gelişimini azalttığı gösterilmiş.

Bu çalışmayı yaparken çocukların yaşadıkları bölgelerin diğer hava kirliliği yapabilecek kaynaklara yakınlığı vb. faktörler göz önüne alınmış. Şöyle bir sonuca varmış araştırmacılar, kilometrekare başına 343 ağacın olduğu bölgelerde yaşayan çocuklarda astım sıklığının yüzde 29 daha az olduğu gösterilmiş.


DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.