Bugün ise, çocukları okuldaki faaliyetlerinin dışında bir spor ya da sanat dalına en azından hobi bazında yönlendirmek şart oldu. Neden derseniz, bu çocuklar, evden okula, okuldan eve çok dar bir alanda büyüyorlar. Neredeyse koşup oynamadan, çocukluklarını yaşayamadan günleri gelip geçiyor, yaşam şartları sadece biz yetişkinler için değil, çocuklar için de oldukça ağır. İkincisi, biz aileler artık sporun sadece haylaz ya da onu profesyonel olarak seçecek çocuklar tarafından yapılması gerekmediğini öğrendik. Tam tersi, spor çocukların okul başarısını arttıran, onların, zihinsel ve psikolojik gelişimlerine de büyük yararlar sağlayan bir faktör. Üstelik, ergenlik çağında o deli enerjinin sporun herhangi bir dalıyla kendine yol bulabilmesi sadece çocuğun değil, ailenin de işini çok kolaylaştırıyor. Gönül ister ki, spor yapmak isteyen çocuklar için bu olay sadece ailelerin bireysel çabalarına kalmasın, sadece yaz okullarıyla kısıtlı olmasın, okullar ve spor kulüplerinin işbirliği ile çocuklarımıza imkanlar yaratılsın. Sürekli bu sayfayı okuyanlar bilir, kızım Duru, 1,5 yaşından 3,5 yaşına kadar "Anne beni baleye gönder" diye tutturdu. Neyse ki, geçen yıl evimizin yakınındaki bir dans kursunda 3,5 yaş sınıfı açıldı da yavru emeline ulaştı. Araya yaz tatili girdi, sonra malum Eylül ayında kurslar yeniden gündeme geldi. Bizimki yine, "Ben baleme devam etmeyecek miyim?" diye sormaya başladı. "Bu yıl anaokulunda haftada bir saat dans dersi var, belki yeterli olur, sen önce ona bir bak" deyip, 1,5 aydır çocuğu oyaladım. Fakat, sanırım bu bale merakı Duru'da bir heves değil, "Okuldaki bana yetmiyor, ben çizgi balemi isterim" diye tutturunca geçen hafta sonu yine bale çalışmalarına başlamasına izin verdik. Üstelik ben de, çocukların anneleri için verilen pilates-yoga -dans karışımı olan derse girdim. Hayatında hiç spor yapmamış, sadece 3-4 sene tango çalışmış biri olarak, ilk ders sonrası her yerim ağrıdı. Fakat, kararlıyım ben de bu çalışmalara devam edip, kızıma örnek olacağım. Aslında önce o bana örnek oldu ya, neyse… Şimdi çantamdaki bale patiklerine bakıp bakıp gülüyor, "Annem de bale yapıyor, ama büyükler yapmaz ki, bu çocuklar için diye…
|
Çocukların sevdikleri bir spor dalını daha küçük yaşlarda benimsemesi, onların sadece fiziksel değil, ruhsal ve zihinsel gelişimlerine de büyük faydalar sağlıyor. Çocuk ve spor konusunun ayrıntılarını Anadolu Sağlık Merkezi'nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı Dr. Yaprak Demir'den öğrendik… Sporun insan yaşamındaki önemi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Bilgisayarın ve televizyonun yaşantımıza girmesi ile ne yazık ki en değerli varlıklarımız olan çocuklar spordan uzak, hareketsiz bir yaşam tarzını benimseme eğilimindeler. Sporun önemini ve gerekliliğini çocuklarımıza aşılayabilirsek, onlara daha sağlıklı bir geleceğin kapılarını da aralamış oluruz. Spor büyüyen çocuğun fiziksel gelişiminin yanı sıra psikolojik ve sosyal gelişimlerine de katkıda bulunur. Bireysel sporlar özgüvenin, kendi sorumluluğunu alma yetisininin gelişimine fayda sağlarken; takım sporları da paylaşmayı, yardımlaşmayı, takım halinde hareket ederken bireysel hırsların takımın önüne geçmesini kontrol etmeyi geliştirir. Spor yapan bir çocuk zamanını doğru kullanmayı öğrendiğinden okul başarısı da beraberinde gelir. Düzenli fiziksel aktivite ile çocuğun kuvvet ve dayanıklılığı artar, kemik gelişimi olumlu yönde etkilenir, kilo kontrolünü sağlanır. Spor ile hareketsizlik ve aşırı kilo sonucunda erişkin dönemde gelişebilecek kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve diğer sağlık problemlerinin gelişimi önlenebilir. Spora başlamadan önce çocuğun spor yapmaya engel olabilecek bir sağlık probleminin olup olmadığı değerlendirilmelidir. Çocuğun yaşı, anatomik ve fonksiyonel yapısı, kuvveti göz önünde bulundurularak hangi sporları yapmaya elverişli olduğuna karar verilir. Hangi yaşta hangi spor? Ailelere düşen görevler… GÜVENLİĞİ BİRİNCİ DERECE ÖNEMLİ ÇOCUĞUNUZA ÖRNEK OLUN! |
|