Oysa Mart ekinoksla birlikte ilkbahar başlangıcının kıpırtılarını, doğanın ve tüm canlıların uyanışını, tazelenip kış miskinliğinden sıyrılarak canlanmayı, yeni başlangıçlar için çiçeğe durmayı getirmeliydi akla.
Şimdi ise gökyüzünün gerilimi ya keskin hava değişiklikleriyle bizi yataklara sermiş durumda, ya da yukarıda sözünü ettiğim karşılaştığımız ürkütücü durumlar yüzünden huzurumuz kaçmış durumda, endişeyle olan biteni izlemeye çalışıyoruz.
Nisan da malesef geçen ayın vurucu etkilerini taşıyor. Öncü burçlarda kümelenen gezegenlerin açığa çıkardığı yüksek voltajlı bir enerji ile bu aya sıkı bir giriş yapmış durumdayız! Güneş, geri giden Merkür, Jüpiter ve Uranüs Koç burcundalar. Ayrıca, geri giden Satürn ve Plüto gibi iki önemli gezegen de diğer öncü burçlarda bulunuyorlar. Bu tabloya 21 Nisan’da Koç burcuna girecek olan Venüs de katılıyor! Bu arada tek yumuşak enerji değişimi Neptün’ün kısa süreliğine de olsa kendi yönettiği Balık’a geçmesi olacak. Böylelikle 2012’de Balık’a asıl geçişini yapmazdan önce hangi temaları hayatımıza taşıyacağının ipuçlarını alabileceğiz.
2 Nisan’da Mars yöneticisi olduğu Koç burcuna girerek enerji ve hareket frekansımızı artırıyor. Her zamankinden daha cüretkar, atak, her an parlamaya hazır, kolay tetiklenir bir durumdayız. Sabırsızlıkla düşünmeden harekete geçmek bizi istenmeyen durumların içine atabilir. Acelecilik ufak tefek sakarlıklara, kesik, yanık veya trafikte dikkatsizlik ya da öfke sonucu yaşanabilecek kazalara yol açabilir. Merkür salt iletişimi değil, günlük trafiği de yönetir. Şu anda geri harekette olduğunu unutmayalım!
Bu ay neleri hangi nedenlerden dolayı başarıp başaramadığımıza ve bu konuda neler yapabileceğimize odaklanarak yeni girişimlerimizi planlamak iyi olur.
DİKKAT VE TEDBİR ZAMANI!
3 Nisan itibariyle aklımıza ilginç fikirler getirip bunları bir an önce hevesle hayata geçirmemizi motive eden önemli bir açı oluşumunu içselleştiriyoruz; Mars ve Uranüs Koç burcunda kavuşumdalar! Geçen haftaki yazımda da değindiğim gibi, her iki gezegenin Koç burcunda kavuşumda olması nadir rastlanan bir durum. Kendimize uygun hedef ve projeler peşinde koşup, ideallerimiz için savaşım verme zamanı başlıyor şimdi! Üzerinde gereğince düşünmeden aceleyle alacağımız kararlar bizi sıkıntıya sokabileceğinden dikkatli ve tedbirli olmamız gerekiyor. Bu kadar “Hadi” diyen enerjiye direnmek zor ama biraz yavaşlamaya, duruma dışarıdan bir bakmaya çalışalım. Bu konumun izdüşümlerini salt özel hayatlarımızda kişisel olarak değil, global anlamda da tüm dünyada gözlemleyeceğiz. Olumlu yönleriyle önemli buluşlara, insanlık yararına yepyeni teknikler geliştirmeye uygun bir zaman dilimindeyiz.
Aynı gün Güneş ile Ay Koç burcunda kavuşum yaparak Yeniay fazını oluşturacaklar. Yeniay yeni başlangıçlar demek; biliyorsunuz. Ancak bu kez bizi zorlayabilecek, kendimizi disipline etmemiz gereken girişimlerin arifesindeyiz. Yeniay’ın hemen yanında Jüpiter, Uranüs ve Mars, tam karşısında Terazi burcunda ise büyük öğretmen “Satürn” retrosu var! Sabırsızlık, huzursuzluk, biriktirilmiş veya kendimize yöneltilmiş öfkenin ani kıvılcımlanmaları sağlığımız üzerinde olumsuz yansımalar yaratıp baş ağrıları, tansiyon düzensizlikleri ve gerilim olarak kendini hissettirebilecek. Diğerlerinin bizim kadar pratik, eline ayağına çabuk olmadığını düşünüp her şeyin bizim arzuladığımızdan yavaş geliştiği düşüncesine kapılarak gerilebiliriz. Ancak kendi düşünce ve isteklerimizi dile getirirken karşı tarafa kulak vermenin, onların içinde bulunduğu durumu anlamanın önemini bir kez daha fark etmek durumundayız. Dünyanın sevgiye, empatiye, anlayış ve hoşgörüye her zamankinden çok ihtiyacı var.
NEPTÜN BALIK BURCUNDA!
4 Nisan 16:50’de, 165 yıl sonra ilk kez, Neptün yeniden kendi yönetiminde olan Balık burcuna giriş yapıyor. 4 Ağustos 2011’e dek hayatımıza taşıyacağı temaları hissettirdikten sonra tekrar Kova’ya dönerek geri harekete başlayacak. 12 Şubat 2012’den itibaren 14 yıl boyunca kalacağı Balık burcuna temelli olarak girmiş olacak. 14 yıl bir gezegenin bir burçta kalması tıpkı Uranüs ve Plüto gibi, Neptün’ün de bir dönemi yani nesilleri ifade eden bir gezegen olduğuna işaret ediyor. Duyarlılık, kendini adama, özveri, hayal gücü, idealler, kaçış ve bağımlılıklar, sınırların erimesi ve karmaşa Neptün’ü tanımlayan sözcüklerden birkaçı yalnızca.
Neptün’ün doğası gereği sis etkisi yaratan, dolayısıyla gerçeği perdeleyen, olduğundan farklı gösterebilen bir yönü var. O nedenle Balık’ta ilerlerken durumları net olarak görüp değerlendirmek kolay olmayacaktır. Hatta bu yüzden “Büyük Aldatıcı” olarak da tanımlandığını görürüz. İnanmak istediğimize inanmamızı sağlayacak, sevecen ve iyi niyetli müthiş idealist bir enerjiyi bolca vererek bizi suistimallere açık hale getirebilir. Aklımız karışır, duygularımız uyuşur, “Yok canım bu kez öyle değildir” diyerek kendimizi bilmem kaçıncı kez avutup yine hayal kırıklığına uğrayabiliriz! Oysa bu enerjiyi lehimize kullanmamız pekala mümkün. Çünkü Neptün kolektif bilinçdışı, yani evrensel planla ve farkındalıkla ilgili, hayatımıza sezgiler ve ilhamlar taşıyan bir fonksiyonumuz aynı zamanda. Belirsizliğin hakim olduğu bulanık bir ortamda, o an’a, burnumuzun ucundakine odaklandığımızda sorun yaşamadan ilerlememizi sağlar. Hem kişisel hayatlarımızda hem de toplumsal platformda gerçeği olduğundan farklı yansıtan durum ve koşullarla yüzleşmemizi sağlayacak neredeyse “skandal” niteliğindeki olayları, sis perdesini aralamak, hatta kaldırmak suretiyle vizyonumuzu sahici bir ayara aktarabilir.
Çözülme, saflaştırma Neptün’ün temel özellikleridir. Öyle görülüyor ki, kişisel veya toplumsal illüzyonların çözüldüğü, gerçekliğin zahmetli yollarında ter döküp el yordamıyla ve evrenin gönderdiği işaretleri izlemeye çalışarak ilerleyeceğimiz yıllar var önümüzde. Bu durumu spiritüel yönlerimizle maddesel hayatın gerektirdikleri arasındaki dengeyi bulabilmemiz için bir fırsat olarak değerlendirmek akılcı olur. Bu bir bakıma, bizi toplumla bir olmaya/bütünlenmeye götüren yolda, ruhumuzla kimlik/kişiliğimizin bütünleşmesi, daha bilge ve sevecen bir enerji düzeyine geçmemiz, ihtiyaç içindekilere yardım etmeye gönüllü olmamız anlamına geliyor.
HAREKET ZAMANI!
6 Nisan 17:40’da Koç burcunda enerjilerini birleştiren Güneş ile Jüpiter içimizi iyi duygularla dolduracak, bizi atılımlara götürecek fırsatlara taşıyacak bir titreşim yayacaklar evrene. Hayalini kurduğumuz ideallerin belki de zannettiğimizden daha yakın olduklarını fark edip harekete geçebileceğiz.
7 Nisan Venüs ile Satürn’ün gerilimli etkileşim içerisinde olduğu bir gün. Bize yöneltilen her sorunun veya etrafımızdakilerin yaklaşım tarzının eleştirme, baskı kurma amaçlı olduğunu zannedip, üzerimize çok gelindiğini düşünerek gerilebiliriz. Kendimize sadık, kendimizden memnun kaldığımız, merkezimizden uzaklaşmadığımızda ancak bu olumsuz tortuları üzerimizden atar, hatta hiç almaz; değerimizi sorgulamayız.
GERÇEKLER SU YÜZÜNE…
9 Nisan’da bu kez Plüto Oğlak’ta geri gitmeye başlayacak. Plüto karanlıkta kalmış, en dipteki, bilinçaltındaki meseleleri kapsadığı için yaratacağı enerji değişikliğinin pek de farkında olamayabiliriz. Bu pek çok entrikanın, dedikodu ve manipülasyonların farkında olmayacağımız anlamına gelmiyor elbette! Ancak yine de olan biteni doğru bir şekilde anlamlandırabilmemiz, Plüto 16 Eylül 2011’de direkt harekete geçtikten sonra mümkün olabilecek. Bu tarihten sonra, kişisel veya dünyasal bazda, bazı yeraltı faaliyetleri ile ilgili gerçekliklerin su yüzüne çıkması beklenebilir.
11 Nisan’da Koç burcunda ilerleyen Mars ve Uranüs, geri gitmeye henüz başlamış olan Plüto ile kare açıda olacak. Ay sonuna doğru bu tabloya Terazi’de geri gidişini sürdüren Satürn de karşıt açıyla dahil olarak öncü burçlarda gerilim üreten bir T-kare oluşacak. Değişime ne kadar hevesli ve gönüllü olursak olalım, iş harekete geçmeye geldiğinde ne yöne gideceğimizi şaşırmamız mümkün. Özellikle bugün dengemizi korumamız çok önemli. Kontrolümüz dışındaki faktörlerin hayatımızı etkilediğini sanabilir veya her şeyin aleyhimize işlediği korkusuna kapılabiliriz. Değişime, dönüşüme teslim olalım. Bizi tüketebilecek, kazananın olmadığı güç savaşları yerine birlik ruhu ve bilincini öne çıkartmaya, frekansımızı yükseltmeye çalışalım.
DOLUNAY’A HAZIR MISINIZ?
18 Nisan’da Koç-Terazi aksında 27 derece ile bir Dolunay deneyimliyoruz. İlişkilerimizde “Ben” ve “Sen” (ya da öteki) arasındaki dengeyi nasıl kuracağımıza ve içimizdeki eril ve dişil enerjinin dengelenmesine ilişkin bir Dolunay bu. Hayattan ne beklediğimizi belirlemeye ve onların peşinden gitmeye çalışırken, diğerleriyle nasıl birarada uzlaşı ve anlayış içinde olacağımızı sorgulamamız gerekebilir. Dolunay’ın ardından savaşçı Mars ve geri giden Satürn karşıtlığı gerçekleşecek ve biz kendimizi, istek, arzu ve kızgınlıklarımızı ortaya koyarken ateşli enerjiyi nasıl ve nereye kadar kullanabileceğimizi anlayacağız. Savaşçı yönlerimizi ortaya çıkarabilecek durumlarla karşılaşabiliriz. Ama öfkeye yenilmek, yenik düşmeyi getirecektir ardından. Sakin kalmaya, merkezimize, kendimize çekilmeye çalışalım. Sınırlarımız, limitlerimiz en önemli konular olarak tekrar gelecek önümüze. Karmayı temsil eden “Büyük Öğretmen” Satürn, geçmişteki hatalarımızla yüzleşip yaptıklarımızın/yapamadıklarımızın sorumluluğunu almaya davet edecek bizi. Gerçekten neyi/hangi yönümüzü değiştirmenin bizi başarı ve mutluluğa götüreceğini görebileceğiz.
BOĞA DÖNEMİ BAŞLIYOR!
Koç ile hayatımızdaki önemli adımları attık, girişimlerimizi başlattık. Yorulduk, koşturduk. Artık onları dayanıklı ve sağlam kılarak kendimizi maddi ve manevi anlamda huzurlu ve rahat hissetme ihtiyacına işaret eden Boğa dönemi başlıyor şimdi! 20 Nisan’da 13:17 itibariyle Güneş Boğa’nın sakin, telaşsız, güvenli ve sadık dünyasında yükselmeye başlıyor usuldan… Boğa, değer duygumuzu yöneten bir burç. Şu anda Merkür geri gidişinin en ağır gölgelerini yansıtır, pek çok fonksiyonumuz atak Koç’ta kendini frenleyip tutmakta zorlanırken, tartışma ve sürtüşmelerden hiç hoşlanmayan Boğa insanının daralması kaçınılmaz. Buna Balık’ta, öznelliği, kendine göre anlamayı besleyen fonksiyonlar da eklenince kendi değerimizi sorgulamamıza neden olacak, her şeyi kişisel almamıza yol açan yanlış anlama ve anlaşılmalarla uğraşmak durumunda kalmamız kaçınılmaz. Temkinli ve dikkatli adımlar atmalı, güvenliğimizi tehlikeye atacak riskli durumlardan, tartışmalardan kaçınmalıyız. Boğa burcu ile ilgili bilgileri 20 Nisan haftasına denk gelen haftalık yazımda ayrıntılı olarak vereceğim.
Güneş Boğa burcunda ilerleye dursun, yönetici gezegeni Venüs, 21 Nisan’da zararlı konumda çalışacağı Koç burcuna giriş yapacak. Kendimizi mutlu etmek için ne yapmak istediğimizle, başkalarını mutlu kılmak için yapmamız beklenenler arasında bunalabiliriz. Sağlıklı iletişim kurabilmemiz her zamanakinden daha güç. Bizi gerçekten duymadıklarını ya da bu konuya hiç aldırmadıklarını hissedebiliriz. Bu dönemde kurulacak ilişkiler daha çok dürtüsel temellere dayanabilir; çabuk başlayıp hevesler sönünce bitme ihtimali yüksektir. Yatırımlarımıza da aynı şekilde yaklaştığımızda zarara uğramamız veya kazandırmayacak işlerle vakit kaybetmemiz beklenebilir.
GERİLİM TIRMANIYOR…
23 Nisan bu anlamda daha da zor ve gerilimi tepeye taşıyan bir dalga olarak geliyor. Venüs ile Uranüs Koç burcunda kavuşumdalar. Gerek ilişkiler gerekse de maddi konularda beklenmedik etkilerle iniş çıkışlar, çalkantılar gündeme gelebilir. Bu konuma geri gitmekte olan Plüto ve Satürn de katılarak ikinci bir öncü T-Kare’yi oluşturacaklar. Gerçekten de zorlu bir etki ile karşı karşıyayız. Duygusal açıdan desteklenmediğimizi, ihtiyaçlarımızın doyurulamadığını düşünüp karamsarlığa kapılmamız mümkün. Dünyadaki bütün ekonomik dengelerin altüst edebilecek bir zamanda olduğumuz görülüyor.
Aynı gün 13:00 itibariyle Merkür direkt harekete geçiyor ama her zaman söylediğim gibi, gölgelerinin en yoğun olduğu, iletişim, ulaşım, ticaret ve yolculuklarla ilgili karmaşa, aksaklık, yanlış anlamaların pik yaptığı dönem asıl şimdi başlıyor! Bir hafta kadar daha tedbiri elden bırakmamalıyız.
27 Nisan’da Venüs ile geri giden Plüto kare açıyla yeniden bizi ilişkiler, para, değer duygumuz ile zorlamaya devam edecekler. Güç savaşları, işsizlik, mücadeleler söz konusu. Ay sona ererken ağzımızdan çıkan her söze dikkat etmekte büyük yarar var. Sözlerimiz sonradan aleyhimize kullanılabilir. Duygusal konularımızı içtenlikle açtığımız kişiler bizi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışabilirler.
Zorlu geçmiş bir aya sevgi, ilişkiler, ortaklıklar ve para ile konularda bizi zorlayacak bir başka gerilimli açıyla veda ediyoruz. 30 Nisan’da Venüs ile Plüto karşıt açıda olacaklar. Değişim, dönüşümün kaçınılmazlığı ile yüzleşeceğiz. Bundan sonraki adımlarımız bizi hiç kuşkusuz, spiritüel farkındalığa giden yolda somut gelişmelere ulaştıracak.
|