Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

EVRENİN YASALARI

EVRENİN YASALARI

Hayatımızın amacını öğrendikten sonra uymamız gereken evrenin spiritüel yasaları var. Bu yasaları öğrenerek ve onları kullanarak amacımızı gerçekleştirme yolunda daha emin adımlar atabiliriz.


Uyulması gereken yasalar:

ESNEKLİK YASASI
Bu yasayı kullanmakta ustalaşarak, engelleri ilerleme vasıtalarına, sorunları da fırsatlara dönüştürürüz. “Rüzgar kuvvetli esiyorsa, sadece onu kabullenmez ya da ona katlanmayız, ama yel değirmenleri inşa ederiz.”

Bir grup insanın başına acı verici bir olay geldiğinde bu insanlardan bazıları tam bir şok, ret ve acı içinde bu deneyime zihnen direnirler; böylece ağacın dallarının rüzgarda kırılması gibi en sert deneyimi yaşarlar.

Diğerleri ise, işlerin nasıl olduğu hakkında bir perspektif duygusuyla hayatın bütün tablosunu görerek, eğilerek, durumu tümüyle kabullenip deneyimleme yeteneğini geliştirmişlerdir. Eğilen bir dal gibi, onlar da eğilerek kırılmaktan kurtulmuşlardır.

Bu yasayı uygularken şöyle düşünün: kasılma, donup kalma, geri çekilme ya da savaşma eğilimi göstermek yerine kendinizi gücün akışına bırakabildiniz mi? Akışa uyarak onu kendiniz kılabilirsiniz!

SEÇİMLER YASASI
Her birimiz yaratıcı hayat enerjisine sahibiz. Aynı zamanda kendimizi ifade etme yeteneğine de sahibiz. Bunları yaparken negatif ya da pozitif yollar seçebiliriz. Örneğin: para bir tür enerjidir. Onunla hayır işleri yapabildiğimiz gibi, katil de kiralayabiliriz. Elektrik bir şehri aydınlattığı gibi insanların canını da alabilir. Bütün bu enerjileri yaratıcı bir biçimde kullanmak tamamıyla bize sunulmuş seçeneklerdir. Bunları kullanma konusunda bize kimse karışmaz. Yaratıcı enerjimizi olumlu yönlerde kullanarak hayatımızın gidişatını değiştirebiliriz.

Bir şeyi pozitif bir biçimde ifade ettiğinizde, pozitif enerjinin size nasıl geri döndüğü dikkatinizi çekti mi?

Birisine iltifat ederken kendinizi nasıl hissettiğinizi düşündünüz mü?

İnsanları yargılamadığınız zaman hayatın size gülen yüzünü gösterdiğini fark edebildiniz mi?

SORUMLULUK YASASI
Başkalarına yardım edebilmek için önce kendi iç evimizi düzene sokmamız gerekir. Çatışan alt kişiliklerimizi, inançları değerleri ve fikirleri uzlaştırmamız gerekir. Kendi denge noktamızı keşfetmeye, sorumluluk düzeyimizin sınırlarını belirlemeye ihtiyacımız vardır. Bazen aşırı öz veriye dönüşen sorumluluk duygusu bizi zayıf düşürdüğü gibi, hiçbir şey almadan bütün enerjimizi akıtırız. Bu tipler, başkaları için,( ana babaları, arkadaşları, çocukları, eşleri ve yanında çalışanlar için) normal görevlerinin çok üstünde bir sorumluluk üstlenirler. Başkalarının ihtiyaçları öylesine kendi ihtiyaçlarının önündedir ki, bir tür paspas, köle rolü üstlenmişlerdir.

Oysa hepimiz rahatlık bölgemizi belirlemek, saygılı ve sınırlı sorumluluklar taşımak için burada bulunmaktayız. Bir çizgi çizebilmeli,denge noktamızı çok iyi tespit edebilmeliyiz. Sorumsuzluk kadar, aşırı sorumluluk duygusu taşımak son derece zararlıdır.

DENGE YASASI
Bilgeliğin kalbi olan denge, hayatlarımız için dönüm noktası oluşturabilecek bir öneme sahiptir. Bu yasayı uygulamak kolay değildir ancak çaba göstermeye değer. Çünkü; denge hayatımızın efendisi olmamıza yardımcı olabilir.

Çok hızlı mı konuşuyorsunuz?
Alçak sesle konuşmayı deneyin.

Çok hızlı mı yemek yiyorsunuz?
“Çok yavaş olmayı” deneyin.

Sık sık gerilimli ve gergin misiniz?
Kendinizi gevşemiş hissetmeyi deneyin.

Aşırı güvenli duruşunuzla rahatsızlık mı veriyorsunuz? Ya da güvensiz misiniz?
Daha doğal olmaya gayret edin.

SÜREÇ YASASI
Her adım kendi içinde küçük bir başarı haline gelebilir. Böylece nihai hedefimize ulaştığımızda bir çok başarıyı da beraberimizde götürürüz. Yol boyunca öğrendiğimiz şeyler aslında hedefe ulaşmaktan daha değerlidir. Hiçbir şeyi bir an da öğrenmediğimizi kabul edebilmek, temelden başlayarak yükseklere ulaşmayı öğrenebilmek,adım adım ilerleyen deneme- yanılma sürecini bilebilmektir süreç yasası.

Hayatınızda ki küçük adımlara dikkat edin ve onları asla küçümsemeyin.

KALIPLAR YASASI
Kalıplar yasası verdiği kararlardan tekrar ve tekrar dönme eğiliminde olan ya da başladığı işi tamamlamadan yarım bırakan, aynı başarısızlıkları tekrarlayanlar için son derece önemlidir.

Biz kalıbı kırana dek kalıp tekrar kendini göstererek tekrarlama eğilimi gösterir. Bir kalıbı kırmanın ve değiştirmenin kahramanca bir savaş gerektirdiğini kabul ettiğinizde kazanacaksınız.

Örneğin: Sigarayı defalarca bırakmanıza rağmen yine başlıyorsanız, sigarayı bırakmanın kolay olduğunu deneyimlemişsinizdir. Ama asıl zor olan ona tekrar başlamamaktır. Eski kalıbı kırmak için mutlaka yeni bir kalıba geçmeyi seçmelisiniz.

DİSİPLİN YASASI
Disiplinli olmak, daha hür, daha mutlu ve daha güçlü yapar insani. Büyük özgürlüğün ve bağımsızlığın en emin vasıtasıdır. O uçmak için sağlanan bir tür düzendir. Eğer bir yerlere ulaşmak istiyorsak bir şeyleri derin bir biçimde yapmak istiyorsak öz-disiplini uygulamak zorundayız.

KUSURSUZLUK YASASI
Geleneksel bir görüş açısından, bu dünya bir ıstırap yeridir. acı çekeriz, aç, evsiz barksız insanlar görürüz ve tam istediğimiz şeyi elde ettiğimiz zaman bile her şey geçicidir.
Aşkın bir perspektiften bakmayı öğrendiğimizde ise her şey kusursuzdur. Ulaşabileceğimiz en iyi şey erdem ve gelişkinliktir ve ona ulaşmak için zaman ve uygulama gereklidir. Kendimizi sürekli başkalarıyla kıyaslayacak şekilde yetiştirildiğimizden olduğumuzdan başka biri olmak için uğraşıp dururuz.

Bilgelik, sabır ve sevgiyle gördüğümüzde; sevinçler ve üzüntüler, şu an da dünya gezegeninde olup biten her şey, büyük bir tekamül süreci ile ilgili olarak, kesinlikle ve tamamen mükemmeldir.

ŞİMDİKİ AN YASASI
Goethe ;” Şimdiki an en güçlü tanrıçadır” diyerek anın kuvvetini vurgular. Zamanın mevcut olmadığı soyut bir felsefe gibi görünse de, geçmiş ve gelecek dediğimiz şeyler bizim zihinsel yapılarımızın dışında bir gerçekliğe sahip değildirler. Zaman fikri; bir sosyal anlaşmadır, gerçekte sadece şu an vardır.

Bedenimiz şimdiki anda yaşar. Kendimizi bu ana bırakmak, onu kucaklamak, geçmişte kalanlarla kederlenmek yerine anın tadını çıkarmak, gelecek denen şeyi bu anın yarattığını kabul ederek bu anı mutlulukla yaşamayı öğrenmek, “şimdiki an” yasasına uyarak hayatımızın amacını gerçekleştirmemize yardımcı olur.

YARGISIZLIK YASASI
Yargılar insanlığın icadıdır. Evrensel ruh bizi asla yargılamaz.

Bu yasa bize tanrının değil insanların icat ettiği ahlak yasalarını hatırlatır. Yargılar enerjinin önünü keser. İç savunmalar ve direnç oluşturur. Oysa yargılardan kurtulmak değişimin kapılarını açar. Kendimizi de sertçe yargıladığımızda, bizi eleştiren insanları kendimize daha çok çekerek negatif enerji oluştururuz.

İNANÇ YASASI
İnanç yasası, kendine itimat direkt deneyimle gelir. Yani bir öğretmenin ya da kitabın öğrettiklerinden çok kendi deneyimlerimize dikkat etmemiz hatırlatılır. İçimizden geldiği gibi dans etme, savaş sanatları ve diğer sporları uygulama, bir müzik aleti çalma, bunların hepsi bedenimizin düşünmeden, kendi bilgeliğini izleyerek hareket etme noktasındaki itimat ve geliştirmenin güzel yollarıdır. Böylece bedenimize itimat etmeyi, onu dinlemeyi öğrenir, bedenimizin ihtiyaç duyulan şeyi bildiğini yapabildiğini keşfederiz.

BEKLENTİLER YASASI
Eğer kansere yakalanmaktan, sevdiklerimizi kaybetmekten, başarısızlıktan korkuyorsak bütün bunları biriyle açık yüreklilikle paylaşmamız ve zihnimizi başka şeylere odaklayarak kendimizi temizlememiz gerekir. Deneyim yaratmanın anahtarını bilinç altı sağlar. Eğer bilinç altınızda korkular yoksa kansere yakalanmayabilirsiniz. Yaşadığınız an size bilinç altınızda ne beklediğinizi açık olarak göstermektedir. Mevcut sorunlarınız bilincinizin doğurduğu sorunlar olduğuna göre mevcut nimetlerde pozitif beklentilerimizin sonucunda oluşmuşlardır.

Bu yasayı uygulamanın en güzel yolu; olmak istediğiniz şeyi olun! Rahat hale gelene dek prova edin. Daha mutlu, pozitif ve neşeli bir insan olmanın nasıl bir şey olacağını hayal ederek bilinç altı cilalarınızdan kurtulun.

DÜRÜSTLÜK YASASI
“Kötü insanlar cehenneme gitmezler! Onlar zaten cehennemdedirler’ bu kadar kötü davranmalarının nedeni budur. Dürüst davranmadığımız zaman içsel parçalarımız birbiriyle çatışırlar. İçsel öz duygumuz ya da ilhamımız zayıflar, yaşam; kendimizi yoksun ve yalnız hissettirir ve öğrenmemiz gereken tüm dersleri kendimize çektirerek ağır deneyimler geçiririz. İma etme, görmezden gelme, iç çekme , sürekli sızlanma ya da anlaşılma eğiliminde olanlar için dürüstlük yasası, böyle dolaylı, yanlış yola sevk edici, dalavereci, aldatıcı bir iletişime girdiğimizi işaret ederek ihtiyaç duyduğumuz “iç ışığımızı” yitirmemize sebep olduğumuzu hatırlatır.

YÜKSEK İRADE YASASI
“İçimde her şeyi bilen şefkatli bir öz su anda bana yol gösteriyor ve ben onu çağırmayı öğrendiğimde bana en iyi ve en doğru nasıl bulmam gerektiğini gösterecek” dediğimizde. İçimizde yer alan en yüksek ve en iyi adına ya da onun hizmetkarı olarak davranmaya başlarız.

“Eğer ben Öz’ün, Tanrının bir parçasıysam ve Öz benim parçam ise o zaman ben ne istersem bu Öz’ün iradesidir. Ama egomuz, özgür iradesiyle bir tahta yerleşip bütünün hayrını düşünmeden istediğini yapma eğiliminde olduğundan yüksek iradenin, Öz’ün sesini duymaz. Dileklerimiz bütünün hayrına olmalıdır. Dünyanın bir yanı yanarken siz mutlu olamazsınız. Çünkü küller mutlaka size ulaşacaktır. Yağmurlar delinmiş olan damınızdan evinize dolarken kızamazsınız, çünkü o anda kurak olan topraklarda sevinç vardır.

Alabileceğiniz kadar almak yerine verebileceğiniz kadar vermeyi ilke edindiğinizde bolluk ve bereket hep sizinle olacaktır. Vermekten vaz geçmeyin. Her kesin hayrına istediğiniz her şey, sevgi enerjileri ve ışık, günlük hayatınıza yağacaktır.

YAŞAM BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.