Çünkü altın standart anne sütü! Tıpkı altın anahtar gibi…
Günümüzde tüketim bombardımanından anne adayları ve anneler de nasibini alıyor. Modernlik, çağdaşlık, teknolojideki ve tıptaki gelişmeler iyi güzel de, bütün bunların sunumu yapılırken algılarda da sapmalara neden olunmuyor değil! O yüzden sevgili anneler ve anne adayları, bebeğinizi büyütürken, bilgi bombardımanlarının arasından en bilimsel (yani algıda seçicilik olmaksızın, yorumsuz, saf bilgiyi) ve bebeğiniz için en hayırlı olanını sağduyunuzla seçmek durumundasınız.
Sözü fazla uzatmadan sadede geleyim: Örneğin; her gün her yerde bebek mamaları gözümüzün ta içine sokulmakta ve bunların çoğu da anne sütüne en yakın olduklarını iddia etmekteler. Hatta bazıları da; "Doktorların yüzde bilmem kaçının önerdiği mama, efendim çocukların hastalanmasına engel olan mama" gibi iddialarla anneleri fevkalade sihirli cümlelerle oltalarına almaktalar. Tabii ki, bebek mamalarının üretilmesine, hatta ihtiyaç halinde bu mamaların doktor tavsiyesiyle kullanılmasına asla karşı değilim. Benim karşı olduğum, seçilen cümleler ve reklâmlar aracılığıyla yapılan kurgular sayesinde annelere; "Bebeğinize anne sütü vermeseniz de olur, sorun yok. Bakın, burada anne sütünün taşıdığı özelliklerin tümünü taşıyan, anne sütüne en yakın falanca mama var" denilmesi... Yani algıda fevkalade karışıklık yaratılarak; annelerin bebeklerini anne sütüyle beslemesine -neredeyse- gerek yok, olmasa da olur, alternatif var, şeklinde bir izlenim yaratılması…
Oysa, söz konusu mamalarla anne sütünün taklit edilmesi, teknolojik olarak hala mümkün değil! Mamalar sadece anne sütünün özelliklerini taklit etmeye çalışıyorlar, hepsi bu! Tıbben de mamaların, anne sütünün çocuğa sağladığı fiziksel, zihinsel ve psikolojik yararları sağlaması hala bilimsel olarak söz konusu bile değil.
Fakat, bebekteki ya da annedeki bir sağlık sorunu nedeniyle anne sütü vermek mümkün değilse, doktorunuzun önerisiyle bir mama seçeceksiniz elbet. Böyle elzem bir durumda bebek mamaları, bebeğinizi pirinç unuyla, nişastalı mamalarla ya da yemeklerin suyuna ekmek bandırarak beslemenizden tabii ki çok daha iyidir! Ama, elinizin altında alternatif olduğunu sanarak, bebeğinizi anne sütünden mahrum bırakmak ne derece sağlıklı, bilimsel ve de ahlaklı bir seçim, hiç düşündünüz mü?.. Üstelik, bütün dünyada bilim adamlarının söyledikleri de aynen şunlar iken: "Altın standart anne sütüdür, biz sadece anne sütünü taklit etmeye çalışıyoruz. Fakat, anne sütü çok komplike, moleküler karmaşıklık nedeniyle taklit etmek mümkün değil. Ancak, anne sütünün etkinliğini, yani anne sütündeki moleküllerin fonksiyonlarını taklit etmeye çalışıyoruz."
Sevgili anneler, bebeğinizle aranızda emzirmek suretiyle kuracağınız o çok özel ilişkiyi kurma şansını ve de bebeğinizin sadece fiziksel olarak en iyi şekilde beslenmesini değil, ruhen de doymasını sağlamak üzere (ilk 6 ay sadece anne sütü, ilk 9 ay anne sütü ağırlıklı ve 9. aydan sonra da katı gıdalar ağırlıkta olmak kaydıyla anne sütüne devam ederek) onu en az bir yıl emzirme şansını sakın ha ıskalamayın!..
Unutmayın ki, bir annenin bebeğine verebileceği en güzel hediye anne sütüdür! Üstelik, bebeğiniz için her kapıyı açan "altın anahtar", göğüslerinizin ucundayken…
ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE
Kendinize güvenin ve emzirmeyi çok isteyin yeter!
Doğumun ardından 40'ınız çıkana kadar göğüslerinizdeki sızlamaları, uykusuzluklarınızı, düzeninizin düzensizlik olduğu süreci, çok da kafanızda büyütmeden, sadece bebeğinizi tanımaya, anlamaya ve emzirmeye çalışarak geçirdiğinizde göreceksiniz ki, her şey yoluna girmiş bile… Siz harika bir annesiniz, bebeğiniz harika bir bebek… Yeter ki, kendinize güvenin ve bebeğinizi anne sütüyle emzirmeyi çok ama çok isteyin.
Değil mi ki, rahminiz onu 9 ay boyunca hayata hazırladı, memelerinizde de onu doğurduktan sonra hayata hazırlayacak mucize var, inanın. Bebeğinizi göğsünüze dayayıp emzirdiğinizde, beyninize "Süt yapmalıyım, süt üretimine ihtiyaç var" mesajı gider. Memeleriniz daha çok sütle dolar, bebeğiniz daha çok emer ve bu güzel döngü sizin ve bebeğinizin öğrendikleri ve paylaştıklarıyla daha da güzelleşip güçlenir. Bu arada sütünüz de, her an yeniden sadece ve sadece sizin bebeğinizin ihtiyaçlarına uygun olarak salgılanır. Üstelik, doğumdan sonraki ilk 6 ayda bebeğinizin sizden ve sütünüzden başka neredeyse hiçbir şeye ihtiyacı yoktır. Bunun keyfini çıkarmaya bakın!
İLLE DE ANNE SÜTÜ!.. ÇÜNKÜ...
Anne sütü bebeğiniz için mucizevi bir ilaç gibidir. Onun sadece beslenmesine değil, vücudu açısından pek çok işleyişe de yardımcı olur. O yüzden de, "ilk 6 ay sadece anne sütü"nün önerilmesi boşuna değildir. Üstelik, hiçbir mama anne sütünün yerini tutamaz.
İlk defa bebeğinizi emzirdiğinizde zorlansanız da, hatta memeleriniz acıyıp, "Bu bir kabus olmalı" diye düşünseniz de, artık anne sütünün yararı hakkında bütün dünya hemfikir. Bebeği emzirmenin onun geleceği için bile önem taşıdığı tıbbi olarak ispatlanmış durumda. Ayrıca, mama gibi hazırlama derdi olmadığı için, pratikliği de annelere zaman açısından büyük kolaylık sağlıyor. Üstelik, ilk bir aydan sonra, siz ve bebeğiniz emzirme işlemini öğreneceğinden; acı, sıkıntı ve zorluklar yerini keyfe ve bebeğinizi sadece anne sütüyle doyurabilmenin gururuna dönüşecektir. Öyleyse, anne sütünün hem bebeğiniz hem sizin için başka ne gibi özellikleri olduğunu öğrenmeye ne dersiniz?
1. Anne sütü bebeğinizin şişmanlamasını önler: Anne sütü alan bebeklerin kilo sorunu olmadığı görülmüştür. Hatta ilerki yıllarda bile obezite (şişmanlık) sorunu yaşamıyorlar. Çünkü anne sütünün içindeki "adiponektin" adlı protein vücudun metabolizmasının düzenlenmesinde etkili oluyor. Adiponektin, vücudun şekeri ve kolesterolü nasıl kullanacağını dengeleyen bir enzim. Böylece çocuk, yetişkin olduğunda bile şişman olmuyor. Yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları riskinin de anne sütü alan çocuklarda daha az rastlandığı görülmüş. Hatta, anne sütü yağ açısından çok yüklü olmamakla birlikte protein açısından çok güçlü. Ayrıca anne sütü emen bebekler, emdikleri süre içinde ishal ve kabızlık gibi sıkıntıları da pek yaşamıyorlar.
2. Anne sütü yediklerinizden etkilenir: Ama ne şekilde? Eğer çok acı ya da baharatlı yerseniz bu tat sütünüze de biraz geçer. Yapılan araştırmalar soğan, havuç, sarmısak gibi kuvvetli ve keskin tatların anne sütüne de geçtiğini gösteriyor. Dolayısıyla, annenin tükettiği yiyeceklerin etkisi kaçınılmaz. Ama bunun bebeğe bir rahatsızlık verip vermediği bebekten bebeğe değişir. Mesela, bazı bebekler bu tattan hoşlanabilir. Örneğin; soğanı sevebilir. O zaman da soğanlı yemenin anne için hiçbir sakıncası olmaz. Yine de yediğiniz bir yemekten bir süre sonraki emzirmede bebeğiniz farklı bir tutum sergilerse, bu detayı göz önünde bulundurabilirsiniz. Ayrıca, bebeklerin ilk 4 ay içinde ilk denedikleri tatlarla araları iyi oluyor! Kısaca, mesela baharat çok seven ve emzirirken de tüketen biriyseniz, bebeğinizin ileride Doğu yemeklerine düşkün olmasına şaşırmamalısınız.
3. Anne sütü bir bebeğin gelişimi için ihtiyacı olan her şeye sahiptir: Evet ne de olsa sütünüz marketten alınmış ve işlenmiş inek sütleri gibi değil. Anne sütü K ve D vitaminleri açısından ilk 6 ayda bebeğin tüm gereksinimini karşılayacak düzeydedir. Buna rağmen, doktorunuz ekstra D vitamini takviyesinde bulunmanızı önerebilir ki, onu dinlemelisiniz. Çünkü cilt rengi bile D vitamini ihtiyacı için bir etkendir. Anne sütünün içeriği sabit değildir. Emzirmenin en başında memeden gelen kolostrum, özellikle protein, mineral ve vitamin bakımından zengindir. Bu proteinler vücudu hastalıklara karşı koruyan antikorlar ve bağırsak epitelinin direncini arttırıcı maddeler içerir. Daha sonraki geçiş sütünde ise protein miktarı azalırken laktoz, yağ ve toplam kalori miktarı artar. Anne sütünde sodyumdan iyota, vitaminden karbonhidrata kadar gereken her şey mevcuttur.
4. Anne sütü bebeğinizin konuşma gelişimini etkiler: Çocukların geç konuşmasının pek çok farklı sebebi olabilir. Ama ilk 7 ay anne sütü alan bebeklerin diğerlerine nazaran biraz daha fazla konuşmaya ve kelimelere eğilimli olduğu bir gerçek. Ayrıca ilk 6 ay anne sütü emen çocukların IQ'larının 3-5 puan arttığı kabul ediliyor. Hatta bu durumda, anne sütü alan prematüre bebeklerin şansı daha da yüksek!
5. Anne sütü antidepresanlardan etkilenmez: Normal zamanlarda sakinleştirici kullanmayan biri olabilirsiniz. Ama loğusa depresyonu ile karşı karşıya kaldığınızda dengeler biraz değişebilir. Doktorunuz size yardımcı olması için antidepresan kullanmanızı önerebilir. Bu yüzden doktorunuzun önerdiği ilaçları tüketmeli, fakat arkadaş önerisi ile ilaç kullanmayı asla tercih etmemelisiniz. Ayrıca moralinizi düzeltecek bir detay: Emzirmek günde 500-600 kalori harcamanızı sağlar. Bu da kilo kaybetmenizi hızlandırır. İşte size, anne sütünün antideprasan bir özelliği daha!
6. Anne sütü bebeğinizin konsantrasyonunu arttırır: Kısa süren dikkat toplama ve konsantrasyon çocukların en belirgin özelliklerindendir. Ama anne sütünün içindeki DHA, omega 3 yağ asidi beyin ve göz ile bağlantılıdır. Yapılan araştırmalar, bu enzimi yüksek olan emziren annelerin çocuklarının karışık oyuncaklarla diğer çocuklara nazaran daha rahat başa çıktıklarını gösteriyor. Yine araştırmalarda Japon annelerinin sütü incelendiğinde diğer annelere nazaran daha yüksek oranlar saptanmış. Bu yüzden emzirirken annenin neler yediğinin önemi büyük. Balık ihmal edilmemesi gereken önemli bir yiyecek.
7. Anne sütü bebeğinizin ihtiyaçlarına göre değişir: Her annenin sütü bebeği için özeldir. Hamilelik boyunca başlayan iletişim sonucunda bebek için gerekli olan pek çok enzim anne sütü ile tamamlanır. Bebeğin bağışıklık sisteminin gelişmesi sırasında her bebeğin kendine özgü açıkları ya da eksikleri vardır. Anne sütü bu açıkların birebir kapatılmasını sağlar. Böylece bebekte daha güçlü bir bağışıklık sisteminin oluşması mümkün olur.
AĞRISIZ EMZİRMENİN ÇÖZÜMÜ: GARMASTAN POMAT
Türkiye'nin tek bitkisel içerikli memebaşı pomadı Garmastan, hayatının ilk günlerinde bebeğin ve annesinin emzirmenin sağlık ve mutluluğunu yaşamalarına yardımcı oluyor.
Garmastan Pomat'ın içeriğindeki antienflamatuar etkili doğal madde, Venezuella, Kolombiya ve Paraguay'da bulunan gayazulen çiçeğinden elde ediliyor. Emzirme döneminde oluşan memebaşı çatlaklarının önlenmesi ve tedavisinde kullanılan Garmastan Pomat, annenin ağrısız bir emzirme dönemi geçirmesini sağlıyor. Antiseptik, antienflamatuar, nemlendirici, antioksidan etki sağlayan içeriği ile cildi koruyor, memebaşı çatlaklarının iyileşmesini hızlandırıyor, memebaşında ve bebeğin ağzında oluşabilecek enfeksiyonları önlüyor.
Ağrısız emzirmenin çözümü Garmastan Pomat, her emzirmeden sonra meme ucu ve çevresine ince bir tabaka halinde sürülüyor. Hamileliğin sekizinci ayından itibaren göğüsleri emzirmeye hazırlamak için de her banyodan sonra göğüslere sürülmesi öneriliyor. Hem bebek hem de anne için güvenle kullanılan Garmastan Pomat, meme başı çevresini yumuşak ve elastik tutup deriyi koruyor. Vücut sıcaklığında hemen eriyor, böylece hassas cilt üzerinde kolaylıkla dağılıyor. Kokusuz olduğu için bebeği annenin doğal kokusundan uzaklaştırmıyor ve yağsız olduğu için de giysilerde iz bırakmıyor.