3 Haziran Pazartesi Venüs (boğa)- Pluto (oğlak) üçgeni (06:41) ve 12⁰ İkizler 33’ Yeniayı (13:01)
"tutkunun gücü, ilişki çıkmazları, dış görünüşün dönüşümü, güzellik ve güç, para ve güç" (Venüs- Pluto)
"şahit, öğretmen, hikayeci, gazeteci, tüccar veya entelektüel" (ikizler)
"heves- yeni projeler" (yeniay)
"Anlatma, göster!"
Her
şeyi bilenler burada mı? Ya her şeyin en iyisini yapanlar? Kafaları
doğuştan iyi olanlar? İnandıkları şeye dil uzatacak olanı anında ortadan
kaldıracaklar? Hoş geldiniz! Biraz sakinleşsek diyorum!
Çok
bilen çok yanılır sözünün gözünü seveyim! Bilmek erdem, bildiğini
düşünmene rağmen dinlemeye devam etmek ayrı bir erdemdir. Belki tahmin
ettiğin şey değil demek istediği, en azından bu sefer! Hiç değilse onu
bağlayacağı yer önemlidir, biraz sabır!
Başladığınız cümlenin
sonunu getirenler? Ha tamam, tamam, şeyi diyorsun değil mi? Hayır annem,
onu demiyorum, bir izin versen anlayacaksın neyi demeye çalıştığımı!
Ay
sen de çok uzatıyorsun, sadede gelsene! Geleceğim, bir önümden
çekilsen! Mal değiliz, boşuna anlatmıyoruz! Boş konuşmalar... Bildiğini
göstermeye çalışmalar...
Ayrıştır şekerim! Bildiklerine takılma,
bilmediklerini çek al içinden, bildiklerinle harmanla! Üzerine
konuşalım, farklı bakış açılarıyla zenginleşelim, beynimizde yeni yollar
açalım, olmaz mı?
Şu olmamış, bu hiç olmamış, bu da şöyle
olsaydı, böyle olmaz! Ne olmuş? Nasıl olmuş? Ne kadar olmuş? En azından
bir şey olmuş! Hiçbir şey üretmeyip üretenleri yerden yere vuranlar...
Sen daha iyisini yap! Sen de bir şeyler yap, yapmaya çalış ki o işin
nasıl olduğunu, öyle kolay olmadığını, süreç gerektirdiğini anlama
şansın olsun! Nasıl bir tahammülsüz olduk! Kimsenin sabrı yok! Ya hemen
şimdi ya da asla...
Çok yanlış diye cümleye başlayanlar! Neden,
sana hitap etmedi diye mi? Sana hitap etmiyor olabilir. Ona ediyor. Bu
da onun yolunu inşa ediyor. Seni niye bu kadar ilgilendiriyor?
Kurtarılması gerekiyor ve kurtarıcı sen misin? Sen kendi işine baksana
biraz, o da kendi deneyimi içinde kendi yolunu bulsun! Belki farklı
yollarda sanırken kendinizi bir bakacaksınız ortak bir noktada
buluşmuşsunuz!
Bir de suya sabuna dokunmayanlar var. Bana
dokunmayan yılan bin yaşasın! Gölge etme başka ihsan istemem! Gelen
ağam, giden paşam! Sizi de bir sahneye alalım! Hep izleyici
konumundasınız bakıyoruz! Ben de herkese sataşıyorum değil mi? Bunlar
dışarıda değil, içeride!
"Ne kavgam bitti, ne sevdam!" (Aysel Gürel)
Bir
parçamız çok biliyor, pek geveze, dinleyecek vakti yok! Bir parçamız en
iyisini yapayım derken, kırmış geçirmiş ortalığı! Bir yanımız
umursamaz! Bir yanımız dediğim dedik, çaldığım düdük!
Esnemek
gerek... Kaybolmadan, kendini, kim olduğunu, nereden geldiğini, nereye
gitmek istediğini unutmadan... Değilse çözüm bulmak yerine etrafında
dönüp dururken buluruz kendimizi... İnsan en iyi kendi kendisini
kandırır. Çözdüğümüzü kabul ederek sorunla yüzleşip gerçek bir çözüm
bulmaktan kaçtıklarımız...
Dikkat çeken vurgular:
Değişken burçlarda büyük kare açı kalıbı (Asc, Jüpiter, Neptün, Ay- Güneş)
Yeniay düzenleyicisi Merkür açısız
Gölge burç aslan
4 Haziran Salı Merkür Yengeç Burcuna Geçiyor (23:04)
"izci, yerel rehber, tüccar, kaşif, haberci, katip, denizci" (Merkür)
"anne, tedavici, görülmez insan, şair" (yengeç)
"kanatlarını kullanabileceğini bildiği için"
Seninle
hislerimi paylaşıyorum. Benimle hislerini paylaşır mısın? Belki hiç
mantıklı değil tüm bu konuştuklarımız! Olsun! Bunlar bizim duygularımız,
derinlerimiz, sırlarımız, başlangıcımız...
Ne hissettirdiğine
bakalım mı? Neyin bize nasıl hissettirdiğine... Bu hissin nereden
geldiğine... Bizi nereye götürdüğüne... Mantıksızlık sardığında bizi,
duygularımız dökülür dudaklarımızdan, kalbe batan oklar da olsa,
iyileştiricidir açmak kalbini...
Bana hissetmenin nasıl güzel
olduğunu hatırlatsana! Hatırlamak kalbini, hala hissedebildiğini...
Hüzün bile iyileştirmez mi? Biraz Müzeyyen, bir kadeh içki ya da
sessizce izlemek batan güneşi... Öyle bir yere dokunur ki... Aldığın
derin nefes, buluşturur dünyanın kalbiyle seni...
Burası senin
yuvan, o koruyup kolluyor, besliyor, büyütüyor seni... İttiyse korkma,
bu sertlik, kanatlarını kullanabileceğini bildiği içindi.
7 Haziran Cuma Merkür (yengeç)- Uranüs (boğa) sekstili (17:16)
"özgür
konuşma, özgün fikirler, ani kavrayışlar, karşıt düşünceler, okulda
isyan, benzersiz iletişim, gerçeği söylemek" (Merkür- Uranüs)
"duygunun yolculuğu ve değişim"
Değişim
nerede başlar? Her şeyin başladığı yerde... En derine gitmek lazım!
Duyguya... Duygunun temeline... Anneye, aileye, çocukluğa... Dünyaya
indiğimiz rahme... İnsanın aklına şu soru geliyor: İnsan bir rahimden
dünyaya geliyor. Dünya da bir rahim mi ki bizi yeni bir dünyaya
hazırlıyor? Duygular değerlidir. His halini almamış tüm düşünceler ya da
bir hissin ardını aralamamış, ortalık boş boş dolaşıp duran insanlardan
farksızdır. Duygu değişimi başlatır, o duygunun yolculuğunu yaratan,
değişimi başlatmıştır.
9 Haziran Pazar Venüs İkizler Burcuna Geçiyor (04:36) ve Güneş (ikizler)- Neptün (balık) karesi (22:33)
"güzel, esin perisi, baştan çıkarıcı, barış güvercini, gözde, sevgili" (Venüs)
"şahit, öğretmen, hikayeci, gazeteci, tüccar veya entelektüel" (ikizler)
"kendini
kandırma, kendini feda eden baba, ego yitimi, kendinden kaçmak, yüksek
duyarlılık, kurban veya kurtarıcı rolünü benimsemek, merhametten gurur
duymak" (Güneş- Neptün)
"saklı güzellik"
Güzel olana şahit
olmak... Güzel olanı okumak... Gördüklerini, duyduklarını paylaşmak...
Anlatmak... Bir o kadar hatta daha bile fazla belki dinlemek...
Güzelliği dinlemek... Uyumu seyretmek... Yaşamın bizi kucaklayışını
hissetmek... Aldığın nefese saklanmış bir yaşam... Kökleri kalbimizde
bir ağaç, yaşama uzanan, sevgi...
Ben neredeyim? Her şeyde biraz
ben var, ona bakan bensem, bende olan kadar olur ondan bana görünen,
bunu anlarım. Ben de her şeye biraz yansırım. Gören, görmeyen, varsam
mutlaka bir etki yaratırım. Farkında olunur, olunmaz. Bir şey
hissettiririm, bir şey düşündürürüm. Olduğum her halimle... Bu
hizmettir.
Karanlık, aydınlığı aratır. Aydınlık, karanlığı fark
ettirir. Olduğumuz her hal değerlidir. Yeter ki insan neyi seçtiğinin ve
bu seçimin ona ne kadar iyi geldiğinin, onu parlattığının,
parlatabildiğinin farkında olsun. Ayrıntılarda saklıdır güzellik... Siz
neyde saklısınız?
10 Haziran Pazartesi Güneş (ikizler)- Jüpiter (yay) karşıtlığı (18:27) ve 19⁰ Oğlak 6’ İlkdördünü (08:59)
"kaşif, araştıran, öngörüsü yüksek, fırsatların peşinde, büyük hedefler, büyüklenme, Tanrı ile özdeşleşme" (Güneş- Jüpiter)
"münzevi, baba, başbakan" (oğlak)
"daha geniş bir yaşam felsefesi" (ilkdördün)
"Gerçeğini bulmak!"
Dikkat çeken vurgular:
Değişken burçlar büyük kare açı kalıbı (Güneş, Ay, Jüpiter, Neptün)
Ay (başak)- Merkür (yengeç) karşılıklı ağırlama
"şeytan karışır"
Bir
şey için yola çıkarız, bir şey olur ve kendimizi bambaşka bir yere
doğru yol alırken buluruz, derken başka bir şey, biz pinpon topuna
dönmüşüzdür, biri oradan vuruyor, biri buradan vuruyor, bir durur
musunuz lütfen! Onlardan gelen cevap: "Madem öyle bu masada ne işin
var?" Hakikaten biz ne oldu da kendimizi burada bir oraya bir buraya
fırlatılırken bulduk?
Yapılacak işler bitmez! Bana neler
yapabileceğinizi, hayalinizi anlatın; hemen size uzun bir yapılacaklar
listesi çıkarayım, üzerime yoktur! Bununla birlikte şunun farkında olmak
gerekiyor; her şeyi, hemen, bugün halledeyim derseniz orada durun
bakalım! Bu gerçekçi değil! Tek seansta kesin çözümler bana hiçbir zaman
inandırıcı gelmemiştir.
Zaman, içinde büyüyüp
genişleyebileceğimiz ya da içinde küçülüp kaybolabileceğimiz bir
boyuttur. Bunu iyi anlamak gerek! Bir hedefe doğru ilerlerken
çeldiricilerle karşılaşırız. Bunun farkında değilsek tıpkı Kırmızı
Başlıklı Kız gibi kendimizi kurdun midesinde bulmak işten bile değildir.
Oradan geçmekte olan avcının insafına kalırız!
Şeytan’ın
(nefis) desteğini alan, kredi kullanmıştır ve bunun bir geri ödemesi
mutlaka olacaktır. Erdem, yavaş ve emin adımlarla yürürken çeldiricileri
fark etme şansı kazananların anladığı sırdır. Bundandır ki acele işe
şeytan karışır ve o hakkım dediğini söke söke alırken kimlerin hakkını
çaldığını çok sonra anlayacaktır.
14 Haziran Cuma Mars (yengeç)- Neptün (balık) üçgeni (09:11) ve Mars (yengeç)- Satürn (oğlak) karşıtlığı (18:49)
"şiddet
kurbanı olmak, güç yanılsaması, gücün yanlış anlaşılması, ezilenler
adına mücadele, pasif saldırganlık, idealleri hayata geçirmek, yoldan
çıkarma, taciz, cinsel fanteziler" (Mars- Neptün)
"savaşma korkusu,
otorite adına veya otoriteye karşı mücadele, rekabet korkusu,
dayanıklılık ve cesaret sınavları, egemenlik ve tahammül, cinsel
hakimiyet, ağır iş cezası, çalışma yükümlülüğü, ağır metal" (Mars-
Satürn)
"ya değilsem"
Ben çok güçlüyüm! Nedir seni güçlü
kılan? Girdiğim her savaşı kazandım! Nasıl savaşlardı bunlar? Beni
öldürmek istediler, canımı yakmak istediler, benden çalmak istediler,
beni değersizleştirmek istediler, asla izin vermedim! Bu sana ne
kazandırdı? Onur! Neydi böyle insanlarla karşılaşmana sebep olan hiç
düşündün mü? Kaderim! Savaşma isteğin olabilir mi? Nasıl yani? Savaşmak
istediğin için savaşabileceğin kişileri seçmiş, dahası onlarla olan
ilişkini bir savaş haline getirmiş olabilir misin? Ne saçmalıyorsun sen?
Sadece soruyorum. Çok aptalsın. Belki de; bununla birlikte ya değilsem?
16 Haziran Pazar Merkür (yengeç)- Neptün (balık) üçgeni
(14:42), Merkür (yengeç)- Satürn (oğlak) karşıtlığı (17:00) ve Jüpiter
(yay)- Neptün (balık) karesi (18:21)
"ilham veren sözcükler,
akılcı olmayan zihin, yaratıcı düzenlemeler, çomak sokan fikirler,
bilginin çarpıtılması, gerçeklerin idealize edilmesi, kolektif zihne
sızma" (Merkür- Neptün)
"otoriter sözcükler, dille ilgili engeller,
olumsuz düşünceler, zihin hakimiyeti, zor yolla öğrenme, kişinin
düşüncelerini tanımlaması" (Merkür- Satürn)
"büyük hayaller, abartılı fanteziler, mistik deneyimler, büyük kaçış, spiritüel ego, denizdeki kaşifler" (Jüpiter- Neptün)
"az hoşbeş"
Hayatı
çok seviyorum! Neden? Çünkü bana ilham veriyor! İlham mı veriyor, ne
için? Yazmak için, çizmek için, çalıp söylemek için; aslında bunlar işin
bahanesi, yaşamak için! Yaşamak için ilham mı veriyor? Evet! Bundan
dolayı mı seviyorsun hayatı? Evet, beni düşündürüyor, düşündükçe yeni
keşiflerin içinde, daha önce hiç hissetmediğim duyguların içinde
buluyorum kendimi, bu hissedişimi de değiştiriyor. Küçük bir çocuk
gördüğümde, bir kedi bacaklarıma sürtündüğünde, bir karga yüzüme
baktığında, bir anne ile çocuğunu gördüğümde, bir adam bir çocukla el
ele yürüdüğünde, daha farklı şeyler hissediyorum.
Tuhaf bir
adamsın sen, dünyada bir sürü kötü şey oluyor, ne kadar acı var
yeryüzünde, haberin var mı? Olmaz olur mu? Bununla birlikte güzel şeyler
de var. Acılar, mutluluklar; birbiri içinden yükseliyor. Bir gün
insanlar yukarıya çıkmak için aşağı inmek zorunda kalmayacak, buna
inanıyorum. Neyden eminim biliyor musun? Neyden? Hiçbir acının sonsuza
dek sürmediğinden... Buradan giderken, hiçbirini yanımızda
götürmediğimizden... Buradan giderken çantamızda sadece güzel şeylerin
kalacağından... Bir çantayla gidiyoruz yani... Ya da neyse... Öf,
karıştırma kafamı...
İyi ki sohbet edebildik bugün seninle! Ne
güzel şeyler hatırlattın bana! Pollyanna mısın sen? Değilim, sadece
hislerine kulak veren biriyim ve iyi hissettiğimi fark ettim. Buna
vesile olduğun için teşekkür ederim.
... (sessizlik) Gülümsüyor musun sen? Tuhafsın işte!
18 Haziran Salı Satürn (oğlak)- Neptün (balık) sekstili (14:46) ve Merkür (yengeç)- Mars (yengeç) kavuşumu (19:04)
"sınır
ötesi, sorumluluğunu almamak, kontrolü kaybetme korkusu, otoritenin
idealize edilmesi, otoritenin temelini oymak, arınma ve rafine olma
dersleri, suçluluk ve zararı karşılama" (Satürn- Neptün)
"iddialı
iletişim, keskin ve hızlı düşünme, rekabetçi düşünceler, kardeşler arası
çekişme, düşünceyi eyleme geçirme" (Merkür- Mars)
"zamanı yönetmek"
Hiçbir
şey yapasım yok! Ne yapasın yok mesela? Kalkıp da şu işleri halledesim
yok! Hangi işleri? Yapmam gerekenler! Ne yapman gerekiyor? Dalga mı
geçiyorsun? Hayır, soruyorum sadece, anlatmazsan nasıl bilebilirim?
Şunlar işte, ....
Ne seni durduran? Yapmak zorunda hissediyor olmak!
Diyelim ki yapmadın, ne olur? Eninde sonunda yapacağım. Yapman sana ne
katacak? Şu, şu, şu... Tüm bunlar sana nasıl hissettirir? İyi
hissettirir. Tüm bu dediklerini yapman için ne kadar zamana ihtiyacın
var? Şu kadar. Ne zaman başlamak istersin. Bilmiyorum. Bugün yapma
mesela! Bitmez ki o zaman!
Ne zamana yetiştirmen lazım? Şu zamana...
Öyleyse yarın şu kadar saatini buna ayırırsan bu iş tamam! Evet. Bugün
dinlen hadi! Hatta öyle iyi hissettirecek, erteleyip durduğun bir şeyi
yap ki keyfin yerine gelsin! Öyle mi diyorsun? Evet, neden olmasın!
Sen
ne yaptın şimdi? Sadece zamanla daha bilinçli bir ilişki kurmana
yardımcı oldum. Zamanı yönetmek, yapamadığın şeylerin pişmanlığını
taşıyarak daha çok vakit kaybetmekten çok daha iyidir. Dinlenmeye
ihtiyacın varsa dinlen! Ardından asla üstesinden gelemeyecekmişsin gibi
görünen birçok şey çok daha kolay gelecektir. Sen köle değilsin, kendi
yaşamının efendisisin. Hepimizin sorumlulukları var, aksi mümkün değil.
Kendinle ve zamanla daha iyi bir ilişki kurduğunda, her şey yerini
bulacaktır.
19 Haziran Çarşamba Merkür (yengeç)- Pluto (oğlak) karşıtlığı (13:55)
"bilginin
gücü, dilin gücü, öldürücü sözcükler, gizli bilgi, araştırmacı, zehirli
kalem, iletişim yoluyla sabotaj, toplumun karanlık düşünceleri"
(Merkür- Pluto)
"yeri, göğü bilmek"
Toplumu bilmek, insanın en
ilkel boyuttaki dinamiklerini bilmektir. İnsanı bilmek, kendine daha
tarafsız bakabilmektir. Hikayenin başlangıcını bilmek, nasıl sürdüğünü,
nereye vardığını, nasıl vardığını...
Ensemizde kim vardır? Ölüm
vardır, güç vardır, güce sahip olan, gücümüz olabileceğine inandığımız
vardır. "Ben giderim, adım kalır." diyen Aşık Veysel, geride
bırakacağının ne olduğunu düşünmüş müdür yoksa sadece kalbine mi kulak
vermiştir?
Kalp bizi yanıltmaz. Yeter ki kalp ile nefis birbirine
karışmasın! "Akıl ülkesinin bittiği yerde gönül ülkesi başlar." diyen
Pascal! Öyleyse aklıselim (sağduyu) ile hareket etmeyenin kalbi,
karanlığına açılmış kapıdır ve oradan etrafa saçılanlar, kendi
canavarlarıdır. İnce bir çizgi... "Nefsini bilen Rabbini bilir."
Nefis, bahsettiğimiz canavardır, başka bir deyişle vahşi hayvan;
ehlileştirdiği ya da ona yem olduğu... Rab, efendi demektir. Kendi
kendisinin (nefsinin) efendisi olmayan (kendini bilmek); yeri ne bilir,
göğü ne bilir? Yeri, göğü bilmeyen; sevmeyi, sevilmeyi ne bilir?
Öylesine ne denir?
20 Haziran Perşembe Mars (yengeç)- Pluto (oğlak) karşıtlığı (06:26)
"ölümüne savaşmak, hayatta kalma mücadelesi, kazanmaya zorlama, gücün dayatılması, cinsel güç, örtülü öfke" (Mars- Pluto)
"Tanrının kalbi"
Herkesi
kandırabilir insan! Kendini kandırabilir mi? Vicdan dediğimiz, doğarken
başımıza dikilir ve son nefesimize kadar varlığımıza bekçidir. Öyle
anlar gelecektir ki sağ yanımıza iyi melekse sol yanımıza kötü melek
dikilecektir. Kötü melek bize nefsani düşler gösterecektir. İyi melek,
erdem yoluna işaret edecektir.
İki yol! İkisi de aynı yere
çıkacaktır; bununla birlikte insan o an bunu bilemeyecektir. Ya nefsine
yenilecek, gördüğünün bir serap olduğunu fark edene kadar çamur içinde
yüzecektir ya da erdemli (ışıklı, akıllı) bir yol izleyerek son nefesini
verirken büyük ışığa (ortak akla) yürüyebilecektir.
Kaybetmekten
korkanlar ile kaybetmenin yoldan başka bir şey olmadığını anlayanların
yolu, bir yerde kesişecektir. Buradan herkes kol kola bir diğer dünyaya
geçecektir. Kimse kimseden daha özel değildir. Burası işbirliği yeridir.
Sağdan, soldan... Ayrımların sona erip sevgi dediğimiz bir tek ışığın
baki kaldığı yer, Tanrının kalbidir. Savaş, burada sona erecektir.
21 Haziran Cuma Neptün Gerilemesi (balık) Başlıyor (17:55) ve Güneş Yengeç Burcuna Geçiyor (18:54)
"kahin, hayalperest, deli, içkici, mistik, kurban, vizyon sahibi" (Neptün)
"mistik, hayalci, şair, pandomimci, kahin, hayırsever" (balık)
"eski defterlerin açılması, yarım kalan işleri tamamlama" (geri hareket)
"kral, kahraman, baba, şef" (Güneş)
"anne, tedavici, görülmez insan, şair" (yengeç)
"his denizinde seçilip beğenilip alınanlar"
Hayale
daldım. Bir zaman, bir mekan, birkaç insan ve yeri, göğü yaratan...
Tanrıyla yaptığımız işbirliğidir yaşam! Hiç buradan bakmış mıydınız?
Engelleri koyan, engelleri kaldıran... Yavaşlatan ve hızlandıran...
Vazgeçmeyen... Güneş’in etrafında dansını sürdüren... Bir hayal olan ve
bir gün o gemiye binip limandan ayrılan...
Tanrının gördüğü rüya mı
insan? Yok oluş mu içinde gerçeğin doğuşunu saklayan? Karanlık, tüm
bilginin kaynağı mıdır? Hayat bize ona sorduğumuz soruların cevabını mı
verir? Ne sordunuz bugün ona? Hangi rüyayla açtınız gözlerinizi günün
ışığına? Umudum var aslında, ummadıklarıma da kapamadım kalbimi, benden
daha fazlasını düşünen birileri vardır belki sonsuzluğun kuytularında...
Aile, anne, baba, kardeş, akraba, doğduğun topraklar, ilk
arkadaşlıklar, bir an görünüp kaybolmuş gibi zihnimizin çok gerisinde
kalmış olanlar... Kalbimizi kıranlar ve hala acıdığını unuttuklarımıza
şifa olanlar... Yaşam... Yaşayanlar... Yaşatanlar... His denizinde
seçilip beğenilip alınanlar... Gelip giden yolcular... Bizi bizimle
buluşturanlar... Vaktidir.
23 Haziran Pazar Venüs (ikizler)- Jüpiter (yay) karşıtlığı (19:44)
"geniş ve engin duygular, iyi hayat, zenginlik, anlama değer verme, zevki Tanrı kabul etme" (Venüs- Jüpiter)
"kendini sonsuz zannetme"
Sevmek,
her şeyin başladığı yere geri dönmek demektir. "Yaratılanı severim,
Yaradan’dan ötürü." (Yunus Emre) Var edeni görmek, var olana başka bir
gözle bakmak demektir. Tanrının gözüyle bakmak, yaratıcının gözünden
yaratılanın sakladığı sırra şahit olmak...
Gördüklerimiz, ancak
onları büyük resimde bir yere koyabildiğimizde anlam taşır. Simsiyah bir
tablo düşünebiliyor musunuz? Bununla birlikte renklerin dans ettiği bir
tabloda, siyah dokunuşlar, büyük anlam taşır. İşte yaşam okyanusundaki
dalgaları da böyle görmek gerekir.
Sevmek, ortalık süt liman
olduğunda değildir. Sevmek, fırtına sonrası doğacağından emin olduğumuz
güneştir. O güneş, haddini bilir. Değilse var olan her şey kendini
sonsuz zannedecektir ki değildir.
24 Haziran Pazartesi Venüs (ikizler)- Neptün (balık) karesi (12:58)
"romantik
aşk, hayal kurmaktan keyif almak, güzel sanatlar, gizli ilişkiler,
masallardaki gibi aşklar, idealleştirilmiş güzellik" (Venüs- Neptün)
"doğduğu yeri öncesi"
Sevgi,
nedir? Sevgi, bizleri bir arada tutan; bize birbirimizi, neyin bizi
buluşturduğunu hatırlatan gerçektir. Sevginin tanımı yoktur. Sevginin
gereği de yoktur. Sevmenin yeryüzünde yaşayan insan sayısı kadar yolu
vardır. Herkesin kendi yolunun farkına varması, kendinin farkına varması
demektir.
Sevgi bizi kendimize götürür. Sevgi bizi dünyaya getirir.
Sevgi bizi Tanrıyla buluşturur. Öfke de sevgidendir, korku da; bununla
birlikte öfke sevgi değildir, korku da... Sevgi, akıl ile buluştuğunda,
olgunluk ve anlayış; nefis ile buluştuğunda öfke ve korku olur.
Sevmek,
her şeyi, doğduğu yerin öncesiyle buluşturmak demektir. Kendimizi, bir
şeyin özündeki bilgiye açmak! Bunun ne olduğunu anladığımızda, cevap
belirecektir.
25 Haziran Salı 3⁰ Koç 34’ Son dördünü (12:46)
"savaşçı, öncü, gözüpek, paçayı kurtaran, hayatta kalan" (koç)
"kaderin zihinsel farkındalığı" (Son dördün)
"Hissin kaynağını bulmak!"
Savruluyor
muyuz? Aradığımızı bir türlü bulamıyor muyuz? Acelemiz mi var? Sabırsız
mıyız? Tahammülsüz müyüz? Zaman da su gibi akıp gidiyor mu? Bir yerden
başlamak isterken nereden başlayacağımızdan emin değilsek, bunun için
doğru vakit şimdi olmayabilir! Öncesinde yapılacak başka şeyler
olabilir, onlara odaklanın. Ne zaman hazır hissediyorsanız, o zaman atın
adımınızı! Bereketin tohumu budur.
Arkamızdan atlı mı kovalıyor?
His, önemlidir. Hangi hisle yola çıktığımız, yolculuğun akıbetine dair
fikir verir. İyi hisler, kötü hisler değil de iyi gelenler, iyi
gelmeyenler vardır. Acele ediyor olmak, ya erken ya da geç olana
işarettir. Tam vaktinde diyebilmemiz için, önce vaktin neyin vakti
olduğunu çözmemiz gerekir. Sır tam da burada çözülecektir. O zaman su
akıp yolunu bulabilir.
Dikkat çeken vurgular:
Sentez burç yengeç
Yükselen düzenleyicisi Merkür ile Ay düzenleyicisi Mars kavuşum (10. ev)
Ay- Kiron kavuşum (7. ev)
Gölge burç aslan
Değişken burçlarda T- kare (Jüpiter, Neptün, Venüs)
27 Haziran Perşembe Merkür Aslan Burcuna Geçiyor (03:19) ve Güneş (yengeç)- Uranüs (boğa) sekstili (20:45)
"izci, yerel rehber, tüccar, kaşif, haberci, katip, denizci" (Merkür)
"kral (kraliçe), oyuncu, çocuk, soytarı" (aslan)
"yenilikçi,
asi, köktenci, özgürlük ve bağımsızlıkta ısrar, gerçeğin önemi,
eşsizlik ve özgünlükten gurur, değişimin dirençle karşılaşması" (Güneş-
Uranüs)
"yaşamı yaşanılır kılmak"
İçindeki çocuğu özgür bırak!
Biraz saçmalamanın kime ne zararı dokunabilir ki? Belki de değişimi
başlatacak olan budur. Varlığının farkında olmadığın o ışık! Hadi biraz
delilik! Burada olmaman gerektiğini biliyorsan nerede olman gerektiğini
de biliyorsun demektir. Orada ol! Oradan bak buraya ve nereye doğru
devam etmek istediğine karar ver!
Belki ayakların seni oraya
götürmeye başlamıştır bile! İzin ver! Farklı bir deneyim, farklılaşacak
her şeyin de habercisidir. Sen kendine bu şansı vermediğin müddetçe
göğsünden çıkmaya çalışan o kuş, seni yormaktan öteye gidemeyecektir.
Halbuki onun kanatlanması, senin yaşamı yaşanılır kılman demektir. Şimdi
tam vakti!
Dosta selam
olsun,
Hüseyin Akdağ
Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime
geçebilirsiniz:
0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com
Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu,
dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde
birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç
dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında
ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya
bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve
kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve
ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.
|