Yurt içi ve dışı iletişimin yoğunlaşacağı bu süreçte günlük sorunlara daha geniş bir açıdan bakabilir, ileriye yönelik olumlu düşünceler içerisinde olabiliriz. Ancak bu konumda Yay’a özgü gölge diye niteleyebileceğimiz yıkıcı özellikler Merkür’ün tüm fonksiyonlarında kendini gösterebilecektir. “Ben bilirim”ci tepeden bakan tavır, vaaz vererek konuşma, bilgi konusunda kibir ve lütufkarlık, diğerlerinin bilgilerini küçümseme, dinleme ve yaşamın önemli ayrıntılarını algılama konusunda dikkatsizlikler yaşanabilir. Abartıdan, aşırı iyimserlik, hoşgörü ile gerçekçi olmayan değerlendirmeler yapmaktan kaçınmak da gerekiyor. Nerede susup, nerede dinlememiz gerektiğini bilerek hareket etmekte yarar.
2 Aralık’ta Terazi burcundaki Venüs’ün Yay burcunda ilerleyen Jüpiter’e vereceği uyumlu açıyla kendimizi daha neşeli, dışadönük, sosyal ve uyumlu hissedebilir, ilişkiler konusunda iyimser yaklaşımlarla hareket edebiliriz. Jüpiter, 25 Kasım 2006’dan bu yana kendi yönettiği burçta sürdürmekte olduğu yolculuğunu 19 Aralık itibariyle sona erdirecek. Gerek Jüpiter’in, gerekse de Venüs’ün kendi yönettikleri burçlarda bir arada olmaları bize ilişkiler konusuna daha geniş bir açıdan bakabilmek için fırsat tanıyacaktır. Artık işimize yaramayan ve bizi mutlu etmeyen ilişki modellerimiz üzerinde düşünüp, onlardan özgürleşme zamanımız gelmiş olabilir.
3 Aralık’ta Terazi’deki Venüs, Yay’da devinimini sürdüren Plüto’ya vereceği uyumlu açı ile aynı temayı devam ettirecek. İlişkiler üzerinde derinleşip, gereken dönüşümü yapabilecek güce sahip olduğumuzun farkına varabileceğiz. Bunun sonucunda eski duygusal bağımlılıklarımızdan kurtulabilir, bizi ileriye götürmeyecek ilişkilere bir son verebiliriz. Derin ve anlamlı, büyütücü ilişkilere açık olabilmek için, duygusal tatmin ve yakınlıklar ile ilgili alma-verme, ilişki kurma alışkanlıklarımızı gerçekçi bir şekilde değerlendirebilme şansına sahibiz. Öte yandan Plüto’nun yönlendirici, güç savaşlarına açık yönünü ilişkiler konusunda hissettirebileceğine de dikkat çekmek gerekir.
5 Aralık 15.30 itibariyle Venüs, yönetiminde olan Boğa burcunun tam karşısında bulunan Akrep’e girerek, 30 Aralık’a kadar bu burçta ilerleyecek. İlişkilerde kıskanç, sahiplenici ve takıntılı taraflarımız su yüzüne çıkabilir. İlişkiler konusunda günlerdir süren hesaplaşmaları tetikleyen bu dinamikler sonucunda sevgi, duygusal yakınlıklar ve değer sistemimiz ile ilgili olarak kendi karanlıklarımıza inip önemli kararlar alabiliriz. Sevgide tutku ve tensellik, manipülasyonlar gündeme gelebilir.
6 Aralık’ta Merkür, Başak’ta bulunan Satürn’e gerilimli bir açı vererek bizleri iletişim veya seyahat konularında küçük detayların atlanması sonucu gecikmeler veya zorluklar yaşatabilir. Hayal kırıklığının yarattığı karamsar bir zihinsel durum ortaya çıkabilir.
7 Aralık’ta Yay’daki Güneş, Balık burcundaki Uranüs’e gerilimli bir açı veriyor. Eski inanç ve alışkanlıklar yıkılarak yerini yenilikçi ve dinamik bir enerjiye bırakabilir. Beklenmedik, sıra dışı, radikal değişikliğe işaret eden olaylar yaşanabilir. Uranüs’ün 24 Kasım itibariyle, doğrularak yoluna devam etmesiyle kazandığımız yeni farkındalıklar ile düşlerimiz ve ideallerimizin ne kadar gerçekçi olup olmadığını göreceğiz.
8 Aralık’ta Yengeç burcunda geri gitmekte olan Mars, Başak’taki Satürn ile gerilimli açı içerisinde olacaklar. Öfkenin içe yönelmesi veya korku nedeniyle harekete geçememek söz konusu olabilir. Kendimizi kısıtlanmış, plan ve programı bozulmuş hissedebiliriz. Bu enerji çocukluk koşullanmışlıklarımızla edindiğimiz bazı davranış kalıplarının artık işimize yaramadığını fark ederek bizden beklenenler yerine istediklerimizi yapmaya yönelmemizi de sağlayabilir. Mars’ın Yengeç gibi kırılgan ve hassas bir burçta geri gidişi yoğun duygusallık içerir. Dolayısıyla, eski ve artık işe yaramayan duygusal modellerden bizi mutlu edecek olanlarına yönelme zamanı gelmiş olabilir. Başak’taki Satürn bizi çeşitli deneyimlerle bu konuda sınayarak, ruhumuzun gerçekten neye ihtiyacı olduğunu anlamamıza yardım edecektir.
9 Aralık’ta Yay burcunda bir Yeniay deneyimleyeceğiz. Kişisel doğum haritalarımızda Yay burcu hangi alanı yönetiyorsa, orada bir ay boyunca hareketlilik ve yeni başlangıçlar bekleyebiliriz. 5 gezegenin birden Yay burcunda toplanmış olması yaşamımızda istediğimiz değişiklikleri veya yenilikleri yapabilmemizi kolaylaştıracak.
10 Aralık’ta ise Yay burcundaki Merkür, Balık burcunda hareket etmekte olan Uranüs’e gerilimli bir açı verecek. Bu ay boyunca yaşanacak hemen her gökyüzü hareketi içimizde, en derinlerimizde gömülü kalmış dinamikleri tetikleyerek eski inanç ve düşünceleri değiştirme zamanın geldiğine dikkat çekiyor. Uranüs bazı gerçekliklerle şok edici bir şekilde yüzleşebileceğimize işaret ederken, bilinen gerçekleri daha farklı bir gözle görebilmemizi de sağlayacak. Karşımızdakini dinlemede sabırsızlık, konuşmada hızlılık nedeniyle iletişimde sıkıntılar yaşanabilir.
11 Aralık hepimizin işaretlemesi gereken özel ve önemli bir gün. Yay burcunda 21.11 itibariyle 28 derecede Plüto ve Jüpiter kavuşum yapacaklar. Diğer bir deyişle, ruhun gelişimiyle ilgili olan her iki gezegen de eşzamanlı bir şekilde hareket edecekler. Jüpiter ile Plüto kavuşumu her 12/13 senede bir gerçekleşir. En son bu kavuşumu 1 Aralık 1994’te 28 dereceyle Akrep burcunda deneyimlemiştik. Bir sonraki kavuşum ise 29 Mart, 23 Haziran ve 8 Kasım 2020’de Oğlak burcunda 22/24 derecelerde yaşanacak.
Akrep burcunda gerçekleşen geçen kavuşumda Plüto yönettiği burçta olduğu için daha etkinken, bu kez Yay’da buluşan iki önemli gezegenden Yay burcunun yöneticisi Jüpiter daha etkili gözüküyor. Yay burcu ve Jüpiter din, inanç ve felsefelerde anlayış, hoşgörü ve iyimserliği ifade ettiği için bunu daha umut verici bir enerji olarak değerlendirmek mümkün. Her iki gezegen de Oğlak burcuna doğru ilerlerken bilincimizi evrensel anlayışlara, geleceğe ve yeni somut gerçekliklere açmaya hazırlanıyorlar.
11 Aralık’ta Yay’daki Güneş, Kova’da bulunan Neptün’e uyumlu bir açı veriyor. İçe yönelmek, anlayış ve farkındalığımızı derinleştirerek vizyonumuzu genişletmek, daha kabullenici olmak için ideal bir zaman.
12 Aralık’ta Akrep’teki Venüs, Başak burcundaki Satürn ile uyum içinde olacak. Sorumluluklarımızı bilerek, hedeflerimize doğru adım adım ilerleyebilmek için gereken enerji mevcut. Burçlar kuşağının adeta dedektifi olan araştırmacı Akrep’teki Venüs ve hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmayan, sıkı gözlemci Başak’taki sabırlı, çalışkan Satürn ile uyum içinde çalışınca, yaşamımızda gerçekleştirmemiz gereken değişim ve dönüşümleri nerelerde ve nasıl yapabileceğimize yardımcı olacak.
13 Aralık’ta ağzımızdan çıkan her söze dikkat etmekte yarar var. Yay’daki Merkür Kova’daki Neptün’e uyumlu açı veriyor, ancak Yay’a özgü abartı ve hoşgörü ile altından kalkmakta güçlük çekeceğimiz sözler verme eğiliminde olabiliriz. Sezgisel aklımız ön plana çıkarken hassas bir farkındalık sonucu yaratıcı işlerde başarılar elde etmemiz mümkün. Öte yandan yıkıcı kullanımıyla karmaşık ve belirsiz düşünme, yararsız araştırmalarla vakit geçirip kendimizi aldatmaya bağlı yargı hatalarına düşmemeye özen göstermeliyiz.
17 Aralık’ta Merkür’ün, Güneş ile Yay burcunda birleşmesiyle bir çeşit Yeniay gibi algılayabileceğimiz bir enerji ortaya çıkıyor. Zihinsel aktiviteyi arttıran, içsel veya dışsal yolculuk fırsatları getiren bu birleşimde yepyeni felsefi derinliklere ulaşabilir, bakış açımızı genişletebiliriz. Seyahat şirketleri veya medya ile ilgili bazı gelişmeler de gündeme gelebilir. Aynı gün su gruplarında Akrep’teki Venüs, Balık’taki Uranüs ve Yengeç burcunda geri gitmekte olan Mars’ın yaratacağı fayda, fırsat ve şans getiren bir büyük üçgen oluşacak. Venüs-Mars açısıyla yakın ilişkilerde yeni duygusal modeller geliştirirken, Uranüs ile de karşımızdakinin bakış açısını anlamayı, onun özgünlüğüne ve farklılığına duyarlı olmayı deneyimleyeceğiz. Bu ay ilişki dersleriyle geçeceğe benziyor.
18 Aralık 22.12’de Jüpiter, artık Oğlak burcunda. 5 Aralık 2009’a kadar sürecek olan yepyeni bir döneme giriyoruz. Bir ateş grubundan toprak grubuna geçen Jüpiter, bizi yepyeni gerçeklikler ve anlayışlara taşıyacak. Jüpiter’e özgü inanç, iyimserlik ve idealleri görev ve sorumluluk duygusuyla başarmak söz konusu. Olgunlaşıp kendimize özgü hedeflerimizi adım adım gerçekleştirdiğimizde hayatı daha anlamlı bulabileceğiz. Yaşamın doğal akışına güvensizlik, hayat görüşünde sınırlar, tutuculuk, fanatizm ve modası geçmiş standartlara saplanıp kalmak bu konumun gölge yönlerinden.
19 Aralık’ta Satürn Başak burcundaki durağan halinden çıkıp 2 Mayıs 2008’e kadar geri gidecek. Mars’ın Yengeç’te geri gidişi, Jüpiter’in Oğlak burcuna yaptığı taze başlangıç ve Satürn’ün Başak burcunda geri gitmeye başlaması yaşamlarımızda pek çok açıdan ilginç bir döneme işaret ediyor. Seyahate çıkacaksak çok iyi planlamamız ve organize olmamız gerek. Aksi takdirde atlanmış birkaç küçük ayrıntı yüzünden sıkıntı yaşamamız olası. Esnek olmalı ve değişen koşullara ayak uydurmaya çalışmalıyız. Öte yandan, bizden farklı düşünen insanlara karşı daha anlayışlı ve hoşgörülü davranmamız gerektiğini hatırda tutmak gerekiyor. Balık-Başak aksı sağlık konularını gündeme getirir. Başak’ta geri gitmeye başlayacak olan Satürn dikkatimizi yeniden bu konulara çekebilir.
20 Aralık’ta Merkür 16.43’te Yay burcuna giriyor. Aynı gün Güneş ve Merkür Plüto ile kavuşum halinde olacak. Zihnimizin sınırları yeni ufuklara doğru genişlerken, bir yaşam felsefesi oluşturacak şekilde daha derin ve farklı düşünebileceğiz.
22 Aralık’ta Güneş’in 08.08 itibariyle Oğlak burcuna girmesiyle kış gündönümü başlıyor. Oğlak burcu kendine özgü hedefleri olan ve onlara adım adım sabırla ilerleyen, dünyada kalıcı bir şeyler başarmak ve itibar kazanmak isteyen insanların burcu. Ancak aşırı tedbirli olması riski göze alıp hedeflerini gerçekleştirmesine ket vurabilir. Planlı, programlı, organize, hırslı, ciddi ve mesafelidir. Hedeflerine ulaşabilmek için kendini disipline edip yönlendirmesi gerekir. Oğlak bir doğum haritasında 10. evi yönetir. Burası ruhun yaşam yolunda bulduğu anlamı pratik yaşama uygulayacağı alandır. Zirveye tek başına tıpkı bir dağ keçisi gibi tırmanırken karşılaşacağı zorlukların bilincindedir. Kendisiyle ve asıl duygularıyla bağlantısı kesilirse, soğuk ve duygusuz bir izlenim verebilir. Doğal yalnızlık özelliği kimsesizliğe dönüşebilir. Güvensizliklerini çok güvenliymiş gibi gözükerek, saklayabilir. Kendisini korumak isterken kaskatı bir duruş sergilemesi mümkündür. Oğlak otoriteyi temsil eder. Bir Oğlak burcu insanının önce kendi hayatının otoritesi olup, kendi hayatının dümeninde olması gereklidir. Aksi takdirde, başkalarının hayatını kontrol edip onların hayatının otoritesi olmaya kalkar. Karamsarlık, hayata karşı aşırı temkinli ve korku dolu yaklaşım, her zaman doğruyu yapma takıntısı yıkıcı yönlerindendir. Bu hayatta öğrenmesi gerekenler ise, kendisine göre amaç ve hedefler saptamak ve o hedeflere disiplinli bir şekilde yönelmek, gerekirse tek başına yol almak ve kendisini gerçekleştirmektir.
24 Aralık’ta 1 derece ile Yengeç burcunda yaşanacak Dolunay ile 14 Temmuz Yeniay’ında yaşanan konularla ilgili tamamlanma ve sonuca ulaşma süreci ile bu ayı kapatıyoruz.
|