Çocuğunuza arkadaş değil, anne baba olun!
Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak. Ama sadece bir tane anne ve babası var. Eğer siz de, “Ben çocuğumla arkadaşım” diyorsanız, bu konuyu derhal gündeminize alın.
İngiltere’de ebeveynler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, günümüzde çocukluk 11 yaşında sona eriyor. 11 yaşından sonra çocuklar yetişkinler gibi davranmaya, yaşamaya alışveriş yapmaya başlıyor. Çevrelerinden etkilenen çocuklar, 10’lu yaşların başından itibaren daha rahat ve özgür hareket etmek için ailelerine de baskı yapıyor. Kazanılan özgürlükler erken cinsellik, alkol, sigara, uyuşturucu marka bağımlılığıyla sonuçlanıyor.
Günümüz anne babalarının da işte tam da bu noktada kafası karışık. Bir yandan çocuklarımız özgür, kendine güvenen bireyler olsun istiyoruz. Hatta çoğumuz gururla “Ben onun arkadaşıyım zaten” diyoruz. Öte yandan olumsuz alışkanlıklar ve sorumsuz yaşamlar geliştirmelerini de istemiyoruz. Sonuçta, araştırmaların ortaya koyduğu gerçekler de her birimizin gözleyebileceği deneyimler de, ebeveynlik yaparken bir yerlerde dengeyi kuramadığımıza işaret ediyor.
Anne babalık yaparken dengeyi bulmak konusunda Mutlu Arı Anaokulu’nda verdiği seminerde Prof. Dr. Üstün Dökmen (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi) genel kabul gören görüşün aksine “Çocuğunuzla arkadaş değil, ana baba olun” önerisinde bulunarak, çocuk ve anne baba ilişkilerinde bugüne kadar doğru bilenenlerin aslında yanlış olduğunu açıkladı. Dökmen: “Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak, izin verin bir tane anne babası olsun. Arkadaşlıkta eşitlik var. Oysa siz onunla eşit değil, anne babasısınız. Çocuğunuzla arkadaş olmayın. Etkili anne baba olun. Onu dinleyin. Nasihatçi değil, refakatçi olun. Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak. Bırakın bir tane anne babası olsun!” diyerek ebeveynleri sadece ebeveyn olmaya davet etti.
Türkiye’de birey-toplum ilişkilerini yorumlayan tanınmış uzmanlar arasında yer alan, “Küçük Şeyler”in yaratıcısı Prof. Dr. Üstün Dökmen’in aile içindeki dengeleri kurmak konusundaki diğer çarpıcı önerileri ise şöyle:
ÇOCUĞUN ÜSTÜNE DÜŞMEYİN, İLGİLENİN Yaşam denge üzerine kuruludur. Yaşamı dengeli kuramayan anne babaların, çocuklarının üstüne çok fazla düştüklerini gözleyebilirsiniz. 80 kiloluk bir baba çocuğun üstüne düştüğünde ne olursa, aslında çocuğun üstüne fazla düşüldüğünde de yaşanan durum bunun aynısıdır aslında. Çocuğun üstüne düşmeyin, onunla ilgilenin.
Hayatın her alanında dengeli yaşamak gerekir. Aksi takdirde bir başka yaşam alanında harcanmayan enerjiyi çocuğa yöneltirsiniz. İş çok önemli olabilir ama yaşamın geri kalan alanları da çok önemli. Bir bakarsınız ki çocuk 15 yaşına gelmiş. Ve siz çocuğunuzun 3 yaşını sonsuza dek kaçırmışsınız.
TÜM YÖNETİCİLER EVDE YETİŞİR Çocuklara sorumluluk verilmesi gerekir. Yöneticiler ne okulda yetişir ne de işte. Tüm yöneticiler evde yetişir. Yaşama ilişerek de yaşamak mümkün, yerleşerek de. Yaşama yerleşmek lazım. Bunun için de çocuklara küçük yaşta sorumluluk verin. Giyinme sorumluluğu verin, yemek yeme sorumluluğu verin. Bir kaşığı ağzına yerleştiremeyen çocuk yaşama nasıl yerleşecek? Bazı konularda da seçim özgürlüğü verin. Seçim yapmak zordur. Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmesine izin verin.
BAĞIMLI ÇOCUK YETİŞTİRMEYİN Çocuklara gerekeni yapacak kadar öğretin. Çocuğunuza yapacağı şeyleri sufle etmeyin. Suflörlü yaşam bağımlılığı getirir. Çocuğa istediğiniz kadar karışın. Ama bilmelisiniz ki en önemli anlarda yanında olamayacaksınız. OKS ya da ÖSS sınavına girerken, evlilik gecesinde ya da doğum sırasında isteseniz de yanında olamayacaksınız. “Nereye gittiğini bilen insanlara dünya çekilip yol verir” diye bir söz vardır. Biz de nereye gittiğini bilen çocuklar yetiştirelim.
Öte yandan, çocuk karşısında anne babanın otoritesi mutlaka olmalı. Otorite, saygı ve sevgi bir arada olabilir. Saygı, karşılıklı sevgi sonsuz ama otorite mutlaka olmalıdır. |