Venüs Balıkta (3 Nisan)
3 Martta koç burcunda başlayan Venüs retrosu bize savaştıklarımızı, savaşamadıklarımızı, harekete geçebildiklerimizi, geçemediklerimizi, ifade edebildiklerimizi, edemediklerimizi sorgulattı. Bu anlamda yüzleşmeler ve farkındalıklar yaşandı. Şimdi balık teması bize daha derin bir şeylerin anlamını sorgulatacak. Bizi bir araya getiren ne olabilir? Burada neyi anlamamız istenmiş olabilir? Düzenleyici Jüpiter de terazide retro yapıyor ve planetler birbirlerini karşılıklı ağırlıyor olacak. Çok önemli bir dönemin başlangıcı olduğundan bahsedebiliriz. Tanrıya, onunla kurduğumuz ilişkiye, yaratılandaki yaratana bu denli yakın olduğumuz bu dönemde cevaplar, içselliğimizde bizi önemli noktalarla buluşturuyor olacak ve tabii ki bu yeni bir dönemin başlangıcı... Anla ve içselleştir, hepsi bu...
Mars - Pluto Üçgeni (6 Nisan)
Kaybeden ve kazananın olmadığı bir savaştır hayat! Yenilmek, anlamak ve kazanmak, anladığın şeyi yaşamına katmak... Derin bir nefes... Sahip oldukların değildir seni koruyan, onlara sahip olabilmek adına yola çıkabilişindir. Yol, o yola çıkma sebebinden çok daha değerlidir; çünkü o seni, ondan beklediğinden çok daha fazlasıyla buluşturabilir. Seni yola çıkaranı hep sev, o seni nereye getirmiş olursa olsun... Geldiğin yerin ve bunun anlamının farkında ol yeter...
Satürn Retrosu (7 Nisan)
5 Nisan itibariyle durağan görünüm alıyor Satürn, bir buçuk yıldır bizden yüksek hedefler peşine düşmemizi, yaşamın anlamını bulmamızı, ona doğru yola çıkmamızı istiyor. Kendimizi geliştirmeye çalıştığımız konularda uzmanlaşmamızı, yeterlilik oluşturmamızı ve bunu yolumuz haline getirmemizi...
Yoludur insanı yaşatan! İnanç, çok değerlidir. İnanabildiğimiz şeyde büyüyebiliriz. Değilse sıkıştığımız şeyin içinden çıkma şansı yoktur. Olsa bile bunun anlamı yoktur, yani boşluktur. İçi dolu olmalı olanın, o zaman her şey yerini bulur.
Bundan tam on beş yıl önce, bilgiydi sınandığımız, bilmek, okumak ve alabileceğimizi alıp onu kullanmak... Şimdiyse daha derin... Anladıklarımızı içselleştirmek, derinleştirmek ve artık kendimizde olanın kapılarını açabilmek... Ustalık, bilinçsiz yeterliliktir. Bilgiyi alır, yüreğinize katar ve onu eritirsiniz... Emdiğiniz şeker gibi... Tadı tüm hücrelerinize yayılır... Dilinizin üzerinde keyifli bir kutlanış yaşanmaktadır.
Satürn retrosu, üzerimizdeki baskının üzerimizden çekilişidir. Aptal bir iyimserlik sarabilir bizi! Sakın bu büyüye aldanmayın! Yolunuzda kalın! Adımlarınızı buna uygun atın! Ne için yola çıktığınızı, bunun sizin için anlamının ne olduğunu hatırlayın. Özellikle haritalarında Satürn’ü retro olanlar için kadersel gelişmelerden söz edebiliriz.
Sorumluk, disiplin, istikrar... Bu kavramları içselleştirmiş olanlar bunun karşılığını alır. Değilse dağılır ki ağustos ayında Satürn tekrar ileri harekete geçtiğinde toparlanmak o kadar da kolay olmayacaktır. Sert öğretmen artık yok sanmayın... Sadece sınıftan çıktı ve neler yapacağınızı merakla izliyor... Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun... Öğretmene yalakalık peşinde olanlar yandı; çünkü içyüzleri anlaşılıyor olacak... Kendinizi, birlikteliklerinizi, olanları, olmayanları, tüm bunların size neyi hatırlamaya çalıştığını fark ettikçe büyüyor olacak doğan güneş... Aydınlanmakta olan günün değerini anlama zamanı!
Güneş - Jüpiter Karşıtlığı (7 Nisan)
Savaş, yenilmeye gönüllü olmanın kazanmanın yolu olduğunu anladığımızda kazanılır. Savaş, kimseye karşı değildir, herkes ve her şeyle çıktığımız yoldur. Cesaret, karanlığadır. Karanlık, bilinmeyendir ve tüm cevaplar orada gizlidir. Çıktığımız yol, tüm bunları dinletir ve dillendirir. Özünüzün ne için sizi neye çağırdığına dikkat edin ve vakit şimdiyse harekete geçin... Bir şeylere karşı gelmek, onları yok etmek değil, varlıklarının ne için olduğunu anlayabilmekten geçer. Kırmayın, açın ve genişletin... İşte yolun bize söylemek istediği...
Venüs - Satürn Karesi (8 Nisan- 21 Nisan)
Savaşırken öyle kaptırdık ki bu savaşı ne için başlattığımızı hatırlamaz bulduk kendimizi... Bu savaştan almamız gereken bir şey vardı... Buradaki dersi almalı ve bunun için bizi buraya getiren şeyi daha iyi anlamalı...
Güneş - Pluto Karesi (9 Nisan)
Sen harekete geçemiyorsan, seni harekete geçirecek bir şey mutlaka sana gelir. Bir şey bir türlü seni dilediğin yere taşımıyorsa senin ya yapma şeklini ya da yapmaya çalıştığın şeyi değiştirme valtin gelmiştir. Pluto işini tatlı tatlı yapmaz, geride bırakmamız gerekenleri tutup daha ileriye taşımaya çalışmamızın bir anlamı olmayacak. Bırakalım herkes ve her şey kendi yerini bulsun... Siz neredesiniz?
Merkür Retrosu (11 Nisan)
9 Nisan Merkür durağan görünüm alıyor. İki gün iletişim ve bilgi aksında daha sessiz ve sakin bir dönem için son kontrolleri yapmalı! Ardından boğada gerçekleşecek retro... Ayağımıza takılıp duran şu işlere dönüp bakmanın tam zamanı! Boğa sessiz, retro sessiz... O zaman daha derindeki sesi duyabilmelisiniz.
Sahip olduklarımızı ve bunların bizim için anlamını sorguluyor olacağız.
Sahip olduğumuz sadece maddi şeyler midir? Potansiyellerimiz vardır bir de, görmezden geldiklerimiz, fark edemediklerimiz, ertelediklerimiz... Asıl onlar için önemli bir dönem olacak, yeni bir döneme onları hazırlamak bahsettiğimiz...
20 Nisan itibariyle Merkür koçta geriliyor. Boğanın sessizliği yerini koçun hareketliliğine bırakacak. Sürekli bir şeyler yapıp duruyor olmak; bununla birlikte neyi ne için yaptığını unutmak... Sürekli bir yorgun, bir geç kalmış... Plan program zamanı! Sabırsızlığın yerini gerekli düzeni sağlamak almalı!
Hızlı koşan çabuk yorulur, yaşam bir maraton koşusu! Birinci olmaya çalışmayın, yarış sandığınız hayat, onun içinde barındırdığı sırları açtıkça genişliyor. Yoksa uçup giderken zaman, kazanç saydıklarınız pul pul dökülüyor ve bir bakmışsınız elde var sıfır...
28 Nisan Merkür - Uranüs Kavuşumu
Merkür akıl, Uranüs yüksek zeka demek! Uranüs gelecek, geleceğin aklı da demektir. Aklınıza gelenleri önemseyin! Belki de yeni bir dönemi başlatacak formül şu an dudaklarınızdan dökülüyor olabilir! Kulak verin ve mutlaka eğer bir ışık yanmışsa önünüzde, harekete geçin! Yüzmeyi mi bilmiyorsunuz? O zaman kendinizi suya atın! Enteresan buluşmalar varlığının farkında olmadığınız bir dünyanın kapılarını aralayabilir. Hiçbir buluşma tesadüf değildir ve hiçbir deneyim...
Terazi Dolunayı (11 Nisan)
Sürprizli ve sağlam silkeleyecek bir dolunaya hoş geldiniz... Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, ne çok duyduk bu ara bu sözü değil mi? Ve böyle... Tozunu alma vakti gelmiş... Düzenleyici Venüs retro ve retro Satürn ile partil kare yapıyor. Tatlı tatlı okşuyor, hafif bir tariz kokusu; bununla birlikte anlaşılsa iyi olur.
İçsel yaşıyoruz tüm bunları, dışa vurulanlar içeride kaynayanlardan... Yükselen ikizler, iletişim ve bilgi aksında uçuşan sözler, bilgiler, fikirler anlamına geliyor. Bir gürültü bir gürültü ki sormayın gitsin... Sizin bu gürültünün dışına çıkıp biraz yukarıdan bakabilmeniz gerekiyor. Tam olarak ne olduğunu, bunun derindeki karşılığını hissedebilmeniz...
Merkür boğada ve retro, Venüs’e ve Jüpiter’e götürüyor bizi... Ay, gerilemekte olan Jüpiter’den uzaklaşarak uzaklaşanlara izin vermemizi istiyor. Herkesin kendine ait bir yolu var nihayet... Yarın ne olur bilinmez; bununla birlikte biz bugünden sorumluyuz. Güneş, Uranüs’e yürüyor. Özgür olamayan bir kişinin birlikteliği seçim midir yoksa sadece bir sürükleniş mi?
Ne için burada olduğumuzun farkında mıyız yoksa sadece olduğumuz yere uyum sağlamaya çalışarak bu soruyla yüzleşmekten kaçmaya mı çalışmaktayız? Bir arada olmak güzeldir, bir şarkı olmak, dans etmek, resim yapmak güzeldir... Olan bu değilse, neyi bir kez daha düşünmek gerekir?
Güneş - Uranüs Kavuşumu (14 Nisan)
Bugüne kadar kişisel gücünüzü nasıl tanımladınız? Daha farklı nasıl tanımlardınız? Bu aralar varlığının farkında olmadığınız hangi özelliklerinizin farkına vardınız? Farklı kimler size neyi hatırlattı? En son neyden dolayı neyi ertelemiştiniz? Tak biriyle karşılaştınız ve bir şeyleri mi hatırladınız? ‘’abdal’’ devrede... Saf niyetin ve tesadüf diye bir şey olmadığının, olanların hep bir şeyleri harekete geçirmeye çalıştığının farkına varmalıydınız...
Venüs İleri Hareket (16 Nisan)
14 Nisan itibariyle Venüs durağan görünüm alıyor. Ne ay Yarabbi! Duranlar, kalkanlar, hop kendini geriye atanlar, küstüm oynamıyorumu basanlar, kendi küsüp kendi barışanlar, arka bahçeden bize top atanlar, tutmadık diye yaygara yapanlar... Neyse ki hepsi geride kalıyor, en azından önemli bir kısmı... İlişkiler cephesinde esen soğuk rüzgarlar kendini fırtına sonrası doğan güneşin sihrine bırakıyor. Ben bu satırları yazarken hala Venüs retro ve güneş gözüme gözüme giriyor o başka...
Balıkta gerçekleşiyor ilerleyiş... Bir- bir buçuk ay önceki gündemimizi tekrar bir gözden geçirelim... O zaman ile bu zaman arasındaki duygu farklılıklarımıza bir göz atalım ve yeni anlamlarımızla yeni kararlara doğru ilerlemekte olduğumuzun farkına varalım... Bol bol retro olunca mehter takımı gibi iki ileri bir geri gidiyoruz. İyi ki, iyi ki... En azından yol yakınken dönme şansı kazanıyoruz. Derin nefesler... Bol bol yazın, çizin, hatırlayın...
28 Nisan itibariyle Venüs zarar gördüğü koça geçiyor. Gerileyiş burada başlamıştı Mart başında hatırlıyor musunuz? Bir savaşın, savaşamamanın, kaçışın, saklanışın, ortalığı bulandırışın, çamura yatışın içinde bulmuştuk kendimizi... Hala bir gürültü içinde sürüklenebiliriz ya da sessizleşip gerçekten neye ihtiyaç duyduğumuzun farkına varabiliriz ve kalbimizi açarak sevdiğimize, sevdiklerimize, taşları yerine oturtacak bağı kurabiliriz. Ne duruyoruz ki! Başka türlü çekilmez bu Venüs koç halleri, kaynayan suda pişersek, Venüs boğaya geçtiğinde, olmuşluğun yiyebiliriz meyvesini... O zaman dolu dolu yaşayabiliriz güvenin huzur ve dinginliğini... Her şeyin bizi bir şeye hazırladığını anladığımızda taşlar bulur yerini...
Güneş - Satürn Üçgeni (17 Nisan)
Cesaret, aptal olmak değil, farkında olmaktır. Kanatsız uçmayın, kanatlarınız olacak bilince varın ve bunun için nereden gelip nereye vardığınıza göz atın...
Güneş - Merkür kavuşumu (20 Nisan)
Dileğiniz, siz onu dile getirmeden kendini hissettirir. Dile getirdiğinizde artık bilinçli bir seçim olur ve şekillenir. Bir yanınız orada olmak isterken bir yanınız buna direnmektedir. Şimdi direnen bu yanınızla, orada duran korkunuzla iletişim kurma zamanı... İçeride tam olmayan, dışarıda tamamlanamazdı.
Güneş - Ay Düğümü Üçgeni (20 Nisan)
Huzur, dinginlik ve güveni nasıl tanımlarsınız? Son bir buçuk yıldır nasıl tanımladınız? Şimdi bu tanıma ne katsanız ya da bu tanımda neyi değiştirseniz genişler ve parlardınız?
Mars İkizlerde (21 Nisan)
Haydi ortalık hareketlensin biraz! Otur otur nereye kadar? Mars- Merkür birbirlerini karşılıklı ağırlıyor. ‘’Ben bilirim!’’ havaları doğabilir, abartmayın... Sabırsızlığın da lüzumu yok! Edebiyle adabıyla, yoksa ‘’Geç buldum, çabuk kaybettim!’’ modlarda bulabilirsiniz kendinizi, ne gerek var canım, aa!
Mars şimdi hızlı düşünüyor, parçaları bir araya getiriyor ve büyük resmi görmeye çalışıyor. Merkür hala retro, savaş içeride cereyan ediyor. Mücadele edeceklerimiz daha çok içsel konular... Harekete geçemediklerimiz ya da acele ettiklerimiz... Ekseri öyledir ya, şu an bu daha bariz... Ne istediğinizi bilmemenin krizini yaşıyor olabilirsiniz. İşaretleri okuyun... Onlar sizin anahtarınız olacaktır.
Boğa Yeniayı (26 Nisan)
Boğa, huzur, dinginlik ve güven demektir. Toprak elementi olması dolayısıyle somut veriler ilgisi dahilindedir. Son dönemde yapılan temizlik, bizim için gerçekten özel olan, bize keyif veren, bizi dinginleştiren, ruhumuzu besleyeni bulmak içindi. Düzenleyici Venüs Kirondan kurtulmuş balığın son derecesinde bulunmaktadır. Jüpiter ile birbirlerini karşılıklı ağırlıyorlar ve Jüpiter, retro hareketine devam ediyor. Derin sularda saklı olana ışık tutacak cevaplar...
Yükselen başak, bizden ‘’gelişim’’ istiyor. Ay düğümünün de başakta olması vurguyu güçlendiriyor ve ‘’İhtiyacın, isteğinden önce gelir ve sen bunun tam olarak ne olduğunun farkına varmalısın.’’ diyor. Düzenleyici Merkür, Uranüs’e doğru geriliyor, bizden bugüne kadar yaptıklarımızdan farklı bir şey yapmamızı istiyor. Neptün yedinci eve doğru yürüyor, Ay- Güneş kavuşumu ile de etkileşimi olduğundan bahsedebiliriz. Ruhani buluşmalar söz konusu olabilir. Özünüzü dinleyin, yeterli sessizlik onu duymamamıza yardımcı olacaktır.
Ay Düğümü Aslanda (28 Nisan)
Bir buçuk yıllık bir başak yolculuğunun sonuna gelmiş bulunuyoruz. Neler görmedik ki bu yolculuk esnasında? En önemlisi bir Jüpiter başak transiti yaşadık ki bu başak yolculuğunu büyüttü ve genişletti, anlamını arar olduk basitleşmenin ve sadeleşmenin, gerçekten içinde büyümeyi seçtiğimiz yola ilerleyebilmenin, bu yolculukta ince ayarlar yapabilmenin, inceliği kavrayabilmenin... Bir buçuk yıllık bu döngü artık tamamlanıyor, hayırlı uğurlu olsun... Gerekeni yapma zamanı yerini olanı parlatma zamanına bırakıyor. ‘’Başkası olma, kendin ol, böyle çok daha güzelsin...’’
Ay düğümü başağı, gölgesi balık ile düşünmeli! Nedir buradaki vurgu? Kendini feda etme, puslar içinde sürüklenme, bir karar verememe, kendini kandırma, hayallere sığınma ve gerçeklerden uzaklaşma, çeşitli bağımlılıklar... Bunlar da geride bırakma ihtiyacında olduklarımızdı... Neyse ki temizlik tamamlandı, birçoğumuz için, kabul ettiğimiz kadarıyla... Şimdi aslanın gölgesi kova da önemli bir vurgu ile gösteriyor olacak kendini... ‘’Konuşma yap!’’ diyecek evren bize... ‘’Ben olmadan biz olmaz, sen önce bende gerçekleş!’’ diyecek... Aşk ve tutkunun olmadığı her şey elimizde patlayacak... ‘’Ne yaparsan yap aşk ile yap!’’ Tesadüfen mi çıktı sanıyordunuz bu şarkılar, yazıldı bu sözler? Evren hep kendinisi için gerekli sinerjiyi yarattırır. Kimileri nevalanır ve var olan sistemde görevli olmayı kabul eder, kimileri sürekli inkar eder ve kendi girdabını yaratır. Üreten kazanır, değilse çerdir çöptür, ötesi değil!
Ve açılır perde, sahne ışıkları üzerimizde, gösterin bakalım marifetlerinizi! Aslan vurgusunda olan ne varsa haritanızda parlayacak... ‘’aslan’’lığımızı gösterme zamanı! Tüylerimizi parlatıyoruz! Malum, zaman gösteri zamanı! Makyajla vakit kaybetmeyin; çünkü zaten içselleşmemiş olan işe yaramayacaktı. Ağustos zamanı hep bu anın provasını yaptı... Siz de onu çalışmyor sandınız! Alkış kıyamet kopacak ve adı sonsuzluğa yazılacaktı. Şimdi!
Ömür dediğin üç gündür;
Dün geldi geçti, yarın meçhuldür.
O halde ömür dediğin bir gündür,
O da bugündür.
Can Yücel
Sizi seviyorum,
Hüseyin Akdağ
Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için
bizimle iletişime geçebilirsiniz:
0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com
Doğum haritası
analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini,
bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri,
yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet
edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları
ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin
ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi,
neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini
bulabilirsiniz.
|