Yaz bitti göz açıp kapayıncaya dek. Güzün serin ürpertisini
hisseder olduk akşamları. Ani ısı değişiklikleri, sert rüzgar ve zaman zaman sele dönüşen yağmurlar,
hem ruh halimiz hem de beden sağlığımız üzerinde zorlayıcı etkiler
yaratıyor.
Eylül, 2012’nin sonlarına yaklaşmayı çağrıştırıyor bir
bakıma. Bizi uzun kış geceleri, kısacık ve hemen karanlığa gömülen telaşlı günler bekliyor. Şu uzun
süredir gündeme getirilip kurcalanan “Dünya’nın sonu mu geliyor yoksa?” söylemlerinin son noktasına
çıkacağı 21 Aralık 2012’ye ne kaldı şunun şurasında? Bu konuda ciddi çalışmalar yapanların başını
çeken Diana Cooper’a göre insanoğlunun fiziksel ve ruhsal uyanışını tetikleyen iki önemli tarihin
ilki olan 11 Aralık 2011’i geçen sene yaşadık. Şimdi önümüzde 21 Aralık 2012 var! Geçen Londra
Olimpiyatlarıyla Dünyamızın 12 spritüel çakralarından biri olan “Earth Star” çakrasının açılarak
harekete geçtiği iddia ediliyor. 2012 Haziran’ından bu yana kitle bilincini doğrudan etkileyen
Neptün, Uranüs ve Plüto’nun bastığı keskin akorlar kişisel ve kitlesel anlamda sipiritüel büyümeyi
getirecek etkiyi çıkarıyorlar ortaya.
HER
ŞEY DÖNÜŞÜYOR
Haziran’dan sonra ilk kez bu ay Uranüs-Plüto karesinin bizi kökten
değişime zorlayan gerilimini net bir şekilde hissediyoruz tekrardan. Geçmişin aşina kuytuları
ile yeni’nin heyecan ve korku veren çağrısı arasında sıkışıp kalıyoruz. 2015’e dek sürecek önemli
bir astrolojik evrenin ikinci basamağını katediyoruz. Uranüs devrimci, yenilikçi niteliğiyle
“başlatan, yol açan” Koç’ta, Plüto ise içten içe kaynayan, patlayıcı niteliğiyle “yapı kurmakla
meşgul Oğlak’ta” değişimin fitilini ateşliyorlar. Biz bu yenilikleri, dönüşümün sancısından korkarak
reddetsek, korkuyla eski alışkanlıklarımıza sıkı sıkıya tutunmaya çalışsak da, zamanını dolduran,
çürümüş her şey dönüşmeye mahkum. Kabul etsek de etmesek de bu maceranın içindeyiz. Direnç
göstermeyip esnek olmayı tercih edenlerimiz, yeniliği gelişmeye hazır ruhlarıyla kucaklayacaklar.
Öncü burçların (Koç, Yengeç, Terazi, Oğlak) 6, 7 ve 8 derecelerinde önemli gezegenleri veya
noktaları bulunanlar (Yükselen, Partner Evi, Kariyer ve Toplumsal İtibar evi ile İç dünya - Aile Evi
vb.) bu etkiyi çok daha güçlü bir şekilde hissedecekler.
Neptün Eylül
boyunca Balık burcunda 0-1 derecelerde seyrederek bize içsel derinlik, öngörü yeteneği ve esinler
getirmeye devam edecek. Ancak Okyanuslar Tanrısı Poseidon’un sakin duruşundan beklenmeyen bir
coşkunlukla aniden kükreyip taşarak tsunami ve girdaplar yaratma olasılığını göz ardı etmeyelim.
Aynı zamanda kaçışlar, bağımlılıklar, kendi kendini kandırma, aldanma ve aldatılma, suistimallere
uğratma eğilimi de her zamanki gibi ciddi bir tehdit aslında! Değişken burçlarda (İkizler, Başak,
Yay, Balık) 0-4 derecelerde önemli gezegen ve noktaları bulunanlar bu etkiyi herkesten çok
algılayacaklardır.
Karmanın Efendisi Satürn ise, Terazi’deki son günlerini
tamamlamaya hazırlanırken son kez sınıyor hepimizi. Maksat hayat dersimizi öğrenip sindirerek sınıfı
geçebilmek! Bu ay hayatımızda ilişki ve ortaklıklar anlamında yaşadıklarımızı tekrar gözden
geçiriyoruz. Kendimize uygun, içimize sinen bir yapının içinde olup olmadığımızı sorguluyoruz.
Sağlıklı diyaloglar kurabilmenin, kendimizi, ihtiyaçlarımızı ifade edebilmenin ne denli önemli
olduğunu kavrıyoruz bu süreçte.
Geleneksel astrolojide “En Büyük İyi”
olarak tanımlanan Jüpiter ise Eylül’de İkizler burcunun 14-16 derecelerinde ilerlemesini sürdürecek.
Doğum haritalarında bu derecelerde önemli noktaları olanlar için aynı anda pek çok konunun birden
gündeme gelmesi karmaşa yaratabilecek. Neye, ne zaman ve neye göre yönelmemiz gerektiği konusunda
netleşmekte zorlanabiliriz.
EYLÜL
AYININ DİĞER ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ
1 Eylül “Tanrıların Habercisi Merkür” ün
kendi yönettiği burçlardan Başak’a girmesiyle başlıyor. Günlük yaşantımızı daha somut ve pratik,
işimize yarar bir şekilde ince ince detaylandırarak düzenlemekte zorluk çekmeyeceğiz. Aksayan ya da
bize uygun olmayan yönleri görüp düzeltme yoluna gidebiliyoruz. Eğitim, iletişim, iletişim araçları,
yerleşim yeri, iş yeri ve hizmet ile ilgili konularda düzen değişikliğine gidebiliriz. Sağlıklı ve
formda olmak, zinde olmakla ilgili girişimler için iyi bir döneme girdik. Rutin sağlık kontrolleri,
spor salonlarına kayıt olma, evde kütüphane düzenleme, projelerimizi hayata geçirme ve taşınma bu
sürecin getireceği etkinliklerden birkaçı yalnızca.
6 Eylül 17:47’de Venüs’ün Aslan’a girmesiyle birlikte sanki
hayatta her istediğimizi yapabilecekmiş gibi hissedebiliriz kendimizi. İçimizdeki coşku, sanat ve
yaratıcılıkta şekil bulabilir. Sevdiklerimize dikkat çekici jestlerle duygularımızı aktarabilir,
cömertçe sevgimizi sunabiliriz. 4 Ekim’e dek sürecek bu etkiyle tüm ilişkilerimizde sıcaklık ve
içtenlik hakim. Ancak bu konumun, sevildiğimizde kendimizi değerli hissetmek, pohpohlanmak ihtiyacı,
“Ne kadar gösterişli ve pahalı şeylere sahip olursak o kadar değerliyiz” diye düşünme eğilimi ve
zevke sefaya dalmak gibi gölge yönlerine karşı uyanık olmalıyız. Hemen ertesi gün gerçekleşecek
Venüs-Neptün gerilimi, sahte ilgiye ve yanlış kararlara götürebilecek
nitelikte…
YENİAY İLE YENİ BİR DEĞİŞİM
DALGASI GELİYOR!
16 Eylül 05:10’da Başak
burcunda Güneş ile Ay kavuşum yaparak YENİAY’ı oluşturuyorlar. Yeniay, kişisel doğum haritalarımızda
hangi alana düşüyorsa orada bir ay boyunca hareketlilik, canlanma görülecektir. Bu durumda
önümüzdeki haftalarda hayatımızda hangi temaların ön plana geçeceğini Yeniay’ın aydınlattığı alana
bakarak görebiliriz.
Yeniay bu kez önemli astrolojik hareketlerin
ortasına rastlıyor. Plüto Oğlak burcunda direkt harekete geçmek üzere ve Uranüs-Plüto karesinin
ikincisinin eli kulağında! Plüto ağır ilerleyen bir gezegen olduğu için, bulunduğu derecelerde uzun
zaman geçirir. O nedenle bu alanın vurgusu güçlü bir şekilde hissedilecektir. Gücü ve sorumluluğu
hangi noktalarda ele alacağımızı ve ne yapmamız gerektiğini anlıyoruz. Hepimiz hayatlarımızda
çok önemli bir noktasına gelmiş bulunuyoruz. Yeniay ile kavuşum halinde olan Merkür, yeni bir
anlayış ve iletişim tarzına ihtiyaç olduğuna işaret ediyor. Merkür’ün 20 Eylül’de Uranüs-Plüto
karesiyle birlikte oluşturacağı T-Kare açı, meselelere daha farklı, bilinen modellerden özgürleşerek
bakmanın önemine bir kez daha dikkat çekiyor. Hoşgörü, anlayış ve uzlaşıya her zamankinden çok
ihtiyacımız var. Hayatımızda olumlu olana odaklanalım. Kimseyle zıtlaşmadan, düşmanca bir tavır
sergilemeden sorunlarımızı çözelim. Şu anda her zamankinden çok birlik ve beraberlik içinde, zıt
yönlerimize karşın birbirimize kabul gösterip orta noktada bir yerlerde buluşmak durumundayız.
17 Eylül’de Merkür’ün
Terazi’ye girmesiyle birlikte bir durumun her iki yönünü de görüp değerlendirebilme ve karşımızdaki
ile eşit iletişim kurabilme olanağımız artıyor. Adil kararlar alabileceğiz. Ancak hata yapmamak
adına çok düşünerek ince eleyip sık dokuyacağımızdan kararsızmışız gibi bir izlenim vermemiz
kaçınılmaz. Eğitim, öğrenim, sağlık, iş hayatımız ve günlük rutinimiz ile ilgili konularda olumlu
adımlar atabilme imkanımız var. Sosyal bir döneme giriyoruz. Etrafımızda çok fazla laf dönüyor
olabilir. Çevremizdekilerin dramalarının bizi içine çekmesine izin vermeyecek şekilde davranmak
lehimize olacaktır.
18 Eylül
08:08 itibariyle Plüto Oğlak burcunda direkt harekete geçiyor. Hayatımızdaki yapılanmalarla ilgili
önemli adımlar, atılımlar, değişim dönüşüm fırsatları bizi bekliyor. Ancak bugün için bir miktar
gerilim söz konusu. Ruhumuzu yatıştıracak, sakinleştirecek şeylerle uğraşalım, söz gelimi müzik
dinleyelim, güzel bir filme verelim dikkatimizi…
22 Eylül’de Güneş artık Terazi burcunda! Sonbahar Ekinoksu’yla Batı Yarı Kürede
astrolojik yılı yarılamış oluyoruz. Bir ay boyunca sevgi, ilişkiler, değer duygusu, sanat, barış,
huzur, diplomasi ve para ile ilgili konular gündemimizi oluşturacak. Beraberliklerimizde ise hasat
zamanı geldi! Hayatımızı çekilmez hale getiren dengesiz yönleri görüp düzeltmeye, nerelerde esneyip
nerelerde kendimizi çekeceğimize bakıyoruz.
BU AYIN ZORLU GÜNLERİ
Eylül’ün neredeyse ilk yarısı,
iletişim ile ilgili yaşanabilecek sorunlara, yargı hatalarına ve yanlış kararlara yönelik etkilerle
dolu.
İkinci yarıda ise sevgi, ilişkiler, değer duygusu ve para ile
ilgili konulara kayıyor odağımız. Eril enerjiyi temsil eden Mars 3, 4, 5, 20, 25, 29 ve 30 Eylül’de
hassas açılar oluşturacak. Özellikle son tutulmaların tetiklediği alanları harekete geçireceği için
o tarihlerde belirgin bir gerilim hissedebiliriz.
2 Eylül iletişimde
anlaşılmaz mesajlarıyla evrenin kafımızı bulandırıp yanılsamalara götürebileceği günlerden. Başak’a
henüz girmiş olan Merkür kolları sıvamaya fırsat bulamadan bir sis perdesiyle karşı karşıya kalıp
neyi nasıl değerlendireceğini şaşıracak! Merkür-Neptün karşıtlığıyla bu ayın ilk zorlu gününe
hazırlanıyoruz! Odaklanmakta zorlanacağımız için, özellikle konuşmalarda konunun dışına
sürüklenmemeye, anlamını aşan şeyler söylememeye özen gösterelim. Edindiğimiz bilgilerin ne kadar
gerçekçi olduğunu mutlaka bir süzgeçten geçirip değerlendirelim. Yanlış yönlendirmelerle
kalkışacağımız işler sonradan başımıza dert açabilecek. İletişim araçlarıyla ilgili sıkıntılara da
hazırlıklı olalım. Gittiğini sandığımız elektronik postalar, ya da ulaşmak istediğimiz kişiyle
aramızdaki kopukluk ya da yanlış anlaşılmalar sorun yaratabilecektir.
DEĞER SİSTEMLERİMİZ DEĞİŞİYOR!
Aynı gün Ay Düğümleri
burç değiştiriyorlar. Ay Düğümleri kadersel temaları temsil eder. Güney Ay Düğümü geride bırakmamız
gereken konuları, Kuzey Ay Düğümü ise ilerlememiz gereken yönü işaret eder. 2 Eylül itibariyle Kuzey
Ay Düğümü Akrep burcuna, Güney Ay Düğümü ise Boğa’ya geçiyor. Bu durumda maddi dünyada bir şeylere
sahip olmakla ilgili görüş ve eğilimlerimizi gözden geçirip dönüştürmemiz gerekiyor. Rahatımızı ve
konforumuzu bozmamak, kendimizi güvende hissetmek adına bize uygun olmayan bir sistemi
sürdürüyorsak, ya da kendi kaynaklarımızı koruyup başkalarıyla paylaşmaktan sakınıyorsak, yeterli ve
güçlü gözükmek uğruna kimseden yardım isteyemiyorsak artık değişme dönüşme vakti geldi! Şubat
2014’ün sonuna dek bu enerjiyi deneyimleyeceğiz. Yapıcı değişime, kaynaklarımızı diğerleriyle
birleştirmeye, birbirimizi desteklemeye, bir takım şeylere sahip olmadan da kendimizi yeterli ve
değerli hissetmeye, risk alarak gücümüzün farkına varacağımız durumlarla dirim kazanmaya ve
diğerlerinin arzu ve ihtiyaçlarının farkında olmaya yönelmemiz gerekiyor. Herkesi kendi yoluna
bırakmak, hayatın doğal süreçlerine teslim olmak ve kötücül gördüğümüz yönlerimizi işe yarayacak,
bize hizmet edecek şekilde dönüştürmek, arıtmak durumundayız.
DEĞİŞİME DİRENMEYELİM…
Değişime direnç gösterenlerimiz,
her şeyi inatla alıştığı şekilde yapmaya çalışanlarımız için durum zor doğrusu. Hayat önlerine
getireceği meydan okuyacak deneyimlerle onları ister istemez dönüşmek durumunda
bırakacak.
Global anlamda ise ekonomi, borçlar, vergiler, politika, güç,
tüketim, ölüm ve doğum - üreme, radyo aktif maddelerin bozunması, değerli taşlar ve madenler,
kaynaklar, petrol, cinsellikle ilgili her konu ( cinsel sağlık vb ) üreme, kritik ameliyatlar,
ihanet, sırlar, tabular, vahşet ve yolsuzluklar gündemi
oluşturacaklar…
3
Eylül bu ayın en baskı yaratıp daraltabilecek günlerinden! Sabah saatlerinde önce
Venüs-Satürn karesi ile ilişki ve ortaklıklarda, mali konular ve yatırımlarda gerilim yaratacak
durumlarla karşılaşacak, ardından Mars-Plüto etkileşimiyle ciddi anlamda savaşarak hakkımız olan,
layık olduğunu düşündüğümüz ne varsa onlar adına mücadele etmek zorunda kalacağız! Kendi kendimize
kızıp suçlamak yerine durumu düzeltmenin çarelerine bakmamız akılcı olur. Bu bağlamda doğru zamanda
doğru şekilde, kriz çıkmasını göze alarak harekete geçip, hataları kökten düzeltme yoluna
gidebileceğiz. Bize yardımcı olabilecek, destekleyen kişiler dahi olabilir
yanımızda!
4 Eylül, kişisel
düzeyde çok önemli enerjilerle dolu bir gün. Mars- Uranüs arasında dışardan sezilmeyen ama içten içe
kaynayan bir gerilim hissediliyor. Aksilikler, gerilimler, tartışma veya kazaları kendimize
çekebiliriz. Gözü kara bir şekilde, ani kararlarla sonunu düşünmeden tedbirsizce harekete geçmek,
fiziksel ve ruhsal zedelenmelerle sonuçlanabilir. Araba kullanırken çok dikkatli olalım; öfkemizi
trafikten çıkartmak yerine, enerjimizi spor, yürüyüş, yoga, yaratıcı aktiviteler ve nefes
terapileriyle doğru bir şekilde değerlendirmeye bakalım. Aksi taktirde huzursuzluk, stres, baş
ağrıları, solunum ile ilgili sıkıntılar ve tansiyon sorunları
yaşanabilir.
Gün geceye ilerlerken dilimize de hakim olmayı
gerektirecek durumlarla karşılaşıyoruz. Ağzımızdan çıkan her söze dikkat etmek gerekiyor. Onarılması
güç sözler sarf etmemeye çalışalım. Sivri dil, keskin ifadelerle can yakma, dil ile savaşma
eğilimini destekleyen enerjiler var gökyüzünde. Burada önemli olan ağır sözler söyleyerek karşı
tarafı ezmek, haddini bildirmek mi, yoksa durumu tüm derinliği ve netliği ile gözler önüne
serecek şekilde bir konuşma yaparak gerçeğe çağırmak mı; karar verelim. Unutmayalım ki sözel veya
fiziksel olarak güç savaşlarına girişildiğinde ağır bedeller ödenir ve kazanan taraf yoktur.
Merkür-Plüto’nun açıları oldukça zorlayıcı.
5 Eylül adeta dünkü enerjilerin devamı niteliğinde. Bu kez Merkür, Uranüs ve Mars ile
açı içinde. Tartışmaları hararetli bir noktaya taşırsak karşı taraftan da aynı şekilde bir tepki
geleceğini bilelim. Ne pahasına olursa olsun bize karşı koyacaklardır. Giden top daha güçlü bir
şekilde geri sekecektir. İletişimde çok dikkatli ve özenli olalım. Sabrımız ve hoşgörümüz az. Yoğun
zihinsel enerjimiz yüzünden odaklanmakta ve uyku tutturmakta
zorlanabiliriz.
7 Eylül
Venüs-Neptün karesiyle ilişkiler, ortaklıklar ve para ile ilgili konularda ciddi hayal kırıklıkları,
gerçeğin kafamızdaki ideal veya imaja aykırılığının farkına varmamızla ilgili tatsız ve sıkıntılı
gelişmelerle dolu. Şık ve pahalı bir alışverişte yanılgıya düşüp aldanabilme ihtimalimiz de var. Bir
kaç saat sonra gerçekleşecek Güneş-Jüpiter karesi bunu doğrular nitelikte. Bir şeye veya kişiye
gereğinden fazla anlam yüklemenin sıkıntılarıyla yüzyüze gelebilir, maddi ve manevi anlamda ağır
yüklerin altına girebiliriz.
9
Eylül Merkür-Jüpiter karesi ile bizi görüşlerimizi açıklamaya, neyi neden dolayı yaptığımızı
ifade etmeye zorlayacak. Jüpiter neye dokunursa onu büyütür ve çoğaltır. Burada Merkür ile olan
teması, bizi hiç susturacak gibi değil. Gereğinden fazla konuşabilir, istemeden açık vererek
karşımızdakilerin amacına hizmet edebiliriz! Konunun özünden uzaklaşmayalım, ne kadar bilmeleri
gerekiyorsa o kadarını sunalım!
TELAŞLI
GÜNLER…
10-11 Eylül oldukça yoğun, telaşlı
günler. Yapılacak işler çok ama tempomuz ve enerjimiz de aynı oranda yüksek. İşleri önem ve aciliyet
sırasına koymaktan başka care yok. Nereye yetişeceğimizi şaşırabiliriz. Özellikle değişken burçların
(İkizler, Başak, Yay, Balık) 16/19 derecelerinde önemli noktaları ya da gezegenleri olanlar bu
yoğunluğu güçlü bir şekilde hissedecekler. Merkür ile Güneş, Başak burcunda enerjilerini
birleştiriyorlar.
13
Eylül sevgi, ilişkiler, ortaklıklar, para ve değer duygusu ile ilgili deneyimlere açık zorlu
bir gün. Önce Venüs-Plüto gerilimi ile şöyle bir sarsılacak, ardından Venüs – Uranüs etkileşimi ile
cesaretimizi toplayıp bu konularda önemli atılımlarda bulunacağız. Çok şaşırtıcı durumlar ortaya
çıkabilir. Beklenmedik gelişmeler ve yakınlıklar ya da bizim için hayırlı olacak ani kopuşlar
yaşanabilir. Gerek Venüs, gerekse de Uranüs ateş gruplarında bulunduğu için tüm ateş burçlarının
(Koç, Aslan, Yay) 5-8 dereceleri arasında önemli noktaları ya da gezegenleri bulunanlar için bu
durum çok daha belirgin.
19
Eylül 08:56’da 6 derece 57 dakika ile, ikinci Uranüs (Koç)-Plüto (Oğlak) karesi
gerçekleşecek. Bu açının birkaç gün öncesinde direkt harekete geçen Plüto ile aktive olan Uranüs,
bizi yaratıcı değişime, başarı için yeni stratejiler geliştirmeye, ALTERnatifleri fark etmeye
taşıyacak.
25 Eylül gergin
enerjileriyle bizi elektrikli bir havaya sokacak bir gün. Ani tepkilerle çevremizdekileri şok
edebiliriz. Mars-Uranüs gerilim yaratıyorlar.
26 Eylül’de ilişkiler ve iletişim bakımından dikkatli ve özenli
olmamız gereken günlerden. Kaynağın doğruluğundan emin olmadan aldığımız her bilgiyi
sahiplenmeyelim. Yanıltıcı, kargaşa çıkarıcı, kasti durumlar
olabilir.
MÜCADELE
ZAMANI…
27 Eylül, dünkü olumsuzluklarla
ateşlenmiş olanlar için pek kolay olmayacağa benziyor. Ciddi anlamda mücadeleler, tartışmalar,
çatışmalara müsait. Bu enerjiyi tutku ve arzular boyutunda tutup farklı bir şekilde dışa vurmak iyi
bir fikir olabilir. Venüs-Mars gerilimi var. Ancak hem Venüs (Aslan) hem de Mars (Akrep) konum
olarak kendileri için uygun olan burçlarda oldukları için olumlu kullanıma elverişli
durumdalar.
29 Eylül yine
kolay bir gün değil. Paylaşılan değerlerle ilgili olarak güç savaşları, kıskançlık, taktikler,
kulisler, ciddi anlamda sarsıcı olaylarla karşılaşabiliriz. Güneş’in Uranüs ve Plüto ile gerilimli
açıları var. Başkalarının ne yaptığına ya da yapabileceğine değil, kendi elimizden neler
gelebileceğine verelim dikkatimizi. Kendi gücümüzle güvenliğimizi sağlayalım.
30 Eylül 06:18’de Koç-Terazi
aksında Uranüs-Plüto karesini harekete geçiren bir DOLUNAY gerçekleşiyor! Bütünün hayrına olan,
gelişimimiz için yararlı olan her köklü değişimin aslında önce tek tek bireysel değişimle başlaması
gerektiğini anlıyoruz. Karmanın Efendisi Satürn’ün umut ve idealleri temsil eden Neptün ile olan
uyumlu açısı, bizi aldığımız kararlar doğrultusunda yüksek ideallere taşıyacağının müjdecisi! Eski
sistemler yıkılıp onlardan özgürleştiğimizde, yepyeni bir dünyanın kapısından içeri
gireceğimiz gün gibi ortada.
Bitirirken
Sonuç olarak Eylül ruhumuzun henüz huzur
bulmadığı, çatışma ve tartışmalara açık, pek de kolay geçecek gibi görülmeyen bir ay. Kararlar
alırken bütün faktörleri göz önünde bulundurmaya, aldığımız bilgilerin doğruluğuna ve tarafsızlığa
çok dikkat etmeliyiz. Hayatımızdaki tüm değer sistemlerinin, kendimize biçtiğimiz değer dahil,
hallaç pamuğu gibi atılacağı bir ay var önümüzde.
Hepimize barış,
sevgi, huzur ve anlayışla harmanlanmış, gelişimimize katkıda bulunacak şekilde kullanabileceğimiz
bir ay diliyorum. Esen Kalın!
|